tatlidede

Serol Teber kimdir? Serol Teber kitapları ve sözleri

Psikiyatr ve radyo programcısı Serol Teber hayatı araştırılıyor. Peki Serol Teber kimdir? Serol Teber aslen nerelidir? Serol Teber ne zaman, nerede doğdu? Serol Teber hayatta mı? İşte Serol Teber hayatı... Serol Teber yaşıyor mu? Serol Teber ne zaman, nerede öldü?
  • 04.07.2022 01:00
Serol Teber kimdir? Serol Teber kitapları ve sözleri
Psikiyatr ve radyo programcısı Serol Teber edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Serol Teber hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Serol Teber hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Serol Teber hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 5 Ağustos 1938

Doğum Yeri: İstanbul

Ölüm Tarihi: 12 Kasım 2004

Ölüm Yeri: İstanbul

Serol Teber kimdir?

Serol Teber 1938 yılında İstanbul'da doğdu, 2004'te yine İstanbul'da öldü. Haydarpaşa Lisesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeokududuktan sonra Nöro-Psikiyatri Kliniği'nde uzmanlık eğitimi aldı. Almanya'daki çeşitli kliniklerde psikiyatr olarak görev yaptı. Son olarak DüsseldorfÜniversitesi'ne bağlı bir öğretim kliniği olan Landensklinik Viersen'de çalıştı.

Çeşitli dergilerde yazıları yayımlanan Serol Teber, bir dönem Açık Radyo'da "Didik Didik Freud" adlı bir program hazırladı.

Serol Teber Kitapları - Eserleri

  • Davranışlarımızın Kökeni
  • Bilimsel Bir Peri Masalı
  • Melankoli
  • "Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi
  • Doğanın İnsanlaşması
  • Didik Didik Freud
  • Aşiyan'daki Kahin
  • Politik - Psikoloji Notları
  • İlk Toplumların Değişimleri
  • İnsanın Hiçleşme Serüvenine Giriş
  • Toplama Kampı Sendromu
  • Picasso
  • Melankoli
  • İşkence Sonrası Yaşam
  • Nükleer Savaş ve Gezegenimizin Biyolojik-İklimsel Değişimi
  • Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler - Paris Komünü'nde Üç Yurtsever Türk

