diorex
life

Anne Carson kimdir? Anne Carson kitapları ve sözleri

Kanadalı şair, denemeci, romancı, eleştirmen, akademisyen, çevirmen Anne Carson hayatı araştırılıyor. Peki Anne Carson kimdir? Anne Carson aslen nerelidir? Anne Carson ne zaman, nerede doğdu? Anne Carson hayatta mı? İşte Anne Carson hayatı...

  • 05.10.2022 07:00
Anne Carson kimdir? Anne Carson kitapları ve sözleri
Kanadalı şair, denemeci, romancı, eleştirmen, akademisyen, çevirmen Anne Carson edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Anne Carson hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Anne Carson hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Anne Carson hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 21 Haziran 1950

Doğum Yeri: Toronto, Kanada

Anne Carson kimdir?

Kanadalı şair, denemeci, romancı, eleştirmen, akademisyen, çevirmen. 1950'de Toronto'da doğdu. Toronto Üniversitesi'nde Latince ve Yunanca eğitimi gören Carson, yüksek lisansını ve doktorasını da aynı üniversitede tamamladı. İlk kitabı Eros the Bittersweet: An Essay (Acı-tatlı Eros: Bir Deneme) 1986 yılında yayımlandı; ardından peş peşe yazdığı kitaplarla edebiyat dünyasındaki yerini sağlamlaştırdı. Kocanın Güzelliği(2002) ile kazandığı T. S. Eliot Ödülü de dahil olmak üzere birçok ödüle layık görüldü. Halen Montreal'deki McGill Üniversitesi'nde öğretim üyesidir. Eserlerinden bazıları: Glass, Irony, and God (1992), Plainwater (1995), Autobiography of Red: A Novel in Verse(1998), Men in the Off Hours (2001), If Not, Winter: Fragments of Sappho (2002),Decreation: Poetry, Essays, Opera (2005).

Anne Carson Kitapları - Eserleri

  • Kocanın Güzelliği
  • Kırmızının Otobiyografisi
  • Sesin Cinsiyeti
  • Kısa Konuşmalar
  • Albertine Temrini

