Yarım Kalan Bir Hayat: Cumana Şeyhmus / ŞAM -6

Uzun süren bir bekleyişin ardından Türkiye’ye geçmiş ve bizleri nelerin beklediğini hiç düşünmeden rahat bir nefes almıştık. Telabyaz’dan direk olarak Kızıltepe’ye gelen bir minibüse, ücretimizi ödeyerek bindik. Şoför’ün bizden fazla para aldığını sonradan öğrendik.

Ödediğimiz fazlalık için değil ama öyle bir durumdayken karşı karşıya kaldığımız muamele, olması gerekenin tam tersi olunca üzüldük doğrusu. Haseki’den hareketle sabahın yedisinde başlayan hayata yolculuğumuz, akşamın yedisinde sona ermiş ve bizler bu kez de babamın Kızıltepe’de yaşayan kuzenlerine misafir olmuştuk.

On beş günlük bir misafirliğin ardından bizler için de bir ev bulundu. Bulunan ev bir apartmanın zemin katıydı ve yaşam için pek elverişli değildi ama içinde bulunduğumuz koşulların aklımızda yarattığı mecburiyete boyun eğmekten başka da çaremiz yoktu. Konumu çok kötü de olsa isteyerek yerleştiğimiz bu evde üç ayımızı geçirdikten sonra daha iyi bir ev bulup yerleştik.

İşte bu süre zarfında bir yığın akrabayı tanıma fırsatımız oldu. Bunlardan bazıları bizlere çok sıcak yaklaşırken bazıları da çok uzak duruyordu. Uzak duranlara bizler de yaklaşmadık tabi. Kendilerine muhtaç olabileceğimizi mi düşündüler bilmiyorum ama onların bu soğukluğu, sadece ısınmaya muhtaç olan yüreğimizi biraz daha soğutuyordu.

Asla onaylamadığımız bir kavgada taraf olup ölmek ya da öldürmek istemiyorduk. Bu istemsizliğin bir sonucu olarak bizleri buralara sürükleyen hayata yolculuğumuz sırasında bura insanıyla ilgili olumsuz bir düşüncem asla olmamıştı. Nihayetinde bir mecburiyetin sonucunda buradaydık ve buradaki insanların bizleri tam olarak anlayabileceklerini düşünüyorduk.

Ancak umduklarımızı tam anlamıyla bulduk diyemiyorum. Bizlerden önce ya da sonra gelenlerden bazılarının yapmış olduğu yanlışların bütün Suriyelilere giydirilmesine ve bulunduğumuz birçok ortamda dile getirilmesine üzülerek tanık oluyoruz. Elbette ki bizleri rahatsız eden bu söylemlerden bir bölümü de Suriyeli kızlar için söyleniyor ki bu sözlerin altında ezilmemeye imkân yok.