tatlidede

Ateş ve Buz - Aslı Karabulut Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ateş ve Buz kimin eseri? Ateş ve Buz kitabının yazarı kimdir? Ateş ve Buz konusu ve anafikri nedir? Ateş ve Buz kitabı ne anlatıyor? Ateş ve Buz PDF indirme linki var mı? Ateş ve Buz kitabının yazarı Aslı Karabulut kimdir? İşte Ateş ve Buz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 28.11.2022 00:00
Ateş ve Buz - Aslı Karabulut Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Aslı Karabulut

Yayın Evi: Müptela

İSBN: 9786059021227

Sayfa Sayısı: 440

Ateş ve Buz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Lâl, Pelin ve Miray… Düz yolda yürürken birdenbire uçurumun kenarına gelip uçmaya hazırlanan üç kadın… Bu yola çıktıklarında ne içinde yanacakları ateşten ne de buz tutacakları kar fırtınasından haberdardılar. Mert’in acımasızlığı, Kenan’ın sertliği ve Akın’ın can yakan çekiciliğiyle karşılaştıklarında akıllarında sadece aşk vardı ve tek dertleri kalplerini korumaktı. İnat ettiler, can acıttılar, tutkuyla seviştiler… Birbirinden farklı hayatlar yaşayan üç çift, dünyanın en eski hikâyesinde buluştular. Cennetin ve cehennemin tam ortasında olsa da nihayetinde sadece âşıktılar. Alev alev, cüretkâr ve şehvetli bir hikâye…

Ateş ve Buz Alıntıları - Sözleri

  • “Ona aşık olduğunu görebiliyorum. Yani aslında benim demek istediğim...” “Biliyorum. Üzülmemi istemiyorsun. Ama ben üzülmeyeceğimi biliyorum. Onun beni üzmeyeceğini biliyorum.”
  • Gece başını yastığa koymuşken telefonun titrediğini duymuş, Mert’in mesajını görünce içi mutlulukla dolmuştu. “Özledim... Kokuna ihtiyacım var... Yarın gece benimle kalmanı istiyorum. Seni seviyorum.”
  • “Aramızdaki sarsıcı yakınlığın bize şimdiye kadar hiç tatmadığımız bir şey hissettirdiğini, birbirimizin gözlerinin içinden de okuyorduk.”
  • “Cesaret, korkuya karşı koymaktır, korku yenmektir; korkusuzluk değil.”
  • “Pelin, amcasının yanımdan ayrıldıktan sonra takside tekrar baktı elindeki kartvizite. Kenan Türkoğlu, Türkoğlu Holding CEO’su... Kim bilir ne kasıntı herifti... Neyse yarın her şeyi kendi gözleriyle görecekti nasılsa.”
  • Lâl yutkunup kısa bir nefes aldı. Zaten olan olmuştu, artık geriye dönüş yoktu. Kollarını kurtarıp sinirle nefesini bıraktı. “Siz egosu hala tatmin olmamış zavallı bir adamsınız! Ama ben bunu yapıp sizi mutlu etmeyeceğim!”
  • “Seninle karşılaştığımızdan beri bir çok şey söyledin. Ve ben en çok, dün gece bana söylediğin bir cümlede takılı kaldım.” Akın korkuyla karışık bir merakla bakıyordu onun gözlerine. Ne duyacağını ve o andan sonra neler olacağını hiç bilmiyordu. “Şöyle demiştin: “Bu geceyi unutulmaz yapacağım senin için.” İlk kez ağzından doğru bir cümle çıktı. Dün gece sayende benim için unutulmaz oldu.”
  • “Peki, sizin aranızdaki pürüzler?” “O konuyu hiç açma. Bana layık gördüğü muameleden sonra bir daha yüzüne bakmadım. Köpek gibi dolanıyor peşimde. Ama o kadar kolay değil.”
  • Savaş, aşk gibidir; her zaman bir yolunu bulur.
  • “Dünyadaki en şanslı adamlardan biri olduğumu söylerler. Öyleyimdir de... Ama koskoca İstanbul’da denk geldiğim tenis hocasını düşünürsek, şansımın azaldığını görüyorum.” “Böyle düşünüyorsanız, yolu biliyorsunuz.”

