tatlidede

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı - Robert M. Pirsig Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı kimin eseri? Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı kitabının yazarı kimdir? Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı konusu ve anafikri nedir? Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı kitabı ne anlatıyor? Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı PDF indirme linki var mı? Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı kitabının yazarı Robert M. Pirsig kimdir? İşte Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 07.05.2022 02:00
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı - Robert M. Pirsig Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Robert M. Pirsig

Çevirmen: Süha Sertabiboğlu

Orijinal Adı: Zen and the Art of Motorcycle Maintenance: An Inquiry into Values

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755390895

Sayfa Sayısı: 432

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı roman, otobiyografi ve felsefi deneme türlerinin sınırlarını genişleten; bütün bir akılcılık geleneğini sorgulayan benzersiz bir Kült kitap. Hikâye bir adamın, oğlu ve iki arkadaşıyla birlikte yaptığı uzun bir motosiklet yolculuğundan oluşuyor. Yolcular, metalik-plastik yalnızlıkların hüküm sürdüğü, özdeki çirkinliklerin yapay bir stil cilasıyla kapatılmaya çalışıldığı, Amerikan kentlerinden, sapa dağ yollarından, uçsuz bucaksız düzlüklerden geçer, bir dağa tırmanır ve en sonunda okyanusa varırlar. Adam yolculuk boyunca bir de "iç yolculuk" yaşamakta, başka doruklarda gezinmektedir. Kendi deli geçmişine, aklın ötesine yolculuk yapmaktadır. Akılcılık dediği hayaletin pesinde antik Greklerden modern bilim felsefesine kadar bütün Batı düşüncesini kat eder. Etrafındaki bütün çirkinliğin, sahteliğin sebebi olduğu söylenen teknolojiyi suçlamaz Sorun, teknoloji üreten insanlarla ürettikleri nesneler arasındaki ilişkidedir. Bunun da temelinde gerçekliği, özne ve nesne diye uzlaşmaz karşı kutuplar koyutlayarak kavramaya çalışan Akıl anlaşısındaki genetik bir bozukluk yatar. Bu anlayış Nitelik sorunuyla hesaplaşamaz. Bir sanatçının yapıtını oluşturduğu bir tamircinin bir motosikleti özenle tamir ettiği saf nitelik anlarında özne ve nesne özdeştir. Bir yanda insan, bir yanda dünya nesne yoktur. Değer yoksa olgu da olamaz.

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı Alıntıları - Sözleri

  • Gizli bir şeyden kaçıyorlar, ama asla kurtulamayacaklarını biliyorlar.
  • Kimse, nereye gittiğini bilmeyen kişi kadar yükseklere çıkamaz!
  • Birisi nankörse ve siz ona nankör olduğunu söylerseniz, en fazla ona bir ad takmış olursunuz, ama hiçbir şeyi çözmüş olmazsınız.
  • "Yaşayanlar arasında yerlerini almaya çalışan hayaletler..."
  • Sonunda kendini yüceltmeyi amaç edinen her çaba felaketle sonlanmaya yazgılıdır.
  • Ne kadar çok bakarsanız o denli çok görürsünüz.
  • Başka insanların yaşamlarındaki küçük anıların içinden, görünmeden geçiyoruz.
  • "İnsanlar ya yalnızca bir tarzda ya da öteki tarzda düşünmeye ve bunu yaparken öteki tarza ait olan her şeyi yanlış anlamaya ya da küçümsemeye eğilimlidirler."
  • Yolculuk etmek ulaşmaktan iyidir.
  • Yolculuk etmek bazen, varmaktan daha iyidir.
  • Dünya insan düşüncesi dışında yoktur.
  • Tümüyle farklı zaman yapılarında yaşıyoruz.
  • İnsanlar ya yalnızca bir tarzda ya da öteki tarzda düşünmeye ve bunu yaparken öteki tarza ait olan her şeyi yanlış anlamaya ya da küçümsemeye eğilimlidirler.
  • … bugün yaşamak güzel. Bu hafif hava yaptı bunu.

