tatlidede

Timur Davletov kimdir? Timur Davletov kitapları ve sözleri

Yazar Timur Davletov hayatı araştırılıyor. Peki Timur Davletov kimdir? Timur Davletov aslen nerelidir? Timur Davletov ne zaman, nerede doğdu? Timur Davletov hayatta mı? İşte Timur Davletov hayatı...
  • 03.02.2023 02:00
Timur Davletov kimdir? Timur Davletov kitapları ve sözleri
Yazar Timur Davletov edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Timur Davletov hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Timur Davletov hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Timur Davletov hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Timur B. Davletov

Doğum Tarihi: 1974

Doğum Yeri: Kırgızistan

Timur Davletov kimdir?

1974’te Kırgız Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin Issık-Köl Bölgesinde doğan Timur B. Davletov, 1990’da Leningrad (şimdiki St. Petersburg) Olimpiyat Rezervleri Spor Lisesi’nden mezun oldu. 1993’te girdiği İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü 1997’de tamamladı. 2006’da Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Sosyoloji Anabilim Dalında “Din ve Milliyetçilik Etkileşimi Bağlamında Güney Sibirya Türklüğü” konulu yüksek lisans (M.A.) tezini savunduktan sonra halen aynı okulda Doktora (Ph.D.) tezi üzerine çalışmaktadır. 1999’dan beri Genel Sekreterliğinde çalıştığı Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY)’da Sibirya Uzmanı olarak çalışmaktadır. Hakasça, Türkçe, Rusça ve İngilizce bilmekte ve uluslararası ilişkiler, enerji güvenliği, eski Türklerin sosyal siyaseti, günümüzde Türklerin inanç sistemleri ve sosyo-kültürel değişimi konularında araştırmalar yapmakta olup 105’i aşkın çeşitli yazı ve makale, 60 üzeri çeviri makale, ayrıca Türkiye’de yayınlanmış iki romanlaştırılmış destan ve Hakas Türkçesinden Anadolu Türkçesine akademik olarak aktarılan iki kahramanlık destan sahibidir.

Timur Davletov Kitapları - Eserleri

  • Şaman
  • Şaman Masalları
  • Huban Arığ
  • Han Mirgen
  • Bilgeler Sözü: Hakas Türklerinin Atasözleri ve Deyimleri
  • Sibirya'dan Anadolu'ya Türk Şamanizmi’nin Sosyolojisi

