matesis
dedas

Zeki Tez kimdir? Zeki Tez kitapları ve sözleri

Türk Akademisyen ve Yazar Zeki Tez hayatı araştırılıyor. Peki Zeki Tez kimdir? Zeki Tez aslen nerelidir? Zeki Tez ne zaman, nerede doğdu? Zeki Tez hayatta mı? İşte Zeki Tez hayatı...
  • 15.08.2022 05:00
Zeki Tez kimdir? Zeki Tez kitapları ve sözleri
Türk Akademisyen ve Yazar Zeki Tez edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Zeki Tez hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Zeki Tez hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Zeki Tez hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Prof. Dr. Zeki Tez

Doğum Tarihi: 1948

Doğum Yeri: Ankara, Türkiye

Zeki Tez kimdir?

1948’de Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimimi Ankara’da tamamladı. Ankara Kurtuluş Lisesi’nden 1966’da; Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nden 1971 yılında “Kimya Yüksek Mühendisi” olarak mezun oldu. Aynı yıl Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizikokimya Kürsüsü’ne asistan olarak girdi. Yüksek Lisans çalışmasını 1974’te, Doktora çalışmasını ise 1977’de tamamladı.

Mayıs 1978-Temmuz 1979 tarihleri arasında “14. Uluslararası Seminer (DAAD)” çerçevesinde Almanya’da Karlsruhe Teknik Üniversitesi’nin “Chemische Verfahrenstechnik” Enstitüsü’nde araştırma yaptı.

“Karbon Monoksitin Kobalt Oksit Katalizörü Üzerindeki Kemisorpsiyonu ve Oksidasyonu” konulu Doçentlik çalışmasını, Kasım 1982’de tamamladı. Aynı tarihte “Doçent” olarak Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’ne naklen atandı.

1 Temmuz 1988-30 Eylül 1988 tarihleri arasında Alman Hükümeti’nden sağlanan 3 aylık DAAD-bursu ile Karlsruhe Teknik Üniversitesi’nde “misafir araştırmacı” olarak araştırma yaptı. 1 Temmuz l997-30 Eylül 1997 tarihleri arasında yine 3 aylık DAAD-bursu ile, bu kez Münih Üniversitesi’nde bilim tarihi konusunda çalışmalar yaptı. Yine 2001 yılında Temmuz-Ağustos aylarında Alman Hükümeti’nden burs kazanarak Almanya’nın Münih şehrindeki Alman Müzesi’nde (Deutsches Museum) bilim tarihi konularındaki araştırmalarına devam etti.

1989’da Profesörlük kadrosuna atandı. Eylül 2002’de Marmara Üniversitesi’ne naklen atandı ve halen Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi’nde görev yapmakta. Tez, evli ve iki çocuk babası.

Zeki Tez Kitapları - Eserleri

  • Tıbbın Gizemli Tarihi
  • Matematiğin Kültürel Tarihi
  • Lezzetin Tarihi
  • İlaç ve Parfümün Sihirli Dünyası
  • Madencilik, Metalürji ve Mineralojinin Çileli Tarihi
  • Simya
  • Patlayıcı, Silah ve Savaş Tekniğinin Kültürel Tarihi
  • Mitolojinin Kültürel Tarihi
  • Bilimde ve Sanayide Kimya Tarihi
  • Meslekler Tarihi
  • Kimyanın Gizemli Arka Bahçesi-Simya
  • İslam'ın Batı Cephesi
  • Otomatlar Mekanik Oyuncaklar Tarihi
  • Astronomi ve Coğrafyanın Kültürel Tarihi
  • Avrupa’da Türk İzi
  • Doğa Karşısında Pratik ve Teknik Uğraşı
  • Biyolojinin Kültürel Tarihi
  • Tekstil ve Giyim Kuşamın Kültürel Tarihi
  • Alet ve Makinelerin Kültürel Tarihi
  • Kağıdın ve Matbaanın Kültürel Tarihi
  • Acayip Sözlük
  • Gizli Bilimlerin Serüveni
  • Camın Parıltılı Tarihi
  • Meslekler Tarihi
  • Gündelik Yaşam ve Eğlencenin Kültürel Tarihi
  • Fiziğin Kültürel Tarihi
  • Bilim ve Teknikte Ortaçağ Müslümanları
  • Yasaklı Sanat Olarak Minyatür, Resim ve Grafik Tarihi
  • Tekniğin Evrimi

