tatlidede

Tiran - Yalçın Koçak Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tiran kimin eseri? Tiran kitabının yazarı kimdir? Tiran konusu ve anafikri nedir? Tiran kitabı ne anlatıyor? Tiran PDF indirme linki var mı? Tiran kitabının yazarı Yalçın Koçak kimdir? İşte Tiran kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 04.02.2023 00:00
Tiran - Yalçın Koçak Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Yalçın Koçak

Yayın Evi: Wizart Yayınları

İSBN: 9786056466755

Sayfa Sayısı: 184

Tiran Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Karanlık Masanın (Chatham House) güdümünde bir sömürgeler bakanlığı ve kolonilerdeki muhiplerin; Exeter, Londra SOAS ve Oxford Üniversiteleri'nde devşirilmiş çocukları ile Comonwelt'lerinde oluşturulan karanlık odalar...

Bazı yazarlarımız buna karar odası gibi kutsiyet yükleseler de Karanlık Masanın kara odasıdır O. Biz iki karadan başka karadan hayır görmedik. Biri Kara Murat, birisi de karakol.

Burnumuzun dibinde Irak'ı parçalarken kullanılan yöntem size hiçbir şey çağrıştırmadı mı?

Kendi tarihimizle olan benzeş yöntem ve eylemleri okuyamadınız mı?

Afganistan'da da aynı oyun, farklı isimler, devşirilmiş adamlar, aynı sakal, aynı cüppe, aynı silah, ölen Müslümanlar ve ölen Türkler. Sosyal bilimleri özendirici olmazsak bu okumaları yapamayacağız.

Yeni Cemil Meriç'imiz kim, Ahmet Kabaklı'nın boşluğu niye dolmadı, Aytunç Altındal'ın çalışmalarını kim devam ettiriyor, kayıp kitapları kimde?

Kayıp yıldızlarımız çok, Kemal Çapraz'ımız yok, Ömer Lütfü'müz yok, Durmuş Hocaoğlu'nun kürsüsünü kim ışıtacak, bu yıldız adamlarımızı kim parlatacak?

Sıfırımızı (milenyum taşımızı) çaldılar. Çıkış yaptığımız yerin adını tahrif ettiler. Zamanımızla, coğrafyamızla, tarihimizle oynadılar. Medeniyet omurgamızdan kültür taşlarımızı çaldılar, sonra da sen felç oldun diyerek gelip çöktüler. Gittiler mi? Hayır.

Gitsinler mi? Sen karar vereceksin. Ben; Gördüm, Okudum, İrkildim ve Yazdım…

Tiran Alıntıları - Sözleri

  • Ekonomik fakirleşme ile tarikatlar ve dini cemaatlere yönelme paralellik arz ediyor.
  • İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet kendi yazmış olduğu ‘Divan’ında şarap içtiğini yazacak kadar dürüst iken onun bu eserini bugün yayınlayanlar Fatih’in yayınlarına sansür uygulayacak kadar utanmazdırlar.
  • Sürü tersine dönerse, uyuz keçi öne düşer.
  • Amerika’da ve Kanada’da din adamları çok yüksek düzeyli eğitimden geçiriliyor. Artı ömür boyu kendilerini geliştirici eğitimlerini de sürdürüyorlar. Mesela Hollanda’da lisans düzeyinde İlahiyatçı olabilmek için tamamlanması gereken eğitim yedi yıl. Bu süreçte Latince, İbranice ve Yunanca öğretiliyor.
  • referans noktasını belirleyen, tanımları da belirler.
  • “Güney Müslümanlığı, Eşarilik ( Fas’tan Arabistan’a) bizim için tehlikeli olmaktan çıkmıştır. Bir şeyh satın alır, hepsini yönetirsiniz. Bizim için kuzey Müslümanlığı, Maturidilik (İstanbul’dan Buhara’ya Türk bölgesi) tehlikelidir. Bunlar bilimle barışıktır. O nedenle her zaman Atatürk gibi bir asi çıkabilir. Önlemi şimdiden alınmalıdır.”
  • Dinlerarası dialog fitnesi de, Medeniyetler ittifakı hardalı da kimin ürünü anlayalım. "Köpek hardal yer mi? Amerikalı yedirememiş, Fransız yedirememiş, İngiliz ben yediririm der ve yedirir. Nasıl mı? İşe tersinden başlayarak. Hardalı köpeğin kıçına sürer, zavallı hayvan yalar, o sürer hayvan yalar bu arada hardal da biter."
  • Türk milliyetçiliği şuurlu projelerle "Ekzistansiyel Milliyetçilik" haline, yani büyük kitlenin derinliksiz, sathi ve kaba milliyetçiliği haline dönüştürülmeye çalışılıyor. Milli takımın galibiyetinde sokaklara dökülen yüz binler ancak "Azınlık Vakıfları Kanunu", yabancılara satılan topraklar, bankalar, BOP eş başkanlığı ve AB için verilen ölçüsüz tavizler karşısında kılı kıpırdamayan Büyük Kitle. Batı'nın istediği de böyle bir "milliyetçilik".
  • Tarih felsefecisi madrabaz gibidir; kim alır kim satar karışmaz gözükür. Alandan da satandan da mano'sunu alır. Oyunun kurallarını koyması zaten onun kimin kazanacağını bilmesini sağlar, ayrıca kazanan tarafla da tekrar kazanır.
  • Yavuz Sultan Selim 1517de Mısırı fethettikten sonra.... yaklaşık 2000 kadar Arap ve Yahudi dönmesi Müslüman, Eşari İslam ulemasını İstanbula getirdi... Eldeki bilgilere göre 1538de yayımlanan bazı fetvalar ve fetvalara dayanan fermanlarda İslamın nasıl bir taassup belasıyla karşı karşıya kaldığını ve Osmanlı'ya ne şekilde zarar verdiğini anlıyoruz

