Roberto Bolano kimdir? Roberto Bolano kitapları ve sözleri
Şilili Yazar ve Şair Roberto Bolano hayatı araştırılıyor. Peki Roberto Bolano kimdir? Roberto Bolano aslen nerelidir? Roberto Bolano ne zaman, nerede doğdu? Roberto Bolano hayatta mı? İşte Roberto Bolano hayatı... Roberto Bolano yaşıyor mu? Roberto Bolano ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 28 Nisan 1953
Doğum Yeri: Santiago , Şili
Ölüm Tarihi: 15 Temmuz 2003
Ölüm Yeri: Barcelona , İspanya
Roberto Bolano kimdir?
Şili'nin Santiago kentinde doğdu. Çocukluğu Los Angeles, Valparaiso, Quilpe, Viña del Mar gibi kentlerde geçti. On üç yaşında ailesiyle birlikte Meksika'ya yerleşti. Yeniyetmelik yıllarını Meksika Kent Kütüphanesi'ne kapanıp okuyarak geçirdi.
1973 yılında Salvador Allende'nin sosyalist reform sürecine katılmak için neredeyse bütün Latin Amerika'yı kat ederek Şili'ye gitti. Pinochet'nin darbesinden sonra direnişe katılmaya karar verdi, ancak kısa sürede tutuklandı. Sekiz gün tutukluluktan sonra eski okul arkadaşı bir polis yardımıyla serbest kaldı. Meksika'ya döndü ve (Vahşi Hafiyeler'deki Ulises Lima karakterine model olan) yakın arkadaşı şair Mario Santiago Papasquiaro ile "Infrarealist şiir hareketi"ni başlattı. Daha sonra Bolaño, şiirden çok düzyazıda yoğunlaştı.
1977 yılında Katalunya'ya, annesinin yanına yerleşti. Edebiyat yarışmalarına katılarak yaşamını kazanmaya başlamadan önce çeşitli işlerde (yazları bağbozumu, gece bekçiliği, bulaşıkçılık, satıcılık) çalıştı. İlk romanları 40 yaşında basılmaya başladı. 90'lı yıllarda şansı döndü. Vahşi Hafiyeler romanıyla Herralde Ödülü'nü (1998) ve Latin Amerika'nın Nobel'i olarak görülen Venezüella, Romulo Gallegos Ödülü'nü (1999) kazandı. Ölümünden bir yıl sonra 2004'te, 2666 adlı romanıyla İspanyolca yazılmış en iyi romana verilen Salambó ödülüne layık görüldü. Barselona'da 2003 yılında, elli yaşında karaciğer rahatsızlığından öldü. Metis Yayınları başta Estrella distante (Uzak Yıldız, 1996) ve Putas asesinas (Katil Fahişeler, 2001) olmak üzere yazarın eserlerini yayımlamaya devam edecektir.
Roberto Bolano Kitapları - Eserleri
- 2666
- Uzak Yıldız
- Katil Orospular
- Tılsım
- Lümpen Roman
- Mösyö Pain
- Vahşi Hafiyeler
- Gerçek Bir Polisin Çilesi
Roberto Bolano Alıntıları - Sözleri
- Ama kitap okurken, yararlı bir şey yaptığımı biliyordum. Önemli olan buydu. (2666)
- Özel yürekler onca sevgiyi, rasgele ele geçirilmiş onca mükemmelliği kaldıramazlar. (Katil Orospular)
- Kadınlar sevişirken söylediklerini her zaman dikkatle dinle, Max. Konuşmuyorlarsa, tamam, o zaman dinleyecek bir şey yok, düşünmen de gerekmeyecek, ama eğer konuşurlarsa , fısıldiyor olsalar bile, her sözcüğü dinle ve üzerinde düşün. Ne dediklerini düşün, ne demediklerini düşün, söylediklerin gerçekten ne anlama geldiğini anlamaya çalış. (Katil Orospular)
- Bizler güçsüz ve yorgun varlıklardık. (Lümpen Roman)
- Aşk "iyi"yi getirmez. Aşk her zaman daha "iyi"yi getirir. (Tılsım)