Timur Davletov Alıntıları - Sözleri

  • Kısaca Şamanizme mütevazı bir inançsal kültür de diyebiliriz. (Şaman)
  • Şamanizmin kutsal kitabı Doğa'dır. (Şaman)
  • Her parlayan şey altın değildir. (Bilgeler Sözü: Hakas Türklerinin Atasözleri ve Deyimleri)
  • Soğuktan cok mustaribim. Cehennem diye bir yer varsa orası sıcak değil soğuk olmalıdır (Şaman Masalları)
  • Kara Han ile Huban Arığ çatal kamçılarını kara uzaya kadar kaldırıp atlarına vurdular. Kara yer değirmen gibi döndü, beşik gibi sallanmaya başladı. Atları ok gibi ileri atıldı, kuş gibi uçtu. Atlar dağdan dağa atladılar, dağ sırtından başka dağ sırtına geçtiler. Dağ sırtlarının başlarını bu yıldırım gibi hızlı koşu esnasında ayaklarıyla teperek kırdılar. Aya kadar yüksek ak karlı bir dağ doruğuna çıktıktan sonra yiğitler atlarını durdurdu. Kırk kat yerin altına gidilen yere ualşmışlardı. Ancak buralarda felaketlerin yaşandığı anlaşılıyordu. Yolları tüy kadar yumuşak otlar kaplamıştı. Atların ayaklarının teptiği yerlerde çiçekler büyümüştü. Kara doru atın ön ayağının değdiği yerlerde, altın göller duruyordu. İçlerinde altın tüylü ördekler yüzüyordu. Gümüş tüylü ördekler, o göllerde yüzmekteydiler. (Huban Arığ)
  • "Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı, o çocuk tabiatın şimseklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvala korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları Tabiatın babası tanıdı. Onların oğlu oldu. Bir gün o Tabiat çocuğu Tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir." (Şaman)
  • "Türk dilinde Tanrı sözcüğünün cinsiyeti bile yoktur, oysa örneğin Rusça tanrı anlamına gelen "bog" kelimesi erkek cinsiyetlidir. Buna karşılık ise Türkçede Tanrı kelimesinin ne erkek ne kadın ne de orta cinsiyete mensup olduğu söylenebilir. Anlayış olarak Türk dillerinin kadın ve erkek ayrımcılığını zaten kökünden reddettiğini bu örnekte çok bariz bir biçimde görebilmek olanaklıdır. (Şaman)
  • Denizlerdeki çocuklarıma karşı daha anlayışlı olun, kutsal Doğa'daki dengeleri koruyun, etrafınızdakileri bozmayın (Şaman Masalları)
  • Kara Han'ın, gözbebeği gibi üzerinde titrediği, sevdiği, halkının giyili, atlı, huzurlu yaşamasını istediği ve uğruna bu yaşına kadar nice savaşa canını, kanını acımadan, tereddüt etmeden döktüğü, güneş ve ay kadar değerli, bir öz balası gibi yakın, evren gibi engin öz yurdu yad güçlerin saldırıları karşısında düşmüş, düşmanlar tarafından ele geçirilmişti. Yurdunun her köşesine yabancılar dolmuş, düşmanlar konumlanmıştı. Öz yüreği gibi yakın olan onurlu halkı ise tutsak olmuş, insandan boşalmış, tamamen ıssız, kimsesiz kalmıştı. İnek güdülecek çayırlarda, hiçbir işe yaramayan esnek başlı ot bitmişti. Yılkı otlatılacak çayırlarda ise malın yemediği kaygan başlı ot bitmişti. (Huban Arığ)
  • O kadim zamandan beri Hakaslar "Başına dert gelmeden dostunu tanıyamazsın, sıkıntıya düşmeden komşunu bilemezsin" anlamına gelen Obal çohta nancını pil polbassın hıyal çohta honcıhtı pil polbassın atasözünü söylerlermiş. (Şaman Masalları)
  • Yapamam deme İstemiyorum de (Bilgeler Sözü: Hakas Türklerinin Atasözleri ve Deyimleri)
  • Öksüz olana göğsü acımaz, Zayıf olana sırtı acımaz. (Bilgeler Sözü: Hakas Türklerinin Atasözleri ve Deyimleri)
  • " İnsan aleminin dışında her şeyin saf ve aptal olduğunun düşünülmesi, insanların hep en üstün olduklarının zannedilmesi çok yaygındır biliyor musun balıkçı kişi? Bu konuda seni suçlamıyorum; ama üstün gelmek için başvurduğun hileleri kimsenin fark etmediğini düşünme! Yine de sana kızgın değilim, bu yüzden balık avlanmani engelleyecek degilim . Yeter ki ölçüyü kaçırma, sağ duyudan kopma!" (Şaman Masalları)
  • "bunlar neden sürekli benim başıma geliyor?" diyorsan bir şaman öğretisi şöyle der : "Ders, sen öğrenene kadar devam eder" .. (Şaman)
  • Üzerinde yaşadığımız dünyanın damarlarını ilk kez oluşturduğu, büyük ağaçlarını köklerini toğrağın derinliklerine doğru uzattığı, yüksek dağlarda demirin ilk kez işlenmeye başladığı zamanlardı. Dağlarda karla kaplı ve erimeyen dorukların alışması, ak denizlerin akmaya başlaması, ak dumanların ayın gözlerini bile kaplayacak biçimde dünyanın dört bir yanına doğru yayılması, güneşin yeryüzünü ısıtarak aydınlatmaya, ayın geceleri gümüşi ışıklara boğmaya başlaması işte bu zamanlara denk gelmişti. O uzak günlerde insanlar burunlarıyla nefes almaya, ayağa kalkıp yürümeye başlamış, ilk toplumlar ortaya çıkmıştı. Güneş yoğun sis perdesi gibi dünyayı örten bulutların arkasından insanlara gülümsediğinde kalın buz yığınları erimeye, bu buzların altından ırmaklar akmaya başlamıştı. (Huban Arığ)
  • "Çünkü atalarının öğrettiği gibi en etkili gülümseme, ölümle yüz yüze gelindiği zaman yapılanıdır." (Han Mirgen)
  • İnsan son anlarında bile umut etmeye devam eder. (Şaman Masalları)
  • Baş yarılsa da börkün içinde, Kol kırılsa da yenin içinde olsun. (Bilgeler Sözü: Hakas Türklerinin Atasözleri ve Deyimleri)
  • Aralık bir yere çıkıp atlarını durdurdular. Baktıkları yönde kara yer kazılmış ve içinden kara balçığı çıkarılmış, toz toprak birbirine karışmıştı. Yeşil ot koparılırcasına tepilmiş, en verimli toprağın gevrek balçığı çıkarılmıştı. Ulu gürültü yayılıyor, yatan ağaç yatay, duran ağaç dikey kırılıyordu. Ayın gözü ağararak ölüyordu, güneşin gözü ise göğererek ölüyordu. Ağaçların kurumuş ve güçsüz kalan yaprakları esen sert yelle sevişir gibi dallarından kopuyordu, tos evler ise kişi saçından bin kat ince ve keskin kılıcın darbesine dayanamadan yarılan ince kağıt gibi yırtılıyordu. (Huban Arığ)
  • Çok kadim zamanlarda, henüz yazı daha ortaya çıkmamışken; ama sözün üstünlüğünün kesin olduğu dönemlerde evrenin ilk şamanı olan bir kadın kişi yaşarmış. (Şaman Masalları)

Yorum Yaz