Dünya nüfusunun neredeyse yarısı su kıtlığıyla karşı karşıya!
Su kaynaklarının korunmaması dünya çapında su krizini beraberinde getiriyor. Uzmanlar şuanda bir çok ülkede su kıtlığının yaşandığını ve bunun yaşamı olumsuz hale getirdiğini söylüyor.

Uzmanlar, su kaynaklarını korumak ve tatlı su kaynaklarımızın bağlı olduğu ekosisteminin yıkımını sonlandırmak için önlemler alınmadığı takdirde hızla artan su krizinin gezegeni sarmasıyla önümüzdeki 25 yıl içerisinde dünya gıda tüketiminin yarısından fazlasının başarısızlıkla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.
Zaten dünya nüfusunun yarısı su kıtlığıyla karşı karşıya ve bu sayı iklim krizinin kötüleştiği için daha da artacak.
Rapora göre, dünyanın su sistemleri benzeri görülmemiş bir stres altında olduğu için tatlı su talebi on yılın sonuna kadar talebi %40 oranında aşacak.
4.000 litre suya ihtiyaç var
Komisyon, hükümetlerin ve uzmanların, insanların iyi bir yaşam sürmeleri için gereken su miktarını büyük ölçüde hafife aldıklarını tespit etmiştir. Her bir insanın sağlığı ve hijyeni için günde 50 ila 100 litre su gerekirken, aslında insanların yeterli beslenebilmesi ve onurlu bir yaşam sürebilmesi için günde yaklaşık 4.000 litre suya ihtiyacı vardır. Çoğu bölgede bu miktar yerel olarak sağlanamamakta, bu yüzden de insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için gıda, giyim ve tüketim malları ticaretine bağımlı kalmaktadır.
Bazı ülkeler, nehir ve göllerden gelen mavi suyun aksine, gıda üretimi için gerekli olan toprak nemi olan yeşil sudan diğerlerinden daha fazla faydalanmaktadır. Rapor, suyun dünya çapında bir bölgeden diğerine nem taşıyan atmosferik nehirler halinde hareket ettiğini ortaya koymuştur.
Çin - Rusya yararlanıcılar, Hindistan - Brezilya ihracatçılar
Dünyanın kara üzerindeki yağışının yaklaşık yarısı, suyu atmosfere geri aktaran ve daha sonra rüzgarla aşağıya doğru hareket edip bulutlar oluşturan ekosistemlerdeki sağlıklı bitki örtüsünden gelmektedir. Çin ve Rusya bu atmosferik nehir sistemlerinin başlıca yararlanıcıları iken, Hindistan ve Brezilya kara kütleleri diğer bölgelere yeşil su akışını desteklediği için başlıca ihracatçılardır. Yağan tatlı su kaynağının %40 ila %60’ı komşu arazi kullanımından kaynaklanmaktadır.
Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü Direktörü ve komisyonun eş başkanlarından biri olan Prof Johan Rockström, “Çin ekonomisi Ukrayna, Kazakistan ve Baltık bölgesindeki sürdürülebilir orman yönetimine bağlıdır” dedi. “Aynı durumu Brezilya’nın Arjantin’e tatlı su sağlaması için de söyleyebilirsiniz. Bu birbirine bağlılık, tatlı suyu küresel bir ortak mal olarak küresel ekonomiye yerleştirmemiz gerektiğini gösteriyor.”
Singapur Devlet Başkanı ve komisyonun eşbaşkanlarından Tharman Shanmugaratnam, ülkelerin çok geç olmadan su kaynaklarının yönetimi konusunda işbirliğine başlamaları gerektiğini söyledi.
Shanmugaratnam, “Tatlı su kaynaklarını nasıl koruyacağımızı, nasıl çok daha verimli kullanacağımızı ve savunmasız olanlar da dahil olmak üzere her topluluğun tatlı suya erişimini nasıl sağlayacağımızı, başka bir deyişle zengin ve yoksul arasındaki eşitliği nasıl koruyacağımızı radikal bir şekilde düşünmek zorundayız” dedi.
Editör: Neslihan Özkan