- Ne yazık ki güzellikleri ancak tatlarını çıkaramayacağımız korkunç zamanlarda fark ederiz (2666)
- Ne zaman tam anlamıyla yalnız olduğumuzu biliyor musun? dedi. Kalabalıkların arasındayken, dedim onu dinlediğimi, demek istediğini anladığımı göstermek için. Ama Hayır, kalabaliklarda değil, bu kadarcığını akıl etmeliydim, ölümde, dedi. Meksika 'da insanın tek yalnızlık ânı ölüm. (Katil Orospular)
- "Ölüm aşktır. . (Uzak Yıldız)
- O zaman derin bir nefes alıyor, tereddüt ediyor, zihnimi boşaltıyor ve şöyle diyordum: Kehanetlerim şunlar. Vladimir Mayakovski 2150 yılına doğru yine popüler olacak. James Joyce, 2124'te Çinli bir oğlan olarak yeniden doğacak. Thomas Mann, 2101'de Ekvadorlu bir eczacı olarak karşımıza çıkacak. Marcel Proust için 2033 yılı uzun sürecek kasvetli bir unutuluşun başlangıcı demek. 2089'da bazı kütüphanelerden Ezra Pound'un kitapları kaldırılacak. Vachel Lindsay 2101'de halkın şairi olacak. 2045'te varoşlarda Cesar Vallejo okunacak. 2045'te varoşlarda Jorge Luis Borges okunacak. 2101'de Vicente Huidobro kitlelere hitap etmeye başlayacak. Virginia Woolf, 2076'da Arjantinli bir roman yazarı olarak yeniden doğacak. Louis Ferdinand Celine 2094'te arafa girecek. 2101'de herkes Paul Eluard okuyacak. Metempsikoz: Şiirde ruh geçişmesi. Şiir yok olmayacak. Karşı-gücü başka şekillerde kendini dışa vuracak. Cesare Pavese 2034'te Gözlemcilerin Koruyucu Azizi ilan edilecek. Pier Paolo Pasolini 2100'de Kaçakların Koruyucu Azizi ilan edilecek. 2167'de Giorgio Bassani mezarından çıkacak. Oliverio Girondo 2099'da çocuk kitapları yazarı olarak yerini bulacak. Roberto Arlt'ın bütün eserleri 2102'ye kadar sinemaya uyarlanacak. Adolfo Bioy Casares 2105'te bütün eserlerinin beyaz perdeye uyarlandığını görecek. Arno Schmidt, 2085'te kendi küllerinden doğacak. Güney Amerika'nın varoşlarında, 2101'de yeniden Franz Kafka okunacak. 2098'de Rio De La Plata bölgesinde Witold Gombrowicz iade-i itibarın tadını çıkaracak. Paul Celan 2113'te küllerinden yeniden doğacak. Andre Breton 2071'de aynalar aracılığıyla geri dönecek. Son okuyucusu 2059'da ölen Max Jacob'u bir daha kimse okumayacak, yani son okuru da ölecek. Jean-Pierre Duprey'i 2059'da kim okuyacak? Gary Snyder'ı kim okuyacak? Ilarie Voronca'yı kim okuyacak? Bunlar kendime sorduğum sorular. Gilberte Dallas'ı kim okuyacak? Rodolfo Wilcock'u kim okuyacak? Pierre Unik'i kim okuyacak? 2059'da Şili'de bir meydana Nicanor Parra'nın heykelini dikecekler. 2020'de Meksika'da bir meydana Octavio Paz'ınkini. Onlardan biraz daha küçük bir Ernesto Cardenal heykeli de 2018'de Nikaragua'daki bir meydana konacak. Ama bütün bu heykeller ya Tanrı’nın müdahalesi ya da dinamitin gücüyle, er geç, Heine'nin heykeli gibi yıkılacak. Bu yüzden sizin yerinizde olsam, dikilen heykellere pek güvenmezdim. Carson McCullers'ı 2100'de de okuyacaklar, ama Alejandra Pizarnik, aynı yıl son okuyucusunu da yitirecek. Alfonsina Storni 2050'de ya kedi ya da ayıbalığı olarak yeniden dünyaya gelecek, hangisi olacak, emin değilim. Anton Çehov'un durumuysa biraz farklı: 2003'te yeniden doğacak, 2010'da yeniden doğacak, 2014'te yeniden doğacak. 