Sohrab Sepehri kimdir? Sohrab Sepehri kitapları ve sözleri
Şair - Ressam Sohrab Sepehri hayatı araştırılıyor. Peki Sohrab Sepehri kimdir? Sohrab Sepehri aslen nerelidir? Sohrab Sepehri ne zaman, nerede doğdu? Sohrab Sepehri hayatta mı? İşte Sohrab Sepehri hayatı... Sohrab Sepehri yaşıyor mu? Sohrab Sepehri ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 1928
Doğum Yeri: İsfahan
Ölüm Tarihi: 1980
Ölüm Yeri: Tahran
Sohrab Sepehri kimdir?
7 Ekim 1928; Kaşhan, İsfahan - 21 Nisan 1980, Tahran), İranlı modern şair ve ressam.
İsfahan'a bağlı Kaşhan'da doğdu. İran şiirinde ölçü ya da ritme bağlı olmayan "Yeni Şiir" akımının beş ünlü şairinden biridir. Diğerleri Nima Youshij, Ahmad Shamlou, Mehdi Akhavan-Sales ve Füruğ Ferruhzad'dır.
1980'de Tahran'daki Pars Hastanesi'nde lösemi nedeniyle öldü. Şiirinde insancıllık hakimdir. Doğayı sever ve şiirlerinde sıkça yer verirdi. Şiirleri Fransızca, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, İsveççe, Rusça ve Türkçe gibi birçok dile çevrildi. Türkçeye çevrilen eserleri arasında, 1996 yılında YKY tarafından basılan ve çevirisini Cavit Mukaddes'in yaptığı şiir seçkisi Başlangıcın Sesi de bulunur. Bir diğer Türkçeye çevrilen şiirleri de, 2011 yılında Balkon Sanat Yayınları'ndan çıkan Faysal Soysal çevirili Akdenizdeki Çöl'de yer almaktadır.
İran seçimleri sırasında aday Musevi için yapılan mitinglerde okunan şu şiiri 17 Haziran 2009 'da Hürriyet Gazetesinde çıkmıştır: "Yağmura gitmeli , gözlerimizi yıkamalı ve dünyayı başka gözlerle görmeliyiz." Ayrıca Türkçeye çevrilen kitapları arasında Pan Yayıncılık ve Avesta Basın Yayın 'dan çıkan "Suyun Ayak Sesi" ,Epos Yayınlarından "Sekiz Kitaptan Seçmeler" kitapları da bulunmaktadır
Sohrab Sepehri Kitapları - Eserleri
- Suyun Ayak Sesi
- Sekiz Kitap
- Rengin Ölümü
- Başlangıcın Sesi
- Biz Hiç, Biz Bakış
- Kederin Doğusu ve Suyun Ayak Sesi
- Yalnızlığımın Çinisi
- Rengin Ölümü ve Yolcu
- Henüz Yolcuyum Özyaşam Öyküsü, Anılar
- Sekiz Kitap'tan Seçmeler
- Toplu Şiirler
- Hemu Helbest
Sohrab Sepehri Alıntıları - Sözleri
- Ve yağmurun sesini duyuyorum aşkın ıslak gözkapaklarında. (Kederin Doğusu ve Suyun Ayak Sesi)
- “Aydınlık kapıların ardından gelmeli biri.” (Biz Hiç, Biz Bakış)
- bugün ben aaah, ne denli yeşilim! ne denli uyanıktır gövdem! dağın ardından bir hüzün çıkıvermez umarım! (Yalnızlığımın Çinisi)
- Kapatmak gerek kitabı. Kalkmak gerek, Zaman boyunca yürümek, Çiceğe bakmak, Belirsizliği duymak gerek.” (Biz Hiç, Biz Bakış)
- Bir şair gördüm bir zambağa hitap ederken Siz diyordu. (Toplu Şiirler)
- Ruhum bazen yoldaki taş kadar gerçektir (Kederin Doğusu ve Suyun Ayak Sesi)
- "Yalnız” kapısının ardında kalmıştım ben. Bir “yalnız” kapısının ardında görmüşümdür kendimi hep. (Sekiz Kitap)
- “Bir anlam ver ki kanada Aklımın kanadı yansın kıskançlıktan.” (Biz Hiç, Biz Bakış)
- Bir gölge geçti duvarın üzerinden Hüzün kattı benim hüzünlerime. (Rengin Ölümü)
- "dışarıya açılan kapıydım sensiz, çoraklığa doğru bir ses, ve sonsuzluğu seyreden bakıştım..” (Başlangıcın Sesi)
- Dünyadaki bütün kuşların kanatlarının açıklığı vardı ciğerlerimde. (Biz Hiç, Biz Bakış)
- Seni senden çalmışlar, Ne derin yalnızlık! (Sekiz Kitap'tan Seçmeler)
- anlar çıplaktır kendi anlarının sen tenine hüzün elbisesi giydirme sakın (Yalnızlığımın Çinisi)
- " Ve sesleneceğim içerden : Ey sepetleriyle uyku dolu olanlar ! Elma getirdim , elmaa.. Kızıl güneş , geleceğim. Dilenciye bir yasemin vereceğim. Cüzzamlı bir kadına da yeni bir küpe . Köre diyeceğim ki : bak, nasıl da güzel bahçe .." (Toplu Şiirler)
- Bizim işimiz değil kırmızı gülün sırrını anlamak. Bizim işimiz belki de: kırmızı gülün büyüsünde yüzmektir. (Suyun Ayak Sesi)
- "karıştı bir özlem, bir hayrete (Sekiz Kitap'tan Seçmeler)
- Pencereden, Çocukluk duvarından, günbatımına bakıyorum. Boş yere bakıyorum, boş yere. Yeşil bahçe kapılarının üzerine çöktü bu duvar. Oyunların altın zinciri ve hikâyelerin aydınlık saçan Kapıları, bu enkazın altında kaldı. Öbür tarafta, karanlığım göründü: Samanlı çamurdan yapılmış kubbe üzerinde durmuşum tıpkı bir üzüntü gibi. (Başlangıcın Sesi)
- Şemsiyeleri kapatmalı. Yağmur altında yürümeli. Düşünceleri, hatıraları yağmur altına getirmeli. Şehir bütün halkıyla yağmur altına gitmeli. Dostu yağmur altında görmeli. Aşkı yağmur altında aramalı. Yağmur altında bir kadınla sevişmeli. Yağmur altında oyun oynamalı. Yağmur altında yazmalı, konuşmalı, nilüfer dikmeli. Yaşam sürekli ıslanmaktır. Yaşam "şimdi" havuzunda suya girmektir. Çıkaralım giysileri: Suya bir adım var. (Suyun Ayak Sesi)
- “… çağır beni senin sesin iyidir senin sesin hüznün samimiyetinin sonunda yeşeren o tuhaf bitkinin yeşilliğidir…” (Sekiz Kitap'tan Seçmeler)
- Bizim aramızda çöllerin derbederliği var Gecelerin kandilsizliği, gurbetlerin toprak yatağı ateşlerin unutulmuşluğu Bizim aramızda binbir gece arayışları var (Toplu Şiirler)