tatlidede

Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir - Alberto Manguel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir kimin eseri? Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir kitabının yazarı kimdir? Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir konusu ve anafikri nedir? Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir kitabı ne anlatıyor? Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir PDF indirme linki var mı? Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir kitabının yazarı Alberto Manguel kimdir? İşte Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 06.05.2022 01:00
Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir - Alberto Manguel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Alberto Manguel

Çevirmen: Sevin Okyay

Çevirmen: Kutlukhan Kutlu

Orijinal Adı: Five Cities in Turkey

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750836049

Sayfa Sayısı: 104

Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hemen hemen yüz yıl sonra, Buenos Aires'te doğan ve büyükbabam gibi doğum yerini terk ederek seyahat eden ben, İstanbul'a ilk kez on altı yaşımdaki oğlumla, büyükbabamın hayal gücünü böylesine esir almış şehri keşfetmek için geldim...

Pera Palas otelinin balkonundaki ilk akşamımız da büyükbabam'ın ufukta bir yangın var sanmasına yol açan aynı gün batımı, onun torunu ve büyük torunu için aynı ihtişamla yanıyordu. Belki de böyle anılar bir kuşaktan diğerine bilinçsizce geçirebiliyordur, benimle oğlumun balkondan gördüğü de, yıllar önce büyükbabam'ın gözlerinin önünde meydana gelen şeydi ve biz de şimdi onun yerine hatırlıyorduk.

Tanpınar hayatının belli dönemlerinde yaşadığı beş şehri yeniden ziyaret ederek Türk edebiyatının unutulmaz denemelerini kaleme almıştı. Yaklaşık yetmiş yıl sonra bambaşka bir coğrafyadan gelen Manguel ise Tanpınar'ın yazınsal kılavuzluğunda aynı şehirlere giderek izlenimlerini, gözlemlerini, benzersiz birikimi ve deneyimleriyle harmanlayarak okura aktarıyor.

Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir Alıntıları - Sözleri

  • Ankara verimli değildir, yüzsüz değildir, cana yakın değildir. Burada hava öyle kurudur ki doğal nüfuz edici niteliğini kaybeder. Ankara’da ilk günümde burnum kanamaya başladı ve sonra da orada kaldığım süre her sabah kanadı. Otelde hizmetçi yastığın üzerinde bir dizi küçük kurban töreni gerçekleştirdiğimi sanmış olsa gerek. Ankara: burun kanamaları şehri.
  • “Erzurum’dayken Abdurrahman Gazi’nin türbesini görmeyen, buraya bir daha gelmek zorundaymış. Ziyaret etmemeye karar veriyorum.”
  • “Benim için bir şehrin kimliği çoğu kez müzesinde ya da kütüphânesindedir.”
  • Bütün mutlu şehirler birbirine benzer ama her melankolik şehrin melankolisi kendine özgüdür… Orhan Pamuk’a göre İstanbul’un melankolisi hüzündür.
  • “Birinci Dünya Savaşı sırasında yerli erkeklerin çoğu öldü, kadınlar dul kaldı. Tek başına kalan dulların gururunu incitmemek için evli kadınlar kocalarının yanı sıra değil de birkaç adım arkasında yürümeye karar vermişler.”
  • Hikaye anlatıcı: Ayı avlamaya gittim. Ateş ettim ama ıska geçtim. Bana doğru ilerledi. Bir köprüye doğru koştum. Orada bir başka ayı vardı, ona da ateş ettim, gene ıska geçtim. O da bana doğru geldi. Dinleyici: Sonra ne oldu? Hikaye anlatıcı: Ayılar saldırıp beni öldürdüler. Dinleyici: Ama hâlâ hayattasın. Hikaye anlatıcı: Sen buna yaşamak mı diyorsun?
  • “Okurken, maceraya derhal atılırsın; yürürken, oraya gidene kadar beklemen gerekir ve sonra hiçbir şey olmayabilir.”
  • Harabeler bize bütün o güçlü toplumların ve aynı zamanda kendimizin geçip gidişini hatırlatıyor.
  • “Hayat sadece gözlerimizle gördüklerimiz değildir.” | Tanpınar
  • “Gönlünüz her an neşeli olsun, çünkü gönül kederli olunca ruh da körleşir.”
  • “Bir Tanpınar’ın gördüğü şehirler var, bir de benim gördüğüm şehirler, aynı ama farklılar. Bir bugünün capcanlı, bariz çatışmaları var, bir de Türk geçmişinin yaşayan-ölü hikayelerinin karmaşık dip akıntıları.”
  • Soruyorum: “Cuma pazarı nerede?” Cevap veriyor: “Salı pazarının yanında.”
  • İnsanoğlu daima bir meseleler çıkınıdır.
  • “Kesintisiz bir mavi ufuk Konya’yı ve etrafındaki araziyi kusursuz bir çember şeklinde çevreliyor. Şehir neredeyse tüm yıl boyunca tozu ve pusu toplayan çukur bir kâse gibi, ancak her yanında buğday ve pancar yetiştirilen bereketli topraklar uzanıyor.”
  • Tanpınar’a göre “hakiki” İstanbul: Beyoğlu semti Üsküdar semti Erenköy civarı Bentler civarı (koruma alanı, piknik için) Çekmece civarı (yerleşim) Heybeliada Şehzadebaşı Çamlıca tepesi

Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir gün mutlaka yapmak istediğim bir şeyi, Tanpınar'ın 5 şehrini sırasıyla onun leziz anlatımıyla tanıdığım o beş şehrin uhrevi havasını, çarşısını, caddesini gezmek, sevdiğim başka bir yazarın dünyanın öbür ucundan gelerek deneyimlemesini okumak heyecan verici olabilirdi. Olmadı. Yine de fena değil. Kültürlü bir turistin güncesi gibi okunabilir. Bu kitabın bana asıl faydası ise "ya bu beş şehir böyle bir şey değildi sanki" diyerek 12 yıl sonra yeniden Tanpınar'ı okumam oldu. (A.KIL)

TANPINAR'IN İZİNDE BEŞ ŞEHİR (ALBERTO MANGUEL): (Manguel, Alberto; Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir, Çevirenler: Sevin Okyay, Kutlukhan Kutlu, Yapıkredi Yayınları, 1. baskı, İstanbul, Şubat 2016) Kitabın özgün adı "Five Cities in Turkey". Türkçe baskıda "Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir" yapmışlar. Tanpınar'ı kullanmışlar sadece bence. Açıkçası Tanpınarlık bir durum yok kitapta, kurulmaya çalışılan bağlantılar da çok eğreti ve göstermelik. Manguel, tercümanlarının veya yardım aldığı kişilerin söylediklerini de fazla ciddiye almışa benziyor ya da onun kafasında da herhangi bir Batılının kafasında bulunan beylik yığıntıdan fazlası bulunmuyor. Kafamızdaki çöplükleri elden geçirmeden değil beş tanesini bir ülkenin bütün şehirlerini gezsek ne fark eder? Okurken aldığım birkaç notu da paylaşayım: Manguel 10. sayfada, Beş Şehir'in ikinci baskısını kastederek 1957 tarihini vermiş. Bu yanlışlık Wikipedia'daki Beş Şehir maddesinde hâlâ düzeltilmemiş. 32. sayfada, Kapalıçarşı'daki bir saatçinin söylediği şöyle bir cümleye yer verilmiş: ""Benim işim," dedi, "insanların en kıymetli hazinelerinin kalbinin bir kez daha çarpmasını sağlamaya hizmet eder."" Valla bravo! Saatçinin bu cümlesinin ilk hâlini merak ettim, hangi dille söylemiş olursa olsun. Türkçede konuşma dilinde böyle bir cümleyle pek karşılaşılmaz da... Erzurum bölümünde, 51. sayfada, "Evler sobayla değil de mangalla ısınıyor." deniyor. Ne mangalı Manguel! 58. sayfada "1920 sıralarındaki Balkan Savaşı" şeklindeki bilgi de hatalı. Millî Mücadele'den bir tablo olabilir bahsedilen resim. 76. sayfada Konya Lisesi'ndeki öğretmenler ve öğrencilerin mükemmel İngilizce konuştuğunu söylüyor Manguel. İltifat etmiş. 84. sayfada Karadeniz'in bazı bölgelerinde hâlâ ölülerin ev içlerine gömüldüğü söyleniyor. Bunu da öğrenmiş olduk... (08.10.2016) (presizpost)

Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir 19.04.2020 Tanpınar'ın yazdığı Beş Şehir kitabından etkilenen Manguel bir röportajında eserinin Tanpınar kitabı ile yarışamayacağını ima etmişti ve gerçekten haklı çıkmış. . Okumak ve kitaplar üzerine yazdığı kitaplarından aldığım muazzam tadı alamadım.Siyasi mesajlar fazla ve gereksiz geldi bana. . Okumayı düşünenlere önce Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Beş Şehir kitabını okumalarını tavsiye ederim. . Yazım hataları:22-44-46-96.Syf. (Kâri Civil)

Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir PDF indirme linki var mı?

Alberto Manguel - Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Alberto Manguel Kimdir?

