tatlidede
tatlidede

Savaş Meydanlarında Maneviyat

Savaş Meydanlarında Maneviyat

                                  SAVAŞ   MEYDANLARINDA  MANEVİYAT

                             MİLLETİMİZİN ŞANLI TARİHİNİ ÇİZEN ZAFERLER

            Bugünkü yazımı bilerek bir iki gün gecikmeyle yazıyorum.Malumunuz üzere tarihimizde  önemli yeri olan çok başarılı ve zaferle sonuçlanan savaşlar mevcuttur.Bu aya tekabül eden hem anma hem de zaferlerin yıl dönümlerinden bahsedeceğim.Gecikmeli yazdığım bu yazıda birkaç içeriği  beraber ele almak  istedim.Kısa olarak yazmak isterdim,lakin affınıza sığınarak söylüyorum “Tarih-i olaylar”kısaltılamıyor.Ancak bu kadar kısaltabildim.Okuyunca tad alacağınıza inanıyorum.Buyrun..

             Çanakkale Zaferi

           Osmanlı Devleti, 1914-1918 yıllarında yapılan Birinci Dünya Savaşı’nda İttifak Devletleri olan Almanya ve Bulgaristan’ın tarafında bulunmuştur. İngilizler ve Fransızlar ise, İtilaf Devletleri adı altında toplanmışlardır.

İtilaf Devletleri Rus Çarı II. Nicola’nın Bolşevikler Karşısında yardıma ihtiyaç duyması ile birlikte Rusya’ya yardım göndermek için Çanakkale Boğazı’nı kullanmak istediler . Ancak boğazı geçmek o kadar da kolay değildi.Çünkü Çanakkale kahraman Mehmetçik tarafından korunuyordu.18 Mart 1915’te Nusret Mayın Gemisi, düşman gemilerinin top bombardımanı ile  Çanakkale’nin sularına gömülmesini sağladı. İtilaf Devletleri bunun üzerine Gelibolu, yarımadasına asker çıkarmaya başladı. İtilaf devletlerinin Türk askerinin karşısına çıkardığı Anzaklar da, Mehmetçiğin kahramanca mücadelesi ile büyük bir yenilgiye uğradı. Mustafa Kemal’in başkumandanlığını yaptığı Türk askeri,  Avustralya’dan, Yeni Zelanda’dan getirilen askerleri Arıburnu, Anafartalar, Conkbayırı cephelerinde hezimete uğratarak adeta destan yazdılar. Bu savaşlar dünyanın en zorlu ve kanlı savaşları arasında yer almaktadır. Çanakkale’de 253.000 askerimiz şehit olmuştur.

’Çanakkale Şehitleri Abidesi’’ bu topraklar için kanlarını dökmüş olan kahraman şehitlerimiz için dikilmiştir. ’’Çanakkale Geçilmez.’’ sözü tarihin sayfalarına altın harflerle kazınmıştır. Mustafa Kemal Atatürk bizleri yok etmek için gelen bu askerleri de bağrına basmış, onlar bizim de şehitlerimizdir diyerek dünyada eşi görülmedik bir liderlik örneği göstermiştir. Çanakkale zaferinin ardından İstanbul da düşman işgalinden kurtulmuştur. Çanakkale zaferi ile Rusya’ya yardım gidemeyince Rusya’da rejim değişmiş, tüm dünya Mustafa Kemal adını duymuştur.

            Malazgirt Savaşı

           Malazgirt Savaşı, yada Malazgirt Meydan Muharebesi, Büyük Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında 26 Ağustos 1071 tarihinde gerçekleşmiştir. Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan ile Bizans İmparatoru IV. Romen Diyojen arasında gerçekleşen savaşı Büyük Selçuklu Devleti kazanmıştır.Malazgirt Savaşı ile birlikte “Türklere Anadolu’nun kapıları kesin bir şekilde açılmıştır”Zaferden sonra  Türk birlikleri Anadolu’ya girmeye başladı.

