tatlidede

Pınar Kür kimdir? Pınar Kür kitapları ve sözleri

Yazar, Öğretim Görevlisi Pınar Kür hayatı araştırılıyor. Peki Pınar Kür kimdir? Pınar Kür aslen nerelidir? Pınar Kür ne zaman, nerede doğdu? Pınar Kür hayatta mı? İşte Pınar Kür hayatı...
  • 19.02.2022 16:00
Pınar Kür kimdir? Pınar Kür kitapları ve sözleri
Yazar, Öğretim Görevlisi Pınar Kür edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Pınar Kür hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Pınar Kür hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Pınar Kür hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 15 Nisan 1945

Doğum Yeri: Bursa

Pınar Kür kimdir?

Pınar Kür (d. 15 Nisan 1945, Bursa) Türk yazarı. Lisans eğitimini Queens College ve Boğaziçi Üniversitesinde tamamladıktan sonra Sorbonne Üniversitesinde Karşılaştırmalı Edebiyat üzerine doktora yaptı. "Bitmeyen Aşk" adlı romanı "müstehcenlik" gerekçesiyle toplatıldı. İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller okulunda ingilizce okutmanı oldu. Şu anda Bilgi Üniversitesinde Medya ve İletişim Sistemleri bölümünde öğretim görevlisidir.

Pınar Kür Kitapları - Eserleri

  • Asılacak Kadın
  • Sadık Bey
  • Bir Cinayet Romanı
  • Akışı Olmayan Sular
  • Bitmeyen Aşk
  • Yarın Yarın

  • Bir Deli Ağaç
  • Cinayet Fakültesi
  • Küçük Oyuncu
  • Sonuncu Sonbahar
  • Hayalet Hikayeleri

Pınar Kür Alıntıları - Sözleri

  • Paydos saati diye bir şey kalmamıştı- hele hele son yıllarda. İşinde ilerlemek isteyen herkes gereğinden fazla çalışması, en azından öyle görünmesi gerektiğini biliyor, gözü saatte, beklediğini çaktırmıyordu. (Sadık Bey)
  • ... Sevinç değildi aradıkları. Sevinç nedir biliyorlar mıydı? Kendi çocukluğunu anımsadı uzaktan - özlem - siz, acısız bir anımsama. Tüm başka bir çocukluk ama hep aynı sevinçsizlik. Mutluluğu bilmediği için mutsuz olmayan, ama gene de gülemeyen bir çocukluk. (Yarın Yarın)
  • Düşünce özgürlüğünü bir kavram olarak bile ortadan kaldırmanın en iyi yolu, düşünmeyi bilmeyen kuşaklar yetiştirmektir. (Asılacak Kadın)
  • İçimde en ufak bir sevgi kıpırtısı var mı diye yokluyorum kendimi.Yok, hayır.İlginç olan nefret bile duymuyorum.O derece hissizleşmişim ona, öylesine silmiş bende kendini. (Bitmeyen Aşk)
  • Tüm bildiklerini ağaca anlattı kız . Ağaç delirdi . Yıllar var uğraşıyor güneşe tırmanacağım diye . Çevresini saran duvarları yeneceğini sanıyor. Deli bir ağaç bu . (Bir Deli Ağaç)
  • Kızı en içten, en derin iç dökmelerindr bile ancak kendi kendine bağışlattığı şeyleri açıklar. (Küçük Oyuncu)

  • Aynı evde oturan insanların birbirlerini öldürmeleri o kadar kolay ki... (Bir Cinayet Romanı)
  • Gözlerini şu maviden ayırabilse dönüp gidecekti. Ama bu kez martılara takılmıştı. Bir de çok uzaklarda, tıpkı martılar gibi su yüzünde bir yükselip bir konan ufak motora. İçindekini ya da içindekileri seçemiyordu durduğu yerden. Her an iki yanında meydana geliverip yiten sudan tepecikler gerçekten göz alıcıydı. (Yarın Yarın)
  • Bütün mesele hayatı elden geçirebilmek... (Sonuncu Sonbahar)
  • “Geçmişinden gururu , geleceğinden umudu olmayan bir adam tek başına rakı masasında otururken hangi şarkıdan medet umar?” (Sadık Bey)
  • “Korkmuyorum artık. Yani kızmıyorum. Yani kızıyorum ama o ilk günkü gibi delice degil. Akıllıca. Ne yapacağını bilenlerin sabırlı kızgınlığı var içimde.” (Asılacak Kadın)
  • İlk kez zeki bir kızla karşılaşmış olmanın kıvancı içinde ama aslında kızın zekasına değil, hatta o zekanın aynası olduğuna inandığı acayip yeşil gözlerine bile değil, minicik memelerini düşünerek gülmüştü. Ceviz gibi, derdi o zamanlar. Ceviz gibi memelerin nesi güzeldi acaba? Şimdi sorsalar bilemezdi. (Yarın Yarın)
  • Bazı şeyler öyle plansız oluyor - ya da bizim bilmediğimiz, ilerde irdemeye çalışsak da çözemeyeceğimiz başka bir plana uygun olarak gelişiyor. (Cinayet Fakültesi)

  • Bu adam, ortaokulda mazur görülebilecek bir tutkuyu nerdeyse hayat boyu sürdürerek kendi çapında üstün bir salaklık mertebesine ulaşmış, hepsi bu. (Sonuncu Sonbahar)
  • Ben hamalsam sen de mi hamalsın. Onlar aptalsa sen de mi aptalsın? (Küçük Oyuncu)
  • " Yeryüzünde benden başka canlı yoktu sanki . Çakmağımı çakmak , derin bir soluk almak bile yersiz , gereksiz , belki de sakıncalı bir gürültü çıkarmak olacaktı ." (Bir Deli Ağaç)
  • "Sevmek, her şeyi feda etmek değil. Tam tersine. Feda etmemek! İnsan kendisi olmaktan vazgeçerek sevemez ki... Kendini feda ettiğin anda neyinle seveceksin?" (Bitmeyen Aşk)
  • Nasıl mı geçiyor ömrüm? Sensiz ama seni özleyerek... (Bitmeyen Aşk)
  • “Dudaktan öpmek değil de, yanaktan öpmek, sevmektir. Biliyor muydun bunu?” (Bitmeyen Aşk)
  • Bazı erkekler vardır, bilirsiniz, size en derin aşk sözcükleri söylerken bile gidicidirler... Kalıcılıkları yalnız üstünüzde bıraktıkları izlerdir... (Cinayet Fakültesi)

Yorum Yaz