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Git buradan, ben gerçeği arıyorum": Kitabın internette araştırmasını yaparken yazarının şu sözüyle karşılaştım; "Zor kitapları okumalıymış insan meğer. Kitap insanı allak bullak etmeliymiş; insanda bir şeyleri değiştirmeliymiş." Ne kadar harika bir söz söylemiş yazar değil mi? Kitabı okumak zor, pek akıcı değil. Buna rağmen kitabı okuyup bitirdiğinizde hatta okuduğunuz anda hissediyorsunuz etkisi altına girdiğiniz değişimi. Düşünmekten yoruluyorsunuz baştan belirteyim. Yolculuk, motor harika diye de okumaya başlamayın kitabı. Felsefeye karşı ilginiz yoksa, çok fazla sıkılırsınız. Otobiyografik ve felsefi bir deneme kitabı. Kimilerine göreyse roman, ki bence değil! Ders kitabı okuyormuş gibi okudum. Herakleitos, Parmenides, Protagoras, Sokrates, Platon, Aristo, Kant gibi birçok filozofun düşüncelerini harmanlamış, kendi fikirlerini de katıp size seçenekler sunmuş. İyi nedir? Nitelik nedir? Kime göre iyi? Kime göre nitelikli? Kesinlikle bir alt yapı gerektiriyor kitap, okumadan önce filozoflar ile ilgili biraz araştırma yapmak onların felsefesini bir nebze anlayabilmek gerekli. Yazıldığı zaman 121 yayıncı tarafından geri çevrilmiş, en sonunda tek bir yayıncı, "Kitap beni neden yayıncılık yaptığımı düşünmeye zorladı." diyerek basmış kitabı. Yayınladığı gibi de çok-satar ve kült olmuş kitap. Görünürde bir motor yolculuğu sanılabilir, ama aslında içsel bir yolculuk söz konusu. On yedi gün süren serüveninde değerlerin anlamını ve kalitesini aklın sınırlarını zorlayarak sorgulatmış. Kitapta, teknolojinin getirdikleri-götürdükleri, teknolojiyi kabul edememe, klasik yaklaşım, romantik yaklaşım, bilimsel yaklaşım, kitle hipnozu, SİSTEM (en çok beğendiğim bölümü), ilerleme, hakikat, sanat, olgular, güven, iyi nedir ve en çokta nitelik gibi değerler sorgulanıyor. Sayfa 92'de geçen: "Sistematik bir hükümet devrimle yıkılır, ama hükümeti üreten sistematik düşünce kalıpları sağlam kalırsa o düşünce kalıpları daha sonra başka hükümetlerle kendilerini yineleyeceklerdir. Sistemler konusunda çok şey söylenmiştir. Ama bu konu, hemen hiç anlaşılamamıştır." Sayfa 209'da geçen: Küçük çocuklar "yalnızca kendilerinin hoşlandıkları" şeyleri yapmamaları için eğitilirler, peki...neyi yapmaları istenir?...Elbette! Başkalarının hoşlandıklarını. Kimdir bu başkaları? Ana-baba, öğretmenler, müfettişler, polisler, hakimler, memurlar, krallar, diktatörler. Tüm otoriteler. " Yalnızca senin hoşlandığın" şeyi hor görmek üzere eğitilirsen, elbette başkalarının daha uysal bir uşağı 'iyi' bir köle- olursun. "Yalnızca senin hoşlandığın" şeyi yapmamayı öğrenirsen Sistem seni sever. Sayfa 266'da geçen: "Toplumsal değerlerin doğru olması için bireysel değerlerin doğru olması gerekir. Dünyayı düzeltmenin yeri ilk olarak kendi yüreğimiz, kafamız ve ellerimiz ve sonra onlardan çıkan iştir." Bunlar gibi birçok alıntı var kitapta altı çizilmeye ve düşünülmeye değer. Kitaba karşı yakınlığım şundan kaynaklı da oldu: Genellikle ikinci el kitaplar almayı tercih ediyorum; onlardaki yaşanmışlığı seviyorum çünkü. Bir yerin altının çizili olması, bir sayfanın kenarının kıvrılmış olması, bir sayfanın kenarında notlar olması ya da içinden bir not kağıdı, kurumuş bir çiçek çıkması gibi... :) Ve bu kitapta da karşılaştım o yaşanmışlıkla, üzerine alınmış notlar, altı çizilmiş bölümler... https://i.hizliresim.com/8a8bdQ.jpg https://i.hizliresim.com/26jkEj.jpg Resimdeki notlar, kitap üzerinde ayrıca düşünmeye sevk etti beni. Bu arkadaşı bulmak, bu kitap ile ilgili kendisiyle uzun bir sohbet etmek isterdim. Sayfa 222'de "Geçmiş, yalnızca anılarımızdadır; gelecek yalnızca planlarımızdadır. Şimdi ise bizim tek gerçeğimizdir." demiş yazar. O halde ben; Anı yaşayacağım ve anı biriktireceğim. Gelecek! Gelecek gelecek mi...? Kim bilebilir ki! Şu anın tadını çıkarabilmek ümidiyle. Keyifli okumalar dilerim. (Selma)

