Afet İnan kimdir? Afet İnan kitapları ve sözleri
Türk Öğretmen, Tarihçi ve Sosyoloji Profesörü, Yazar Afet İnan hayatı araştırılıyor. Peki Afet İnan kimdir? Afet İnan aslen nerelidir? Afet İnan ne zaman, nerede doğdu? Afet İnan hayatta mı? İşte Afet İnan hayatı... Afet İnan yaşıyor mu? Afet İnan ne zaman, nerede öldü?

Tam / Gerçek Adı: Ayşe Afet İnan
Doğum Tarihi: 29 Kasım 1908
Doğum Yeri: Selanik, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm Tarihi: 8 Haziran 1985
Ölüm Yeri: Ankara, Türkiye
Afet İnan kimdir?
Prof. Dr. Ayşe Afet İnan (Uzmay), ilköğrenimini Eskişehir'in Mihalıççık ilçesinde, Ankara ve Biga'da tamamladıktan sonra, Bursa Kız Öğretmen Okulu'nu 1925 yılında bitirmiştir. İlk görevine 17 yaşındayken, babasının görevi gereği bulundukları İzmir'de Reddi İlhak İlkokulu'nda başlamıştır. Atatürk, Afet İnan'ın ailesinin Makedonya kolunu tanıdığından, kendisinin meslek ve durumu ile ilgilenir. Afet İnan'ın isteği, öğrenimini sürdürmek ve yabancı dil öğrenmektir. Bunun yerine getirilmesi için Atatürk, Afet İnan'ın babası ve annesi ile görüşerek, kendisini o yıl İsviçre'nin Lozan şehrine Fransızca öğrenmeye gönderir (1925 - 1927).
Sonra, İstanbul'da Fransız Kız Lisesi (Notre Dame de Sion)nde bu öğrenimini sürdürür (1928-1929). Ortaöğrenim tarih öğretmenliği sınavına girerek öğretmenlik belgesini alır ve Ankara Musiki Öğretmen Okulu'na, Tarih ve Yurt Bilgisi öğretmeni olarak atanır (1929-1930). Türk Tarih Kurumu'nun kuruluş çalışmalarında yer almış ve orada uzun yıllar Asbaşkanlık yapmıştır. Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü'nün de müdürlüğünü yapmıştır. Akademik çalışmalarına devam eden Afet İnan, 1938'de lisans, 1939'da doktora çalışmalarını tamamlayarak 1942'de doçent ve 1950'de de profesörlüğe yükselir. Prof. Dr. Afet İnan'ın Atatürk ve Türk tarihi ile ilgili birçok yayını bulunmaktadır. 8 Haziran 1985 tarihinde ölmüştür.
Atatürk vasiyetnamesinde Afet İnan için; "yaşadığı müddetçe şimdilik (şimdiki halde) ayda 800 lira verilecektir" diye vasiyette bulunmuştur.
Afet İnan Kitapları - Eserleri
- Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler
- M. Kemal Atatürk'ün Karlsbad Hatıraları
- Kurtuluş Savaşında Türk Kadını
- Atatürk'ten Mektuplar
- M. Kemal Atatürk'ten Yazdıklarım
- Eski Mısır Tarih Ve Medeniyeti
- Piri Reis'in Hayatı ve Eserleri
- Mimar Koca Sinan
- İzmir İktisat Kongresi
- Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi
- Türkiye Halkının Antropolojik Karakterleri Ve Türkiye Tarihi
- Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması
- Kemal Atatürk'ü Anarken - Atatürk'ten Hatıralar 2
- Cumhuriyetin 50. Yılı İçin Köylerimiz
- Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Sanayi Planı, 1936
- Ellinci Yılda Tarihten Geleceğe
- Piri Reis'in Amerika Haritası
- Türkiye Halkının Antropolojik Karakterleri ve Türkiye Tarihi Türk Irkının Vatanı Anadolu
Afet İnan Alıntıları - Sözleri
- “Evvelâ millete tarihini, asîl bir millete mensup bulunduğunu, bütün medeniyetlerin anası olan ileri bir milletin çocukları olduğunu öğretmeliyiz." (Atatürk'ten Mektuplar)
- "İnsan, hareket ve faaliyetin, yani dinamizmin ifadesidir." (M. Kemal Atatürk'ten Yazdıklarım)
- 29 Ekim 1923'de Anayasa'da "Türkiye Devletinin hükûmet şekli Cumhuriyettir" diyerek tespit eden Atatürk'ün bu önerisi, TBMM'de müzakere edilerek kabul edildiği vakit, devlet şeklinin DEVRİM karakterinde yürürlüğe girmesi sağlanmış oldu. (Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi)
