tatlidede

Svetlana Aleksiyeviç kimdir? Svetlana Aleksiyeviç kitapları ve sözleri

Rus Araştırmacı Gazeteci, Yazar Svetlana Aleksiyeviç hayatı araştırılıyor. Peki Svetlana Aleksiyeviç kimdir? Svetlana Aleksiyeviç aslen nerelidir? Svetlana Aleksiyeviç ne zaman, nerede doğdu? Svetlana Aleksiyeviç hayatta mı? İşte Svetlana Aleksiyeviç hayatı...
  • 04.02.2023 15:00
Svetlana Aleksiyeviç kimdir? Svetlana Aleksiyeviç kitapları ve sözleri
Rus Araştırmacı Gazeteci, Yazar Svetlana Aleksiyeviç edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Svetlana Aleksiyeviç hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Svetlana Aleksiyeviç hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Svetlana Aleksiyeviç hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Svetlana Aleksandrovna Aleksiyeviç

Doğum Tarihi: 31 Mayıs 1948

Doğum Yeri: İvano-Frankivsk, Ukrayna

Svetlana Aleksiyeviç kimdir?

Svetlana Aleksandrovna Aleksiyeviç (Rusça: Светлана Александровна Алексиевич; Beyaz Rusça:Святлана Аляксандраўна Алексіевіч Svyatlana Alyaksandrawna Alyeksiyevich; d. 31 Mayıs 1948) Beyaz Rusyalı araştırmacı gazeteci, yazar. 2014 yılında, Ural Federal Üniversitesi tarafından Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterildi.

Ukrayna'nın Stanislav (1962'den sonra adı Ivano-Frankivsk olan yerleşim birimi) şehrinde, Beyaz Rusyalı baba ve Ukraynalı bir annenden dünyaya geldi. Çocukluğu Beyaz Rusya'da geçen yazar, Beyaz Rusya Devlet Üniversitesi gazetecilik bölümünden 1972'de mezun oldu. Sonrasında bazı yerel gazetelerde çalıştıktan sonra, Minsk'te yayınlanan Neman isimli edebiyat dergisinin muhabiri oldu.

II. Dünya Savaşı, Sovyet-Afgan Savaşı, Çernobil faciası, SSCB'nin dağılması gibi dramatik olayları yaşamış, bu olaylara tanık olmuş kişilerle röportajlar yaptı. Bu insanlardan dinlediklerinin izlerini yazdığı kitaplarda kolayca görmek mümkündür.

Yazıları Lukashenko rejimini rahatsız etti. 2000 yılında hakkında yasal kovuşturma başlatıldı. Bunun üzerine ülkesini terk etti. Hayatının sonraki on yıllık kısmını, kendisine kucak açan Paris, Gothenburg ve Berlin gibi şehirlerde, siyasi sürgün olarak geçirdi. Nihayet 2011 yılında ülkesine, Minsk şehrine geri döndü.

Yazarın kitapları, SSCB'de yaşamış insanların, ülke dağılmadan önce ve sonrasındaki, duygusal hayatlarındaki değişimlerin edebi kroniği olarak tanımlanmaktadır. Sovyet-Afgan Savaşı'nın ilk ağızdan anlatıldığı Çinko Çocukları ve Çernobil kazasının ele alındığı Çernobil'den Sesler isimli kitapları en önemli eserleridir. Kitaplarında ele aldığı konuları şu şekilde tanımlamaktadır:

« SSCB dönemine ve sonrasına dönüp baktığımızda, tarihimizin koca bir mezar ve büyük bir kan banyosundan ibaret olduğunu görürüz. Kurbanlarla cellatlar arasındaki tükenmek bilmez diyalogları duyarız. Sürekli olarak karşımıza aynı lanetli sorunsallar çıkar: Ne yapmalı, suçlu kim? Devrim, toplama kampları, II. Dünya Savaşı, Sovyet-Afgan Savaşı sırasında halktan gizlenen gerçekler, büyük bir imparatorluğun çöküşü, devasa ölçekte bir sosyalist ütopyanın paramparça dağılması, yeni ortaya çıkan evrensel problemler, Çernobil faciası vs. Bunlar, Dünya üstündeki tüm insanların cevaplaması gereken sorulardır ki, tümü bizim kendi gerçek tarihimizdir. İşte tüm bu cehennemden çıkma soru ve sorunlar, benim kitaplarımın izleğini oluştururlar. »