Tiran İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Toynbee’den sonra, hiçbir olayın göründüğü gibi olmadığı, olayların bilindiği gibi gelişmediği, her saha uygulaması için; bir üst tasarıma ihtiyaç olduğu, Bu üst tasarımın güneş batmayan İmparatorluğun varlığının devamlılığını düşünürken Dünyanın karanlık tarafının da dizaynı konusunda Yükselen ve Alçalan Medeniyetler teorisinde vaziyet alması gerekliliğinin mucidi, fikir babası işte bu olup; Sonuçta: Medeniyetin banisi Büyük Türk Milleti’ne ‘Tiran’ diyecek kadar, insanlıktan nasipsiz bir kan emici, kazıklı voyvoda artığı, iğrenç bir yok edici. Hocanın tavsiye edeceğim kitabı...Okunmalı... (GÜL GÜRLER)

Açıkçası hevesle okumaya başladım ama bende çok da iyi bir intiba bırakmadı. Bittiğinde acaba başka bir kitap mı okumalıydım diye düşündürdü.Yine de ellerüne sağlık (Okan kuş)

Sayın Yalçın hocamın yorumları kitapta fazla...bahsedilen kişi den çok yapılması ve yapılmaması gerekenler yarım kalmış dili konuşma dilinde geçiyor ramazan kurtoğlundan yararlanılmış ilk başlarda merak uyandırıyor iken ortalarda kasmaya tekrarlamaya başlıyor sonuca varamadım bir düşüncem oluşmadı klasik batılı kötü adam rolleri tekrar edilmiş okunabilir (yahya kuman)

Tiran PDF indirme linki var mı?

Yalçın Koçak - Tiran kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tiran PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Yalçın Koçak Kimdir?

22 Mart 1952 Sakarya ili, Adapazarı Merkez Karakalpak Mahallesi nüfusuna kayıtlı olarak dünyaya geldim.

Annem; Ozanlar Mahallesinden Lâtif Duman kızı Hakime’den doğma Rahime

Babam; Mustafa oğlu Fadime’den doğma Mehmet. Ailem şehrin en eski kereste ve nakliye tüccarlarıydı. Yeni yol veya şose denilen eski E-5 yani Ankara yolu garajlardan, şehrin içerisinden geçiyordu. Evlerimiz ve işyerlerimiz oradaydı. Babamlar dört erkek, üç kız kardeştiler. Rahmetli dedem de çocuk çokluğundan vergi olarak yol parası ödemeyenlerdendi.

İsmail, Şevki, Mevlüt amcalarım; Hanife, Rabia, Hilmiye halalarımdı.

İlk okulu Sakarya İlkokulunda bitirdim. Öğretmenim çok ileri görüşlü Arapça ve Türkçe’ye hakim aydın bir Atatürk Milliyetçisi Mediha Maner Hanımdı. Bizleri de kendi gibi yetiştirmeye azami özen gösterdi.

Orta eğitim Adapazarı Ticaret Lisesi orta kısmında okudum ve aldığım eğitimle hâlâ defter ve kebirimi ve de mizan ile bilançolarımı kendim bağlarım. Nurettin Bayramoğlu’nu ve hocalarımı da rahmetle anarım.

