"Sessiz katil" hipertansiyon
Uzmanlar, semptom vermediği için dünya çapında "sessiz katil" olarak anılan hipertansiyon, zamanında fark edilip geç kalınmadan tedaviye başlanması gerekliliğinin altını çiziyor.

Sağlıklı bir kalp dakikada 60 ila 100 kere ritmik olarak kasılıp gevşer. Kasılma esnasında kalpte bulunan temiz kan damarlara pompalanır ve bu pompalanma esnasında oluşan basınca tansiyon denir. Tansiyon değerlerinin sağlıksız seviyelere ulaşması hipertansiyon olarak adlandırılır.
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Nermina Alagiç, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü dolasıyla yaptığı açıklamada, “Yetişkinlerdeki kan basıncının 140/90mmHg üstüne çıkmasıyla oluşan bu rahatsızlık çoğunlukla kronik olarak gelişir ve en sık belirtileri; baş ağrısı, burun kanaması, görme bozukluğu, kulaklarda dolgunluk hissi, nefes darlığı, yorgunluk, çarpıntı, mide bulantısı ya da kusma olarak sıralanabilir.” dedi.
Alagiç, “Hipertansiyonun; böbrekle ilgili rahatsızlıklar, uyku apnesi, steroid gibi ilaçların kullanımı, tiroit benzeri hormonal rahatsızlıklar ve obezite ile yakından bağlantılı olduğu biliniyor. Örneğin ideal kilonun yüzde 20’sinin üstüne çıkıldığında yüksek tansiyon riskinin 8 kat artması dikkat çekiyor.” ifadelerini kullandı.
Tedavi edilmeyen hipertansiyon kalıcı hasar bırakabilir
Sürekli olarak yüksek kan basıncına maruz kalan vücudun bu yeni duruma adapte olabilmek için damar ve organlarda hem yapısal hem de fonksiyonel değişiklikler meydana getirdiğini belirten Alagiç, “Bu değişikliklerin kalıcı ve hatta ölümcül sağlık problemlerine yol açabileceği unutulmamalı. Hastanın küçük belirtileri görmezden gelmesi, tablonun tehlikeli bir hal almasına yol açabilir. Hipertansiyon; kalp, beyin, göz, böbrek ve damarlar gibi hayati organlara direkt olarak zarar verdiği için ihmal edilmemesi gereken ciddi bir hastalıktır. Kalp krizi, kalp yetmezliği, felç, beyin kanaması, görme bozuklukları, böbrek yetmezliği ve aort damar genişliği gibi rahatsızlıklara zemin hazırlayan sağlık probleminin tedavisi ne kadar gecikirse geri dönülemez hasarların oluşma riski o kadar artar.” uyarısında bulundu.
Felç geçirenlerin yüzde 60’ı yüksek tansiyon hastası
Sağlık merkezlerine felç şikayeti ile başvuran hastaların yüzde 60’ında hipertansiyon saptandığını paylaşan Uzm. Dr. Nermina Alagiç “Yüksek tansiyon, dünyada en sık görülen üçüncü ölüm sebebi felç riskini neredeyse iki katına çıkarıyor. Bu tehlikeli tansiyon dengesizliği, organ veya hormon kaynaklı bir hastalığa bağlı oluşabileceği gibi; hareketsizlik, yüksek kilo, kontrolsüz tuz tüketimi gibi sağlıksız yaşam alışkanlıklarıyla da gündeme gelebilir. Tansiyonun etkisini gözler önüne seren araştırmalar sonucu; büyük kan basıncının düşürülmesi genel ölümde yüzde 10-15, inme riskinde yüzde 30, kalp damar hastalıklarında yüzde 20, kalp yetmezliğinde ise yüzde 40 oranında düşüş sağlar.” şeklinde konuştu.
Doktor karşısında yükselen tansiyon yanıltıcı olabilir
Teşhis konduktan sonraki ilk yılda hipertansiyon hastalarının yüzde 11-15 oranında takibe gelmediklerini ve ilaç kullanımını bıraktıklarını dile getiren Alagiç, “Oysa özellikle tansiyon hastalarının sıkı bir şekilde gözlemlenmesi gerekir. Boşanma, kayıp, iş stresi gibi kişinin yaşamında değişkenlik gösterebilen faktörler kan basıncını da etkiler. Tansiyon değerlerinin günlük yaşamda normalken hastane ortamında veya doktor karşısında kaygı nedeniyle yükselmesi beyaz önlük tansiyon olarak adlandırılır. Bu yüzden esas olan hastanın günlük yaşamdaki tansiyon değerleridir, bunun için de tansiyon holter denen uzun saatler boyunca değer ölçümü yapan aletlerden faydalanılır.” dedi.
Alagiç, hipertansiyona karşı dikkat edilmesi gereken 7 faktörü şöyle anlattı:
"Hipertansiyonun kritik bir hastalık olduğunu kabul edip bir sağlık merkezine başvurmak hipertansiyona karşı atılacak ilk ve en önemli adımdır. Sonrasında sağlıklı yaşam alışkanlarını benimsemek ve doktorunuzun tedavi planını harfiyen uygulamak çok kıymetli.
İdeal kilonuzu koruyun. Vücut kitle endeksinizin 20-25 kg kg/m² olması gerektiğini unutmayın.
Her gün orta şiddette en az 30 dakika düzenli egzersiz yapmayı ihmal etmeyin. Bu egzersiz koşu, yürüyüş, yüzme veya jogging olabilir.
Beslenme planınızda sebze ve meyve tüketimini artırmaya özen gösterin. Sadece hipertansiyon değil tüm kardiyovasküler hastalıklara karşı önerilen Akdeniz diyetini uygulayabilirsiniz.
Tuzun içeriğindeki sodyum tansiyon yükseltici özelliğe sahip olduğu için günlük tuz tüketimini 5 gramın altında tutun.
Yapılan çalışmalar tütün ürünü kullanan kişilerin günlük kan basınç değerlerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Hem genel sağlığı hem de tansiyon değerlerini korumak adına tütün mamullerinden uzak durun.
İlaç kullanan bir tansiyon hastasıysanız, tansiyonunuz normale dönse bile doktorunuza danışmadan tedavinize kesinlikle ara vermeyin."
İLKHA