diorex
sampiyon

Tamer Korugan kimdir? Tamer Korugan kitapları ve sözleri

Türk Makine Mühendisi, Yazar Tamer Korugan hayatı araştırılıyor. Peki Tamer Korugan kimdir? Tamer Korugan aslen nerelidir? Tamer Korugan ne zaman, nerede doğdu? Tamer Korugan hayatta mı? İşte Tamer Korugan hayatı...

  • 12.06.2022 20:00
Tamer Korugan kimdir? Tamer Korugan kitapları ve sözleri
Türk Makine Mühendisi, Yazar Tamer Korugan edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Tamer Korugan hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Tamer Korugan hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Tamer Korugan hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1948

Doğum Yeri: Ankara, Türkiye

Tamer Korugan kimdir?

1948 yılında Ankara' da doğmuş, orta doğu teknik üniversitesi makine mühendisliği fakültesinde lisans ve master eğitimini tamamlamıştır. evli ve iki çocuk babasıdır.

Lüzumsuz bilgiler ansiklopedisi gibi çok eğlenceli ve yeri geldiğinde, aslında ne kadar lüzumlu olduğu fark edilebilecek bilgileri de içeren 6 kitabı vardır.

Tamer Korugan Kitapları - Eserleri

  • Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 1
  • Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 2
  • Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 3
  • Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 4
  • Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 6
  • Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 5