Sakarya Lisesini 66-67’de bitirdim. Üniversite tahsili için İstanbul’a geldim. Yıldız Üniversitesi o zaman İ.D.M.M.A Akademi idi, İnşaat Mühendisliğine başladım. 74 mezuniyet yılımız oldu.

Siyasi düşünce dünyamız dedemden gelen demokratlık Babadan gelen AP’lık ve sonra Amcamdan miras CKMP doğrultularında gelişti.

İstanbul gençliğimizi aldı almasına ama bize çok şey öğretti. O zaman MTTB “Milli Türk Talebe Birliği” fahri hizmet yıllarımızdı. Rasim Cinisli ağabeyimizle göz açtık, Kadir Mısıroğlu ile yürüdük, Rahmetli üstad Necip Fazıl’la şahlandık, kabımıza sığmaz olduk. Milliyet nedir, ne demektir onlardan öğrendik, Altın Nesil olmalıydık ezilmişlikten, adam sendecilikten, bananecilikten ve de bizden adam olmazcılıktan kurtulmalı ve de kurtarmalıydık, Boyunduruk kabul etmedik, Hürriyetimizi gemletmedik.

Hamdık, piştik, M.Zahit Kotku (KS)’yu tanıdık, elinde olduk.

Ekonomik hürriyeti olmayanların, fikir hürriyetine sahip olamayacakları gerçeğini çabuk öğrenmiştim.

Daha okulu bitirmeden başladığım, şantiye hayatıyla kısa zamanda işlerimi büyüttüm. Askerlik mi, Evlilik mi?

Vatan hizmeti beklemez dedik, Yarim bekledi.

İzmir Gaziemir Ulaştırma Okulu (Carlos) Yıllarım.

Takım komutanım takmıştı bu lakabı, zaten MTTB’de lakabım Tek Kişilik Ordu’ydu. Ordu hızıma yetişemeyince mimlendik belli.

Ankara Kirazlıdere MSB İnşaat-emlak Kontrol mühendisi Yıllarım. Yazık yetimin malına, heder olan paralara çok yazık itiraz edersen savunma; saçın uzun, paçan geniş askerlikse askerlik v.s. oysa işimiz mühendislik, emirle durmuyor binalar ayakta, demir’le duruyor. Albay Recai Gülener ve ekibi çok bilen, yemeyen, yedirmeyen birini ister mi sürdüler AFYON’a. Kıta aylarım başladı. Binbir macera 38 gün geç’le gelen tezkere ve 1986 Rütbeleri sökülen Mühendis General Recai Gülener, O gün kara kuvvetleri komutanı olarak beni Afyon’a süren; Kenan Evren Cumhurbaşkanıdır, Ben de genç Sakarya milletvekili . Ziyaretine gittiğimde “Demek o sürdüğümüz Asteğmen sendin Yalçın, bak Allahın adaletine sürenin Rütbeleri söküldü, sürülen taltif oldu” diyecekti.

Evlendim; Sevdiğimi aldım, Muradıma Erdim. Eşim Saraybosnalı Rumeli Türklerinden. Yazlık köyü eşrafından İsmet’in kızı FATMA… Bana üç erkek evlat verdi, üçü de yiğit hem de yolumdan gelen cinsinden şükür yarabbi.

Tolgay inşaat, Turgay ekonomi, Yasin İşletme mühendisidir.

İş ve meslek yaşantımız çok hızlı ve başarılı oldu.

İş’e iş, Aş’a aş kattık, yüksek vergiler ödedik çok eser bıraktık. 1983’de Rahmetli ÖZAL’a destek olduk. 87 Seçimlerinde Sakarya’nın listesinin iyiliği konularında ziyaretimden çıkarken “Yalçın seni de yazdım” dedi, geri dönerken Ağabeyim Dr. Cengiz Aslan beni göğüsledi kapı dışına çıkardı. Yalvar yakar Sakarya’dan kaç milletvekili bekliyorsanız beni alta yazın, işlerim çok ben gelmeyeyim ama gönderen olayım istedim.

Hemşehrilerim lütfetti beni o alt sıradan da çıkarttı kader; Ekonomik hürriyetim vardı. Müstakil ve müstakim siyaset imtihanım başlıyordu. Ayıpsız günahsız ikbâl ile çekildik devletten.

Rahmetli ÖZAL’la aynı başkanlık divanında çalıştım. Kahveci Rahmetli ekürimdi. Çok zor işleri başardık altından kalktık. Genel Başkanımızı, kimliklerimiz pahasına Cumhurbaşkanlığına çıkardık. Mirasımızı kimler yiyor; işte ortada, hem de inkâr edenlerimiz.

