tatlidede

Requiem - Lauren Oliver Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Requiem kimin eseri? Requiem kitabının yazarı kimdir? Requiem konusu ve anafikri nedir? Requiem kitabı ne anlatıyor? Requiem PDF indirme linki var mı? Requiem kitabının yazarı Lauren Oliver kimdir? İşte Requiem kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 06.05.2022 17:00
Requiem - Lauren Oliver Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Lauren Oliver

Çevirmen: Bilge Gündüz

Yayın Evi: Artemis Yayınları

İSBN: 9786051429847

Sayfa Sayısı: 460

Requiem Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Lena, artık Direniş’in aktif bir üyesi. Şehirlerde yavaş yavaş büyüyen isyan, Yabanıl ’da tam bir devrime dönüşüyor. Lena ise kavganın tam merkezinde. Lena ve arkadaşları Yabanıl’a göç ediyor. Ama artık Yabanıl da güvenli değil. İsyan dalgası tüm ülkede yavaş yavaş yayılırken hükümet Geçersizler’in varlığını inkâr edemiyor. Devriyeler, isyanları bastırmak için sınırların dışına çıkıyor. Lena, giderek daha tehlikeli bir yere dönüşen Yabanıl’da hayatta kalmaya çalışırken en yakın arkadaşı Hana, yeni belediye başkanının nişanlısı olarak güvenli ve sevgisiz bir geleceğe hazırlanıyor. İki eski arkadaş, sınırın iki yanında farklı hayatlar sürüyor. Ta ki hikayeleri birleşene dek.

”Bu kitabı okumaya başlamadan önce cep telefonlarınızı kapatın ve planlarınızı erteleyin. Çünkü bir kez okumaya başladınız mı duramayacaksınız. Müthiş bir distopya.”

- Kirkus

Requiem Alıntıları - Sözleri

  • Biri nasıl sizi tuzla buz edecek ve aynı anda size kendinizi eksiksiz hissettirecek bir güce sahip olabilir ki ?
  • İsyanın amacı ve sebebi buydu: Özgür olmak. Yanlış olanı seçmekte bile.
  • “Duygularım , eski tercihlerim ulaşamayacağım bir yerdeler . Gerektiği gibi tamamen silinmediler ama gölgeler gibiler . Ne zaman onlara odaklanmaya çalışsam yitip gidiyorlar.”
  • “Her gün hayatta olman için dua ettim,ama sonra ümit bana acı vermeye başladı. Benden nefret etme. Seni hala seviyorum…”
  • “Soğukluk içimde. Ateşin karşısına oturmanın faydası olmayacak.”
  • “Aşk gerçekten ele geçirilmek gibi.Zehir gibi.”
  • Julian Fineman bir sembol -hem de önemli bir sembol. Zombiler onun izini sürecek. Diğerlerinin derslerini almaları için sembolü bir yerden asıp damarlarından anlam akıtmak isteyecekler.
  • Kusursuzluk bir vaat, yanılmadığımıza dair bir teminat.
  • Biri nasıl sizi tuzla buz edecek ve aynı anda size kendinizi eksiksiz hissettirecek bir güce sahip olabilir ki?
  • İsyanın amacı ve sebebi buydu: Özgür olmak. Yanlış olanı seçmekte bile.
  • ”Özgür dünyaya hoş geldiniz. İnsanlara seçme hakkı veriyoruz. İsterlerse yanlış şeyi bile seçebiliyorlar.”
  • ”Geçmiş böyle işte: Sürükleniyor, toplanıyor. Dikkatli olmazsanız sizi altına gömüyor.”
  • ”Duvarları yıkın! Yoksa hep korku içinde yaşamak, bilinmeyene karşı barikatlar kurmak, karanlıkta dualar etmek ve gerilim mısraları okumak zorunda kalırsınız. Cehennemi tanımayabilirsiniz ama cenneti de bulamazsınız. Temiz havayı içinize çekemez, uçma hissini tadamazsınız.”
  • Beni hayrete düşüren de bu: İnsanların her gün yenilenmesi. Hiçbir zaman aynı olmamaları. Onları hep keşfetmeniz , onların da kendilerini keşfetmeleri gerekiyor.