Yine ilginç bir kitapla buluştum: Zen ve motosiklet bakım sanatı… Felsefi bir otobiyografi olduğu düşünülse de bir romandı; ama yazarının karmaşık bellek yapısı göz önüne alındığında felsefi yönü ağırdı. Ara ara sıkılsam da sonrasında içimi hüzün kapladı; insanın varlığını anlama, anlatma, dünyaya sığma, sığamama karmaşasını yaşayan bir beynin ürettiği düşünceler izleğinde… Motosikletiyle özdeşleşmiş bir adamın, on iki yaşındaki oğlu Chris’le yaptığı yolculuk… Baba ve oğulun yitirilmiş bir geçmişle gelecekleri arasında birbirleriyle, hayatlarıyla sıkça gidip döndükleri yol ayrımı; kendilerini arayan insanların duygu fırtınalarıyla. “...Dağa çıkarken olabildiğince en az çabayla ve hevessiz davranmak gerekir. Hızınızı kendi doğanızın gerçeği belirlemeli. Yerinizde duramıyorsanız hızlanın. Soluğunuz kesilirse yavaşlayın. Dağa, yerinde duramamakla bitip tükenmek arasındaki denge durumuna göre tırmanın. İlerileri artık düşünmez olduğunuzda her adım yalnızca sizi sonuca götüren bir araç değil, eşsiz bir olaydır. Bu yaprağın kenarları dişli. Bu kaya sağlam görünmüyor. Daha yakın olmasına karşın, buradan kar daha az görünüyor. Bunlar dikkat etmeniz gereken şeyler. Yalnızca, ilerdeki bir hedef için yaşamak, sığ bir şeydir. Yaşamı dağın tepesi değil, eğimleri ayakta tutar. Her şeyin büyüdüğü yerdir burası. Ama elbette, tepe olmadan eğimler de olmaz. Eğimleri tanımlayan tepedir…” Roman kahramanı sürekli huzursuz bir ruh durumunda olsa da şöyle diyor: “Motosiklet üzerinde çalışırken yapılacak şey, öteki işlerde de olduğu gibi, kişiyi çevresinden koparmayacak bir kafa huzuru oluşturmaktır… Kafa huzuru doğru değerler üretir, doğru değerler doğru düşünceler üretir. Doğru düşünceler doğru eylemler üretir ve doğru eylemler, merkezindeki huzuru başkalarının da görebileceği maddi yansımalar oluşturacak işler üretirler…” Okunması gereken kitaplardan. @yazar_sibel_gunesdogdu #özgürrenkler_roman #sibelgüneşdoğdu #suskuntoykuşları #güneşliöyküler #gelbirlikteyazalım #kitaplarimveben #editör #bilmek #anlamak #kitapönerisi (Sibel Güneşdoğdu)

Əvvəldən qeyd edim ki, bədii deyil, fəlsəfi əsərdir. Dili çətin deyil. Əsər avtobioqrafik xarakter daşıyır. Yazıçının oğlu Krislə birlikdə motosikletdə etdiyi səyahətdən bəhs edir. Deyəsən, “Zen və motosiklet təmiri sənəti” səfərnamə tərzində mütaliə etdiyim ilk kitab oldu. Süjet iki kontekstdən açılır: birincidə səfər edilən yerlər, ordakı insanlar, vərdişlər, ikincidə isə Pirsiqin universitetdə pedaqoji fəaliyyətlə məşğul olduğu dövrdə psixoloji problemlər yaşadığı, şəxsiyyət ikiləşməsi ilə üzləşdiyi dövr təsvir edilir. Mənə ən çox ikinci kontekst maraqlı gəldi. Robert Pirsiq yazıçılarda ən çox bəyəndiyim iki xüsusiyyəti özündə birləşdirir: birincisi, mənim sözlə ifadə etməkdə çətinlik çəkdiyim, amma intuitiv olaraq hiss etdiyim şeylərə qəşəng tərif verir, ikincisi, gözümün qarşısında olan, heç vaxt fikir vermədiyim adi şeylərə başqa kontekstdən nəzər yetirir, insanı düşünməyə vadar edir. Və əsər boyu elm, idrak, şüur, nəzəriyyə, fərziyyə, keyfiyyət kimi fəlsəfi anlayışların hamısına motosiklet vasitəsilə, motosiklet nümunəsi üzərində aydınlıq gətirir. Avtomobildə həmişə qapalı kupedəsən. Öyrəşdiyin üçün heç fərqinə də varmırsan ki, maşının pəncərəsi elə televizordur. Sən passiv müşahidəçisən və hər şey darıxdırıcı bir şəkildə çərçivənin daxilində cərəyan edir. Motosikletdə isə belə bir çərçivə yoxdur. Ətraf aləmlə əlaqədəsən. Elə-belə mənzərəyə baxmırsan, onun içindəsən. İştirakın səni heyrətləndirir. (Rahib Eyvazov Θεόδωρος)

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı PDF indirme linki var mı?

