tatlidede
tatlidede

Sevgili Çocukluğum

Sevgili Çocukluğum

Çocukluğum neredesin? Ne olmuş sana? Şen şakrak sesin neden yok, niçin gür sesin sokaklarda bağıra çağıra çıkmıyor? Uzun zamandır pek suskunsun. Göremiyorum yere göğe sığmayan elzem varlığını. Duyamıyorum karşıki dağları delen gür sesini. İyi misin? İyi olsaydın baktığım yerde olurdun. Sessizliğe gömülmüş mezarlık gibisin. Suskunluğunun sebebi ne? Hadi söyle bana derdini. Hadi konuş benimle. Hadi açıl bana eskisi gibi.

 

Unuttun mu ben bir zamanlar hep sendim. Unuttun mu sen bir zamanlar çok bendin. Biz hayatın tüm yanlarıyla vardık. İkimize dair güzel yarınların muştusu vardı. Nerede olursak olalım aşk dalgalanırdı gözlerimizde. Sözlerimiz, sevgi hatırına aşkla noktalanırdı. Bakışlarımızda serçe kuşlarının cıvıltısı eksik olmazdı. Küçük adımlarımıza nice dünya sığardı. Düşlerimizin sayısı sayılamayacak denli çoktu. Oyunların aranılan ismi ve cismiydik. Doğal ve güzel bir köyün yaramaz afacanlarıydık. Karıncaların gerçek dostu, üzüm bağlarının tatlı tadıydık. Kuzuların patika yoldaşı, meşe ağaçlarının sevimli yüzüydük. Ne oldu bize? Neredeyiz şuan? Neden ayrı düştük? Niçin eskisi gibi yan yana değiliz?

 

Çocukluğum, ne oldu ikimize? Birimiz büyürken, diğerimiz niçin ortalıkta kayboldu? Neden bir daha bir araya istediğimiz gibi gelemiyoruz? Bir araya gelip neden birbirimize sımsıkı sarılamıyoruz? Ne değişti? Durmadan dönen Dünya mı? Geriye bakmayı hiç bilmeyen ve hızlıca akan zaman mı? Sağı solu genelde değişen, renkten renge giren, arka kapılar arkasında plan yapan, adam satan, vicdansızlıkta ve sevgisizlikte yolunu şaşırmayan insanlar mı? Yoksa biz mi? Sebep ne/ler? Neden kim/ler? Var mı bir cevabın bize dair?

 

Çocukluğum, farkında mısın çok zamandır suskunuz. Aynı yerde gönlümüzce buluşamıyoruz. Aynı yeri birlikte mesken eyleyemiyoruz. Aynı şiirde aynı duyguları beraber hissedemiyoruz. Değiştik. Değiştirdiler. Farklılaştık. Aramıza mesafeler koydular. Bireyselleştik. Yalnızlığa mahkûm ettiler bizi. Ya da bir şeyler uğruna kendimizden vazgeçtik. Oldu bize bir şeyler.

 

Baksana artık ne ben senin küçüklüğünü rahat bir şekilde görebiliyorum, ne sen benim şiirden adamki halime rast gelebiliyorsun. Sanki karşı kıyıları olduk biz bir denizin, gün geçtikçe birbirine hasret kalan. Sanki sen sağır oldun, ben ise kör oldum. Altıncı hislerimiz bizim için devreden çıkmış gibi. Bir deprem olmuş gibi, ikimiz de enkaz altında kurtarılmayı bekliyoruz çoktan.

Çocukluğum hadi bir şeyler söyle. Yaşıyorsan söyle.

Söyle biz bir aradayız.

Söyle her günümüz beraber geçiyor.

Söyle bize dair senin gördüklerin, söylediklerin, kaygıların ve korkuların birer rüya.

Ve söyle hep yanındayım, sol yanında yaşıyorum de sevgili çocukluğum.

Der misin can çocukluğum?

Çünkü ben, bütün kalbimle çok özledim seni ey çocukluğum…

[email protected]

Editör: Aydın

Yorum Yaz