Alberto Manguel 1948'de Buenos Aires'te Arjantinli bir ana babanın çocuğu olarak doğdu. Çocukluğunu babasının diplomatik görevi nedeniyle İsrail'de geçirdi. Çek bakıcısından İngilizce ve Almanca öğrendi. Anadili İspanyolcayı, 1955'te Arjantin'e döndükten sonra öğrendi.

Öğrenciliğinde Jorge Luis Borges'e dört yıl süresince kitap okudu. Yaşamını Fransa, İtalya ve İngiltere gibi değişik ülkelerde sürdüren Manguel, 1988'den beri Kanada vatandaşı.

Yazarlığı yanında çok dilli bir çevirmen, antoloji yazarı ve yayıncı olarak uluslararası ün kazanan Manguel'in başlıca yapıtları arasında Hayali Yerler Sözlüğü (Çev. Sevin Okyay-Kutlukhan Kutlu, YKY, 2005), 1992'de McKitterick Ödülü'nü kazanan romanı News from a Foreign Country Came (Yabancı Bir Ülkeden Haberler Geldi) ve Kanada'da Kurmaca-Dışı dalında Genel Vali Edebiyat Ödülü'nü kazanan Reading Pictures: A History of Love and Hate (Resimleri Okumak: Aşk ve Nefretin Tarihi) sayılabilir.

Manguel'in Türkçeye çevrilen diğer kitapları şunlardır: Başka Ateşler: Latin Amerikalı Kadın Hikayeciler Antolojisi (Çev. Tomris Uyar, 1988); otuzdan fazla dile çevrilip uluslararası bir çoksatar olan, Times Literary Supplement tarafından Yılın En İyi Kitapları arasına seçilen ve Fransa'da Médicis Ödülü'nü kazanan Okumanın Tarihi (Çev. Füsun Elioğlu, YKY, 2001); Borges'e kitap okuduğu günlere ilişkin anılarını anlattığı Borges'in Evinde (Çev. Cem Akaş, YKY, 2002), Palmiyelerin Altında Stevenson (Çev. Cem Akaş, YKY, 2004), Okuma Günlüğü (Çev. Mehmet H. Doğan, YKY, 2007), Geceleyin Kütüphane (Çev. Dilek Şendil, YKY, 2008), Kelimeler Şehri (Çev. Esen Ezgi Taşcıoğlu, YKY, 2009).

Alberto Manguel Kitapları - Eserleri

  • Dönüş
  • Borges'in Evinde
  • Okumanın Tarihi
  • Ayrıntılara Aşık Adam
  • Kelimeler Şehri
  • Gezgin, Kule ve Kitapkurdu
  • Palmiyelerin Altında Stevenson
  • Bütün İnsanlar Yalancıdır
  • İlyada ve Odysseia - Homeros
  • Okuma Günlüğü
  • Kütüphanemi Toplarken
  • Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir
  • Efsanevi Yaratıklar
  • Geceleyin Kütüphane
  • Okumalar Okuması
  • Yabancı Bir Ülkeden Haber Geldi
  • Merak
  • Hayali Yerler Sözlüğü
  • Ulises'in Dönüşü
  • Başka Ateşler
  • Resimleri Okumak

