Zafer Toprak kimdir? Zafer Toprak kitapları ve sözleri
Akademisyen Zafer Toprak hayatı araştırılıyor. Peki Zafer Toprak kimdir? Zafer Toprak aslen nerelidir? Zafer Toprak ne zaman, nerede doğdu? Zafer Toprak hayatta mı? İşte Zafer Toprak hayatı...

Akademisyen Zafer Toprak edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Zafer Toprak hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Zafer Toprak hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Zafer Toprak hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Tam / Gerçek Adı: Prof. Zafer Toprak
Doğum Tarihi: 1946
Doğum Yeri:
Zafer Toprak kimdir?
1946 yılında doğdu. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi. 1971'de Londra Üniversitesi'nde 'Alan Araştırmaları' konusunda yüksek lisansını tamamladı. 1981 yılında Londra Üniversitesi'nde ekonomi doktorasını verdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde Ekonomi ve Toplum Tarihi profesörü olarak görev yaptı. Tarih Vakfı'nın başkan yardımcısı ve Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü'nün kurucu başkanıdır.
Zafer Toprak Kitapları - Eserleri
- Türkiye'de Yeni Hayat
- Atatürk
- Türkiye'de Popülizm
- Darwin'den Dersim'e : Cumhuriyet ve Antropoloji
- Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm
- Türkiye’de Milli İktisat
- İttihat Terakki ve Cihan Harbi
- Cumhuriyet ve Antropoloji
- Türkiye’de Ekonomi ve Toplum: Milli İktisat - Milli Burjuvazi (1908-1950)
- Anatomi Dersleri: Osmanlı Kültürü
- Bir Muhalif Kimlik Tevfik Fikret
Zafer Toprak Alıntıları - Sözleri
- Atatürk son yarım yüzyılın Batı esintilerini özümsemiş, aynı zamanda Osmanlı pratiğini görmüş ve kendine göre anlamlandırmış aydın bir zabitti. 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren Türkçeye aktarılmış Fransız yazını içerisinde özelliklr İctimai Mukavele* Cumhuriyet'in inşa sürecinde Atatürk'ün "hakimiyet" anlayışını şekillendirecekti. (Atatürk)
- Türk milletinin evvel ve ahar umumi hayatı göz önüne getirilirse kadınları erkeklerin yaptıkları, yapabilecekleri işlerin en ağırında dahi faaliyette görürüz. Tarlada, ormanda, sürüde, pazarda, her yerde ve her işte erkeklerle yan yana ve bazen onlardan daha fazla çalışmaktadırlar. (Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm)
- Ceza kanunnamelerinin ilginç yönü, Batı'dan alınırken pek engelle karşılaşmamış oluşuydu. Oysa medeni hukuk Batı'dan iktibas edilmek istendiğinde büyük muhalefetle karşılaşmış, gelenek ve fıkıh ağır basmıştı. Mecelle böyle bir anlayışın ürünüydü. (Atatürk)
- Tek parti döneminde kırsal kesimin omzuna yüklenen gelişme sorunsalına bu kez kentlerde çözüm aranıyor, vergi yükü kentlinin sırtına yükleniyordu. (Türkiye’de Milli İktisat)
- Ancak 1935 yılı Türkiye'de kadın hareketi için paradoksal bir yıl oldu. Meclisin kapıları kadınlara açılırken Türk Kadınlar Birliği'nin kapıları kapatılıyordu. Siyasal haklarının kazanımının ardından Uluslararası Kadınlar Birliği on ikinci kongresini İstanbul'da gerçekleştirmişti. Bu, Türk Kadın Birliği'nin uluslararası alanda ne denli etkin bir konum kazandığının göstergesiydi. Kongrenin hemen ardından, on gün sonra, Türk Kadın Birliği TEK PARTİ tarafından kapatılacaktı. (Türkiye'de Yeni Hayat)
- İki dünya savaşı arası Türkiye'de gözlenen siyasal ve zihinsel dönüşümde kuşkusuz Atatürk'ün etkisi büyüktü. Yeni bir toplum inşa sında onun entelektüel birikimi yönlendirici oldu. (Atatürk)
- Arzın talebi karşılamadaki yetersizliği, savaş ortamının törpülediği piyasa rekabeti, fiyatları kısa sürede başıboş bırakmaya yetiyordu. Fiyatlarındaki artış , talebi frenleyici bir etmen olmaktan çıkıyor , tersine elastikiyet diye bilinen bir durum yaratılıyordu. (Türkiye’de Milli İktisat)
- Sınırlı bir enflasyona katlanarak istihdam sorununun çözümlenebileceği düşüncesi yanlıştı. Hayek'e göre ekonomideki dengesizlikler büyüyerek ileride önlemenmeye çalışılan işsizlikten daha büyük oranda işsizlik yaratacaktı. Böylece siyasetçiler, enflasyonu unutup işsizliği önlemek adına tekrar enflasyona başvurmak zorunda kalacaklardı. (Türkiye’de Milli İktisat)