Ateş ve Buz İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Çok uzun zaman önce okuduğum bir kitaptı Ateş ve Buz. Tam kafa dağıtmalık, çerezlik bir kitap ararken yıllar sonra kütüphanemden bana göz kırpınca hızlıca bir reread yapayım dedim. Yazarın kalemini ilk bu kitap sayesinde tanıdım, yazarla da bu kitabın imzasında tanışmıştım. İyi ki tanıdım dediğim, çok sevdiğim yazarlardan biri oldu kendisi. Kitabın kısaca konusuna gelirsek; Lal, Miray ve Pelin aynı evi paylaşan birbirlerine çok yakın üç arkadaşlar. Kitapta bu üç kadının karşısına çıkan erkekler ve onlara karşı duydukları tutkulu aşk anlatılıyor. Tutkulu aşk diyorum çünkü kitapta inanılmaz derecede yetişkin içerikli, tutkulu sahneler mevcut. Okumadan önce bunu göze alarak okumanızı tavsiye ederim. Üç kadının hikayesinde de ayrı ayrı sevdiğim, ayrı ayrı kızdığım yerler oldu ama sanırım en çok Miray ve Akın ikilisini sevdim. Lâl ve Mert ilişkisinde Mert’in en baştaki tavırları beni delirtti. Tamam altında sebepleri vardı sonradan öğrendik ama her ne olursa olsun en başta takındığı o tavırlar ve umursamazlığı beni çıldırttı. Pelin ve Kenan bence birbirine cuk oturan bir ikiliydi. Hoş Kenan’ın da odunluk konusunda Mert’ten aşağı kalır yanı yoktu ama Pelin’in onu devamlı alt etmesi en sevdiğim taraf oldu. Miray ve Akın... klasik bir hikayeleri olsa da Akın’ın yaptığı şeyden sonra yaşadığı pişmanlık, devamlı kendini affettirme çabası içlerinde en çok bu ikiliyi sevme sebebim oldu. Her ne kadar başta Akın’a da çok kızsam da sonrasında yaptıklarıyla Miray gibi benim de gönlümü aldı. Yazarın ilk yazdığı kitabıyla son yazdığı kitap arasında çok farklar var. Böyle geriye dönüp yazarların ilk çıkardıkları kitaplarını okumayı çok seviyorum. Bu sayede yazarların kalemlerinin nasıl geliştiğini de görmüş oluyorum. Çerezlik, yetişkin içerikli, arkadaş, aşk ve tutku temalı bir kitap arıyorsanız Ateş ve Buz tam size göre diyebilirim. (D)

Kitapta aynı evde yaşayan 3 genç kızın aşk hayatı anlatılıyor. Lal, ve Mert; Lal bir dergide editör olarak çalışır ve iş adamları ile röportaj yapar.Patronu ondan Mert ile röportaj yapmasını ister fakat adamın bunu kabul etmesi bile çok zor olmuşken röportaj sırasında Lal sinirlenir , kendini tutamaz ve kavga ederler. Doğal olarak röportajı yapamaz. Patronu ise işinin bu röportaja bağlı olduğunu belirtir bu yüzden Lal bu röportajı gerçekleştirmek için bir yol bulmak zorunda kalır. Mert'i iş çıkışında takip eder ve Mert Lal'i yakaladığında ona röportaj karşılığında bir teklifte bulunur. Teklif bir hafta boyunca onunla onun seçtiği mekanda onun istediği şartlarda yemek yemesidir. Mert'in istediği sadece yemek değildir tabi Lal bunu bilmemektedir. Bir hafta boyunca birlikte olurlar ve süre dolunca yolları ayrılır. Lal Mert'e aşık olmuştur. Aslında Mert'te Ona aşık olmuştur. Ama Mert'in annesi ile yaşadıkları yüzünden kadınlara güvenmemektedir. Lal'a süre dolunca 500.000 tl lik bir çek verir ve bu Lal'i daha da sinirlendirir. Ve yolları ayrılır. Sonra bir gün bu ilişki ve çek olayı gazetelerde yayınlanır ve işler iyice karışır. Miray ile Akın: Miray Akın'ın da özel tenis hocasıdır tabi bunu kahramanlarımız daha sonra öğreniyorlar. Akın'ın gece kulübünde yine ikili arasında yaşanan bir kavgadan sonra Akın arkadaşı Doruk ile iddiaya girer iki hafta içinde Miray'ı yatağa atacaktır. Ve kaybetmeye niyeti yoktur. Sonunda istediğini alır tam iki hafta sonra Miray Akın'ın yatağında iken Akın'ın telefonu durmadan çalınca açar ve Doruk konuşmaya başlar karşıdan ses gelmeden iddiayı kaybedip kaybetmediğini sorar ve Miray öğrendikleri üzerine Akın'ı terk eder. Ama Akın Miray'a aşık olmuştur ve bunu telafi etmek için çok uğraşır. Pelin ve Kenan; Pelin, yurt dışından yeni dönmüş ve amcasının yakın bir tanıdığının şirketinde işe kabul edilmiştir. İlk gün kızımız trafik yüzünden görüşmeye geç kalır ve patronu Kenan, Pelin geç geldiği için onunla görüşmeyi kabul etmez. Pelin bir şekilde görüşmeyi kabul ettirdiğinde kızımızın panik atağı nüks eder. İkilinin tanışması da böyle olur. Kenan da Pelin de birbirlerinden ilk görüşte inanılmaz etkilenirler. Kenan daha Pelin ile tanıştığı ilk anlardan itibaren Pelin'e karşı korumacı hisseder ve deyim yerindeyse önüne gelenden kıskanır. Kenan, Pelin'den uzak durmaya çalışır çünkü Pelin'in amcasının kendisini Pelin'in ağabeyi gibi gördüğünü düşünür. Ama işler öyle olmaz. Bir de Pelin'i ailesi şirketleri kötü durumda diye üniversiteden arkadaşı olan Cem ile evlendirmeye çalışırlar. Pelin karşı çıkar bu arada Kenan ile yakınlaşmaya başlarlar. Devamını size bırakıyorum. İyi okumalar. (Persephone)