Savaşın Kadınsı Olmayan Yüzü isimli ilk kitabını 1985 yılında yazdı. Kitap, kısa sürede birçok baskı yaparak, iki milyon adetten daha fazla satış rakamına ulaştı. Romanda, II. Dünya Savaşı daha önce çok da ele alınmayan yönleriyle, bir kadının monologları şeklinde anlatılmaktadır. The Last Witnesses: the Book of Unchildlike Stories (Son Tanıklar: Çocuksu Olmayan Öyküler) isimli kitabında, savaşı yaşayan çocukların anıları yer almakta, savaş kadın ve çocukların gözünden adeta yeniden anlatılmakta, yepyeni bir duygu dünyasına kapı aralamaktadır. 1993 yılında, SSCB'nin dağılması sonucunda umutsuzluğa kapılıp, intihara teşebbüs eden insanların öykülerinin anlatıldığı Ölümle Efsunlananlar (Enchanted with Death) isimli kitabını yayınladı. Gerçekten de kendilerini ve yaşam biçimlerini komünist ideoloji ile özdeşleştirmiş çok sayıda Sovyet vatandaşı, ortaya çıkan yeni düzeni kabullenmekte ve bu tarihsel gerçekliği algılamakta zorluk çekmişti.

Aleksiyeviç'in kitapları, aralarında Türkçenin de bulunduğu toplam 19 farklı dile çevrilmiştir. Kitapların yanı sıra 21 adet belgeselin metnini hazırlamış ve üç adet de tiyatro oyununun senaryosunu yazmıştır. Tiyatro eserleri, Fransa, Almanya ve Bulgaristan'da sahnelenmiştir.

Svetlana Aleksiyeviç Kitapları - Eserleri

  • Çernobil Duası
  • Kadın Yok Savaşın Yüzünde
  • İkinci El Zaman
  • Son Tanıklar
  • Çinko Çocuklar

Svetlana Aleksiyeviç Alıntıları - Sözleri

  • Tarihe inanıyorum ben. Tarihin yapacağı yargılamaya inanıyorum... Çernobil sonlanmadı, daha şimdi başlıyor... (Çernobil Duası)
  • Üzerine ölümün gölgesi düşmeden hiçbir şeyi anlamak mümkün değil. (Çernobil Duası)
  • Mezarların başına taşlar dikin, taşların üzerine de “her şey boşunaydı” diye nakşedin! (Çinko Çocuklar)
  • Ülke, iktidardakilerin ülkesi, insanların değil. (Çernobil Duası)
  • Annemin gözünden süzülen yaşları fark edince, mızmızlanmayı bırakmıştım. (Son Tanıklar)
  • “Yaşamak istiyorum! Yaşamak istiyorum!..” (Son Tanıklar)
  • Burada gerçekten de sanki başka bir zaman yaşanmakta, takvimler on dördündü yüzyılı gösteriyor. (Çinko Çocuklar)
  • Her zaman uykulu ve yorgunlar.. (Çernobil Duası)
  • “Nefret etmekten yorulmuş kalbe öğretemezsin sevmeyi.” (İkinci El Zaman)
  • İnsandan daha acayip başka bir hayvan yok. Yok! (Çinko Çocuklar)
  • İnsandan daha kötü bir hayvan yok. İnsan insanı öldürür, mermi değil. İnsan insanı... (İkinci El Zaman)
  • Gerçek her zaman onu dile getirene pahalıya mal olmuştur. (Çinko Çocuklar)
  • Gerçi buradaki her şey olağandışıydı. (Çernobil Duası)
  • İnsan mutlu olmayı beceremiyor. (Çernobil Duası)
  • "En güçlü ilacınız sevginizdir. Sevgi korur, hayatta kalma gücü verir." (Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
  • İnsan en iyi savaşta, bir de belki aşkta gösterir, belli eder kendini. En derinine, derisinin alt katmanlarına dek... (Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
  • Tanrı insanı ateş etsin diye değil, sevsin diye yaratmış. (Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
  • Çocukluğum sona ermişti... İlk silah sesleriyle birlikte sona ermişti, içimde yaşayan bir çocuk vardı hâlâ, ama onun hemen yanında başka biri duruyordu artık... (Son Tanıklar)
  • Ağlayamıyordu artık, çünkü ağlamak da güç ister. (Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
  • Hangisi daha iyi, hatırlamak mı yoksa unutmak mı? (Çernobil Duası)

Yorum Yaz