tatlidede

Zeynep Oral kimdir? Zeynep Oral kitapları ve sözleri

Türk Yazar ve Gazeteci Zeynep Oral hayatı araştırılıyor. Peki Zeynep Oral kimdir? Zeynep Oral aslen nerelidir? Zeynep Oral ne zaman, nerede doğdu? Zeynep Oral hayatta mı? İşte Zeynep Oral hayatı...
  • 10.05.2022 02:00
Zeynep Oral kimdir? Zeynep Oral kitapları ve sözleri
Türk Yazar ve Gazeteci Zeynep Oral edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Zeynep Oral hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Zeynep Oral hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Zeynep Oral hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 15 Şubat 1946

Doğum Yeri: İstanbul

Zeynep Oral kimdir?

İstanbul'da doğdu. İzmir Amerikan Kız Lisesi ve Paris Yüksek Gazetecilik Okulu'nu bitirdi. Sorbonne Üniversitesi Tiyatro Araştırmaları Enstitüsü'ne devam etti. 1968 yılından 2001 yılına kadar Milliyet Gazetesi'nde çalıştı. 1972'de arkadaşlarıyla birlikte Milliyet Sanat Dergisi'ni kurdu. Gazeteci olarak, insan hakları, kadın sorunları ve gezi yazılarıyla, araştırma dizi yazı ve seri röportaj dallarında sayısız ödül kazandı.

Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, Nazım Hikmet Vakfı, Türkiye - Yunanistan Dostluk ve Barış Derneği, KA-DER (Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği), Ana - Kültür Vakfı, "WINPEACE" (Türkiye ve Yunanistan Kadınları Barış Girişimi) gibi kuruluşların kurucularından. Bunların yönetiminde görev aldı. Türkiye Yazarlar Sendikası, PEN ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi.

Yayınlanmış 15 kitabı vardır. Bunlardan dördü "Katmandu'dan Meksika'ya", "Kara Sevda", "Bu Cennet Bu Cehennem", "Uzak Doğu'm" (Tümü Doğan Yayıncılık) gezi kitaplarıdır.

Mimar Ahmet Oral'la evli. Emre ve Kerem Oral'ın annesi. Lara, Yuna, Aslan, Maya , Emma, Noa ve Tara'nın büyükannesi.

Zeynep Oral Kitapları - Eserleri

  • Kadın Olmak
  • Tutkunun Romanı Leyla Gencer
  • O Güzel İnsanlar
  • Bir Ses
  • Bu Cennet Bu Cehennem
  • O Büyülü İnsanlar
  • Kara Sevda
  • Direniş ve Umut - Reha İsvan
  • Uzak Doğu'm
  • Katmandu'dan Meksika'ya
  • Sözden Söze
  • Esintiler 80'li Yıllar
  • Meslek Yarası
  • Esintiler 90'lı Yıllar
  • Konuşa Konuşa
  • Yaz Düşüm Yaz
  • Esintiler 2000-2010
  • Karanlıktaki İşık
  • Yaz Yüreğim Yaz