Anne Carson Alıntıları - Sözleri

  • . Öfke içimde dolaşıyor, kalbimdeki diğer her şeyi bir kenara itiyor. ... (Kısa Konuşmalar)
  • . Dikişlerin altından ağrı geçer. ... (Kırmızının Otobiyografisi)
  • . Hafıza yorucudur. ... (Kırmızının Otobiyografisi)
  • İnsanları çoğunlukla çıkardıkları seslere göre yargılarız: akıllı ya da deli, erkek ya da kadın, iyi, kötü, güvenilir, depresif, evlenme çağına gelmiş, ölüme yaklaşmış, bize saldırmaya meyilli ya da değil, hayvandan biraz daha iyi, Tanrı'dan esinlenmiş. Bu yargılamalar gayet hızlı yapılır ve acımasız olabilir. (Sesin Cinsiyeti)
  • Solon'la yemek yemiş ve yemek sonrası dinleniyor olan Anacharsis, sol elini cinsel organına, sağ elini ise ağzına bastırmıştı: çünkü dilin daha güçlü bir kısıtlamaya ihtiyacı olduğuna inanıyordu. Haklıydı da. Kendine hakim olamama yüzünden aşk zevkinde kaybolan erkeklerin sayısı, bir sırrın ifşa edilmesiyle yıkılan şehirlerin ve imparatorlukların sayısından azdı. (Sesin Cinsiyeti)
  • . Aşktan öfkeye, bu soğuk iliğe... ... (Kısa Konuşmalar)
  • . Midas, kendi arzusunda mahsur kalmış, aynı anda hem dokunmaya hem de dokunmamaya hasret olan birinin görüntüsüdür. Mükemmel arzu, mükemmel çıkmazdır. Arzulayan arzudan ne ister? Açıkçası, arzulamaya devam etmek istiyor. ... (Kısa Konuşmalar)
  • . Kışın ilk karları/ kirpiklerinde süzülüp etrafındaki dalları kapladı ve susturdu/ dünyanın tüm izlerini... ... (Kısa Konuşmalar)
  • . Birinin zihninizi anlamasını sağlamak, farklı bir yakınlık türüdür. Bir gece şafağa yakın bir gece dar yatakta uzanırken, "Sanırım beni seviyorsun," dedim. "Ve seni başka nasıl sevebilirim - senin yolunda ?" "O da sordu. Hala bunu düşünüyorum." ... (Kısa Konuşmalar)
  • . İnsan toplumunun üyeleri olarak, belki de günlük olarak karşılaştığımız en zor görev, fiziksel, ahlaki, duygusal veya hayali olsun, birbirimize dokunmaktır. Temas krizdir. Antropologların dediği gibi, "Her dokunuş değiştirilmiş bir darbedir." Herhangi bir temas örneğinin sunduğu zorluk, sabit bir sınırı ihlal etmek, ait olmadığımız kapalı bir kategoriyi aşmaktır. ... (Kırmızının Otobiyografisi)
  • Bazen bir seyahat icap ettirir kendini (Kırmızının Otobiyografisi)
  • "Gertrude içten bir kadındı. Kahkahayla gülerdi. Biftek gibi bir gülüşü vardı. Biftek severdi." Gertrude Stein'i sığırla özdeşleştiren "biftek gibi bir gülüşü vardı" benzetmesini, kendisinin "biftek severdi" cümlesi takip ediyor. Kendi cinslerini yiyen yaratıklara yamyam denir ve bu yaratıklar anormal olarak görülür. Stein'in öteki 'anormallikleri', özellikle büyük bedeni ve lezbiyenliği, onun edebiyatını nasıl değerlendireceğini bir türlü bilemeyen eleştirmenler, biyografi yazarları ve gazeteciler tarafından inatla vurulanmıştır. Stein'in kişiliğinin marjinalleştirilmesi, yazılarını edebiyat alanından uzaklaştırmanın bir yoluydu. Eğer şişkoysa, komik bir görünüşü varsa ve cinsel açıdan anormalse o zaman marjinal bir yetenek olmalıydı, varsayım buydu. (Sesin Cinsiyeti)
  • . Ama şairin görevi, der Kafka, yalıtılmış insanı sonsuz yaşama yönlendirmek... ... (Kısa Konuşmalar)
  • “… içimde yer alan onca yılı görünce başım döndü.” (Albertine Temrini)
  • Erkeğin kadına karşı toplumsal sorumluluğu, kadının sesini kontrol etmesi, çünkü kadının kendisinin bunu yapacak yetide olmamasıdır. Böyle bir erkek hayırseverliğini Odysseia'sının 22. kitabında görürüz: yaşlı kadın Eurykleia yemek salonuna girer ve Odysseus'u karısına talip çıkanların ölü bedenleri arasında kanlar içerisinde bulur. Eurykleia başını kaldırır ve bir ololyga söylemek üzere ağzını açar. O esnada Odysseus eliyle yaşlı kadının ağzını kapatır ve şöyle der, ou themis: "Tam da şimdi bağırmana izin yok. İçinden sevin..." (Sesin Cinsiyeti)
  • Genelde klasik dönem edebiyatında kadınlar uygunsuz ve kontrolsüz sesler çıkaran tür olarak görülür -haykıran, inleyen, hıçkırarak ağlayan, acı acı bağıran ve yas tutan, sesli kahkaha atan, acıdan ve zevkten bağıran, ham duyguları fışkırtan bir türdür bu. (Sesin Cinsiyeti)
  • Sıfat nedir? Dünyayı isimler belirler. Filler isimleri harekete geçirir. Sıfatlarsa bambaşka bir yerden gelir. Sıfat kelimesinin kendisi (Yunanca epitheton) “üste koyulmuş” manasında bir sıfattır; “eklenmiş”, “ulanmış”, “ithal edilmiş”, “yabancı”. Sıfatlar epey masum ilaveler gibi görünürler ama şöyle iyi bir bakın. Bu küçük ithal edilmiş mekanizmalar, dünyada var olan her şeyi, ayrıntılar içindeki kendi yerine oturtmaktan sorumludur. Onlar varlığın mandallarıdır. (Kırmızının Otobiyografisi)
  • . Tanrı onu daire içine aldı. Ateş. Zaman. Ateş. Seç dedi Tanrı... ... (Kırmızının Otobiyografisi)
  • . Bir sevgiliyi kaybetmenin belki de en zor yanı, yılın günlerini tekrar etmesini izlemektir. ... (Kısa Konuşmalar)
  • Çoğu eşler gibi kocamı şişirdim Tanrılığa ve orada tuttum. Kuvvet nedir? Dostların ya da ailenin itirazları onu pekiştirir olsa olsa. Annemin onunla ilk karşılaşmasını hatırlıyorum. Baktığında okuldan eve getirdiğim 1kitabın 1.sayfasına yazılmış adına şöyle dedi kendine X diyen 1ine güvenmezdim... (Kocanın Güzelliği)

Yorum Yaz