diorex
sampiyon

Ali Ayçil kimdir? Ali Ayçil kitapları ve sözleri

Şair, Yazar Ali Ayçil hayatı araştırılıyor. Peki Ali Ayçil kimdir? Ali Ayçil aslen nerelidir? Ali Ayçil ne zaman, nerede doğdu? Ali Ayçil hayatta mı? İşte Ali Ayçil hayatı...

  • 25.02.2022 16:00
Ali Ayçil kimdir? Ali Ayçil kitapları ve sözleri
Şair, Yazar Ali Ayçil edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Ali Ayçil hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Ali Ayçil hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Ali Ayçil hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1969

Doğum Yeri: Erzincan

Ali Ayçil kimdir?

1969 tarihinde Erzincan'da doğdu. İlk ve örta öğrenimini Erzincan'da tamamladı. Erzurum Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Tarih Bölümünü bitirdi. İstanbul'da gazetecilik ve öğretmenlik yaptı.

Dergâh dergisinde şiirleri, Merdiven dergisinde ve Akit gazetesinde poetik yazıları yayınlandı.

Ali Ayçil Kitapları - Eserleri

  • Sur Kenti Hikayeleri
  • Kovulmuşların Evi
  • Yenilgiden Dönerken
  • Ceviz Sandıklar ve Para Kasaları
  • Bir Japon Nasıl Ölür
  • Usta Konuşmak İstiyor

  • Naz Bitti
  • Arastanın Son Çırağı
  • Arastanın Son Çırağı

Ali Ayçil Alıntıları - Sözleri

  • sanıldığı gibi insanı yıkan çektiği acılar değildir. insan, çektiklerini paylaşamadığı için kendi acısıyla söyleşmeye başladığında yıkılır. (Ceviz Sandıklar ve Para Kasaları)
  • Benim davudi bir sesim yok Lidyalı kardeşlerim Herkes birbirini üzüyor burada çok üzüyor (Bir Japon Nasıl Ölür)
  • döndüm uzun uzun kırlara baktım, şuramda büyürken hasar (Bir Japon Nasıl Ölür)
  • “şimdi bana efendim yeni bir hayat gerek göğüs kafesim için Dede’den birkaç nağme eşiğinizde bitti sürdüğüm belirsiz iz teli kopuk bu çalgı ne söylese beyhude...” (Naz Bitti)
  • “tıpkı çıktığım yolculuklar gibi, görüştüğüm insanların sayısını da seyrettikçe seyrelttim. kendimle kendim arasında gidip gelen yeni bir yol açtım. günler, niçin uzadığını, niçin kıvrıldığını bilmediğim bir sarmaşık gibi dolanıp durdu boynuma. dünya, bensiz de dünyaydı; darılmadım…” (Yenilgiden Dönerken)
  • Unutma ey kurumuş köklerimde diri duran kalleşlik çünkü senle çok eski bir kovukta kardeştik. (Arastanın Son Çırağı)

  • kırıldı kuş sesinden direkleri dünyanın kaldım eşikte sübyan (Bir Japon Nasıl Ölür)
  • Kalkılması gerektiği için kalkıyor, yenilmesi gerektiği için besleniyor, konuşması gerektiği için bir şeyler söylüyor ve bütün bunları yeni baştan tekrar edebilmek için uyuyup dinleniyor. Bu büyük çöle bir günde gelmedi elbette; bütün dişler bir günde sökülmedi. Belki de bu yüzden nihai çöle vardığını kimse göremedi. İşte bir akşamüzeri daha, telefonundaki rehberi karıştırırken kendi kendine söyleniyor adam: Dünya bende iflas etti, bu da bir zaferdir… (Usta Konuşmak İstiyor)
  • Üstelik gizli bir anlaşma var hepimizin arasında: En çok ezmek için eşitiz. (Ceviz Sandıklar ve Para Kasaları)
  • Sınırlarım uzadıkça uzuyor bir kıyıda alnımı buluyorum ötekinde alnımın izlerini (Bir Japon Nasıl Ölür)
  • “insanları hiç anlamıyorum; yaz geldiğinde sıcaktan, kışa vardıklarında soğuktan yakınıyorlar. oğullarından ve kızlarından, ülkelerinden ve dünyadan yakınıyorlar. yürümekten ve oturmaktan yakınıyorlar. işten ve işsizlikten yakınıyorlar. hiç mi yaşamadılar, hiç mi yaşatılmadılar? yılların bir yerlerine gizlenmiş bir mutluluğu alıp bugüne getirmek çok mu zor? onlar için duvarları şikayet taşlarından örülmüş bir hapishaneye benziyor mevsimler.” (Usta Konuşmak İstiyor)
  • "Gündelik hayat", sanki şehrin üzerine serilmiş bol desenli bir telaş kilimidir. (Usta Konuşmak İstiyor)
  • Çünkü yalnızlık tedavisi zor bir hastalıktır… (Usta Konuşmak İstiyor)

  • Burada bir boşluğa kapı yaptılar beni kansız düşmüş yapraklarla desteklendi eşiğim. Bu kırık buğdayların, bu sararmış otların arasında kıpırdasam hemen anlaşılıyor, kaç uçurum çıktığım ve kaç gökten indiğim. (Naz Bitti)
  • Öğretmen, pencereden bakarken gözüne göçmen kuşlar takılan bir öğrencinin hayretini dikkat dağınıklığı saydığı gün kaybetti. (Usta Konuşmak İstiyor)
  • Henüz ufak bir çocukken tozlu köy yolunda düşlerime üşümesinler diye sardığım atlasta senin gözlerin ışıldıyor aliya (Arastanın Son Çırağı)
  • Kabul edelim ki insan, ölünceye kadar hep içindeki bazı başlıklara çalışan bir psikoloji öğrencisidir… (Usta Konuşmak İstiyor)
  • Biliyorum ki insan, kendi cevapsız sorusunun çengelinde asılır, ölünceye kadar kendine mağlup olur. (Kovulmuşların Evi)
  • Dokundukça dağılan bir hatırayım, al ipekte besmele (Bir Japon Nasıl Ölür)
  • “ruhun rahat uyusun ya kapı açılacak ya kilit kırılacak” (Naz Bitti)

Yorum Yaz