- Osmanlı Devleti'de kapitalizmin görece gelişmiş kenti Selanik sayılıyordu. İşçi hareketleri orada gündeme gelmişti. 1 Mayıs ilk kez orada kutlanmıştı. (Atatürk)
- İttihatçıların en büyük başarısı bir "ulus" yaratmaktı. Milli Mücadele böyle bir birikimi devraldı ve Cumhuriyet'le taçlandırdı. (Türkiye’de Milli İktisat)
- Dilbilimsel farklılıklar, dil aileleri, karşılaştırmalı dilbilim, etimoloji ve filoloji tarihsel antropojik dilbilimin ilgi alanlarıydı. (Darwin'den Dersim'e : Cumhuriyet ve Antropoloji)
- Geçmişte türlerin hiçbir değişikliğe maruz kalmadığı, "türlerin sabitliği teorisi" yle her türün ayrıca yaratıldığı kabul ediliyordu. Bu evrede gerek bitkiler, gerekse hayvanlar, linnaeus tarafından yapay bir yöntemle sistemleştirilmiştir. (Darwin'den Dersim'e : Cumhuriyet ve Antropoloji)
- Kongrenin bir başka önemli boyutu Türkiye tarihinde ilk kez bu tür bir toplantıya kadın temsilcilerin de seçilmiş olmasıydı. (Atatürk)
- Cumhuriyet için sağlık politikası önemliydi. Anadolu on yılı bulan savaşlar sonucu beş milyona yakın beşeri sermayesini yitimişti. Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında Anadolu çöl görünümündeydi. Bundan böyle Cumhuriyet'in en başarılı politikalrından biri sağlık politikası oldu. Halk sağlığına önem verildi. Salgın hastalıkların önü büyük ölçüde kesildi. Anadolu'da bebek ve çocuk ölümlerinin oranı görece düşürüldü. Yaşam umudu yükseldi. Türkiye 1940-1980 arasındaki gerçekleştirdiği demografik devrimini büyük ölçüde Cumhuriyet'in ilk evresindeki sağlık politikalarına borçludur. (Darwin'den Dersim'e : Cumhuriyet ve Antropoloji)
- İlk kadın doktor İngiltere'den çıktı; fakat senelerce hekimliği kabul olunmadı, sadece bir ebe sayıldı. Fakat bu sırada feminizm sadece yüksek ve orta sınıfların arasında bir moda idi. (Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm)
- Atatürk hakkında yazılanların çoğunluğu onu Türkiye'nin coğrafyasına hapsediyor. Oysa günlük siyasi ve askeri olayların ötesinde, bu denli karmaşık bir evrede yılların birikimiyle oluşan entellektüel kimliğin tekdüze bir çizgi izlemeyeceği de bir başka gerçek. Entellektüel kimlik tortusal öğeler taşısa da zaman zaman köklü dönüşümlere uğruyor, yaşanan dönem ve ortamın etkileri altında farklı yönelimler içeriyor. Dolayısıyla Atatürk'ün yaşamında 1919 siyasal dönüşümün, olarak 1928 yılı da kültürel devrimin başlangıcını oluşturuyor. Atatürk yaşamının son on yılını ise Cumhuriyet'in ''yeni insan''ını kurgulamayla geçiriyor. (Darwin'den Dersim'e : Cumhuriyet ve Antropoloji)
- Sakarya Muharebesi ertesi Atatürk Jean-Jacques Rousseau'nun Mukavele-i İctimaiyye yahud Hukuk-ı Siyasiyye Kavaid-i Esasiyyesi adlı eserini okumuştu ve bu kitaptaki egemenlik anlayışını harfiyen Meclis'teki konuşmasına almıştı. Egemenlik, yani "hâkimiyet-i milliyye" "kabil-i tefrik ve kabili tevdi” olamazdı. Yani “tek”ti ve "devredilemez”di. (Atatürk)
- Anadolu'dan İstanbul'a okumaya gelen genç kızlara yardım elini uzattı; fakir ve kimsesiz öğrencilere yemek çıkardı. Yabancı dil öğrenmek isteyen kadınlar için ise kurslar açtı. Ama kadının siyasal beklentilerini hiçbir zaman gündeminden düşürmedi. (Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm)
- Batı literatüründe her ne kadar propagandanın Cihan Harbi ile birlikte İngilizler tarafından icat edildiği söylense de Balkan Harbi bu bağlamda göz ardı edilmemelidir. Propaganda Balkan Harbi'nde Balkan ülkeleri tarafından icat edilmişti. Osmanlı da kısa sürede bu aracı kullanmaya başladı. Resmin uzun yüzyıllar yasak olduğu bir coğrafyada II. Meşrutiyet ile birlikte görsellik meşru bir zemin kazanmıştı. (Türkiye'de Popülizm)
- Atilla, Cengiz, Teoman, Mete gibi adların soyadı kanunu ile birlikte revaç bulmasının ardında kuşkusuz Atatürk vardı. Kazım Özalp'ın oğlunun adını bir gecede değiştirip Teoman yapan Atatürk’tü. (Atatürk)