- "Bir milletin kadınları gelişmişlik düzeyinin ölçütüdür" cümlesi ne veciz bir deyiştir. (Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler)
- "... Hakikaten bugünün hayat şartları içinde, bir fert için olduğu gibi, bir millet için de kudret ve kabiliyetini, eseri ile ve fiilen gösterip ispat etmedikçe, itibar ve ehemmiyet beklemek boşunadır. Kudret ve kabiliyetten yoksun olanlara iltifat olunamaz. İnsanlık, adalet, mürüvvet icaplarını bütün bu vasıflara haiz olduğunu gösterenler isteyebilirler." Mustafa Kemal ATATÜRK (Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi)
- 29 Mayıs 1490, Doğan Yusuf Ağa'nın ailesi için bir sevinç günü olmuştu. Sinan Türk-Osmanli Imparatorluğunun bir tebaası olarak nü fus kütüğüne kaydedilmiştir. O gün İstanbul'un Fethinin 37. yıldö nümü idi. Büyük Fatih Mehmed'in ölümü üzerinden dokuz yil (1481) geçmiş, Osmanlı Devletinin başında II. Bayezit hükümdar bulunu yordu. Bu tarihlerde Anadolu birliğinin başında, siyasî hâkimiyeti, Türk-Osmanlı İmparatorluğu temsil ediyordu. Sinan'ın doğduğu yıl, XVI. asrın büyük Türk coğrafyacısı ve denizcisi, Amerika'nın ilk haritalarından birini yapan (1513) ve Türk donanmasında Amiral olacak olan Piri Reis (1470-1554) Akdeniz limanlarında ilmî tetkikler yaptığı korsanlık hayatını yaşıyordu. Türk korsanları, 1490 yılının yaz aylarında Sicilya, Sardunya, Korsika adalarına, Fransa sahillerine, yirmi yaşında bulunan Piri Reisin de bizzat iştirak ettiği, seferler yapmakta idiler. Diğer taraftan yine aynı yıllarda, yani 3 ağustos 1492 de, Cenovalı Kristof Kolomb, Amerika'yı Avrupalılara tanıtacak ilk seferine çıkmıştı. İtalya'nın dünyaca meşhur olacak ressam, heykeltraş ve mimarı Mikel Ange (1475-1564), Sinan'ın doğduğu sene 15 yaşını sürüyordu. İşte, medeniyet tarihinde dünyaca meşhur olanlardan bir kaçı, Sinan'ın hemyaşları bulunuyorlardı. Bu isimler sadece mensup ol dukları milletlere değil, cihana eser veren şahıslar olarak tarihe geçmişlerdir. (Mimar Koca Sinan)
- “Ben fani bir insanım, bir gün öleceğim, büyüklüğüne ve üstün kabiliyetlerine inandığım Türk Milleti’nin gerçek tarihinin yazılmasını sağlığımda görmek istiyorum. Onun için bu toplantılarda kendimden geçiyor, her şeyi unutuyor, sizi yoruyorum. Beni affedin.” (Atatürk'ten Mektuplar)
- M. Kemal Atatürk tarih için şu cümleleri yazıyordu: “ Tarih ne güzel aynadır. İnsanlar, özellikle ahlakta ileri olmayan kavimler, en büyük mukaddesat karşısında bile hasis hissiyata uymaktan nefislerini men edemiyorlar. Tarihin sinesine geçen büyük olaylarda bunlar için de yetkili ve yapıcı olanların tavır ve hareketleri ve yaptıkları işler onların ahlak seciyelerini ne açık gösterir.” (M. Kemal Atatürk'ün Karlsbad Hatıraları)
- Haktan en çok bahsedenler haksızlığın en büyüğünü yaptılar. (Kurtuluş Savaşında Türk Kadını)
- İşte bu kadar acılara tahammül edip bizim nail olamadığımız saadete bizden sonraki nesillerin nail olabilmesi için fedakârlık edip yaşamak istiyoruz. (Kurtuluş Savaşında Türk Kadını)
- "İnsanların ideallerinin her zaman gerçekleşmesi mümkün olmadığından, ideal daima ümit kaynağıdır." (Atatürk'ten Mektuplar)
- "Mimar Sinan'ın hayatında iki büyük talihi olmuştur. Uzun bir ömür içinde deha sayılan mimarlık kudreti ve bunu gerçekleştirecek maddi imkanların kendisine pek bol miktarda verilmiş olması." (Mimar Koca Sinan)
