tatlidede

Taliban Lideri Kimdir? Afganistan Taliban Liderinin İsmi Nedir? Taliban'ın Başında Kim Var?

Amerika ile yapılan Doha anlaşması sonucunda Amerikan askerleri Afganistan'tan çekildi. 20 günlük bir süreçte Taliban başkent Kabil olmak üzere tüm Afganistan'ı aldı. Peki Afgan hükümetine son veren ve şuan hükümeti elinde tutan Taliban'ın lideri kimdir? 2021 yılı Afganistan Taliban liderinin ismi nedir? İşte Taliban'ın lideri ve biyografisi...
  • 17.08.2021 19:37
Taliban Lideri Kimdir? Afganistan Taliban Liderinin İsmi Nedir? Taliban'ın Başında Kim Var?

Afganistan’ın büyük bir bölümünü kontrol altına alan son olarak da Kabil’i ele geçiren Taliban’ın lideri merak konusu oldu. 1996-2001 yıllarında olduğu gibi tekrar iktidara dönme hazırlığı yapan Taliban örgütünün liderleri araştırılıyor. Taliban lideri kimdir? sorusunun yanıtı…

Amerikan işgalinin üzerinden geçen 20 yıl sürenin ardındanbir kez daha dünya sahnesine çıkan ve hala adından söz ettiren Taliban, ABD varlığının sona ermesini ve tüm yabancı güçlerin ülkeden çekilmesini istiyordu, dönemin ABD Başkanı Donald Trump yönetimi ile şubat 2020'de barış anlaşması imzalandı, anlaşmada örgüt istediğini aldı.

İktidardan uzaklaştırılmasının ardından gücünü yeniden toparlayan Taliban, 15 Ağustos 2021 itibarıyla tüm Afganistan'ı yeniden ele geçirdi.

TALİBAN LİDERİ KİMDİR 2021 YILI? AFGANİSTAN TALİBAN LİDERİNİN İSMİ NEDİR?

Taliban'ın lideri 2016'dan beri Mevlevi Hibetullah Ahundzade'dir. Hibetullah Ahundzade 1961 yılında Pençvaiye, Kandehar’da doğdu. Mevlevî unvanını kullanmaktadır.

İnsansız hava aracı saldırısında ölen Ahtar Mansur'un yerine 2016 yılının mayıs ayında Taliban lideri olmuştur. Ayrıca Taliban Ahundzade'ye, iki selefinin kullandığı "Müminlerin emiri" anlamına gelen emir-el müminin lakabını vermiştir. 3 Haziran 2020 günü COVID-19 sebebiyle öldüğü iddia edilmiştir. Taliban yetkilileri ise öldüğü iddialarını reddetmiştir.

Taliban çoğunluğu Afganistan'ın en kalabalık etnik grubu Peştunlardan oluşan bir gruptur. Taliban, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a müdahalesinin ardından Sovyet güçlerinin 1989'da geri çekilmesinden sonra Afganistan'daki merkezi hükûmetlerin zayıflıklarından yararlanarak iktidara gelmiş ve ülkenin büyük bölümünü kontrolü altında tutmuştur. Temellerini Pakistan'daki medreselerde eğitim görmüş, savaştan kaçan Peştun mülteciler oluşturur.

TALİBAN KURUCU LİDER MOLLAR ÖMER

Sovyet güçleri Afganistan'ı işgal edince medrese eğitimini bırakarak "dini vecibelerini yerine getirmek üzere" mücahit oldu.

Molla Ömer mücahit olarak 1983 ile 1991 yılları arasında Sovyet güçlerine karşı savaşta dört kez yaralandı. Bu savaşta sağ gözünü kaybettiği belirtiliyor. Taliban’ın yayınladığı biyografiye göre Molla Ömer’in en çok kullandığı silah bir roketatar çeşidi olan “RPG-7” idi. Kandahar’daki birçok cephede savaşan Ömer, cephe komutanlığı görevi de yürüttü.