Robert M. Pirsig - Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Robert M. Pirsig Kimdir?

1928’de Minneapolis’te doğan Robert Maynard Pirsig Minnesota Üniversitesi’nde felsefe, kimya ve gazetecilik öğrenimi gördü. Hindistan’daki Benares Hindu Üniversitesi’nde Doğu felsefesi üzerine çalıştı. 1959 ile 1962 yılları arasında Montana ve Illinois’daki çeşitli üniversitelerde kompozisyon ve retorik dersleri verdi. Bu dönemin sonunda ağır bir sinir krizi geçirdi ve elektrik şoku terapisi gördü. Pirsig, 1963 ile 1967 arasında Minneapolis’te teknik yazar olarak çalıştı.

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı-Değerlerin Sorgulanması’nı (Çev. Süha Sertabiboğlu, Ayrıntı Yayınları, 1995) başlangıçta kısa, hafif bir felsefi deneme olarak yazmayı tasarlamıştı, ama 1968’de motosikletle ülkeyi baştan başa geçerek yaptığı bir geziden sonra anlatı çatısını bu gezi üzerine oturttu. Pirsig sonradan yazdığı sonsözde şöyle diyor: “Kitap tam 121 yayımcı tarafından reddedildikten sonra bir yayımcı kitap için standart avans olan 3000 doları ödemeyi kabul etti. Yayımcı kitabın kendisini niçin yayımcılık yaptığını düşünmeye zorladığını anlatıp kitabı basacağını, ama bu 3000 doların büyük olasılıkla bundan alacağım son para olacağını, bu yüzden de cesaretimin kırılmaması gerektiğini söyledi. Böyle bir kitapta amaç para değildi.” Oysa 1974’te basılan Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı kısa zamanda olağanüstü satarak bir best-seller haline geldi. Hem okurlardan hem de eleştirmenlerden çok olumlu tepkiler alan bu hayli çetrefil düşünce metni, tam bir “kült kitap” oldu.

Tam olarak belli bir türün içine sokulamadığı için çeşitli eleştirmenlerin roman, otobiyografi ve felsefi deneme olarak sınıflandırdıkları bu metinde, adı belirtilmeyen bir anlatıcının, oğlu ve iki arkadaşıyla birlikte Minnesota’dan California’ya yaptığı on yedi günlük bir motosiklet yolculuğunun ayrıntıları, aklın ve deliliğin doğasından motosiklet onarımına birçok konuya ilişkin felsefi tartışmalarla iç içe anlatılır. Hem bir motosiklet yolculuğunun hem de bir düşünce yolculuğunun hikâyesi olan Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı, Batı kültürünün temel felsefi problemlerine ve insanlığın teknolojiyle ilişkisine dair derin bir araştırmanın ürünü olarak görülüp övülmüştür.

Bir deniz yolculuğu üzerine kurulu olan Lila-Ahlâkın Sorgulanması (Çev. Süha Serbabiboğlu, Ayrıntı Yayınları, 1998) ise bir “yalnızın” bir “düşünce isyancısının” kitabı ve ilk kitabın devamı niteliğindedir.

Robert M. Pirsig Kitapları - Eserleri

  • Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı
  • Lila
  • Zen And The Art Of Motorcycle Maintenance