Sultan Alparslan’ın Anadolu toprakları üzerindeki fetih hareketleri ve Bizans başkentini zorlamaları, İmparator Romanos Diogenes’i harekete geçirir.

Alparslan 1071 yılı içinde Mısır Fâtimî Devleti’ne karşı çıktığı seferden sonra ordusuyla Anadolu’ya dönerek, Malazgirt’e iner. Günlerden Cumadır. Akşama kadar süren savaşta, koskoca Malazgirt Ovası 100 binden fazla Bizanslıya mezar olur. Bizans imparatoru da esir edilir. Bu zafer, Türklerin Anadolu’ya yerleşmelerini ve hâkimiyetlerini sağlar.Savaş sonrası Sultan Alparslan’ın Bizans komutanına karşı davranışı,yaklaşımı ve esirlere olan düzgün ilgilerini anlatmaya satırlar yetmez.Herkes o incelikleri az çok bilmektedir.

         30 Ağustos Zaferi

        İki  üç gün sonra yıldönümü olarak kutlanacak olan Zafer Bayramına şimdiden bahsetmek isterim.Ordunun komuta kademesi 27 Temmuz gecesi Akşehir Karargâhı’nda toplandı. Asker 9 aydır hazırlanıyordu. Başkomutan Mustafa Kemal akademideyken not defterine, “Cesaret gösteren ve tehlikeye atılan kazanır. Korkak kalp, daima mağluptur.” diye yazmıştı. Şimdi bunu kanıtlama zamanıydı.

       Askeri Lise’den beri öğrendiği Picardi’de, Sofya’da gördüğü, kitaplarda okuduğu, tüm askeri bilgisini, şimdi yurdunu kurtarmak için kullanacaktı. Ve Anadolu halkı, onun çağrısıyla kağnıdan at nalına, çorabından öküzüne kadar elindekini avucundakini ordunun emrine verecekti.

       Başkomutan Mustafa Kemal, saldırı için bir yıl önce Yunan taarruzunun başladığı günü seçti. 26 Ağustos. 20 Ağustos 1922 tarihli Hâkimiyet-i Milliye gazetesi, Reis Paşa’nın 21.Ağustos’ta köşkte bir ziyafet vereceğini duyurdu. Bu bir şaşırtma haberdi. Gazete çıktığında Mustafa Kemal cepheye gitmişti bile.

       Yola çıkmadan son bir sofra kurdurmuş ve ayrılırken arkadaşlarına, “Taarruzdan 15 gün sonra İzmir’deyiz.” demişti. Yunanlıların en güçlü olduğu nokta Afyon’du. Şimdi, hayat boyu uyguladığı bir ilkeyi devreye sokacak ve düşmana en güçlü olduğu yerde saldıracaktı.Gazi, 26 Ağustos’un ilk saatlerinde Afyon Şuhut’ta dere kenarındaki çadırında uyandı. Bir süvari kafilesi eşliğinde Kocatepe’ye hareket etti. Büyük bir gizlilik içinde yürüttüğü bu harekâtla Afyon’u güneybatısından çevirerek Yunan birliklerinin İzmir bağlantısını kesmeyi, bu arada Eskişehir tarafından indirilecek süvari birlikleriyle, düşmanı çember içinde kuşatıp, yok etmeyi planlıyordu. Bu, Kartacalı Hannibal’ın Cannae Harbinde uyguladığı taktikti.

         Kafile az ilerde bir boğaza geldi. Boğazı aşınca o büyük karanlığa gizlenmiş mahşeri kalabalığı gördüler. Kocatepe’nin etekleri asker kaynıyor, hareketliliği emirlerin fısıltısı, atların hırıltısı ele veriyordu. 50 km yürümüş binlerce asker, kısa bir dinlenmeden sonra taarruz emri için tetikte bekliyordu.

“”Fevzi Paşa sessizce Kur’an okuyordu.”” Gazi saatine baktı, “Vakit tamam! İnşaallah zafer bizimdir. Hayırlı olsun” dedi.