Requiem İncelemesi - Şahsi Yorumlar

-SPOİLER içerir- Bu siteye yazdığım ilk incelemenin ya çok sevdiğim bir kitap için ya da beni çileden çıkartan bir kitap için olacağını biliyordum. Maalesef ikincisi oldu. Serinin 3. Kitabında Lena son sayfaya kadar Alex ve Julian arasında bir türlü karar veremedi ve konu uzadıkça uzadı, Hananın kocası hakkında korkutucu gerçekler öğreniyoruz, eski karısını akıl hastahanesine kapatmış olduğumu öğreniyoruz ama sonuç olarak bir yüzleşme gerçekleşmiyor. Hananın hikayesinin bir sonu yok, kız evden çıkıyor ve resmen "yüriyim bakalım artık nereye ulaşırsam belki bulurlar aileme götürüler belki evlendirirler bakalım artık" demeye getirip bitiriyor. Bir kitap boyunca Hananın hikayesine bu kadar giririp bomboş bırakılması korkunçtu. Julian her zaman ne olursa olsun Lenanın yanındayken birden terk edilmesi ve kitabın sonunda bundan haberdar bile olmaması korkunçtu. Kitapta zaten genel olarak çok fazla mantık hatası var ve Lenanın sürekli değişen duygu durumunda da sorun var. Okumayı gerçekten çok zorlaştırıyor. Herkes savaşın kavganın ortasına Lena hala "ay bayıldım, ay bayılıcam, ay bir durup etrafımda kim vuruluyor izliyim, ay öylece duriyim" modunda. En önemli karakterlerden birinin pat diye ölmesine ve buna çok az değinilmesine mi yanayım, Hananın bir sonu olmayışına mı yanayım, Lena annesini bulmasına rağmen aralarında bir bağ kurulmuş olmamasına mı yanayım, Juliana mı yanayım, yoksa kitabın daha yeni başlar gibi bitişine mi yanayım bilemedim. Gereksiz olaylar gerekesiz uzatılınca temelinde güzel bir fikir olan senaryo ziyan edilmiş. Zorla aşk üçgenleri, gereksiz ayıyı konuşarak kovma sahneleri, Hananın gelecek hayatı hakkında ipucuna sahip olmamamız... Bilmiyorum eğer kitap bana seri şeklinde hediye edilmiş olmasaydı asla okumazdım. İçimi döktüm, okuyan olduysa buraya kadar kocaman sarıldım. Okur kalın. (Daha güzel kitaplarla tabi) (Nesibe)

Delirium serisinin üçüncü kitabı. Lena, Alex ve Julian arasında çirkin bir konumda kalmıştır. Ne o, ne de öteki. Sayfalarca bir karar verebilse de hikaye devam etse diyorsunuz. Direnişin güçlenmesi ve şehirlerde meydana gelen protesto ve bombalamalar nedeniyle tedavi edilmişler, edilmeyenlere karşı artık bir şeyler yapılmasını istemektedirler. Böylece devlet görmezden geldiği tedavi olmamışları avlamaya başlamış, hayat yabanılda daha da zorlaşmıştır. Baskınlar yapılıyor, saklanma yerlerinde yaşayan insanlar öldürülüyordu. Üçüncü kitapta ilk kitapta yer alan Hanna karakteri de Lena kadar ön planda. Yarı yarıya neredeyse. İlginç bir final olmuş. Belki bir dördüncü kitap olsa toplumun yeni düzene nasıl uyum sağlayabileceği üzerine yazarın fikirlerini duymak isterdim aslında. (Galadriel)

Kitap öyle kötüydü ki bunu nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum. Ne kadar uzun bir yorum yaparsam yapayım bilin ki eksik kalır. Öncelikle ilk kitap vasat, ikinci kitap kötü olarak ilerlemişti. Mantık hataları gırlaydı ve biraz yalan söyleyen insanların hali gibi her hata ile kurgu açık veriyor ve daha kötü hale geliyordu. Üçüncü kitap berbatlık konusunda zirveye göz dikmiş olacak ki ilk ikisini arattı. Serinin distopya kısmını zayıf buldum diyebilmeyi çok isterdim ama herhangi bir distopik detay bulamadığım için diyemiyorum. Ne var olan yönetim hakkında zemin atılmasından öteye gidildi ne de devrim hakkında birileri durumdan rahatsız demekten başka bir mesaj verildi. Ciddi anlamda yoktu. Bu seriyi distopya olarak yayınlayan zihniyeti koca bir alkışla kutluyorum. Gözlerimi yaşarttınız. Olaylar yönünden de memnun kalmadım elbette. Son kitap diye bir heyecan olur diyorsunuz ama sebepsiz seçilen baş karakterin bencilliği dışında bir şey anlatmıyor yazar. Öyle bencil bir karakter yazmış ki Zoey, Bella, America ve Caleana'dan bile bu kadar nefret etmemiştim. Kendisi gördüğüm en berbat karakterler listesinde bir numaraya yükseldi. Zorla okuyup bir an önce bitirmeyi ve kitaptan kurtulmayı umdum. Dünyanın en saçma sahnelerinden bazıları da yaşanmadı değil. Bir tanesi aç bir dağ ayısı ile Lena'nın karşılaşması mesela. Normal insanlar aç bir ayı görünce şehadet getirirken kızımız ayıya "Git buradan!" diyor ve bilin bakalım ayı ne yapıyor? Korkup kaçıyor tabii. Ne sandınız? Bu enfes belgesel görüntülerinin hemen ardından -bu olayın alakasız bir anda olduğunu söylemiş miydim?- kızımız bir çıkarımda bulunup haksızlık ettiği bireye karşı da aynı şeyi yapmaya ve güçlü kalmaya karar verince bende ipler koptu tabii. Bu efsanevi çıkarım gücüne hayranlık duymamak mümkün mü? Bu tarz fantastik sahneler kitapta bolca mevcut. Araya efsaneler sokmayı ve bizi bilgilendirmeyi de unutmamış tabii yazar. Sonunu da öyle güzel bağlamış ki tam bu seriye yaraşır bir son olmuş: Dan diye bitiyor. Hiçbir şey netleşmiyor ve başladığımız yerden pek de uzak kalmıyoruz aslında. Eh biraz okuyucunun hayal gücünü de düşünmek lazım, değil mi? 3 kitap o yazmış, bir yere varamamış. Mümkünse siz geri kalan 10 kitaplık kurguyu kendiniz hayal edin ya da bu kitabı okumayarak kendinize iyilik edin. (allthebrightstories)