ÖZAL’ın yolu; devamı olduğunu söylemeden Menderes’in yoluydu, baş ucunda dururdu Menderes’in kasetlerini dinlerdi akşamları. 93’de Hayrettin Erkmen Rahmetliden açılan Eski Demokrat Parti’yi istemişti Merkez’de yeni bir siyasal yapılanma için, ömrü vefa etmemişti. Onun bu son siyasi arzusunu vasiyet kabul ettik. 1946 DP’sini aldık, süsledik, yeşerttik 1997’de Mesut’la ters düşüp Anap’tan ayrılan üniversiteden hocamız Korkut ÖZAL’ı beklemediği bir anda genel başkanlığa getirdik. “Olmayacağını, yapamayacağını bile bile, çünkü arkadaşlarımda şöhret hastalığı kompleksi vardı.”

2001 yılında Korkut Hoca yapamadığı işi iade yerine, Cüneyt Zapsu üzerinden Tayyip Bey’e kaydırma yoluna tenezzül edince yeter… dedik. Aday olduk, kongreyi aldık, yine borç ödedik, sesledik süsledik, DP’ye bu sefer de Melih GÖKÇEK tebelleş oldu.

Oysa ki plan; dağarcığında olanların hepsi gelsin meydana üç gün, üç gece yapalım bir kongre, hazirunun seçtiğine tabi olalım söz bende aday olmayacağım dememize rağmen nefislerinin esiri olan arkadaşlar, malum. Heder ettiler canım programı…

Biz Genel Başkanlık sevdalısı değildik.

Memleket Sevdalısı olarak yapmamız gerekenleri zaten hep yapmıştık.

Doğru demişti AKİF

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.

Nerede o yürekler… ?

Yalçın Koçak Kitapları - Eserleri

  • Tiran
  • Big Mac
  • Sanayicinin Yeni Cevheri
  • Batı Trakya Türk Cumhuriyeti
  • Musul