Bu kitabı her gördüğümde Hababam Sınıfı’dan bir sahne gelecek gözümün önüne. Hani köy okulundaki çocuklara kitap gönderme sahnesi... Açık seçik kitaplar göndereceklerdi dalga geçiyorlardı. Neden o sahne gelecek? Çünkü bu da okulumuza kitap yardımı kampanyasıyla gelmiş bir kitap. Bilerek mi gönderildi yoksa bilmeden mi bilmiyorum ama hadi kitabı okumadın göndermeden diyelim, hiç arkasına da mı bakmadın kocaman +18 yazıyor. Hadi onu görmedin, okumadığın kitabı hediye edeceksin bari arkasını oku da ne hediye ettiğinin içeriğini bir gör. Bence boş bir kitap. Basit bir senaryoyla tamamen cinsellik var. Zaman kaybı diye düşünüyorum. Ve bir ortaokul kütüphanesine gönderildiği için tekrar utanıyorum. (Miroslava Angelova)

Ateş ve Buz PDF indirme linki var mı?

Aslı Karabulut - Ateş ve Buz kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ateş ve Buz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Aslı Karabulut Kimdir?

1986 yılında İstanbul'da doğan yazar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. 2009 yılından bu yana, Türkiye’nin önde gelen holdinglerinden birinde Personal Assistant olarak kariyerini sürdürmektedir. Kitaplarını yetişkin romans türünde yazmakta olup; kurgularında aşk, tutku, aksiyon, romantik komedi konularını işlemekte ve okura birçok duyguyu bir arada yaşatmaktadır. Yazarın sırasıyla Ateş ve Buz, Kan Kırmızı, Eylül Çıkmazı ile Leyla Fırtınası isimli basılmış dört kitabı bulunmaktadır. Merakla beklenen diğer hikâyelerini ise okurlarıyla buluşturmak için yazmaya devam etmektedir.

