diorex
Dedas

Diyetisyen Akçalı: Bayram sofrası lezzetli olduğu kadar dengeli de olmalı

Mardin Artuklu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi Çağlar Akçalı, Kurban Bayramı'nda artan et tüketimine karşı tavsiye ve uyarılarda bulundu.

  • 05.06.2025 18:42
Diyetisyen Akçalı: Bayram sofrası lezzetli olduğu kadar dengeli de olmalı

Kurban Bayramı'nın yaklaşmasıyla birlikte, sofralarda yerini almaya hazırlanan kırmızı et, beslenme alışkanlıklarını da önemli ölçüde etkiliyor.

Ancak uzmanlar, bayram sürecinde yanlış beslenme alışkanlıklarının sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Mardin Artuklu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi Çağlar Akçalı, Kurban Bayramı boyunca sağlıklı beslenmenin nasıl olması gerektiğine dair’ya önemli açıklamalarda bulundu.

Akçalı, Kurban Bayramı'nda kırmızı et tüketiminin ciddi oranda arttığını belirterek, “Kurban Bayramı’nda en çok dikkat edilmesi gereken konuların başında porsiyon kontrolü, dengeli öğün planlaması ve etin doğru şekilde hazırlanması geliyor. Bayram süresince kırmızı et tüketimi belirgin şekilde artıyor. Bu da doymuş yağ ve kolesterol alımının artması anlamına geliyor. Et tüketimi elbette bayramın bir parçası ama biz vatandaşlarımızdan, bu tüketimi bilinçli ve ölçülü yapmalarını istiyoruz. Eti mümkün olduğunca yağsız kısımlarından tercih etmelerini, aşırı tüketimden uzak durmalarını ve mutlaka sebze, salata gibi lif içeriği yüksek gıdalarla birlikte tüketmelerini tavsiye ediyoruz.” diye belirtti.

“Etin yanında bol su içmek büyük önem taşıyor”

Pişirme yönteminin de önemli olduğunu belirten Akçalı, “Mümkünse eti haşlama, ızgara ya da fırında pişirme gibi sağlıklı yöntemlerle hazırlamak gerekiyor. Çünkü kızartma veya kavurma gibi yöntemler, etin içerisindeki yağ miktarını daha da artırır ve sindirimi zorlaştırır. Bu da mide rahatsızlıklarına neden olabilir. Aynı zamanda etin yanında bol su içmek büyük önem taşıyor. Günde ortalama 2 ila 2 buçuk litre su tüketilmesini öneriyoruz. Bunun yanında şekerli gıdaların da sınırlı tüketilmesi gerekiyor. Tatlı tüketimi bayramın bir diğer vazgeçilmezi ama özellikle ağır ve şerbetli tatlılardan uzak durulmalı.” ifadelerini aktardı.

Akçalı, kurban etinin kesim sonrası hemen tüketilmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Et, kesildikten sonra ‘rigor mortis’ dediğimiz bir süreçten geçer. Bu, etin yapısının sertleştiği bir dönemdir ve bu dönemde tüketilen et, sindirimi zorlaştırır. Bu yüzden etin kesildikten sonra en az 24, mümkünse 48 saat boyunca 0-4 derece arasında buzdolabında dinlendirilmesi gerekiyor. Dinlendirme işlemi, etin hem daha lezzetli hem de daha yumuşak ve sindirilebilir olmasını sağlıyor. Vatandaşlarımız, bu sürece dikkat ederek mide rahatsızlıklarının önüne geçebilirler.” dedi.

Etin saklanma koşulları hakkında da detaylı bilgi veren Akçalı, “Etin dinlendirme süreci tamamlandıktan sonra porsiyonlara bölünerek saklanması en sağlıklı yöntemdir. Kısa sürede tüketilecek etler buzdolabında, 0-4 derece arasında 2-3 gün güvenli bir şekilde saklanabilir. Ancak daha uzun süreli saklama gerekiyorsa, mutlaka derin dondurucu kullanılmalı. -18 derecede, etler 6 ila 12 ay boyunca bozulmadan muhafaza edilebilir. Etin çözdürülmesi sırasında ise kesinlikle oda sıcaklığında bırakılmamalı, buzdolabında yavaş yavaş çözdürülmelidir. Ayrıca bir kez çözdürülen etin tekrar dondurulması hem lezzet kaybına hem de bakteri riskine neden olur.” şeklinde belirtti.

“Tansiyon hastaları tuz kullanımını en aza indirmeli”

Özellikle kronik rahatsızlığı olan bireylerin bayram boyunca çok daha dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Akçalı, “Şeker hastalarının etin yanında kan şekerini hızla yükselten gıdalardan, özellikle beyaz ekmek ve tatlılardan uzak durmaları gerekiyor. Tansiyon hastaları tuz kullanımını en aza indirmeli. Kalp hastaları ise doymuş yağ içeriği yüksek olan kuyruk yağı, iç yağı gibi kısımlardan kesinlikle kaçınmalı. Ayrıca pişirme yöntemi yine haşlama ya da ızgara olmalı. Bu kişilerin bol sebze, tam tahıllar ve lif içeriği yüksek gıdalarla öğünlerini desteklemeleri büyük önem taşıyor. Doktor veya diyetisyenle bayram öncesi bir plan yapmak da çok faydalı olacaktır.” ifadelerine yer verdi.

Tatlı tüketimine de dikkat çeken Akçalı, hafif tatlıların tercih edilmesi gerektiğini belirterek, “Şekerpare, baklava gibi ağır tatlılar yerine sütlaç, güllaç gibi sütlü tatlılar veya meyve bazlı tatlılar daha doğru bir tercih olur. Tatlıyı ana öğünden hemen sonra değil, ara öğünlerde tüketmek gerekiyor. Porsiyonlar küçük tutulmalı. Tatlıların et yemeklerinden hemen sonra tüketilmesi, sindirim sistemini olumsuz etkileyebilir.” dedi.

Bayram boyunca dengeli beslenmenin hem fiziksel sağlık hem de bayramın keyifli geçmesi açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Akçalı, “Tabağınızı dengeli hazırlayın. Yarısı sebzelerle, çeyreği etle, kalan çeyreği tam tahıllarla dolu olmalı. Et mutlaka dinlendirilmeli ve sağlıklı yöntemlerle pişirilmeli. Günde en az 30 dakika yürüyüş yapılmalı ve su tüketimi ihmal edilmemeli. Bu basit ama etkili adımlarla bayramınızı hem lezzetli hem de sağlıklı geçirebilirsiniz.” diyerek sözlerini tamamladı.

İLKHA

Yorum Yaz