Requiem PDF indirme linki var mı?

Lauren Oliver - Requiem kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Requiem PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Lauren Oliver Kimdir?

Kariyerine editör yardımcılığı ile başlayan yazar, Chicago Üniversitesinden mezun olduktan sonra tüm zamanını yazmaya ayırdı. Oliver, Brooklyn, New York'ta yaşıyor

Lauren Oliver Kitapları - Eserleri

  • Replika
  • Deliryum
  • Ben Ölmeden Önce
  • Pandemonyum
  • Requiem
  • Panik
  • Hayal'et
  • Ringer
  • Vanishing Girls

Lauren Oliver Alıntıları - Sözleri

  • “Aşk gerçekten ele geçirilmek gibi.Zehir gibi.” (Requiem)
  • Nefret sert, derin ve keskindir. Bir abluka sistemidir. Her şeydir, mutlaktır. (Pandemonyum)
  • I shiver, thinking about how easy it is to be totally wrong about people - to see one tiny part of them and confuse it for the whole, to see the cause and think it's the effect or vice versa. (Ben Ölmeden Önce)
  • "Peter... Bana hayatımın en güzel anılarından bazılarını yaşattığın için teşekkürler. Seni özlüyorum. Keşke seni affedebilseydim..." (Ben Ölmeden Önce)
  • Belki de sorun kişinin kendi içindeydi. Nasıl ki insan gölgesinden kurtulamıyorsa, şeytanları da nereye giderse gitsin beraberinde taşıyordu. (Panik)
  • Çok şey, dünyadaki en muazzam hareketler bile, ufak bir şeyle  başlar. (Deliryum)
  • Gökyüzüne fırlayan düşebilir, bu doğru. Ama uçabilir de. (Deliryum)
  • Öldürücü şeylerin en öldürücüsü: Aşk, ona sahip olduğunuzda da, olmadığınızda da sizi ölürüyor. (Deliryum)
  • Bugün ziyan ettiğine yarın muhtaç kalırsın. (Pandemonyum)
  • Gitmeli ve yaşamalı, ya da kalmalı ve ölmeliyim. (Deliryum)
  • "Seni seviyorum... Unutma... Onu elinden alamazlar..." (Deliryum)
  • Sevgisiz bir dünya aynı zamanda risksiz bir dünyadır. (Pandemonyum)
  • ”Peter.. bana hayatımın en güzel anlarından bazılarını yaşattığın için teşekkürler, keşke seni affedebilseydim” (Ben Ölmeden Önce)
  • Sanırım hepimizin mantralara ihtiyacı var -yola devam edebilmek için kendi kendimize anlattığımız hikayelere. (Pandemonyum)
  • “Duygularım , eski tercihlerim ulaşamayacağım bir yerdeler . Gerektiği gibi tamamen silinmediler ama gölgeler gibiler . Ne zaman onlara odaklanmaya çalışsam yitip gidiyorlar.” (Requiem)
  • Biri nasıl sizi tuzla buz edecek ve aynı anda size kendinizi eksiksiz hissettirecek bir güce sahip olabilir ki? (Pandemonyum)
  • “Her gün hayatta olman için dua ettim,ama sonra ümit bana acı vermeye başladı. Benden nefret etme. Seni hala seviyorum…” (Requiem)
  • Julian irkilmiş görünüyor. "Herkesin adı vardır." Sıçan-Adam yine dudaklarını seğirterek, "Artık yok," diye cevap veriyor. "Artık adların hiçbir anlamı yok. Geçmiş öldü." (Pandemonyum)
  • Kusursuzluk bir vaat, yanılmadığımıza dair bir teminat. (Requiem)
  • İsyanın amacı ve sebebi buydu: Özgür olmak. Yanlış olanı seçmekte bile. (Requiem)

Yorum Yaz