matesis
dedas

Halepçe'de Ne oldu? 33 yıldır kanayan yara: Halepçe Katliamı nedir?

33 yıl önce bugün gibi Irak askerleri kimyasal silah kullanarak Irak'ın Kürt kenti Halepçe'de binlerce sivili katletti, on binlercesini ise ömür boyu hastalığa mahkum etti. 16 Mart 1988'den bugüne 33 yıl geçti ama o kimyasal silahları Saddam Hüseyin'e hangi ülkelerin verdiğini ortaya çıkarmak için bir türlü bir adım atılmadı.
  • 16.03.2021 09:12
Halepçe'de Ne oldu? 33 yıldır kanayan yara: Halepçe Katliamı nedir?

HALEPÇE KATLİAMI NEDİR, NE ZAMAN OLDU, KİM YAPTI?

Saddam’ın emriyle 16 Mart 1988 günü zehirli gaz bombalarını taşıyan 8 adet Rus yapımı MİG 23 savaş uçağı, Irak Kürdistanı’nın önemli şehirlerinden Süleymaniye yakınlarındaki Halepçe kasabasına saldırı düzenledi. Saldırı sonrasında 5000 den fazla insan hayatını kaybetti; binlercesi de yaralandı.

Sekiz yıl boyunca başta ABD ve batılı ülkelerce desteklenerek İran’a saldırtılan Irak’ın  acımasız diktatörü Saddam, cinayet finalini Halepçe katliamı ile sürdürdü. Bütün dünya, dönemin konjonktürü içinde sessiz kalmayı tercih ederek bu zulmün vebaline ortak oldular. Halepçe katliamı sıradan bir olay değildir ve asla unutulmayacaktır.

Hiroşima, Nagazaki, Srebrenitsa, Hama, Gazze, Roboski hadiseleri insanlığın  yüz karası ve utanç tablolarıdır.

Küresel sistem hala güçlüden ve zalimden yana olsa da; halkların inanç, direniş, adalet ve özgürlük sevdaları, zalimleri ve sistemlerini tarihin çöp sepetine yuvarlamasına kimse mani olamayacaktır.

33 yıl önce Irak'ta gerçekleşen Halepçe Katliamı nedir, Halepçe'ye zehirli gaz saldırısı ne zaman ve sorumlusu kimdir? Irak'ın kuzeyinde yaşanan Halepçe Katliamı nasıl oldu, kaç kişi öldü, kaç kişi yaralandı? Halepçe katliamı ile ilgili bütün detayları bu haberimizde okuyabilirsiniz.

Tarihte Hiroşime ve Nagasaki'den sonra gelen kimyasal saldırılardan biri olan Halepçe Katliamı İran-Irak Savaşı esnasında Saddam Hüseyin'in, 1986-1988'de Irak'ın kuzeyinde Kürtlere karşı düzenlettiği El-Enfal adı ile Kürtlere yönelik başlattığı operasyonunun adıdır. 12 Mart 1986’da başlayıp, 7 Haziran 1989’da sona eren Enfal Soykırımı sürecinde 182 bin Kürt katledildi, 4 bin 500 köy ve 30 ilçe yerlebir edildi, okullar, camiler, kiliseler, ibadethaneler yıkıldı.

Tarihin karanlık sayfalarına Cuma günü meydana geldiği için Kanlı Cuma olarak da bilinen zehirli gaz saldırısı Mazlum, Müslüman ve örf/adetlerine bağlı Kürt halkına yapılmış bir soykırım olarak kabul edilir.

BM kayıtlarına göre çoğunluğu çocuk, yaşlı ve kadın olan 6 bin 357 kişi, üç saat süren zehirli gaz bombardımanı sonrası zehirlenerek ya da yanarak hayatını kaybederken, 14 bin 765 kişi ağır derecede yaralandı.  Saldırıdan uzun süre sonra bile komplikasyonlarla komşu köy ve beldelerde yaşayan birçok insanda çeşitli hastalıklar meydana geldi ve yapılan doğumlar sağlıklı neticelenemedi.

  • Halepçe'ye yapılan kimyasal silahlı saldırı sonucunda ortaya çıkan görüntü, hayatımda gördüğüm en kötü görüntüydü. Sokaklar, duvar dipleri kıvrılmış cesetlerle doluydu.
  • Yakından baktığımda çoğunun birini korumaya çalışırken öldüğünü gördüm. Korumaya çalıştıkları bebekleri, çocukları ya da eşleri de ölmüştü.
  • Saddam Hüseyin'in askerlerinin Halepçe'nin Kürt nüfusuna ders vermek için rastgele attıkları sinir gazlarından korunmanın yolu yoktu.
  • Daha önce İran-Irak savaşı sırasında askerlere karşı kullanılan kimyasal silah saldırısı sonucunda ortaya çıkan dehşetli manzaraya tanık olmuştum. Ama bu sinsi, zalim gazların savunmasız kadın, erkek ve çocukları ne hale soktuğunu görmek daha kötüydü.
  • Irak hava kuvvetlerinin bıraktığı bu gaz bombaları ani etki göstermişti. Bu bombalardan birinin düştüğü bir odada yemek yeniliyordu.
  • Herkes ölmüştü; ama herşeyin bir-iki saniye içinde gerçekleştiği belliydi. Yaşlı bir adam ekmeğini ısırırken ölmüştü. Bir başkasının ise gülümsemesi sanki bir fıkranın ortasında asılı kalmıştı. Diğerlerini ise yavaş ve acılı bir ölüm bulmuştu.
  • Vücudu neredeyse bir çember gibi kıvrılmış, başı ayaklarına değen bir kadın görmüştüm. Giysileri kan ve kusmukla kaplı, yüzü dayanılmaz bir acıyla buruşmuştu.

