Yeni Atanan Şube Müdürleri ve “Son Dakika” Korosu!

Son günlerde belirli bazı kamu haber sitelerinde yeni atanan Şube Müdürleriyle ilgili birbirinin tekrarı olan ve kişisel yorumların ötesine geçemeyen sözüm ona haberler yayınlanmakta.

“Son Dakika” “Flaş Gelişme” ve benzeri başlıklarla büyük puntolarla verilen haber başlıklarını tıkladığınızda aslında hiçbir yeniliği ve güncelliği olmayan kişisel bir yorumla karşılaşıyorsunuz. “Kopyala Yapıştır” mantığıyla hazırlanan bu yorum/haberler birden fazla sitede aynı şekilde yer alıyor.

***

Daha fazla tıklanma uğruna yapılan bu yorum ve haberler yeni atanan ve Milli Eğitim Bakanlığındaki dönüşümde önemli pay sahibi olan genç şube müdürlerini üzmekte ve dahi rencide etmektedir. Keza bu genç şube müdürleri bu makamlara tepeden inme ve dayatmacı bir anlayışla gelmemişlerdir. Önce yazılı sınavı geçerek kırkbini aşkın aday arasında ön sıralarda olma başarısını göstermişler, ardından mülakatta da başarı göstererek bu konuma gelmişlerdir.

Bilindiği üzere 29 Aralık 2013 tarihinde yapılan Milli Eğitim Bakanlığı Görevde Yükselme Yazılı Sınavının değerlendirilmesinin ardından yazılı sınav barajını aşan adaylar 10-28 Şubat 2014 tarihleri arasında sözlü mülakata alındı. Daha sonra sözlü sınav mülakatlarına göre Şube Müdürlüğü atamaları gerçekleştirildi.

Bu şube müdürleri arasında farklı sendikalara ve görüşlere mensup arkadaşlar da bulunmaktadır. Bu nedenle kamuoyu tarafından iyi biline bazı sendikaların atanan şube müdürlerine yandaş, yalaka gibi yakışıksız ithamlarda bulunmaları hem kendi atanan üyelerine hem de bütün atanan şube müdürlerine yönelik saygı sınırlarını aşan yakışıksız ithamlardır.

***

Bu atamalarla göreve başlayan şube müdürlerimizin heyecanla işe başladığını, kendilerine duyulan inanç ve güvene karşılık vermek üzere özenle ve gayretle çalışarak atandıkları yerlerde farkındalık oluşturduklarını özellikle belirtmek isterim.

Yani ortalığı velveleye verenlerin aksine mülakatlarda işini kaygıyla yapacak, verimli olacak ve başarıyı yakalayabilecek kişilerin seçilmeye çalışıldığına ben şahsen inanıyorum. Tabi ki hatalar ve uygulamada yanlışlıklar olmuş olabilir ama bunları genellemek ve bütün şube müdürlerini incitici söylemlerde bulunmak doğru mudur?

Şu kesindir ki herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değildir. Sınırlamaların olduğu alımlarda mutlaka elenmeler olacaktır. Sendikalar bütün üyelerini şube müdürü yapamayacakları gibi her çalışan da istediği koltuğa oturamayabilir.  Zaten bir koltuk ve makam için her an yaygara koparanların aslında ne derece yararlı olacakları da tartışılabilir.

Sınavlardan önce mülakatları destekleyen birçok kişinin de şimdi mülakat iptal edilmeli korosuna katılması da son derece manidardır ve bu kişilerin mülakatlarda yüksek puan alamaması da mülakat komisyonlarının ne denli sağlıklı çalıştıklarının kanıtıdır.

***

Bakanlığın bu süreçte sessiz kalması kendi ekibini kurma adına atadığı şube müdürlerini mağdur etmeyecek bir çözüm geliştireceği konusunda bir beklenti oluşturmuştu. Konuyu meclis gündemine getirecek bir düzenleme yapmaları da böyle düşünenleri haklı çıkarmış ve rahatlatmıştı. Ancak bu maddenin mecliste görüşülmesinin ertelendiğiyle ilgili haberler yeniden bir karışıklığa sebep olmuş durumda.

Bakanlık bu konuda bir açıklama yapması ve süreçle ilgili bu bilgi kirliliğini gidermesi doğru olacaktır.

Ama sonuç ne olursa olsun heyecan ve eğitim kaygısından ödün vermeden ve dahi yarını düşünmeden bugün olduğumuz yerde ne yapabiliriz sorusunu kendimize sorarak gayretle çalışmalıyız. Zira ülkemizin ve insanımızın kısır, bireysel ve içten hesaplı tartışmalarla kaybedecek bir saniyesi bile yoktur.