2081'de bir kere daha belirecek. Sonra, ondan bir daha haber alınamayacak. 2017'de Alice Sheldon kitlelere hitap edecek. Alfonso Reyes 2058'de kesin olarak öldürülecek ya da öyle sanacaklar, ama aslında katillerini öldüren Reyes olacak. Marguerite Duras 2035'te bile, binlerce kadının sinir sisteminde yaşamayı sürdürecek. (Tılsım)
- Başta hemen herkes iyidir fakat en nihayetinde herkes kötüdür. (Lümpen Roman)
- Bizi yararsız şeyleri kullanmaya zorluyorlar ve bu nesnelerin amaçları hayat standardımızı yükseltmek değil, insanlar onları moda veya statü sembolü oldukları için kullanıyor. (2666)
- Ardından şimdi yaptığım gibi geçmişimi düşünmeye başladım. Tarihleri düşünürken varsayımsal çaresizliğimin duvarları yavaşça parçalandı ve gölün dibinden yükselen görüntüler geldi gözümün önüne, onların güneşin veya ayın aydınlatmadığı o acınası su kütlesinden çıkmalarına kimse engel olamazdı ve zaman rüyalarda olduğu gibi kendi içine kapandı. (Tılsım)
- “... kendilerini toparlama şansı bulamamış olan şehirlere yapılan ani yolculukların sonucunda oluşan fenomene jetlag deniyordu ve kaynağı , sizin yorgunluğunuz değil siz oraya gitmezseniz hala uyuyor olacak insanların yorgunluğuydu. “ (2666)
- İnsanoğlu her şeye alışır. (Tılsım)
- Ve ben acılar içinde kıvranırken, sen Susamış, sıcak kanımla beslenen Vampir gibi, simsiyah ve inatçı. (Vahşi Hafiyeler)
- Aşka olumlu bakmıyordum. Referans noktası televizyon dizileri ve kimi küçük kızların çoktan unutulmuş fısıldaşmaları olan tutku dolu ilişkilere olumlu bakmıyordum. Bazen tüm hayata olumsuz bakıyordum. (Lümpen Roman)
- Şiirin uçsuz bucaksız deryasında çeşitli akımlar olduğunu ileri sürüyordu: ibnetorlar, ibneler, ibnoşlar, çılgınlar, arkacılar, tekerlekler, şen çocuklar, nonoşlar akımları. Yine de ona göre en önemlileri ibnetorlar ve ibnelerdi. Walt Whitman örneğin, ibnetor bir şairdi. Pablo Neruda ise ibne bir şairdi. William Blake, hiç kuşkusuz, ibnetordu, Octavio Paz ise ibne. Borges nonoş, yani beklenmedik bir anda ibne olabilir, yine beklenmedik bir başka zaman da cinsiyetsiz olabilirdi. Ruben Dario bir çılgındı, gerçekten de çılgınlar şahı ve paradigmasıydı. (Vahşi Hafiyeler)
- "İronikti ,zehirliydi ,zarifti" (Uzak Yıldız)
- “ ‘Deliriyorsun’ dedi. Bunun iyi mi yoksa kötü bir şey mi olduğunu sordum. Deliliğin tahammül edilemez bir acıdan kaçma yöntemi olduğu olağanüstü durumlar hariç her zaman kötü olduğunu söyledi. Ve işte o zaman belki de tahammül edilmez bir acı çektiğimi söyledim ama onun birşey söylemesine fırsat vermeden sözümü geri aldım. ‘İyiyim. Tahammül edilemeyecek acı yoktur. Delirmedim.’ “ (Lümpen Roman)
- Artık yakınlık diye bir şey olmadığını biliyorum. Birilerinin gözleri her zaman kapalıdır. Biri görürken diğeri görmez. Diğeri görürken öteki görmez. (Lümpen Roman)