bu cümleler katliam gününde Halepçe'yi ziyaret eden bir gazetecinin anı defterinden.

HALEPÇE KATLİAMI NİÇİN YAPILDI?

İran-Irak savaşının son haftalarında Halepçe halkı, İran askerlerini sevinçle karşıladıkları için. Saddam Hüseyin ve "Kimyasal Ali" lakaplı kuzeni Ali Hasan el Macid onlara bir ders vermek istemişti.

Irak hava kuvvetleri Halepçe'de değişik kimyasal silahlar kullandı: VX, Sarin ve Tabun gibi sinir gazları yanında, çok daha korkunç ve ilkel olan, Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma ''hardal gazı'' bunlar arasındaydı.

Kullanılan bombalardan bazısı bugün Halepçe'de bir müzede sergileniyor. Çoğunun içinde bir pervane bulunuyor, kimyasal maddeleri karıştırmak için.

Gazlı saldırıdan önce iki gün üst üste bildik bombalı saldırı yapılmıştı. Kimyasal Ali, gazların etkisini artırmak için evlerin camlarını kırmayı planlamıştı sanki.

ELMA KOKUSU İLE GELEN KATLİAM

Halepçe katliamı sırasında ortalığa keskin bir elma kokusu yayıldığı ve çocukların kokuya doğru koştuğu söylenir. Son sözleri ise 'Daye behna seva te' yani 'Anne elma kokusu geliyor' oldu.

Saddam Hüseyin İran ordusunun ilerleyişini durdurmak için Irak Ordusunun Kuzey Cephesi Komutanı olan Korgeneral Alî Hasan al-Majîd al-Tikritî'ye (Kimyasal Ali lakabı ile bilinir) zehirli gaz bombaları kullanmayı emretti.16 Mart 1988'de zehirli gaz bombalarını taşıyan sekiz MiG-23 uçağı tarafından mardinlife Halepçe kasabasına bombardıman düzenlendi.

HALEPÇE KATLİAMININ SONUÇLARI

Süleymaniye Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Fuat Baban, 7 Aralık 2002 tarihli 'The Sydney Morning Herald' gazetesinde yayımlanan 'Experiment in Evil' başlıklı makalesinde, Halepçe'de özürlü doğum oranının Hiroşima ve Nagasaki'nin 4-5 katı olduğunu dikkat çekti. Amerika Birleşik Devletleri ise bu iddiayı suistimal ederek Zayıflatılmış Uranyum mermilerini kullanmasını meşrulaştırmaya çalıştı.

Katliamdan sonra 19 Ağustos 1988'de Irak ve İran, ateşkes anlaşmasını imzaladılar. Irak ordusu ateşkesten 5 gün sonra kimyasal gazla saldırdığı Halepçe'yi geri aldı.

SADDAM HÜSEYİN'E İDAM KARARI

Saddam Hüseyin, Halepçe katliamı'nda Kürtlere karşı soykırım yaptığı suçlamasıyla da yargılanırken, başka bir katliam suçundan Duceyil Katliamı'nda, insanlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm edildi ve 5 Kasım 2006'de asılarak idamına karar verildi. 

HALEPÇE KATLİAMI SOYKIRIM OLARAK KABUL EDİLDİ

Irak Yüksek Ceza Mahkemesi 1 Mart 2010 tarihinde soykırım eylemi olarak Halepçe Katliamı'nı tanıdı ve karar Kürdistan Bölgesel Hükûmeti tarafından memnuniyetle karşılandı. Saldırı bazı ülkelerde parlamentolar tarafından insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanımlanıp, kınandı. Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bu katliamın tanınması için kanun teklifi verildi.

 HALEPÇE KATLİAMI: 33 YIL SONRA

Kürdistan Bölgesi hükümeti, Mart 2014'te Süleymaniye'ye bağlı olan Halepçe'nin il olmasına karar verdi. Ancak üzerinden 33 yıl geçmesine ragmen, tarihe kara bir leke olarak düşen bu katliamın acıları ve anıları Kürt halkının hafızasında hala ilk günkü kadar taze.

Aradan 33 yıl geçti; ama dehşet sona ermiş değil. Bombalama sırasında insanların sığınak olarak kullandığı bodrumlarda hâlâ hardal gazı kalıntılarına rastlanıyor.

