tatlidede

Tarihi Yazmak!

Tarihi Yazmak!

Tarihin yazımı; spariş verilerek yazılacak herhangi bir konu değil, herhangi bir yemek veya beyzadelere biçilen takım elbiselerin ekoselerine iliştirilecek adrese teslim istek değildir.


Böyle yazılmış tarih kitapları yok mudur? Elbette ki vardır ve bu yazımlar belli bir amaç ve erek ile hazırlanmıştır.
Genellikle erkler kendi lehine tarih yazmaya kalkışırlar veya yazdırmaya kalkışmalarını; anlatım eksikliğini fark edenlerin alternatif hazırlıkları; erk tarafından yazdırılan tarihin gerçeklerle mukayese veya karşılaşmak istememelerinin kâbusu sürekli canlı bir şekilde yaşar. Yani yalanın korkulu rüyası ise kaçırılan belgelerin gün yüzüne çıkarılarak yazılan gerçek alternatif tarihtir.


Tarih; tarihsel öğelere sahip yaşanmışlıklar ve bu yaşanmışlıkların taraflarının karşılıklı etkileşimleri sonucu oluşan aktivasyondan çıkan olay ve eylemliliklerin, yazmaya değer kalıntı veya miras bırakan reel olayların, kahramanlarıyla veya rol alanların tümünü içinde barındıran bir dünya tarifi.


Akıntıların veya domino taş etkisiyle kopukluklara tahammül edemeyen anlatı veya reel yaşam tartısı, geride bıraktıklarıyla; tabletleri, mağaraları, oluşturulan yapıtların, kişilerin etkisine kadar çok çeşitli konuları özümseyerek veya şahitliklerden anlatımlarla bir canlandırmaya sahip bir canlılıktır.
Bir kişinin yolculuk esnasında yaşadıkları; o kişinin kendi başından geçenler olur ve kendisiyle beraber yaşayanların da ortak olabilecekleri bir anlatım haklılığını elde eder.


Bir dağı yazıyorsanız ve o dağda yaşayan halklar var ise; dağın kuzeyi ile güneyinde farklı etnisiteler var ise! Her halkın kendi yaşadıkları farklı olabilir.
Bir kıtada yaşayan insanlardan söz ettiğinizde; her Asya’dan hareket edenlerin Türk olduğunu kabul edip yazarsanız, Mezopotamya da yaşayan bütün halkları Sami veya Sümer saymak ne derece doğru olabilir ki?


Bir kişinin bir dünya olduğunu kabul etmek başka bir şey ama bir kişinin bütün dünyaya bedel olduğunu frontal loba yerleştirip; oluşturulmuş uydurma belgelerle veya uydurma belgelere dahi ihtiyaç duymadan uydurma fikirlerle tarih yazmaya kalkışmak başka bir şeydir.
Bu nedenle akımların veya kişilerin değişik talepleri olabilir ama insanlık ortak değerlerini; denge unsuru veya gereklilik kabul edenlerin oluşturduğu ortak akıl ve denge, empati anlayışları bu tarz yanlışlara açık yüreklilikle yanlış demeyi öğretmiştir.


Burada kast edilen bir yazarın var olan kaynaklardan araştırmalar yaparak, elemeler yaparak tarih yazmaktan söz ediyoruz yoksa kahramanların yazdığı tarih gibi tarih yazmalarından söz etmiyoruz.


Ambargoların uygulandığı yerlerde bulunan veya despotik yapıların eli altındaki belgelere ulaşmak için bedeli mukabil bazı şeyleri göze alarak araştırma yapmakta kahramanlık sayılır ama buradaki kastımız; kelimeleri kullanarak kitap olarak eser ortaya çıkarmaktan söz edilir.

Editör: Kadir Üründü

Yorum Yaz