Serol Teber Alıntıları - Sözleri

  • Toplumsal yaşamda ortaya çıkan kriz ve bunun getirdiği korku huzursuzluk-güvensizlik-kuşku oluşturan olaylar karşısında bu tür kişiliklerin hızla savunma konumuna çekildikleri ve dogmatik reaksiyoner tutumlar gösterdikleri belirlenmiştir. Bu süreç içinde, tutucu kişilikler kendilerini güvence altında duyumsayacakları toplumsal ve politik ve de psikolojik alanlara kadar geri çekilirler ve bu gerileme (regresyon) sürecinde yapamayacakları "fedakarlık" yoktur... Bu durumlarda -genel olarak- toplumsal dengeyi düzenleyecek (uyarına gelirse karizmatik) bir otorite aranır; ve böylesi otoriter düzenler ve otoriter kişiler her zaman her yerde bolca bulunur. (İnsanın Hiçleşme Serüvenine Giriş)
  • Bu korkutucu ama aynı zamanda çekici bir durumdur. Çünkü değişmek insanın kendisine yabancılaşması demektir. Fakat amaç canlının bütünlüğünü korumak olunca yabancılaşma pahasına da olsa değişme, benliğin bütününü savunan sistemin bir parçası olur. ("Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi)
  • Henry Ford , " ideal bir fabrika işçisi iyi yetiştirilmiş bir maymundur. Halklar , sonsuz sayıda sıfırdır, ancak ciddi bir şekilde düşünen bir tamsayı, bir kahraman tarafından yönetildiğinde olumlu bir toplam haline gelebilirler," demiştir. (Doğanın İnsanlaşması)
  • Padişahların sarayına en güç giren şey doğruluktur. (Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler - Paris Komünü'nde Üç Yurtsever Türk)
  • "Bilinir ne usta olduğum içlenmek zanaatında/Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını." (Melankoli)
  • Ayağa kalkmak, yürümek zorunda kaldığından, denge organı beyinciği içeren arka kafa bölgesinin şempanzeye oranla büyüdüğü saptanmıştır. Beyin hacmi, şempanzeyle hemen hemen aynı, gorilinkinden biraz daha az olmasına karşılık beynin beden ağırlığına oranı, diğer bütün maymuninkilerden daha büyüktür. (Davranışlarımızın Kökeni)
  • tüm toplum üyelerine, toplumsal çalışmalara katılma ya da katkıda bulunma zorunluluğu getirilmiştir... Çalışanlardan toplanan artık değerler çoğaltılmış, bunların bir kısmı kanal-Tapınak-yol baraj-Saray gibi kamu hizmetlerinin yapımı için kullanılırken, çoğu küçük bir sömürücü katmanın lüks tüketimine harcanmıştır. (İlk Toplumların Değişimleri)
  • Bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip «bu benimdir» diyebilen, ve buna inanacak kadar saf insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun gerçek kurucusu olmuştur. (İlk Toplumların Değişimleri)
  • Avrupa’nın hemen her tarafında amele sınıfı yürekler dayanmıyacak bir haldedir. Bir fabrikacı mâlik olduğu sermayesi kuvvetiyle birkaç bin kişiyi esir gibi kullanıyor. Gördükleri işin onda birine mukabil olacak derecede bile ücret vermiyor. Öyleyse niçin çalışıyorlar? Ya ne yapsınlar? Ameleden biri ücretin kılletinden (azlığından) dolayı bir fabrikayı terkettiği takdirde başka fabrikaya kabul olunmaması için fabrikacıların ittifakı var. (Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler - Paris Komünü'nde Üç Yurtsever Türk)
  • "Zavallı bir çocuk gibi minnetle ağlasam... Ah ağlasam, seninle dudak dudağa ağlasam; Bir kez olsun bunda sevinçle ağlasam!" (Aşiyan'daki Kahin)
  • Sömürgeciler, Avustralya yerlilerine gerçek bir soykırım uygulamışlardır. İngiltere, daha 1783 yılında, kaptan Artlıur Phillip denetiminde, 757 adi suçluyu Avustralya’ya göndererek, bu anakaranın tüm güzelliklerini sistemli bir biçimde tahrip ettirmiştir. (İlk Toplumların Değişimleri)
  • Ergin maymunlar, yavrularının her türlü yaramazlıklarını insanlarda bile az rastlanan bir hoşgörüyle karşılarlar. Genellikle bebeğe kötü davranılmaz. (Davranışlarımızın Kökeni)
  • "Neden, ister felsefede ya da politikada ister şiir ya da sanatta olsun olağanüstü kişiliklerin hepsi melankoliktir?" (Melankoli)
  • Çok vicdanlıymış gibi görünenlerin gerçekte günaha eğilimli oldukları için çok fazla vicdandan söz ettiklerinin ya da çok fazla ibadet ettiklerinin altını çizer. (Didik Didik Freud)
  • “Babamızın biz çocuklarına sunduğu en büyük özgürlük, kendisinden istediğimiz kadar korkabilme özgürlüğüydü.” (Didik Didik Freud)
  • Mutlu bir insansınız siz. Bu denli kolay mutlu olmanızdan dolayı acıyorum size Mösyö. Bir insanın kendisini mutlu sanacak kadar alçalması mı gerekir! Mut­lusunuz siz... Demek ki kolayca hoşnut oluyorsunuz? Acı­yorum size ve kendi keyifsizliğimi sizin üstün mutluluğunuzdan daha değerli buluyorum. (Aşiyan'daki Kahin)
  • Sanatlar içinde sadece müziğin insan ruhunun en derin noktalarına kadar ulaşıp, en yoğun duyguları bile evrensel harmoniyle bütünleştirebileceği öngörülmüştür. (Melankoli)
  • Zavallı bir çocuk gibi minnetle ağlasam... Ah ağlasam, seninle dudak dudağa ağlasam; Bir kez olsun bunda sevinçle ağlasam! (Aşiyan'daki Kahin)
  • Bu koşullarda birazcık olsun bir şeyler bilen ya da bilmek isteyen bir insanın çıldırmadan, en azından şizofreni olmadan bu toplumda tutulabilmesi (artık) olanaksızlaşmıştır. Bir anlamda insanlar tutunamamaya mahkûm olmuşlardır. Kuşkusuz bütün bunlara karşın sonlarının ne olacağını bile bile de olsa böyle insanlar her zaman ortaya çıkacaklar ( hiç olmazsa kendi konumlarını göstererek) ve bir anlamda tutunanların ( bir kısmına olsun) yaşamlarını zindan edeceklerdir. Bunu yapmak onları üzmek için değil, başka türlü yaşamak ellerinden gelmediği için yapacaklardır... Tıpkı başka türlü dilenmeyi bilmeyen Beyaz Mantolu Adam gibi... ("Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi)
  • Evrim süreci içinde saptanan genel bir yasaya göre canlılarda gelişme, basitten karmaşığa doğru olmakta ve her gelişen yeni örgütlenme, kendinden öncekilerini denetletip yönetmektedir. Genel olarak bütün sinir sistemi hastalıklarında da bu evrimsel gelişimin tersi bir çözülme saptanır. Yani ilk kez en son gelişen, en karmaşık yapıların işlevleri bozulmakta, ve sonucu olarak da bunların, daha alt yapılar üzerindeki denetim yetenekleri azalmaktadır. (...) Bu nedenledir ki korku, sıkıntı ile özgür ve yaratıcı düşüncenin bir arada bulunmaları pek olası değildir. (Davranışlarımızın Kökeni)

Yorum Yaz