Hızla buharlaşan sinir gazının tersine hardal gazı havadan daha ağır olduğu için dibe çökerek küçük baloncuklar oluşturuyor ve bunlar bugün de tehlike arz ediyor.

İngiltere'nin Porton Down'daki askeri bilim kuruluşunun eski çalışanlarından kimyasal silah uzmanı Hamish de Bretton-Gordon şunları söylüyor:

"Yeni bina yapıldığında temel kazılırken hardal gazı baloncuklarına rastlanıyor ve bu yüzden insanlar ölüyor. Bu konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz; gaz belirtisi görürsek insanları koruyucu önlemler almak istiyoruz. Halepçe temizlendiğinde diğer bölgeler gibi kalkınabilir."

Bretton-Gordon, Halepçe'de kullanılan kimyasal silahları Saddam Hüseyin'e kimin sağladığı sorusuna cevap vermenin de mümkün olabileceğini söylüyor.

'Gazların kaynağı tespit edilebilir'

Bretton-Gordon böylece hardal gazının kimyasal bileşenlerini hangi ülke, hatta hangi fabrika kaynaklı olduğunun tespit edilebileceğine inanıyor; ancak aynı şey sinir gazları için geçerli olamayacak.

"İmalatçılardan örnek almak zor olacaktır; ama bunu yapar ve kaynak bulunursa ortaya güçlü bir delil çıkmış olacak ve Uluslararası Ceza Mahkemesi bu konuda karara varmak durumunda kalacaktır... Ama Irak'taki mevcut kimyasal depolardan örnek alınıp bunlar üzerinde çalışmak da mümkündür."

Bu korkunç silahları kasıtlı olarak tedarik eden yabancı şirketler cezasız kaldığı sürece bu tarjik sayfanın kapanması mümkün görünmüyor.

        Peki Halepçe'deki korkunç acılardan olumlu bir sonuç çıktı mı?

        Cevap Hayır.

        Halepçe'de hiç kimse 1988'de o gün yaşananları asla unutamaz. Bu olay hakkında konuşan öğrenciler hâlâ gözyaşına boğuluyor. Bombaların kimyasal etkisiyle bağlantılı olabilecek kanser vakalarına bugün bile rastlanıyor.

 

Halepçe Şiiri

Geceleri çığlıklar

Giriyor düşlerime

Dirlik nedir bilmedim

Yalan yanlış tarihimde

Yurdum gibi yaralıyım

Dünyaya karşı ben...

Ahmet Erhan

Hava su ve toprak kirlendi artık

Tuz ve ekmeğe karışıyor yüksek gerilim

Yeryüzünün bütün koordinatları

Barınacak bir yer arıyor...

A.H.İzgören

Helebçe baxçê sêvên xeyalî

Baxçê sêvên derewîn û kujer

Ji bêînsafîya zalimên xedar bingeha xwe girtiye

Nalînên qusîyayî xwe berdidin gewrîya min

Tenê ne tirş im, her wiha Jehr im, tel im û har…

Tûj im jî li hember xûnxarên xedar… ax

‘’Dîsa bombe û baran e
Her derê girtî mij û dûman e
Dîsa nale-nala birîndaran e
Dengê dayika tê li ser lorikê wan e.’’

 

Halepçe ilgili mesajlar / Güzel Sözler

Sorgular bizi kendi çocuklarımız Yanıtlar mı onları bizim yazdıklarımız

Söyle baba ne yaptın Anne ne yaptın söyle öldürülürken insanlar?

Sennur Sezer

Roja 16`ê Adara 1988`an ji bo bajarê Helebçeyê ne rojeke normal bû, ji ber  ku xewn û hêviyên mêr û jinên Ii bajêr hatin çewisandin û zarokan zarokatiya xwe winda kir. Sedemeke vê yekê jî li parçebûna hêzên kurdî bû.

Ev karêsatê çê caran nahête jibîr kirin , hizar silav ligiyanê şehîdên kîmyabarana Helebçe û tevaya şehîdên bizava rêya azadya kurd û kurdistanê bin.

Girîn di qirikê de dimîne. Birîn baş nabin.

Halepçe di dilên me de birîneke kûr a nekewandî ye...

Halepçe zerîyanê ma di dirbetênda xorî û nekewaye ya...

Halabja är ett oläkt djupt sår i våra hjärtan...

Halepçe gönüllerimizde kapanmayan derin bir yaradır...

16 March, is the unforgettable day for us, the Halabja genocide. 33 years ago nearly 7,000 Kurdish civilians lost their lives due to chemical attack.

هێنده‌ جـاری بوو له‌ چاوی کوردستان فرمێسکی خه‌م بـــێ ته‌ماشا که‌ن هه‌زاران تانـجه‌ڕۆ و سیروان ده‌کـــا بــۆ حـــه‌ڵاڵه‌ مالی کورد و،بۆچی فــــه‌رزه‌ کوشتنی؟ ده‌ک خه‌جــــــاله‌ت بێ درۆزن،چۆن وه‌ها پیلان ئه‌کـــا

 

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz