tatlidede

Yeryüzünün Değil Yüreklerin Sarsıldığı Demler

Yeryüzünün Değil Yüreklerin Sarsıldığı Demler

Makaleme başlamadan önce Kutsal Kitabımız Kur'an-ı Kerim'in Âli İmrân Suresinde ki ayeti paylaşmak isterim;

Âli İmrân Suresi 26.Ayet: Kulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ’(teşâu), ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’(teşâu, bi yedikel hayr(hayru), inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

De ki: “Mülkün mâliki olan Allah’ım. Mülkü dilediğine verirsin ve dilediğinden mülkü alırsın. Ve dilediğini azîz kılarsın ve dilediğini zelil edersin. “Hayır” senin elindedir. Muhakkak ki sen herşeye kaadirsin.

Geçmiş yıllardan süre gelen pandemi süreci derken sonrasında hemen şiddetli bir depremle sarsılan yüreklerimiz, adeta bir yangın yerine dönüştü.

Yine / yeniden ve her zaman söylenildiği gibi ülke olarak tekrardan hazırlıksız bir şekilde yakalandı insanlar bu ciddi sarsıntılara.

Deprem sarsıntılar, yıkımlar, ölümler, acılar, korku ve telaşları beraberinde getirdi. Öyle ki sadece yeryüzünün değil yüreklerin sarsıldığı demlerin içinde var oldu.

İnsana acziyetini, Cenâb-ı Allah'a ve insan kardeşine olan muhtaçlığını, sarsıcı ve derin bir şekilde hatırlatan çok büyük bir yaşam tecrübesi...

Yüreklerin sarsıldığı bu dehşet verici noktada birbirini teselli etmenin, acılarını paylaşmanın, el ele vermenin, birlik olmanın, yaralarını birlikte sarmanın, merhametin ve en önemlisi de dayanışmanın ne kadar önemli bir durum olduğunun en güzel şekilde öğrenildiği ve öğretildiği derslerdir.

Maddi manevi büyük bir güç oluşturuldu. Herkes tarafından var güçleriyle yardımlar seferber oldu, bölgeye en ufak bir yardımım dokunur düşüncesiyle her bölgeden insanlar birbirine koştu. Kayıplarımız çok oldu.

Üzgünüz yaralıyız ve kırgınız.

Evet! Üzgünüz kayıplarımız çoktur lakin bir ses bir işaret üzerine yüreğimizde ve yeryüzünde yanan bir umut ışığıyla hızlandırılan çabalar sonucunda yaşama tekrardan merhaba diyen, adeta yeniden doğanlar için nasıl da ağladık nasıl da sevindik...

Yıkılan evlerin arasından günler sonra kurtulan minik bedenler hayatlar yaşamlar. Umutları bir nebze de olsa yeşerten, yorgun düşmüş yüreklere bedenlere güç katan o muazzam kurtuluşların filizlenişine şahit olduk.

Tanımadığımız ve bilmediğimiz lakin o an depremden etkilenen herkes için hayata tutunmalarına dev ekranlardan tanık olduğumuzda herbirimizin yüreğinde sevinçler arttığını görebilmekteyiz. İşte bu insana insan olduğunu gösterir. Hele ki o an o insanların kurtarılması çalışmalarında yer alınmışsa, geceler boyu uykusuz kalınmışsa, işte o duygu yoğunluğu bir kez daha insanlığını gerçek manada en güzel şekilde tekrardan ortaya koymuş oluyor.

Değerli okurlarım,

Bir can dahi gözden çıkarılmış olarak değil, bir canın daha kurtulmasına vesile olmak adeta dünyalara bedeldir.

Kendi tercihini ve duruşunu haktan, hakikattan, hayattan, insandan ve insanlıktan yana yapanlar iyi ki varlar.

Selam olsun insanlığı düşünenlere.

Selam olsun, insan olarak yeryüzünün her noktasında var edilmenin ne kadar büyük bir nimet ve sorumluluk olduğunu en iyi şekilde idrak edip, kendilerine bahşedilen yaşamı insan kalma çabası ve güzel örnekliğiyle değerlendirerek insanlık hiç ölmedi dedirtenlere ve insanlığın geleceğine katkı sunanlara...

Gün birlik, beraberlik, fedakârlık ve kardeşlik günüdür.

Yüce olan Rabbim bir daha böyle bir felaket yaşatmasın. İnsani ve İnsaniyet-i Kübra olan İslamî şuurdan bizleri mahrum etmesin.

Milletimizin başı sağ olsun.

Saygı hürmetle

Mehmet Kızılkaya

Editör: Aydın

Yorum Yaz