tatlidede

Şişkin Ego Sahipleri ve Narsisizmin Temsilcileri

Muhakkak ki iyilikler, kötülükleri giderir. Hud Suresi/114
Şişkin Ego Sahipleri ve Narsisizmin Temsilcileri

Âdemoğlu doğar, büyür, gelişir ve en nihayetinde sonsuzluk yurduna rücu eder. Doğumu ile ölümü arasındaki süreçte kendisine sunulan defterin asıl sahibidir. Dilediği gibi yazar, çizer ve yaşadığı hayat üzerine yaşam defterini doldurur.

Ömür denilen yaşam sürecinde tercih hakkı tamamen kendisine sunulmuştur. Ancak kendisine sunulan hayatın yanında, hayatı en iyi şekilde yaşamak için kendisine birçok fırsat da sunulmuştur. Bu durum tamamen kendisinin insafına ve merhametine bırakılmıştır. Ancak gözünü kör eden hırs ve dünyanın içindekiler onu çoğu kez olunması gerektiği gibi değil, kendisinin olmasını istediği gibi bir hayat tercihine zorlar.

Hâlbuki iki yoldan birini tercih edecekti. Ya egosunu yenerek merhameti yol edinecek ya da egosuna yenik düşerek Narsisizm felsefesini tercih edecekti. Ve çoğunlukla ikinci şıkkı tercih eden bir insan sureti ile karşı karşıya kalıyoruz. Yani Prof. Dr. Kemal Sayar’ın tabiriyle şişkin egolar çağında, “narsisizm salgını”nınkıskacında yaşıyoruz.

Bu düşünce şeklinin temsilcileri kendi öz benlikleri dışında kimseyi kabullenmediği gibi, bir başkasına da çok fazla yaşam hakkı tanımazlar. İnsanoğluna sunulan tüm nimetleri kendi hakları olarak görür, bir başkasına ise kendi çizdikleri daire içinde yaşam hakkı ve fırsatı tanırlar. Mensubu oldukları toplumlarda sürekli en önde olmayı en önemli hak olarak görürler. Ne kadar faydalı olduklarından ziyade, kendi menfaatlerinin ne oranda sağlandığına bakarlar. Başarılı olup olmamaları önemli değildir. Hatta biraz daha ileri giderek; başkalarının yaşam hakkını kendi ipotekleri altına alırlar ve o yaşam hakkını kendilerinin verdiği nimet olarak sunarlar.

Bu duruma muhatap kalanlar ise daha ilginç bir yol tercih ederler. Şişkin ego sahiplerinin evveliyatını bildikleri halde tüm güçleri ile itaat etmeye ve inanmaya devam ederler. İşi bazen o kadar çok abartırlar ki, bu sahnede duranları her türlü kusur ve eksiklikten münezzeh görmeye başlarlar. Çünkü menfaate giden yolda birbirlerinin kutsayıcıları ve destekçileridirler. Çünkü her haline tanıklık ettikleri ve toplumun ihyasına zerre faydası olmayacağını bildikleri halde bu insanların peşinden gitmeleri başka şekilde izah edilemez.

Sürgün dünya hayatında incitmeden yaşamak da mümkündür. Toplumun acısını duymak, toplumun menfaatlerini kendi menfaatlerinin önünde tutmak topluma liderlik yapma gayretinde olanların öncelikli vazifesidir.

Son olarak;

Toplumun saygınlığını/güvenini kazanmadan liderlik yapılamaz. Şahısları değersizleştirerek, iftira ve dedikodu ile hareket ederek saygın şahsiyet olunmaz.Biraz öz benlik eleştirisi, biraz adalet, biraz sevgi ve biraz merhamet dünyayı çok daha yaşanabilir hale getirmeye yetecektir.

 

#makamemanettir

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz