tatlidede

Yaşam ve Ölüm Yorgunu - Mo Yan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yaşam ve Ölüm Yorgunu kimin eseri? Yaşam ve Ölüm Yorgunu kitabının yazarı kimdir? Yaşam ve Ölüm Yorgunu konusu ve anafikri nedir? Yaşam ve Ölüm Yorgunu kitabı ne anlatıyor? Yaşam ve Ölüm Yorgunu PDF indirme linki var mı? Yaşam ve Ölüm Yorgunu kitabının yazarı Mo Yan kimdir? İşte Yaşam ve Ölüm Yorgunu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 22.05.2022 17:00
Yaşam ve Ölüm Yorgunu - Mo Yan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mo Yan

Çevirmen: Erdem Kurtuldu

Tasarımcı: Utku Lomlu

Orijinal Adı: Shengsi pilao

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750725104

Sayfa Sayısı: 936

Yaşam ve Ölüm Yorgunu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mo Yan'ın epik romanı Yaşam ve Ölüm Yorgunu, Mao Zedong'un toprak reformu hareketiyle Çin kırsalının geleneksel düzenini altüst etmesinden yaklaşık iki yıl sonra, 1 Ocak 1950 günü başlıyor. Bu iki yıl boyunca Cehennemin Efendisi Yama, ırgatlarına iyi davranmasıyla nam salmış Ximen Nao'ya, iktidarı yeni ele geçirmiş köylülerin kendisini neden idam ettiklerini itiraf ettirmek için her türlü işkenceyi uyguluyor. Ama Ximen Nao, cehennem ateşinde yakılma cezasını çektikten sonra bile masum olduğu iddiasını sürdürünce Cehennemin Efendisi Yama pes ederek onun eski topraklarına dönmesine izin veriyor.

Ne var ki, Ximen Nao yeniden hayata geldiğinde insan olarak değil eşek olarak doğduğunu anlıyor.Çünkü Cehennemin Efendisi Yama kalpleri kinle dolu ruhların yeniden insan olarak doğmalarını istemiyor ve o ruhları hayvan olarak yeniden dünyaya gönderiyor.Romanın beş bölümü, kahramanımızın altı reenkarnasyonla eşek, boğa, domuz, köpek ve maymun kimliğindeki yaşamlarında, eski ailesinin, dostlarının, rakiplerinin, düşmanlarının yazgısına tanık oluşunu aktarıyor.Ximen Nao son reenkarnasyonunda da şaşırtıcı bir bellek gücüne ve dil öğrenme yeteneğine sahip olan koca kafalı bir oğlan çocuğu olarak dünyaya geliyor.Roman bu farklı kimliklerin bakış açılarından Çin'in çalkantılı tarihindeki son elli yılın öyküsünü dile getiriyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Yaşam ve Ölüm Yorgunu Alıntıları - Sözleri

  • Aşırı sevinç üzüntü doğurur, bir şey aşırıya kaçtı mı tam tersine döner.
  • Kadınların gözyaşlarına dayanamıyordum. Kadınlar ağlar ağlamaz burnumun direği sızlardı. Kadınları ağlarken gördüğüm an düşüp bayılırdım. Bu zayıf mizacım bütün hayatımı mahvetti.
  • Topraktan gelen her şey yine toprağa döner.
  • Aşksız evlilik en büyük ahlâksızlıktır.
  • Zulmün olduğu yerde direniş de vardır.
  • İnsanoğlu toprağı bir anlığına ihmal etse, toprak onu bir yıl unutur.
  • Hele.bir gece olsun, insanlar uykuya dalsın bir, benim mutlu yaşantımda o zaman başlayacak işte.
  • Tek isteğim kalbinde her zaman insanı ısıtan sıcak bir noktaya yer bırakman, kalbinin buz gibi bir demir parçasına dönüşmesine izin verme sakın.
  • İnsanlar ellili yıllarda daha saf, almışlarda çok fanatik, yetmişlerde kendi bölgelerinden korkacak kadar ürkekler, seksenlerde başkalarının dediklerini ve yaptıklarını pür dikkat incelemeye başladılar, doksanlarda ise son derece kötüleştiler.
  • Aşırı abartılı bir dil, aşırı riyakâr bir toplumun yansımasıdır, dildeki şiddet sosyal zulmün öncüsüdür.
  • Dünya işleri biyle öngörülmez şeylerdir işte, yapılan her iyiliğin ve kötülüğün bir karşılığı vardır ama bunun nasıl geri döneceğini kimseler bilmez.
  • Kadınların gözyaşlarına dayanamıyorum. Kadınlar ağlar ağlamaz burnumun direği sızlardı. Kadınların ağlarken gördüğüm an düşüp bayılırdım. Bu zayıf mizacım bütün hayatımı mahvetti.
  • Bu topraklarda yok yere öldürülmüş bir sürü masumun kanı var.
  • Bu zincirler ellerime ve ayaklarıma ket vurmuş olsa da tutkularımın ve ideallerimin göğe yükselmesine kimse engel olamaz.
  • Nasıl bir dünyada yaşıyoruz biz böyle? İkimiz de domuzuz fakat insanlar niye bize eşit davranmıyor? Ben siyah, sen beyaz olduğun için mi bu? Yoksa senin buralı, benimse dışarıdan gelmiş olmamdan mı? Ya da senin yakışıklı, çirkin olmamdan mı kaynaklanıyor?

Yaşam ve Ölüm Yorgunu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yaşam ve Ölüm Yorgunu: "Ben, Ximen Nao, ölümlüler arasında geçirdiğim otuz yıl boyunca çalışma aşkıyla yanıp tutuştum, evini geçindiren, kanaatkar bir adamdım, köprü ve yollar tamir ettim, her zaman hayır işledim. Gaomi Kuzeydoğu Bucağı'nın bütün tapınaklarındaki heykeller benim bağışlarım sayesinde restore edildi; Gaomi Kuzeydoğu Bucağı'nın bütün yoksullarının benim aşımı yemişliği vardır. Aile ambarımızdaki her bir tahıl tanesi alınterimle ıslandı; aile kasamızdaki her bakır paranın üzerinde canımı dişime takmışlığımın izi vardır. Zenginliğimi sıkı çalışmaya borçluyum, ailemin temelini bilgelik üzerine kurdum. Hayatımda hiçbir kötülük yapmadığımdan hiç kuşkum yok. Ama -sesim burada tiz bir çığlığa dönüştü- ama benim gibi iyi kalpli, doğru, dürüst ve düzgün bir adamın ellerini bir suçlu gibi arkasından bağlayıp köprüye çıkardılar ve vurdular oracıkta!... İtiraz ediyorum, suçsuzum ben, beni salmanızı rica ediyorum, böylece geri dönüp o insanlara ne suçum olduğunu sorabilirim! " Okuduğunuz bu satırlar, Mao Zedong iktidarı sonrasında peyda olan Toprak Reformu döneminde halka karşı suç işlediği gerekçesiyle, iktidara hakim olan köylüler tarafından idam edilen ve akabinde cehennemde azap çeken toprak ağası Ximen Nao'nun çığlıklarıdır... Cehennemde görmediği eziyet, çekmediği işkence kalmayan Ximen Nao'nun onca azaba rağmen suçsuz olduğunu belirten bu çığlıklarına kayıtsız kalamayan Cehennemin Efendisi Yama, yapılan duruşma neticesinde onu dünyaya geri yollamaya karar verir. "Senin suçsuz olduğunu biliyorum. Dünya üzerinde ölmesi gereken o kadar insan var ama nedense bir türlü ölmüyorlar; ölmemesi gereken bir sürü insansa birbiri ardına ölüyor. Bu taht, bu gerçeği değiştirmek için hiçbir şey yapamaz. Sana merhamet gösterip geri yollayacağım." Bir nevi reenkarnasyon diyebileceğimiz bu geri dönüş, minik bir fark ile gerçekleşir. Ximen Nao artık bir insan değil, bir eşektir...Çünkü Cehennem Efendisi Yama ile yaptığı anlaşma bu şekildedir, kalpleri kin ile dolu ruhların, dünyaya insan olarak geri dönmesi mümkün değildir. Ximen dünyaya geri dönmesine dönecektir lakin sırasıyla eşek, boğa, domuz, köpek, maymun ve koca kafalı Lan Qiansui adlı bir oğlan çocuğu suretleriyle... Ximen'in, 1950'li yıllardan 2000'lere uzanan süreç içerisinde, karısı, cariyeleri, çocukları, torunları, köylüleri ve bilimum çevresi üzerine kurulu olan hayatına, sosyalizm, kapitalizm, komünizm ve Kültür Devrimi dönemleri eşliğinde, kronolojik olarak tanıklık ediyoruz. Bu tanıklık esnasında gözlemlenen Çin halkının zaman içerisindeki değişimi de eserde hatrı sayılır düzeyde yerini alıyor. İç savaşı olanca detaylarıyla okura sunan Mo Yan, savaşı ve savaşın beraberinde getirdiği olumsuzluklar karşısında insanoğlunun verdiği mücadeleyi, mücadele ruhunu ve çaresizliğini 936 sayfa boyunca ilmek ilmek işliyor. Yaşam ve Ölüm Yorgunu, "Topraktan gelen her şey toprağa döner." diyen Mo Yan'ın biraz masal, biraz da fabl tadında, büyülü gerçekçilik gölgesinde kaleme aldığı, devrimi merkezine almış, alegorik bir anlatıma sahip romanı... Fantastik bir toprak hikayesi...Epik bir destan...İnsan,hayvan ve doğa çatışması... Ximen Nao, her ölüşünden sonra gerek kendini gerekse hayatı daha iyi, daha doğru anlamaya, özümsemeye başlar. Bunun neticesinde ise zamanla dünyevi zevklerden feragat ederek, öz benliğine döner, kendine bulur. İçeriğinde Çin ve reenkarnasyon kelimeleri geçen bir romanın Budizm ve Karma Yasası temelleri üzerine kurulu olduğunu tahmin etmek pek zor olmayacak elbette... Buda'nın ölmeden önce öğrencilerine verdiği "Kendi kendinize ışık olun, dışınızda olan, dışınızdan gelebilecek hiçbir şeyden destek, dayanak aramayın. Kendinize yalnız gerçeği ışık yapın." öğüdünü şiar edinen Budizm, makalelerdeki tanımıyla, günümüzde yaklaşık 540 milyon takipçisi bulunan bir din ve öğretiler topluluğudur. Amacı, acının, ızdırabın sebeplerini ortaya çıkarmak ve bunları yok etmenin yollarını aramaktır. Karma Yasası ise, Budizmin, temel öğretilerinden biri olup "İyilik yap, iyi düşün, iyi yaşa, iyi kal!" felsefesi üzerine kuruludur, yenilenme ve hayatın özüne dönmeyi baz alır. Hayatta olan biten her şeyin sorumluluğu kişinin kendisine aittir, ne verirseniz onu alırsınız. Toprak reformu, Cumhuriyet Bayramı, Ayçöreği Bayramı, Hasat Bayramı, Qİngming(Bahar) Bayramı gibi özel günleri metninin muhtelif bölümlerine yerleştirerek hem Çin'in geleneksel kültürel değerlerini hem de bu değerlerin Çin'de vakıf olan birer zaman göstergeleri olduklarını okura aksettirme çabasında olan Mo Yan'ın bu çabası bende sonuçsuz kalmıyor. Benim açımdan, yine harika bir iş çıkarmış.Mekan ve insan betimlemeleri, iç diyaloglar, iç monologlar, geriye dönüşler Mo Yan'da alışık olduğum gibi, yine olağanüstü güzellikteydi. Kitabın sonuna iliştirdiği "Roman el işidir" başlıklı yazarın notu bölümünde, kırk üç yıllık birikimini, kırk üç günlük bir çalışma ve elli adet keçeli kalemle kağıda döktüğünü ve böylece bu romanın oluştuğunu belirten Mo Yan, bu kadar kısa bir sürede böyle uzun bir romanın yazılmasının tuhaf bir tarafı olmadığını da sözlerine ekliyor. Kısaca, beni bununla yargılamayın, bu konu tartışmaya kapalıdır, diyor. Ah Mo Yan, ne haddimize seni yargılamaya kalkmak, seni tartışma konusu yapmak! Sevgili black nin Nisan ayı etkinliği kapsamında, seve seve okuduğum bir eser oldu Yaşam ve Ölüm Yorgunu. Vesile olduğu için kendisine yine, yeni, yeniden kocaman teşekkürlerimi sunuyorum. Etkinliğe iştirak edecek ve hâlâ katılım kitabını seçmemiş olan arkadaşlarımın gönül rahatlığı ile bu kitabı tercih edebileceklerini söylemeliyim. İlk etapta hacmi gözü korkutuyor gibi olsa da, Mo Yan 'ın eşşiz anlatımı, akıcı üslubu ve okuru metne bağlayıcılığı sayesinde sayfalar kayıp gidiyor. Sevgili Mo Yan, daha çok çok kitaplar yazman, yazdıklarının da dilimize bir an önce çevrilmesi temennilerimle yine ilikliyorum ceketimin düğmelerini huzurunda. Hep bizimle kal, var ol! (Seda Bera)

Bu sene okuduğum en iyi kitaplardan biri. Çin'in elli yıllık tarihini bir kasaba üzerinde insanların zaaflarını mutluluklarını ve inatlarini güzel ve etkili anlatmış (vedat alıci)

Çin'de yaygın bir inanış olan reenkarnasyon ile göz korkutucu bir kalınlıkta olan kitabın zıplama tahtasını kurmuş. Bir hanenin içinde üç neslin hikayesi. Çin' de Mao dönemi ve siyasi rejim değişikliği ile toprak ağalarının sonu gelmiştir. Köyünde toprak ağası olan Xao'nun öldürülmesi ile ailenin birer birer komun hayatına dahil olması, geride onu temsilen son nefesine kadar direnen Lan Lian 'in direniş hikayesi. Xao öldürüldükten sonra farklı hayvan türleri ile dünyaya geri dönüp geride bıraktığı aile bireylerinin hayatlarina dahil oluyor. Ülkesinin ve aile bireylerinin zamanla dönüşüm ve gelişim sürecini her birinin hayatına değinerek anlatıyor. Yer yer komik yer yer zor duraklayan bir anlatıma sahip, çok güzel nuanslar var içinde. Yazarın anlatımı oldukça detayli okurken hayal etmek hiç zor olmadı, çok tanıdık hikayeler var içinde bilmediğim bir ülkenin bir zamanına eşlik etmek çok keyifliydi. Yazarla tanisma kitabim oldu mutlaka diğer kitaplarını okuyacağım. (@bitkiciokur)

Yaşam ve Ölüm Yorgunu PDF indirme linki var mı?

Mo Yan - Yaşam ve Ölüm Yorgunu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yaşam ve Ölüm Yorgunu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mo Yan Kimdir?

Guan Moye (Mo Yan) (doğum 17 Şubat 1955), Çinli yazar. Gerçek adı Guan Moye'dir fakat eserlerinde Çince "Konuşma!" manasına gelen Mo Yanmahlasını kullanır. "Sürekli sansürlenen ve eserleri korsan yollarla çoğaltılan Çinli yazarlar arasında en meşhuru" diye bilinir. Batı dünyasında Kızıl Darı Tarlaları filmine konu olan iki romanı ile bilinir. Çin'in Franz Kafka'sı ya da Joseph Haller'i olarak gösterilir. İsveç Akademisi'nin "som med hallucinatorisk realism förenar saga, historia och samtid - who with hallucinatory realism merges folk tales, history and the contemporary", yani "sanrısal gerçekçilikle halk hikayelerini, tarihi ve şimdiyi kaynaştırma"daki ustalığına yaptığı atıfla 2012 Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülmüştür.

Mo Yan Kitapları - Eserleri

  • Değişim
  • Kızıl Darı Tarlaları
  • İri Memeler ve Geniş Kalçalar
  • Yaşam ve Ölüm Yorgunu
  • Saydam Turp
  • İçki Cumhuriyeti

Mo Yan Alıntıları - Sözleri

  • Bazen insan ırkının bozulmasıyla gittikce daha zengin ve daha rahat hayat koşullarının oluşması arasında bir baglantı olduğunu düşünüyorum.Zengin ve rahat hayat koşullarınin peşine düsmek insan ırkının hedefidir,ama bu hedefe ulaşmak bazı koşullara baglıdır,bu da kaçınılmaz olarak derin ve korkutucu bir çelişkiyi ortaya çıkarır.Insanlar insan ırkina ait bazı mukemmel özellikleri kendi çabalarıyla ortdan kaldırirlar. (Kızıl Darı Tarlaları)
  • İnsanoğlu toprağı bir anlığına ihmal etse, toprak onu bir yıl unutur. (Yaşam ve Ölüm Yorgunu)
  • "Şu küçük zavallıya bakın hele! Böyle bir havada yarı çıplak sokağa salmışlar." "Senden çıkmadıysa sevemiyorsun işte çocuğu." (Saydam Turp)
  • Bir kaç gün önce şantiyedeki herkes öğle yemeğine gittiğinde demirci ustalarından birinin, çekiciyle çeliğe su vermek için kullandığı yepyeni kovası çalındı. Bunun üzerine Liu Taiyang bent kapağının üzerine çıkıp herkese bir güzel sövdü durdu yarım saat. Kara Çocuk'a yeni bir görev verdi: Her öğlen diğerleri yemek yerken şantiyede kalıp aletlere bekçilik edecekti, öğle yemeğiniyse demirci ustaları getirecekti mutfaktan, " Bu küçük köpek de bedava öğle yemeği yemiş olacak" dedi Müdür Yardımcısı Liu. (Saydam Turp)
  • ...sakın çekinmeyin, eşeklerin vücudundan gelen bu iki hazine kötü gözüküyor ama tadı çok lezzetlidir, yemezseniz çok şey kaybedeceksiniz, yerseniz yine çok şey kaybedeceksiniz , gömülün hadi , yiyin , yiyin , yiyin hadi şu Ejderha ve Zümrüdüanka’nın Getirdiği Şansı. (İçki Cumhuriyeti)
  • " Birbirlerinden binlerce kilometre uzakta olsalar da birbirlerine görünmez bir aşk ipiyle bağlıdır gerçek âşıklar, bir ömür boyu sürecek aşk eninde sonunda karşına çıkar, bundan kaçış yoktur." (Kızıl Darı Tarlaları)
  • Her bekleyişin bir sonu olduğunu, bu son ortaya çıkınca da bu sonun ne kadar sıradan ve öylesine kendiliğinden olduğunu çok sonraları kavramış. (Kızıl Darı Tarlaları)
  • “...ağaçlar yerinden olursa ölür ama insan yaşamaya devam eder.” (Değişim)
  • Kadınların gözyaşlarına dayanamıyorum. Kadınlar ağlar ağlamaz burnumun direği sızlardı. Kadınların ağlarken gördüğüm an düşüp bayılırdım. Bu zayıf mizacım bütün hayatımı mahvetti. (Yaşam ve Ölüm Yorgunu)
  • Kadeh kaldırıp ayı da çağırıverdim,gölgemle birlikte üç kişiyiz artık (İçki Cumhuriyeti)
  • Sarayda tanıdığın varsa memur olmak kolay,eskiden beri böyle süregelmiştir (İçki Cumhuriyeti)
  • Gerçekler hitabet sanatından daha üstündür, yalan gerçeği örtbas edemez, halka açık toplantılarda sık sık bunu dile getirdi dedem. (Saydam Turp)
  • İçkinin karakteri pervasızdır,dizginlenemez;içkinin mizacı sular seller gibidir,ağzına geleni hiç çekinmeden söyler (İçki Cumhuriyeti)
  • Zaman değişti, her şey bunun kanıtı adeta. (Değişim)
  • ".... Başarıya giden yolda kestirme yoktur, sadece dağın o engebeli yolunu tırmanmaktan korkmayan, cesur insanlar zaferin o şanlı zirvesine ulaşmayı umut edebilirler!" (İçki Cumhuriyeti)
  • Ama benim tüm yaşamım bir mücadeleyle geçti, nerede bir hayat varsa orada bir mücadele var, derler ya hani, işte öyle. (İri Memeler ve Geniş Kalçalar)
  • “... içki içerken şarkı söylemek güzel bir kadına serenat yapmaya benzer, hayat kısadır, güzel kadınlar sabah çiyi gibidir.” (İçki Cumhuriyeti)
  • Tüm yaşanmışlıklar hoş kokulu meyvelere ve yere düşen oklara benziyormuş. Tüm yaşanacaklarsa ninemin belli belirsiz görebildiği bazı kısacık aralıklarmış.Sadece şu kısa, yapışkan ve kaygan bir şimdi varmış ninemin umutsuzca tutunmaya çalıştığı. (Kızıl Darı Tarlaları)
  • Topraktan gelen her şey yine toprağa döner. (Yaşam ve Ölüm Yorgunu)
  • Aşksız evlilik en büyük ahlâksızlıktır. (Yaşam ve Ölüm Yorgunu)

Yorum Yaz