Tamer Korugan Alıntıları - Sözleri

  • anti-alerjiktir, terletmez serinletir, sinirleri yatıştırır, sakinleştirir. Deriyi tahriş etmez, beyaz saçları yüzde yüz kapatır. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 6)
  • Kibrit kutusu büyüklüğündeki saf altın tenis kortu büyüklüğündeki bir sahayı kaplayacak kadar inceltilerek yassılaştırılabilir. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 6)
  • Tarihte kayda geçen ilk doğum giinü kutlaması, milattan önce 3000 yıllarında yaşamış bir Mısır firavununa aittir. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 3)
  • Tavşan başını çevirmeden aynı zamanda hem arkasını hem önünü görebildiğinden arkadan habersizce yaklaşıp onu yakalamak mümkün değildir. Ancak bir tavşan başını çevirmeden burnunun ucunda olup biteni göremez. ... Böylece ot yiyen hayvanların arkalarından yaklaşan et yiyici hayvanları fark edip kaçabilmeleri kabiliyeti sağlanmıştır. Yırtıcı et yiyicilerin ise gözleri önde olup görme alanları daha dardır ama gelişmiştir, düşmanın uzaklığını çok iyi ölçebilirler. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 2)
  • 70 kiloluk bir insanın bedeninde yaklaşık 7 miligram altın vardır. Okyanus sularının her litresinde ise 0,002 miligram altın bulunur. Bu hesaba göre tüm denizlerde toplam 10 milyon ton altın bulunuyor ama bu altını denizlerin içinden alabilmenin maliyeti elde edilecek altının değerinin çok üstündedir. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 6)
  • Tokalaşırken elleri sallama alışkanlığı, elleri daha iyi kavrayarak, rakibin giysisinin içinden aniden bir silah çıkarmasını önlemek için başlamış olabilir. Ancak sonraları dostluğun bir ifadesi oldu. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 1)
  • Leyleklerin ses telleri yeterince gelişmemiştir. Eşlerini çekmek için gagalarını tıkırdatarak, kanatlarını açıp kaparlar. Yani ‘leyleğin ömrü laklakla geçer’ ifadesi haksızdır. Laklak denilen sesler aslında sevgi sözcükleridir. Leyleğin (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 3)
  • ses hava içinde saniyede 331 metre hızla hareket ederken helyum içinde 2,5 kat daha hızlı, saniyede 891 metre hızla hareket eder. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 6)
  • ‘yazı-tura’daki ‘tura’ kelimesinin kökeni ‘tuğra’dır. Tuğra Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları özel şekilli işarettir. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 3)
  • Kurşun kalemlerin içinde kesinlikle kurşun yoktur. İçindeki siyah malzeme bir çeşit karbon olan grafittir. Kurşun kalem denilmesinin sebebi on altıncı yüzyılda grafiti bulan İngiliz bilimcinin başlangıçta onu bir çeşit kurşun elementi sanmasındandır. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 6)
  • Çaysız bir dünya nasıl olurdu acaba? Çay keşfedilmeseydi, çaydanlık, çay fincanı, kaşığı, işyerlerinde çay paydosu, şehirlerarası otobüslerde çay molası olamazdı. Shen Nung bir gün bahçede ağzı açık bir kapta su kaynatırken çalılıklardan bir kaç yaprak kaynayan suyun içine düştü. Nung yaprakları suyun içinden toplayamadan yapraklar suda kaynamaya, hoş bir koku etrafa yayılmaya başladı. İmparator merak edip suyun tadına bakınca çay keşfedilmiş oldu. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 2)
  • sıfır derecedeki havanın her 1 kilogramı 3,8 gram su tutabilirken, 10 derecede iki misli, 30 derecede ise 8 misli fazla su tutar. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 6)
  • Süratli okuma teknikleri ise paragraf okumak, sütun okumak, çapraz okumak gibi çeşitlidir. Bunların içinde anlama bakımından sütun okuma en etkin olanıdır. Bu teknikte 3-4 kelimelik dar bir sütunu okuyorsanız, sütunun ortasından bir doğru boyunca gözleri aşağıya doğru kaydırmak yeterlidir. Devamlı bir çalışma sonunda sütunu tamamıyla anladığı nızı göreceksiniz. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 2)
  • Tarih öncesi erkeğinin sakal tıraşı olma nedeni, kesilmezse 150 santimetreye kadar uzayabilecek olan sakalın hareket kabiliyetini hayli kısıtlamasıdır. Ancak sinek kaydı tıraş olma ihtiyacının nedeni bilinmemektedir. Her gün kesilmesi gerekiyorsa erkekler niçin sakallı yaratılmışlardır, o da ayrı bir konu. Erkekler günümüzde olduğu gibi geçmiş zamanlarda da din, toplumsal konum ve moda gibi nedenlerle tıraş oluyorlardı. Örneğin, Roma'da sadece özgür insanlar tıraş olabilirdi. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 1)