Robert M. Pirsig Alıntıları - Sözleri

  • Bir insan, eğer onunla aynı şeye inanan bir sürü insan varsa deli sayılmaz. Delilik bulaşıcı bir hastalık olarak görülmez. Başka bir kişi ya da iki yahut üç kişi o adama inanmaya başlarsa o zaman bu bir dindir. .. Yetişkin insanlar sokaklarda İsa'nın heykellerini taşırsa bu anlamlı bir dinsel etkinliktir, çünkü onlardan çok vardır. Lila gittiği her yere bir bebeğin plastik heykelini taşırsa bu bir deli yanılgısıdır, çünkü onun bir tek kendisi vardır. (Lila)
  • "Karşılaştığımız her insan farklı bir aynadır. Sen de onlar gibi bambaşka bir insan olduğundan, belki sen de başka bir aynasındır ve senin kendine gösterdiğin kendi görüntünün de başka bir çarpıtma olup olmadığını bilmenin yolu yoktur. Belki de gördüğün her şey aynadaki yansımalardan ibarettir. Belki de elinde aynalardan başka bir şey yoktur. Önce ana-babanın aynaları, sonra arkadaşlarının ve öğretmenlerinin, sonra patronlarının ve subaylarının, rahiplerin aynaları ve belki yazarların ve ressamların da aynaları. Onların işi budur; ayna tutmak." (Lila)
  • "İnsanlar ya yalnızca bir tarzda ya da öteki tarzda düşünmeye ve bunu yaparken öteki tarza ait olan her şeyi yanlış anlamaya ya da küçümsemeye eğilimlidirler." (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • "Güzellik, başka bir şey gibi görünmeye çalışan şeyler değildir. Güzellik,neyse o olan şeylerdir." (Lila)
  • Biyolojik suçların yalnızca düşünceyle sona erdirilebileceği, yani suçu ölmeye ikna edebileceğiniz düşüncesi gerçekdışıdır. Entelektüel biçimler biyolojik biçimleri doğrudan denetim altına alamaz. Biyolojik biçimleri ancak sosyal biçimler denetim altına alabilir ve toplumla biyoloji arasındaki konuşmanın aracı, sözcükler değildir. Toplumla biyoloji arasındaki konuşmanın aracı daima polis yahut asker ve onların silahı olmuştur. Tarihteki tüm yasalar, tüm kanıtlar, tüm anayasalar ve insan hakları bildirgeleri ve bağımsızlık bildirgeleri orduya ve polise verilen talimatlardan başka bir şey değildir. Eğer ordu ve polis bu talimatlara gerektiğince uyamazsa ya da uymazsa, bunlar hiç yazılmasa da olur. (Lila)
  • Yanılgıdan bir kişi acı çekiyorsa, buna delilik denir. Yanılgıdan birçok insan acı çektiğinde ise buna Din denir. (Lila)
  • İnsanlar ya yalnızca bir tarzda ya da öteki tarzda düşünmeye ve bunu yaparken öteki tarza ait olan her şeyi yanlış anlamaya ya da küçümsemeye eğilimlidirler. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Bir fincan çayla ilgili eski bir benzetme vardır. Taze çay içmek istiyorsanız fincanınızdaki eski çaydan kurtulmanız gerekir, yoksa fincanınız taşar ve her şey sırılsıklam olur. Kafanız da o fincan gibidir. Kapasitesi sınırlıdır ve dünyayla ilgili bir şeyler öğrenmek istiyorsanız bunu alması için kafanızı boşaltmanız gerekir. Tüm yaşamınızı fincanınızdaki eski çayın şıpırtısıyla, bunun harika bir şey olduğunu düşünerek harcamak çok kolaydır; çünkü yeni bir şeyi gerçekte hiç denememişsinizdir, çünkü hiçbir zaman içeri almamışsınızdır, çünkü eskisi onun girişini önlemiştir, çünkü siz eskisinin çok iyi olduğundan eminsinizdir, çünkü siz yeni bir şeyi hiç denememişsinizdir... bu böylece sürüp gider sonsuz bir sarmal biçiminde. (Lila)
  • Duygusallık, deneyimin bilinen duygularla sınırlandırılmasıdır. (Lila)
  • Dünya insan düşüncesi dışında yoktur. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Ne kadar çok bakarsanız o denli çok görürsünüz. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Sonunda kendini yüceltmeyi amaç edinen her çaba felaketle sonlanmaya yazgılıdır. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • … bugün yaşamak güzel. Bu hafif hava yaptı bunu. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Gizli bir şeyden kaçıyorlar, ama asla kurtulamayacaklarını biliyorlar. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Kimse, nereye gittiğini bilmeyen kişi kadar yükseklere çıkamaz! (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Akıl toplumsal baskı şişesinden bir kez çıktı mı onu tekrar içeri tıkmak hemen hemen olanaksızdır. (Lila)
  • Yolculuk etmek ulaşmaktan iyidir. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • "Yaşayanlar arasında yerlerini almaya çalışan hayaletler..." (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Bir şeyi iyi anladınız mı ondan kaçmanıza gerek kalmaz. (Lila)
  • Başka insanların yaşamlarındaki küçük anıların içinden, görünmeden geçiyoruz. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)

Yorum Yaz