- Süleymaniye Sitesi için bir ziyaretimde şu duygularımı yazmıştım; Bugün (28 Nisan 1956) Süleymaniye'nin avlusunu tavaf ediyorum. Her köprüye çıkışımda gözlerim, bu muhteşem caminin silûeti ile dolar. Erciyes'in karlı zirvelerinden fikren bir seyahat yaparak bu insan kudretinin vücude getirdiği mimarî eser önünde Türklüğümün gururunu duyarım. Gurur, insanlar için bir meziyet sayılmaz, fakat, bu millî bir duygu eseri olursa değişmez mi? İşte biz Türklerin müşterek duygularımızın, gurur ve iftiharımızın toplandığı tarihi eserlerimiz. Bunların değerini biliyor muyuz? Belki kısmen. Çünkü bazen maddî imkânsızlıklarımız, bazen milletçe ilgisizliğimiz, bu âbide anıtlarımızı istenmiyen durumda bırakıyor. Süleymaniye bunlardan biri değil. Çünkü bugün de cami olarak kullanılan bu muhteşem mâbedin içine girildiği vakit, insan asırların varlığı ile dolu bir ömrün, büyük bir imparatorluğun tarihini yaşar ve Tanrı'nın birliğine inanmanın kudsiyetini tanır. (Mimar Koca Sinan)
- Kitaplar, insanlar arasında düşünce ve bilgileri, inanç ve duyguları yayan, zekâ ve kültürün, ilim ve sanatın, değer hükümlerinin dünya ölçüsünde paylaşılmasına ve zaman içinde devamına yardım eden vasıtalardır. Kitaplar, bir milletin kültür değerlerini dünden bugüne taşıyan varlıklar olarak milli kültürün temel taşları ve aynı zamanda insanlığın paylaştığı ilim ve fikir dünyasına açılan kapılardır. Bu vasıflariyle kitaplar, milletlerin ve insanlığın zekâsına ve kültürüne büyük tesirleri bakımından medeniyetleri yayan ve tarihi yapan kuvvetlerin başında gelir. (M. Kemal Atatürk'ten Yazdıklarım)
- Türkiye'nin kurtuluş savaşı bir milletin ölüm kalım hâlinin tarihidir. Çünkü savaş sadece cephelerde değil aile ocaklarına kadar girmiştir. (Kurtuluş Savaşında Türk Kadını)
- "Her fert kendi alanında bir hesap vermeyi amaç edinmelidir. Çünkü bir milletin tarihte varlığı, sadece devlet kuranlar ve onu yürütenlere ait olmayıp, her alanda bir başarı elde edenlerin işleriyle ölçülür." (Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi)
- " Her kişi milleti ve vatanı için bir faydalı eser meydana getirdiği ve milli varlığa bir katkıda bulunduğu zaman milletine bir değer kazandırır. Yokda sadece hissi ve edebi sözlerle milliyetçiliğin değeri ölçülemez." (Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi)
- "Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, mutluluk ve varlığa hak kazanmış, en çok lâyık olan köylüdür. Bundan dolayı, T.B.M. Meclisi Hükümetinin ekonomi politikası, bu amacının temelini üretime yöneltmiştir." Mustafa Kemal Atatürk 1 Mart 1922 (Cumhuriyetin 50. Yılı İçin Köylerimiz)
- "Türk hürdür, esir olamaz." (Kurtuluş Savaşında Türk Kadını)
- Millet sevgisi kadar büyük sevgi yoktur. İstiklâl harbinde benim de milletime ettiğim bir takım hizmetler olmuştur zannederim. Fakat, bunlardan, hiçbirini kendime maletmedim. Yapılanın hepsi milletin eseridir dedim. Aranacak olursa doğrusu da budur. Mazide sayısız medeniyet kurmuş bir ırkın ve milletin çocukları olduğumuzu ispat etmek için, yapmamız lâzım gelen şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz. Bugüne ve yarına bırakılmış daha birçok büyük işlerimiz vardır. İlmi araştırmalar da bunlar arasındadır. Benim arkadaşlarıma tavsiyem şudur: Şahsınız için değil, fakat mensup olduğumuz millet için elbirliği ile çalışalım. Çalışmaların en büyüğü budur. (M. Kemal Atatürk'ten Yazdıklarım)