  • İnsanların evlenince yüzük takmaları eski Mısırlıların inançlarına dayanıyor. Milattan 2800 yıl önce Mısır'da yaşayanlar dairenin veya halka şeklindeki cisimlerin, başlangıç ve bitiş noktalarının olmaması nedeni ile sonsuzluğu temsil ettiklerine inanıyorlardı. Yüzük evliliğin sonsuza dek süreceğini simgeliyordu. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 1)
  • İnsanlar çok kısa bir zaman süresini belirtmek için göz kırpma süresini esas alır ve "göz açıp kapayıncaya kadar" derler. Halbuki göz kırpma 0,4 saniye, yani neredeyse yarım saniye kadar sürer, ama bu arada sivrisinek 400 kere kanat çırpmıştır bile. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 2)
  • Çin Seddi uzaydan bakıldığında görülebilir mi? Bu görüş nereden, kimden doğdu belli değil. Bir kere burada uzay denilince gezegenler ve ışık yılı bazında uzaklıktaki yıldızlar kastedilmiyor. Gözlemin yapıldığı yer olarak dünya üzerinde yörüngede dönen, insan yapısı uzay araçlarından çekilen fotoğraflar ve astronotların gözlemleri esas alınıyor. Dünya yörüngesinde dönen uzay araçlarından dünyadaki pek çok şey görülebilir. Uzay araçları dünya üzerinde ortalama 165 ile 330 kilometre yükseklikte dönüp dururlar. Bu yükseklikten ancak kilometrelerce düz olarak devam eden kanallar hatta otoyollar görülebilir. Oysa dünyadaki insan yapısı şekiller ile akarsular gibi tabiat yapısı şekillerin çoğunluğu böyle değildir. Çin Şeddi milattan önce 3. yüzyılda Hun Türklerine ve Moğollara karşı ülkenin kuzey sınırım oluşturmak ve korumak için parça parça yapılmaya başlanmıştır. 6,000 kilometre uzunluğunda olan Çin Şeddi, ortalama yüksekliği 7-8 metre olan iki duvardan oluşmuştur. Bu iki duvarın arasındaki ortalama 6,5 metre mesafe doldurulup taş döşenmiş, birkaç atlının yan yana at koşturabileceği bir yol haline getirilmiştir. Çin Seddi 7. yüzyılda stratejik önemini kaybetmiştir. ideal görüşe sahip bir insan, 6,5 metre genişliğindeki Çin Seddi'ni teleskop kullanmadan ancak 20 kilometre yükseklikten görebilir. Yere düşen gölgesi de hesaba katıldığında bu mesafe 60 kilometreye çıkabilir ama burada atmosferin görüş mesafesine olan olumsuz etkisini de unutmamak gerekir. Her iki durumda da bu yükseklik dünya etrafında dönen bir uzay aracı yüksekliğinin çok altındadır. Uzaya altı kere giderek, en çok gitme rekorunun sahibi, Gemini ve Uzay Mekikleri uçuşlarının da ilk komutanı olan John Young, hiç bir uçuşunda Çin Seddi'ni göremediğini, gören birisini de bilmediğini, Seddinin uzaydan görülebilecek kadar belirgin şekil ve renk farkı oluşturmadığını, ancak 250 kilometre yükseklikten Piramitleri ve Rusya'da Baykonur'daki Uzay Merkezini, hatta karla kaplı düzlüklerde temizlenmiş geniş yolları görebildiğini söylüyor. Bırakın uzay araçlarını insan daha aya gitmeden önce bazı kişiler Çin Seddi'nin Ay'dan görülebildiğini iddia etmekteydiler. Şüphesiz bu hiç de doğru değildir. Ay'a giden astronotlara ve bu görevler sırasında çekilen fotoğraflara göre, Ay'dan bakınca dünyada görülenler, beyaz kısımlar (bulutlar), mavi kısımlar (okyanus ve denizler), sarımsı k ısımlar (çöller) ile kahverengi ve yeşil kısımlardır (ormanlar ve bitki alanları). Zaten Neil Armstrong (Apollo-11) ve Jim Irwin (Apollo-15) Ay'dan Çin Seddi'nin görülmediğini, bunu düşünmenin bile çok saçma olduğunu ayrıca belirtmişlerdir. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 3)
  • Midenin asıl görevi yenilen yiyecekleri biriktirerek, hidroklorik asit ve diğer salgılarla karıştırıp, çalkalayıp, yumuşatmaktır. Mide asidi cam ve plastiği etkilemez. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 6)
  • Bitkilere böcek ilaçlan püskürtüp zararlıların yanında yararlı böcekleri de öldürmek yerine bir kaç uğur böceği koymak daha iyi sonuç verebiliyor. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 6)
  • Erkeklerin daha çok kullandıkları beynin sağ yansı ise, analiz, sentez, bir olaya tümüyle bakış gibi görevleri yüklenmiştir. Yani ayrıntıları göz önüne almadan özetlersek, ilk bakışta birbirlerinin aynıymış gibi görünseler de, sol yarımkürede sezgi gücü, sağda ise analiz gücü egemendir. Sol beyin olayları tümdengelim, sağ beyin ise tümevarım ile inceler. İşte bu nedenle sağ beyin fonksiyonlarının gerektiği işlerde erkekler daha başarılı olmaktadırlar. Şüphesiz bu bir genellemedir. Kadınlar arasında orkestra yöneten, opera besteleyen sanatçılar, hatta Marie Curie gibi iki kez Nobel ödülü kazanarak bilim tarihine geçmiş olanlar da vardır. Ancak yine de tüm bu branşlar hala erkeklerin egemenliği altındadır. (Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi 2)

Yorum Yaz