Zeki Tez Alıntıları - Sözleri

  • Narkissos'un, kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu Simyacı. Bu delikanlı kendi görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki, günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe NERGİS adı verilmiş. (Simya)
  • “Aritmetik” Yunanca bir sözcüktür ve “sayılarla uğraşarak eğlenmek” anlamına gelmektedir. (Matematiğin Kültürel Tarihi)
  • Demircilik Türk mitolojisinde de önemli bir yer tutmaktadır. Türklerin türeyişine ilişkin ünlü Ergenekon Destanı, Göktürk (Köktürk) Devleti’nin parçalanma ve yeniden kurulmasına ilişkindir. Adını, söylencesel vadideki sarp geçitten ("ergene": sarp + "kon": geçit) alır ve Türk ırkının Ergenekon'dan çıkarak yeryüzüne yayılması konusunu işler. (Madencilik, Metalürji ve Mineralojinin Çileli Tarihi)
  • Yeni dünya ( Amerika) kaynaklı yiyecekler:Domates, patates, mısır, biber, fasulye, ayçiçeği. Hindi (suriye de tavuk-ı hindi şeklindedir) (Ve tütün) (Lezzetin Tarihi)
  • Rezene, kekik ve oğulotu gibi bitkiler, Ortaçağ’da da solunum yolları rahatsızlığı ve sindirim zorlukları için önerilmekteydi. (İlaç ve Parfümün Sihirli Dünyası)
  • Osmanlı’da ilk basılı Türkçe yemek kitabı, Mekteb-i Tıbbiye hocalarından Mehmed Kâmil Efendi tarafından 1844 yılında yazılan Melceü't-Tabbâhin (Aşçıların Sığınağı) adlı eserdir. (Lezzetin Tarihi)
  • Hayvansal kökenli olan bu boyarmaddenin üretimi hiç de "kralların şanına lâyık" bir tarzda değildi ve iki önemli olumsuz yanları vardı: Günler boyu, insanın önünde kaynaya kaynaya korkunç kokular saçan salyangoz leşleri, öte yandansa az bir miktar boya eldesi için çok fazla sayıda salyangozun kullanılması gereği. (Bilimde ve Sanayide Kimya Tarihi)
  • Votka (< Rusça "voda": minik su > İng. “vodka”), patates, buğday, çavdar ya da darıdan yapılan bir içkidir. Her ne kadar Rusya, daha berrak votka üretimiyle ünlenmişse de, votkanın vatanı Polonya’dır. (Lezzetin Tarihi)
  • Eski Mısırlarda hastalığın nedeninden bir alınan besinlerin artıklarının bedenin çeşitli yerlerinde birikmesiydi ve bu ise kan alma, müshil vererek bağırsakları boşaltma, kusturma, terletme gibi yöntemlerle bedendeki fazla sıvıları dışarı atarak sıvı dengesini yeniden kurmakla tedavi edilirdi. (Tıbbın Gizemli Tarihi)
  • Diş temizlemek üzere bir diş tozu reçetesi: "Nöbet ( nebat, bitki) şekeri alınıp öğütülür, sirkeye batırılan parmakla ıslatılan bu toz, bir süre ovularak dişlere sürülür, ardından dişler yıkanır. Haftada bir kez uygulanır ve sonuç vericidir. (İlaç ve Parfümün Sihirli Dünyası)
  • “Yaşamının büyük bir bölümünü tutkulu bir kumarbaz olarak geçiren Cardano’nun zar ve kart oyunlarında sağlam kestirimler yapmanın yollarını anlattığı Liber de Iudo aleae (Zar Oyunları Üzerine Kitap)(1564) adlı yapıtı, olasılık kuramı üzerine ilk inceleme olup bir kumar elkitabı niteliğindeydi.” (Matematiğin Kültürel Tarihi)
  • İslâm kültüründe demircilik mesleğinin Hz. Davud’un (~İÖ 1015-975) bir armağanı olduğu ve Hz. Davud’un bu mesleğin piri olduğu kabul edilir. (Madencilik, Metalürji ve Mineralojinin Çileli Tarihi)
  • “Yalan, hiçbir şekilde bir sayının içine giremez.” (Matematiğin Kültürel Tarihi)
  • Çin atasözü: ne yersen osun Alman atasözü: insan ne yiyorsa odur (Lezzetin Tarihi)
  • Altın, az bulunur bir metal oldugu için değerlidir. Ama eski simyacılara göre altın, çürümedigi (paslanmadığı) için değerliydi. Simyacılara göre altın, insan bedenindeki tek ölümsüz parıltıyı simgeliyordu. O çağlarda yaşlılığa karşı önlem arayan her ilacın bileşiminde altın vardı. Simyacılar ülke büyüklerine, ömrü uzatmak için altın tastan içki içmelerini öğütlüyorlardı. (Madencilik, Metalürji ve Mineralojinin Çileli Tarihi)
  • Eski Mısır’da cerrahlık da gelişmişti ve tüm diğer Mısır meslekleri gibi babadan oğula geçen bir sanattı. (Tıbbın Gizemli Tarihi)
  • Ayrıca bu çağlarda insanlar baharattan, yiyeceklere lezzet verme dışında ilaç ve afrodizyak olarak da yarar bekliyorlardı. (İlaç ve Parfümün Sihirli Dünyası)
  • “Bu dizinin ilginç yanı, 5. terimden sonraki ardışık terimlerin oranlarının altın orana çok yakın olmaları 12. terim olan 144’ten sonraki bütün ardışık terimlerin oranlarının ise sürekli olarak 1,61803... olarak çıkmasıdır.” (Matematiğin Kültürel Tarihi)
  • 17. yüzyılda pudra yapiminda buğday unu, badem kepeği ve dövülmüş menekşe kökünden yararlanılıyordu. Güneş Kral (Roi Soleille) XIV. Louis doneminde kozmetik kullanım alabildiğine güçlenmiş, insanlar sürekli olarak delicesine tutkuyla kabank perukalar takmış ve perukalar, yüzler, giysiler ve tüm beden pudralanmıştır. Çoğu zaman güçlu parfümlenmiş pudralar, beden kirini ve bedendeki kötü kokuyu uzaklaştırmaya yönelikti; çünkü o zamanlar pek çok insan haftalar boyunca banyo yapmamak gibi bir alışkanlığa sahipti. Saçları temizlemek için pudralayıp saçtaki yağları ona emdirmek üzere bur süre ovaladıktan sonra fırçalanır ya da kafa derisi konyakla ovulurdu. (Meslekler Tarihi)
  • Gastronomi; gastro:mide nomos:yasa anlamındadır. Gastronom:yeme içmeyi bilen kişi. (Lezzetin Tarihi)

Yorum Yaz