Savaş, Dumlupınar’da 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi’yle kazanıldı. İşgal askerleri İzmir’e doğru kaçmaya başlamıştı. Gazi, 1.Eylül günü bütün ordulara, “İlk hedefiniz Akdeniz’dir! İleri” emrini verdi. Ordu, 14 gün sonra İzmir’deydi. Başkumandan, “15 gün sonra İzmir’de buluşuruz” diye veda ettiği arkadaşlarına, “Bir gün yanılmışım.” dedi. “Ama kusur bende değil, düşmanda.”

Mustafa Kemal Paşa zaferi İzmir’de mücadele arkadaşlarıyla kutladı. Kurtuluşu ve kuruluşu kutladılar. Rumeli türküleri söylediler. Gecenin sonunda Gazi, harbin bitmesi şerefine zeybek oynadı. Bu, çilekeş bir halkın zafer dansıydı.

SONUÇ:Milletimizin şanlı tarihinin çizilmesinde yerleri ve katkısı hiçbir şekilde tartışılamayacak bu savaşların ve akabinde elde edilen Zaferlerin önemi büyüktür.Tarihin kıymeti bilinmeli , devamlı güncel tutularak hatırlardan çıkarılmamalıdır.Tam da şu noktada bilinmesi gereken durum,Milletimizin genlerine işlenmiş,sadece savaşlarda değil her daim Maneviyatından zerre kadar taviz vermemesi ile,savaşa katılanların yanında arkada kalanların sade,içten,samimiyet ve Allah’a teslimiyetle yapılan dualarının önemi büyüktür.Şöyle ki,,,

“İslam Halifesi’nin Sultan Alparslan ve Ordusu İçin Yaptırdığı Dua” Çok şeyi açıklamaktadır.

       Zamanın İslam Halifesi Kaim bi-Emri’llah, 200 bin kişilik Hıristiyan Bizans ordusuyla karşı karşıya gelecek olan Sultan Alparslan adına bir dua metni hazırlamış ve bu dua metnini Malazgirt Meydan Muharebesi’nden önce, mescidlerde okutmak üzere, yeryüzündeki bütün Müslüman Devletlere yollamıştı.

Ya Rabbi!..İslam sancağını yücelt ve ona yardımını eksik eyleme.Küfrü, tamamen ortadan kaldıracak şekilde mahvet.Sana itaat etmek için canlarını esirgemeyen ve kanlarını dökerek rızana  kavuşmaya  çalışan mücahid kullarına güç ve kuvvet ver;yurtlarını muhafaza, kendilerini muzaffer eyle.Emirü’l-Mü’minin, şehinşah-ı muazzam Muhammed Alparslan’ın dileğini kabul eyle.Din-i İslam’ı  yayıp, şerefli ismini yüceltebilmesi için onu desteğinden mahrum eyleme.Zira o yalnız senin rızan için kendi rahatını terk etti,senin yolunda malını feda etti, hatta canını dahi bu yolda fedaya hazır eyledi..Kitab’ın Kur’an-ı Kerim’de: ( Ey iman edenler! Elem verici,can yakıcı  bir azaptan koruyacak bir ticaret yolunu göstereyim mi size? Allah’a ve Peygamber’ine iman ediniz, O’nun yolunda  mallarınızla,canlarınızla  cihad ediniz) (Saff:10-11)Buyuruyorsun.Şüphesiz ki sen vaadinden dönmezsin…

Allah’ım! O nasıl ki  senin davetine uyup, Din_i İslam’ı korumada gevşeklik göstermeden emrine icabet etmiş ve bu uğurda gecesini gündüzüne katmış ise,  sen de ona zafer ihsan eyle.Onu düşmanların hilelerinden uzak kıl  ve muhafaza et.Allah’ım! Ona bütün güçlükleri  kolaylaştır  ve küffarı  bozguna  uğratarak, İslam  askerlerini  muhafaza eyle..”(Mir’atü’z-Zaman fi Tarihi’l- A’yan)

  “Tarihine laf atanın, geleceğine taş atarlar” Sağlıcakla kalın..

    [email protected]

 

Yorum Yaz