1994 yılında İslamcı mücahitlerin liderliğine gelen Molla Ömer, 1992'de Afganistan'daki Sovyet yanlısı komünist rejim yıkıldıktan sonra çok sayıda milis lideri arasında çıkan çatışmalara son vermek için çabalamasının ardından 1996'da artık "amir ül mümin" (inananların başı) olarak anılmaya başlıyor.

Yönetim esnasında Molla Ömer, medyatik olan ve göz önünde bulunan bir lider olmadı. Müslüman olmayan kişilerle neredeyse hiç görüşmeyen Molla Ömer’in, birkaç poz hariç fotoğrafı da hiç bulunmuyor.

Taliban nasıl kuruldu?

Arapça talib (öğrenci) kelimesinin çoğulu Taliban (öğrenciler) adını benimseyen örgüt, ülkenin güneyinde Molla Ömer Ahund liderliğinde yaklaşık 50 medrese öğrencisiyle birlikte 1994'te kuruldu. Aslen Kandaharlı olan Molla Ömer, bir süre Pakistan'da ardından da Kandahar'ın kuzeyindeki Meyvend ilçesinde medrese eğitimi aldı. Sovyet işgaline karşı savaştı.

Gelenekçi bir yapıya sahip Afgan toplumu içerisinde hızla taraftar toplayan ve yükselen grup, amacını, Sovyet savaşı ve akabinde patlak veren iç savaşlar sırasında ortaya çıkan savaş ağalarından kurtulmak olarak tanımladı.

Kuruluş felsefesini de Afganistan'da İslam'a dayalı bir yönetim getirmek olarak tanımladı.

 

Kurulduktan birkaç ay sonra çoğunluğu medrese ve şeriat okulu öğrencileri olmak üzere savaşçı sayısı 20 bini buldu. Kısa süre sonra Pakistanlı Peştun etnik kökenden Mevlana Samiul Hak liderliğindeki Darul Ulum Hakkaniye medresesi öğrencilerinin önemli bir kesimi de yine örgüte dahil oldu. Öğrenciler hareketinin mensuplarının çoğu ülkenin güneyindeki Peştun kökenli kişilerden ve Pakistan'daki medreselerde eğitim gören mülteci ailelerin çocuklarından oluştu.

Analistlere göre, örgütün kuruluşundan itibaren en büyük destekçisi ve yol göstericisi kuşkusuz Pakistan istihbarat teşkilatı (ISI) oldu. Uzmanlar, hem askeri eğitimin hem de maddi desteğin doğrudan ISI tarafından sağlandığını belirtiyor.

Kandahar ele geçirildi

Kuruluşundan kısa süre sonra, Afganistan'ın ikinci büyük kenti Kandahar'a saldırdı. Talebeler örgütü 3 Kasım 1994'te ciddi bir direnişle karşılaşmadan Pakistan sınırındaki kentin kontrolünü ele geçirdi. Bu aynı zamanda zayıf durumdaki Kabil merkezi hükümetine de ilk darbe oldu. Taliban, 1995 yılında ülke genelinde 12 kentte kontrolü sağladı. Yolsuzluklara ve rüşvete savaş açan grubun popülaritesi günden güne arttı. Ele geçirdiği şehirlerde kanunsuzluklar ortadan kaldırılmaya ve emniyet tesis edilmeye başlandı.

Örgüt Kabil'e dayandı

Ülkenin güneyindeki Peştun nüfusun yoğunlukta yaşadığı kentleri ciddi bir direniş görmeden bünyesine katan Taliban, 1995'te Kabil'e dayandı. Başkentin kontrolünü ele geçirebilmek için Kabil'i 3 ayrı koldan bombaladı. Ancak Sovyetler Birliği'ne karşı verdiği direnişle adını duyuran Ahmet Şah Mesut liderliğindeki güçler Taliban'ı burada ağır bir yenilgiye uğrattı.

Pakistan'dan ve bazı Körfez ülkelerinden para ve silah desteği aldığı belirtilen Taliban, 1996 yılının eylül ayında Kabil'e saldırmak üzere hazırlık yaptı.

Kanlı sokak savaşına girmek istemeyen Tacik komutan Ahmet Şah Mesut, kendine bağlı tüm güçleri 26 Eylül 1996'da Kabil'den çekti.

Afganistan İslam Emirliği kuruldu

Otorite boşluğundan faydalanan Taliban savaşçıları 27 Eylül 1996'da Kabil'e girdi. İlk olarak BM binasına sığınan eski Devlet Başkanı Muhammed Necibullah Ahmedzay ile kardeşi Şahpur Ahmedzay idam edildi.

Başkentin ele geçirilmesi zamanına kadar milis bir yapı olan Taliban, bu tarihten itibaren kendi hükümetini kurduğunu açıkladı. Adını Afganistan İslam Emirliği, kurucu lider Molla Ömer'i de Emirel Müminin (Müminlerin emiri) olarak ilan etti. Bayrak değiştirildi. Molla Ömer adına camilerde hutbe okundu.

Afganistan'ı yakından takip eden uzmanlara göre Taliban, bu tarihten sonra Pakistan'ın bölgedeki çıkarları için vekalet savaşı veren bir örgüt haline dönüştü.

Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, Taliban'ı resmen tanıdı.

Taliban'ın uygulamalarından bazıları

Önceleri nispeten yumuşak bir görünüm veren örgüt Kabil'in ele geçirilmesinin ardından çok katı kurallar uygulamaya başladı.

Şeriata dayalı anayasal sistem yürürlüğe girdi. Hanefi mezhebi ön planda tutuldu.

Şeriatın gündelik hayatta uygulandığını takip etmek için Emr-i bil Maruf (iyiliği emretme) Bakanlığı oluşturuldu.

Hayatın her alanından soyutlanan kadınların çalışması, kız çocuklarının okula gitmesi ve eğitim alması tamamen yasaklandı.

Kadınlara peçe zorunluluğu erkeklere ise takke ve sakal mecburiyeti getirildi.

Sakalını kesenler için 6 aydan başlamak üzere hapis cezası verildi. Yüzü görülen kadınlar kırbaçlandı.

Afganistan Televizyonu'nun yayını durduruldu. Fotoğraf dahil her türlü görsel yayın ve müzik yasaklandı.

Erkeklere, evine en yakın camide 5 vakit namaz kılma mecburiyeti getirildi.

Emri bil Maruf görevlileri camilerde yoklama aldı.

Mazeretsiz camiye gitmeyenlere ağır yaptırım uygulandı.

Namaz surelerini bilmeyenler kırbaçlandı.

Bütün okullar medreseye dönüştürüldü. Ders kitaplarındaki görseller yok edildi.

'Medreselerde' 3'üncü sınıftan itibaren tüm öğrencilere en az 3 metre olmak üzere sarık sarma mecburiyeti getirildi.

Ele geçirilen tüm bilgisayarlar TV kabul edilerek kırıldı.

'İslam devletine karşı gelenler' hain ilan edilerek doğrudan idam edildi.

Özellikle farklı mücahit gruplara mensup kişiler, yakalandıklarında şer ve fesat hükmü ile idam edildi.

Çok sayıda kişinin çeşitli sebeplerle eli kesildi.

İdamların ve el kesmelerin birçoğu cuma namazlarından sonra gerçekleştirildi ve halka izlettirildi.

Kesilen eller, şehrin merkezinde sergilendi.

Resmi kurumlarda Peştu dili mecbur edildi.

Toplu taşıma araçlarındaki aynalar, kadınlara bakılabileceği gerekçesiyle kaldırıldı.

Kuzey İttifakı ile savaş ve Mezar-ı Şerif'in ele geçirilmesi

Taliban'ın Kabil'i ele geçirmesinin ardından diğer gruplar, ülkenin kuzeyindeki Mezarı Şerif'i geçici başkent ilan etti. Burhaneddin Rabbani liderliğinde bir araya gelen ve adını Kuzey İttifakı olarak duyuran gruplar ellerindeki kentleri kaybetmemek için Taliban'a karşı mücadeleye girişti. Taliban, 1997'de Mezarı Şerif'e saldırdı. Halk direnişi ile karşılaşan örgüt, burada yaklaşık 10 bin savaşçısını kaybetti. 7 bin civarında Taliban militanı da Kuzey İttifakı tarafından esir alındı ve daha sonra bu militanların öldürüldüğü ifade edildi.