Zeynep Oral Alıntıları - Sözleri

  • Yeryüzü, işkenceyi sistemli ve yaygın bir biçimde uygulayan ülkelerle dolu… Yeryüzünde, işkenceyi yaygın ve sistemli bir biçimde uygulayan her ülke, “hayır, bizde işkence yoktur” diyor. (Kadın Olmak)
  • " İşçinin yerini makine aldıkça, işten ilk çıkartılacak olan kadınlardır. " (Kadın Olmak)
  • Bir memleket ne kadar zaafa uğrarsa uğrasın, biyolojik hayat şartları tamamen sönmediği müddetçe, orada hamle yapan, hamle yapmaya hazır bir gençlik daima bulunacaktır. (Sözden Söze)
  • Christine Delphy'ye göre, ev içi üretimi, erkeklerin kadınları ekonomik olarak sömürmeleri dolayımıyla karşılıksız olarak gerçekleştirilir ve evlilik kurumuna dayanır. Patriyarkanın ekonomik temellerini oluşturan ev içi üretim tarzının hedefi ev içi üretimidir. (Kadın Olmak)
  • Olmayacak şeylerle tutturarak, öfkelenerek, kızarak, çevresindekilerin üzerine yürüyerek ama en çok için için kendini yiyerek, tansiyonu yükseltiyordu.Buna gereksinimi vardı. Önce kendi içindeki ateşi tutuşturuyordu. O ateş bir kez tutuştu mu, sahnede volkan gibi patlıyordu, fırtına gibi esiyordu. Müzikolog, eleştirmen, sıradan opera dinleyicisi ... İtalya’da kiminle konuştuysam, Leyla’nın “antre”lerini unutamıyorlar: “Sahneye girdiği an, hepimizi kendi ateşiyle tutuştururdu.” (Tutkunun Romanı Leyla Gencer)
  • ...Damıta damıta çoğalttığım sevgiye, ufalaya ufalaya biriktirdiğim acıyı kattım: Korkuyu hesaba katmadan. Yasakları da. Öyle çok değişiyordu ki yasaklar." (Yaz Yüreğim Yaz)
  • bu kitap bir Türkiye şarkısı (Bu Cennet Bu Cehennem)
  • Gençliğe güveniniz. Zaten başka neye güvenebilirsiniz? (Sözden Söze)
  • “ Sevgili Gencer, size en içten gözyaşlarımı borçluyum. Böyle bir borcun altından nasıl kalkılır bilmiyorum. Size bütün kalbimle teşekkür ediyorum. Poulenc.26 Ocak 1957, Milano” (Tutkunun Romanı Leyla Gencer)
  • Çok geçmeden "Şakalar" başlıklı köşesinin iki özelliğini fark etti... İlki: Etkili oluyordu, akılda kalıyordu.İkincisi: Çok çabuk yayılıyordu. " Bu iki özelliği kavrayınca üstüne üstüne yürüdüm. Nitekim on beş gün sonra tanınmıştım bile. Böyle giderse, seneye arabayla geçersin Babıali'den dediler. O zamanlar en büyük lüks, zenginlik arabaydı. Dedikleri çıktı. Bir yıla kalmadan arabayla geçiyordum Babıali'den. Ellerim kelepçeli, polis arabasıyla..." (O Güzel İnsanlar)
  • Robotlaştırmak, insanın onurunu, insan iradesini, insanı yok etmektir! İradesiz insan ne işe yarar, neye sahip çıkabilir! (Direniş ve Umut - Reha İsvan)
  • Volkanın patlaması için yangının başlaması, kıvılcımların tutuşması gerek Fırtınanın kopması için de rüzgarın şiddetlenmesi... Leyla temsil öncesinde kendini şarj ediyordu. (Tutkunun Romanı Leyla Gencer)
  • Hapishanede insan tanımak, dışarıda tanımaktan farklı, orada numara falan kalmıyor. (Sözden Söze)
  • "Ben herkesin arasında yalnız bir insanım. Yalnızlığım bir yapıttaki sözcüklerin yalnızlığına benzer... Yapıtta binlerce sözcük var. Hepsi birden bir gerçeği söyler, hepsi de teker teker yalnızdır. Benimki böyle bir yalnızlık..." (Sözden Söze)
  • “Anne biz ne yaptık da bunları hak ettik? “ Sorma çocuğum. Artık sorma... Kimsenin sana yanıt verebilecek yüzü yok. (Kadın Olmak)
  • Usta çırağa yol göstermezse, ustalığı nerde kalır. Benim bildiğim, ustanın iyisi yol gösteren değil, sevmeyi öğretendir. Ustanın iyisi yüreğinin kapılarını sonuna kadar açıp, sevgisini yağma ettirendir. (O Güzel İnsanlar)
  • "Avrupa'da... Makinelerin dişlileri habire öğütür. En çok da sevinci, sabrı, direnişi, coşkuyu öğütür..." (Birleşmiş Milletler, J. Wiedel) (Kadın Olmak)
  • Korkmuyorum demek, insan değilim demektir. Toplumsal korku kötü. Onu duymamak gerek. (Sözden Söze)
  • "Gönlümle kafamı edemedim eş / Biri 70 yaşında biri 25." (Sözden Söze)
  • "Siz Abidin Bey, mutluluğun resmini yapabildiniz mi?" Yanıtı şöyle oldu: "Mutluluğun değil ama sevincin resmini zaman zaman yaptım. Mutluluk süreklilik gerektiren bir şey. Resim tarihinde pek de yapabilen olmadı.Korkunun, çirkinliğin, sefaletin, mutsuzluğun yapıldı da, mutluluğun hayır..." (O Güzel İnsanlar)

Yorum Yaz