Alberto Manguel Alıntıları - Sözleri

  • Bir geri kalmışlık,bir çirkinlik.... "Geçmişin kayıpları ile malul bir kent" yani.... (Hayali Yerler Sözlüğü)
  • Her okur belli bir kitaba bir miktar ölümsüzlük getirmek için vardır. Okuma bir bakıma yeniden doğum ritüelidir. (Geceleyin Kütüphane)
  • Kimi okurlar Aineias destanının ikinci bölümünde biraz hayal kırıklığına uğramıştır; bunun nedeni Vergilius'un bu bölümü gereğince işleyecek zamanı bulamamasından çok, Peter Levi'nin ustaca altını çizdiği üzere, Vergilius'un "Homeros dünyasının birincil ilkesini, yani şiirin yeniklere ve ölülere aidiyetini," anlayamamasıdır. Vergilius'un şiirinde Aineias, bizzat Agustus'un mirasçılık ettiği hanedanın kurucusu ve haliyle muzaffer bir kahramandı. Oysa Homeros'ta gerçekten kazanan yoktu. (İlyada ve Odysseia - Homeros)
  • Yolsuzluk, açgözlülük ve şiddet tutkusunun sebep olduğu durumlar hakkında ciddi endişeler taşımak ile kimsenin sorumlu tutulmadığı, bizi bekleyen kötü talihimize yalancıktan yanmak arasında fark vardır. Gerçekten de korkunç şeyler olmuştur ve her gün ve her gece hala daha olmaktadır, ama bunun sebebi bir öğleden sonra başımıza düşüp bizi öldürecek olan bir kazma değil, daha çok, ahlak dışı hareket eden bir sürü kadın ve erkeğin eylemidir. (Efsanevi Yaratıklar)
  • Her şey bir tuzak olabilir. (Bütün İnsanlar Yalancıdır)
  • Ama yenik Troyalılara düşmanlarına karşı "ölümlerinden sonra" bir zafer kazandırarak, efsaneyi gerçek tarihe benzer bir şeye dönüştüren Vergilius'tur. (İlyada ve Odysseia - Homeros)
  • İspanyolca'da "bekleme" sözcüğü espera, "umut" anlamına gelen esperanza ile aynı kökten geliyor. Gide, Günlük'ünde şunu söylüyor: “Sala de espera. Ne güzel bir dil bu, beklemeyi umutla karıştırıyor!'' (Okuma Günlüğü)
  • "Okumak ve yazmak bana teselli vermiyor ama uzaklaştırıyor." Dünyanın gürültüsünden uzaklaşmak Düşünecek bir yer bulmak. (Geceleyin Kütüphane)
  • Çağdaş Türkiye’nin kurucusu Atatürk 1933’te yaptığı bir konuşmasında ‘’Tarih bir köprüdür.’’ demişti. ‘’Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yaklaşmasını beklememeliyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gereklidir.’’ (Efsanevi Yaratıklar)
  • Terk edilmiş kütüphaneler orada çalışmış yazarların gölgelerini barındırır ve onların dalgınlıkla geldikleri uğrak yeridir. (Geceleyin Kütüphane)
  • Yüzümüz, ömrümüz boyunca değişir. Yaş, tecrübe, hisler, kazalar ve ışşığın değişimleri bize ait olduğunu düşündüğümüz özellikleri değiştirir, öyle ki, ayna durmadan şaşırtabilir bizi. (Resimleri Okumak)
  • Bilmem aşık olmak nedir bilir misiniz...Her şeyi kucaklayan gök kubbe altında, başka bir vaziyete bürünmek. Demek istediğim mutlak esaret,ellerin ve zihnin koşulsuz şartsız,geri döndürülemez biçimde teslimiyeti. (Bütün İnsanlar Yalancıdır)
  • Belle Epoque döneminin hoppaları, Dr.Johnson ile birlikte, suyun vücudu yumuşattığına, kirinse sağlıklı bünyeye işaret ettiğine inanıyordu. (Ayrıntılara Aşık Adam)
  • Cooper eserini yarıladığında onun sürekli gecenin geç saatlerine kadar oturmasına öfkelenen karısı gizlice çalışma odasına girmiş, bütün notlarını alıp ateşe atmış. (Kütüphanemi Toplarken)
  • Mutlu ve müşfik bir kadının elinden çıkmış gibiydi tabiat. (Resimleri Okumak)
  • MÖ yedinci yüzyılın İyonyalıları, Nil deltasının batı uçlarında ve İkinci Katarakt'ta dükkanlar açmış girişimci tacirlerdi; bunlar arasındaki en maceracıların adları Ebu Simbel'deki devasa heykellerin bacaklarında yazılıdır. Bu kişiler Mısır'dan harika bir icadı, papirüs tomarlarını getirmiş ve Herodot'a göre Yunanlar bunlara, kendi kitapları parşömenden yapıldığından diphteria, yani "deriler" demeyi sürdürmüşlerdir. (İlyada ve Odysseia - Homeros)
  • “Borges için gerçeğin çekirdeği kitaplardaydı; kitap okumakta, kitap yazmakta, kitaplar hakkında konuşmaktaydı. Binlerce yıl önce başlamış olan ve asla bitmeyeceğine inandığı bir diyalogu sürdürdüğünü, derinlerde bir yerde biliyordu. Kitaplar geçmişi yeniden kuruyordu.” (Borges'in Evinde)
  • "Tek bir satırı derinlemesine ve ayrıntısıyla okuma edimi Aziz Augustinus'a göre geçmişin, bugünün ve geleceğin butün kütüphanelerini aksettirir, her sözcük geriye doğru Babil'e ve ileriye doğru kıyamet borusuna kadar çınlardı." (Gezgin, Kule ve Kitapkurdu)
  • "Beni sevdin çünkü şeytan olduğumu düşündün," (Palmiyelerin Altında Stevenson)
  • Kelimeler bize, bir toplum olarak dünyanın ne olduğuna inandığımızı gösterir. (Okumalar Okuması)

Yorum Yaz