Mezarı Şerif'teki bu savaşla 'beyin takımını' kaybettiği belirtilen örgüte El Kaide'ye bağlı çok sayıda savaşçı katıldı. Taliban, topladığı güç ve örgüte yeni katılanlarla birlikte Ağustos 1998'de yeniden Mezarı Şerif'e saldırdı.

Bu defa kenti almayı başaran grup, siviller dahil birçok kişiyi ya öldürdü ya idam etti. Özellikle de azınlık durumdaki etnik gruplara mensup insanlar, topluca kıyımdan geçirildi. Mezhepçi politikalar uygulayan Taliban, İran'ın Mezarı Şerif'teki konsolosluğuna saldırdı, 9 İranlı diplomat ile bir gazeteci öldürüldü.

Analistlere göre Taliban, Mezarı Şerif'i ele geçirdikten sonra bir önceki yılın intikamını aldı.

Çok sayıda kişinin evi ve araçları ya gasp edildi ya da yakıldı.

Örgüt 1998'de Afganistan'ın yüzde 90'ını kontrol altına aldı. Muhaliflerin elinde sadece Şah Mesud'un kontrolündeki Pencşir bölgesi kaldı.

Taliban görevden uzaklaştırıldı

Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşanan 11 Eylül saldırılarının ardından ABD yönetimi, Taliban'dan El Kaide lideri Üsame bin Ladin'i teslim etmesini istedi. Taliban, Ladin'i 'misafir' olduğu gerekçesiyle iade etmeyeceğini bildirdi.

Bunun üzerine ABD, 7 Ekim 2001'de Kuzey İttifakı'nın da desteğiyle Taliban'a yönelik operasyon başlattı. Kısa sürede başkent Kabil dahil elindeki tüm şehirleri kaybeden Taliban, kalesi konumundaki Kandahar'a çekildi. Ardından burayı da kaybetti ve dağlara çekilmek zorunda kaldı.

Örgüt 2002'den sonra gerilla taktiği ile ABD ve Batı destekli Kabil hükümetine karşı savaş vermeye başladı.

Örgüt yeniden Afganistan'a hakim oldu

Amerikan işgalinin üzerinden geçen 20 yıl sürenin ardındanbir kez daha dünya sahnesine çıkan ve hala adından söz ettiren Taliban, ABD varlığının sona ermesini ve tüm yabancı güçlerin ülkeden çekilmesini istiyordu, dönemin ABD Başkanı Donald Trump yönetimi ile şubat 2020'de barış anlaşması imzalandı, anlaşmada örgüt istediğini aldı.

İktidardan uzaklaştırılmasının ardından gücünü yeniden toparlayan Taliban, 15 Ağustos 2021 itibarıyla tüm Afganistan'ı yeniden ele geçirdi.

Cumhurbaşkanı Eşref Gani ülkeden kaçtı.

Afgan analistler, Pakistan'ın sağladığı destek nedeniyle Taliban'ın eski gücüne yeniden ulaştığını dile getirdi.

Son 40 yıldır işgaller ve iç savaşlardan yorulan halkın yeni bir kanlı savaşı kaldıramayacağı göz önünde bulundurulursa, hem Afgan halkı hem de merkezi hükümet, Taliban'ın barış masasına oturmasını istiyor.

Yine Afganlar örgütten siyasi partiye dönüşerek seçimlere girmesini talep ediyor.

Böylece Taliban örgütünün halk nezdinde tabanının bulunup bulunmadığı da netleşmiş olacak.

Ancak Taliban tüm bunları reddediyor.

Bu arada ABD operasyonlarının başlamasının ardından Taliban lideri Molla Ömer, düzenlenen bir saldırıda öldürüldü. Örgütün bir sonraki lideri de düzenlenen operasyonda öldü.

Yorum Yaz