Yalçın Koçak Alıntıları - Sözleri

  • Pkk terör örgütüne giden silahların hangi devletler tarafından verildiği de gizli değildir. Pkk medya desteğinin aynı düzeyde olduğunu o ülkelere gittiğinizde açıkça görebilirsiniz. (Batı Trakya Türk Cumhuriyeti)
  • İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet kendi yazmış olduğu ‘Divan’ında şarap içtiğini yazacak kadar dürüst iken onun bu eserini bugün yayınlayanlar Fatih’in yayınlarına sansür uygulayacak kadar utanmazdırlar. (Tiran)
  • Trakya ve Ege’de yaşayanların güzelliği Balkanlardan gelen bu göçmenlerden dolayıdır. Prof. Dr. Hasan KÖNİ (Batı Trakya Türk Cumhuriyeti)
  • Tarih felsefecisi madrabaz gibidir; kim alır kim satar karışmaz gözükür. Alandan da satandan da mano'sunu alır. Oyunun kurallarını koyması zaten onun kimin kazanacağını bilmesini sağlar, ayrıca kazanan tarafla da tekrar kazanır. (Tiran)
  • Türk adının bilim çevrelerince kabul edilen ilk kullanımı 1. yüzyılda Pomponius Mela ve Plinius adlı Romalı tarihçilerce kaydedilmiştir. Azak'ın doğusunda yaşayan insanlar Turcae/Tyrcae adı ile kayda geçmiştir. (Big Mac)
  • Yavuz Sultan Selim 1517de Mısırı fethettikten sonra.... yaklaşık 2000 kadar Arap ve Yahudi dönmesi Müslüman, Eşari İslam ulemasını İstanbula getirdi... Eldeki bilgilere göre 1538de yayımlanan bazı fetvalar ve fetvalara dayanan fermanlarda İslamın nasıl bir taassup belasıyla karşı karşıya kaldığını ve Osmanlı'ya ne şekilde zarar verdiğini anlıyoruz (Tiran)
  • İbadethane ve tarihi kültür mirası yapılarımızın hali perişandır, camilerimiz taverna, meyhane, fuhşiyat filmlerinin gösterildiği sözde kültür merkezlerine dönüştürülmüştür. (Batı Trakya Türk Cumhuriyeti)
  • Türk milliyetçiliği şuurlu projelerle "Ekzistansiyel Milliyetçilik" haline, yani büyük kitlenin derinliksiz, sathi ve kaba milliyetçiliği haline dönüştürülmeye çalışılıyor. Milli takımın galibiyetinde sokaklara dökülen yüz binler ancak "Azınlık Vakıfları Kanunu", yabancılara satılan topraklar, bankalar, BOP eş başkanlığı ve AB için verilen ölçüsüz tavizler karşısında kılı kıpırdamayan Büyük Kitle. Batı'nın istediği de böyle bir "milliyetçilik". (Tiran)
  • Bulgarların kökenini Türklere (Kumanlara)dayandıran, "Turan-İskitler ve Hunlar'dan Türkler ve Bulgarlar" isimli kitabıyla bilinen "Yeşil Bulgaristan" partisi lideri yazar Prof. Stoyan İvanov Dinkov, Osmanlı'nın asla emperyalist olmadığını savunan isimlerden biri. Rus Ekaterina zamanında Panslavizm görüşü ortaya çıkıyor. Rusya dile dayalı, etnik kökene dayalı olmayan bir temelle Slav milletlerini birleştirmeye çalışıyor. Ruslar bizi Slav sayarak bir kültürel hücum başlatıyorlar. Ana gayeleri bu toprakları ele geçirip İstanbul'a kadar varmak. Kitlesel bir propaganda başlatılıyor, güya Bulgarlar Slav ve çok çile çekiyorlar. Fakat Bulgaristan'a Rusya'dan çok akıllı adamlar gelmiş, -onlardan biri de Dostoyevski'dir- o kölelerin ne şekilde yaşadığını çok farklı bir şekilde anlatmış. Ve ben ona güveniyorum. (Big Mac)
  • “Güney Müslümanlığı, Eşarilik ( Fas’tan Arabistan’a) bizim için tehlikeli olmaktan çıkmıştır. Bir şeyh satın alır, hepsini yönetirsiniz. Bizim için kuzey Müslümanlığı, Maturidilik (İstanbul’dan Buhara’ya Türk bölgesi) tehlikelidir. Bunlar bilimle barışıktır. O nedenle her zaman Atatürk gibi bir asi çıkabilir. Önlemi şimdiden alınmalıdır.” (Tiran)
  • Osmanlı İmparatorluğu, Viyana yenilgisinin hemen ardından çökmedi elbet; ancak Balkanlardaki boğucu hakimiyeti yerini, ona meydan okumaya hazırlanan iki yeni güce bırakmaya başladı: Rusya ve Avusturya-Macaristan imparatorlukları.. (Batı Trakya Türk Cumhuriyeti)
  • Önemli olan nedir? Önemli olan herkesin haklarını kullanabildiği, özgürlüklerden yararlandığı bir düzen içerisinde yaşayabilmektir. (Batı Trakya Türk Cumhuriyeti)
  • Sürü tersine dönerse, uyuz keçi öne düşer. (Tiran)
  • Türk adının bilim çevrelerince kabul edilen ilk kullanımı 1. yüzyılda Pomponius Mela ve Plinius adlı Romalı tarihçilerce kaydedilmiştir. Azak'ın doğusunda yaşayan insanlar Turcae/Tyrcae adı ile kayda geçmiştir. (Big Mac)
  • Amerika’da ve Kanada’da din adamları çok yüksek düzeyli eğitimden geçiriliyor. Artı ömür boyu kendilerini geliştirici eğitimlerini de sürdürüyorlar. Mesela Hollanda’da lisans düzeyinde İlahiyatçı olabilmek için tamamlanması gereken eğitim yedi yıl. Bu süreçte Latince, İbranice ve Yunanca öğretiliyor. (Tiran)
  • referans noktasını belirleyen, tanımları da belirler. (Tiran)
  • Nihayet size bir gaflet arız oldu. Vatan sevgisini unuttunuz. Birbirinizi çekemez oldunuz. Terbiyeniz bozuldu, Mazinizle olan bağınızı kopardınız.. (Batı Trakya Türk Cumhuriyeti)
  • Batı Trakya Türkleri, Lozan Antlaşmasından beri Yunanistan`ın egemenliği altında, demokratik yaşamın gereklerine hiç de uygun olmayan bir şekilde baskı görerek yaşamaktadırlar. (Batı Trakya Türk Cumhuriyeti)
  • “Burası oyun oynamanın ve gülüşmenin yeri değil. Burası Balkanlar..“ - Theophilus (Batı Trakya Türk Cumhuriyeti)
  • Ekonomik fakirleşme ile tarikatlar ve dini cemaatlere yönelme paralellik arz ediyor. (Tiran)

Yorum Yaz