Aslı Karabulut Kitapları - Eserleri

  • Kan Kırmızı
  • Ateş ve Buz
  • Eylül Çıkmazı
  • Leyla Fırtınası

Aslı Karabulut Alıntıları - Sözleri

  • "Seni kar tanelerinin içinde düşünüyorum. Zarafetine ve güçlü duruşun, o bembeyaz büyünün içinde soğuğa inat açan benzersiz bir çiçek gibi." "Ben..." Ne söyleyeceğini bilemez bir halde ona bakarken, dudaklarına konan buz kristallerini diliyle hafifçe yaladı. Menderes'in bakışlarının tam olarak o noktaya kalmasıyla kendini yine çırılçıplak hissetti. "Neden beni o şekilde düşünüyorsun? " Menderes onu belinden tutarak bedenine yaslarken, bir elini yüzüne götürüp soğuktan kızarmış yanağını hafifçe okşadı. Kelimelerinin arasından çıkan sıcak nefesi, kollarındaki kadının tenine sahiplenici izler bıraktı. "Çünkü sen, karanlık bir gecede gelen kar kraliçesisin." (Leyla Fırtınası)
  • “Seni önemsiyorum; çünkü gülüşün, güneşin verdiği ışıktan daha fazla. Seni önemsiyorum; çünkü seni ne kadar öpersem öpeyim sana doyamayacağımı biliyorum. Seni önemsiyorum; çünkü sana dokunmadan nefes alamayacakmışım gibi hissediyorum. Seni önemsiyorum; çünkü bana şimdiye kadar hiç hissetmediğim duyguları tattırdın ve bunun ne anlama geldiğini anlamaya çalışırken bu muhteşemliğin içinde kayboluyorum. Ve Balım…” Yüzüne doğru düşen bir bukleyi kulağının arkasına sıkıştırıp devam etti. “Eğer sana duyduğum bu şey aşksa, bunu bana kanıtlaman gerekiyor. Çünkü ben daha önce hiç âşık olmadım.” Balım az önce yatakta duyduklarından sonra ondan böyle bir itiraf beklemiyordu. Emir ona âşık olduğunu mu söylüyordu şimdi? Eğer bu bir rüyaysa uyanmak istemiyordu. Korkarak da olsa sesini çıkarmayı başarabildi. “Sen bana âşık mısın?” “Aynı belirtiler sende de varsa be sen buna aşk diyorsan… Evet peri kızı… Sana âşığım.” (Kan Kırmızı)
  • “Şu başak tanelerinin, kuytu yeşilliklerinin ve aşka davet eden dudaklarının suçlusu sensin, Eylül. Gözlerin gözlerime değdiğinden beri çıkmazdayım. Çünkü bütün yollar sana çıkıyor aslında. Çünkü baktığım her yerde kuytu yeşillikleri görüyorum. Çünkü rüzgârda savrulan hep bu başak taneleri… Ve ben… Bir Eylül Çıkmazında sadece senin için nefes alıyorum.” (Eylül Çıkmazı)
  • "Bizi bir araya getiren kar fırtınası bile yokluğunun soğukluğuna yenik düşüyor." (Leyla Fırtınası)
  • "Karanlık Gecemin Büyüsü... Gecemin En Karası..." (Leyla Fırtınası)
  • Gece başını yastığa koymuşken telefonun titrediğini duymuş, Mert’in mesajını görünce içi mutlulukla dolmuştu. “Özledim... Kokuna ihtiyacım var... Yarın gece benimle kalmanı istiyorum. Seni seviyorum.” (Ateş ve Buz)
  • "Aşk ve nefretin birlikteliği ancak felaket olur." (Leyla Fırtınası)
  • Ve tutkunun ateşi,aşka pervane oldu... (Kan Kırmızı)
  • Benden vazgeçmedin... Senden asla vazgeçmem.Sensiz nefes alamazken bu nasıl mümkün olabilir? (Kan Kırmızı)
  • "Annelerimiz aynı olmadığı için abim artık beni sevmeyecek mi ?" (Kan Kırmızı)
  • O kadar güzelsin ki Leyla... Tadını aldığım teninin her santimetresine bir VARDAR imzası atardım!!!!!!!! (Leyla Fırtınası)
  • “O kadar iyi biliyorsun ki kalbimin senin için çarptığını...” Elini Menderes’in göğsünde atan noktaya kapattı usulca. “Buraya koştuğunu, ona çılgınca sarıldığını ve onsuz nefes alamadığını...” Bakışlarını kısa bir an kocasının dudaklarına odaklarken dokunuşunun altındaki tene kararlı bir şekilde baskı uyguladı. O heyecanlı atışlar kendi ruhunda can buluyordu. “Beni koruduğunu ve güvende tutmak için her şeyi yapacağını söyledin. Ama en önemli gerekçeni benimle asla paylaşmadın.” Gözlerinde umut dolu bir ışıltı vardı. “Aynısının beni de ele geçirdiğini anlayamadın. Her gün, her gece, her an dile getirmemek için direndim.” Yutkunarak ondan uzaklaştı. Daha şimdiden üşümüştü. Ağır adımlarla kapıya doğru yürüdü. Arkasını döndüğünde Menderes’i bıraktığı şekilde buldu. “Aşkın paramparça ettiğini bilmezdim.” Karısının son sözleriyle olduğu yerde gerildi. Bakışları ileriye doğru hareketlendi. Başını çevirdiğinde Leyla’yla göz göze geldi. Kalbi neredeyse sevinç çığlıkları atıyordu ve yanlış duymuş olmaktan ölesiye korkuyordu. “İstediğim, seks değildi.” Omuzlarını hafifçe dikleştiren Leyla, üstünde kocasının gömleğiyle kapının yanında duruyordu. “Menderes Vardar’ın aşkıyla sevişmekti.” ️ (Leyla Fırtınası)
  • “Aşkın en deli halisin sen.” (Eylül Çıkmazı)
  • “Peki, sizin aranızdaki pürüzler?” “O konuyu hiç açma. Bana layık gördüğü muameleden sonra bir daha yüzüne bakmadım. Köpek gibi dolanıyor peşimde. Ama o kadar kolay değil.” (Ateş ve Buz)
  • “Saçma gelebilir ama... Beni öptüğün için birbirimize ait olduğumuzu düşünmüştüm. Sonra sen hep uzak durdun benden. Ben adım attıkça kaçtın.” Bir an, o zamanlarda hissettiklerine tahammül edemiyormuş gibi gözlerini sımsıkı kapattı. Elindeki kadehe biraz daha baskı yaparken, daha rahat konuşabilmek için tek bir yudum aldı. Bakışlarını kaldırıp onunla buluştuğunda, midesinde kelebekler uçuşmaya başladı. “En kötüsü de neydi, biliyor musun? O fotoğrafları gördüğümde, bedenimdeki tüm kan çekildi sanki. Çok... Çok kıskandım. Akla hayale gelmeyecek kadar çok... Senden nefret ettim. O kadından... Kendimden...” Poyraz elini uzatıp yüzüne dokunduğunda, Eylül de başını onun avucuna yasladı ve gözlerini yeniden kapattı. Bir süre o temasın gücünü ve içinde barındırdığı güveni hissetti iliklerine kadar. “Neden? diye sordum. Bana çekildiğini biliyordum ama bir erkek aynı anda iki kadını nasıl isteyebilirdi? Üstelik kendimi fazlasıyla iğrenç hissediyordum. Araya giren kara kedi gibi.” “Böyle hissetmenin sorumlusu benim. Bana defalarca sordun ama ben susmayı tercih ettim.” Eylül’ün gözünden düşen tek damla yaşı parmağının ucuyla yakalayıp sildi. “Senden uzak duruyordum, çünkü bizimle karşılaştığın ilk anda hedef olmuştun. Sonra pastaneye yapılan saldırı... Duyduğum anda adeta uçarak geldim. Seni henüz tanımasam da, beni kendine tutsak eden kokunun, kuytu yeşilliklerinin ve bana bakarken sanki kendini teslim edermişçesine beklenti içerisine girmiş olmanın tüm dünyamı sarstığını kabullenmiştim. Eğer seninle yakınlaşırsam, eğer hayatıma tamamen girersen, yeniden hedef olacaktın ve ben seni kaybetmeye dayanamazdım, Eylül.” “Beni kaybetmeyeceksin. Söz veriyorum. Şimdi sen de bana söz ver. Ne olursa olsun, beni kendinden uzaklaştırmayacaksın. Çünkü buna bir kez daha dayanamam.” (Eylül Çıkmazı)
  • “Dünyadaki en şanslı adamlardan biri olduğumu söylerler. Öyleyimdir de... Ama koskoca İstanbul’da denk geldiğim tenis hocasını düşünürsek, şansımın azaldığını görüyorum.” “Böyle düşünüyorsanız, yolu biliyorsunuz.” (Ateş ve Buz)
  • "Geçmiş bazen kanatır." (Leyla Fırtınası)
  • Gözlerin gözlerime değdiğinden beri çıkmazdayım. Çünkü bütün yollar sana çıkıyor aslında. Çünkü baktığım her yerde kuytu yeşillikleri görüyorum. Çünkü rüzgarda savrulan hep bu başak taneleri... Ve ben... Bir Eylül çıkmazında sadece senin için nefes alıyorum. (Eylül Çıkmazı)
  • Asi bir kadını dizginleyebilmek Onu fethetmekle eş değerdir...! (Leyla Fırtınası)
  • “Bazen olacakların önüne geçemezsin. Ve bu , kaderden başka bir şey değildir.” (Eylül Çıkmazı)

Yorum Yaz