diorex
life
Dedas

Hakkı Öznur kimdir? Hakkı Öznur kitapları ve sözleri

Türk Siyasetçi, Gazeteci ve Yazar Hakkı Öznur hayatı araştırılıyor. Peki Hakkı Öznur kimdir? Hakkı Öznur aslen nerelidir? Hakkı Öznur ne zaman, nerede doğdu? Hakkı Öznur hayatta mı? İşte Hakkı Öznur hayatı...

  • 22.08.2022 03:00
Hakkı Öznur kimdir? Hakkı Öznur kitapları ve sözleri
Türk Siyasetçi, Gazeteci ve Yazar Hakkı Öznur edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Hakkı Öznur hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Hakkı Öznur hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Hakkı Öznur hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1964

Doğum Yeri: Ankara

Hakkı Öznur kimdir?

Hakkı Öznur (d. 1964, Ankara), Büyük Birlik Partisi Yüksek İstişare Kurulu üyesi ve eski genel başkanı olan Türk siyasetçi, gazetecive yazar.

1992 yılında Muhsin Yazıcıoğlu ile beraber MÇP'den istifa ederek Büyük Birlik Partisini kurdu ve partide GİK üyesi olarak görev aldı. 12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimleri'ne dek Büyük Birlik Partisinde çeşitli görevler üstlenen Hakkı Öznur, Yalçın Topçu'nun istifasıyla toplanan başkanlık divanı tarafından 5. Olağanüstü Kongreye dek geçici genel başkan seçildi. Mustafa Destici'nin genel başkan seçilmesiyle tekrar Yüksek İstişare Kurulu üyeliğine dönen Hakkı Öznur'un ayrıca gazetecilik alanında Yeni Düşünce, Bizim Ocak, Bizim Dergah, Nizam-ı Alem, Yeni Hafta ve Alperen gibi dergi ve gazetelerde araştırma yazıları vardır.

Hakkı Öznur Kitapları - Eserleri

  • Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3
  • Örtülü Darbe: 1993
  • Ülkücü Hareket
  • Ortadoğu'nun Cahşları 1. Cilt
  • Derin Sol
  • Cahşların Savaşı
  • Osman Yüksel Serdengeçti
  • Seyyid Ahmet Arvasi
  • Ortadoğu'nun Cahşları 2. Cilt
  • Derin Sol

Hakkı Öznur Alıntıları - Sözleri

  • "Güne gülümserken papatyalar Dualar gibi yükselir ümitlerim." (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • Bır çoşku var içimde bugün kıpır kıpır... Uzak,çok uzak bir yerleri özlüyorum. M.Yazıcıoğlu (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • M. Karaalioğlu - Biraz da Türkeş'ten söz edelim. Siz, 22 yaşında Ülkü Ocaklanı başkanı oldunuz, birtakım inisiyatifler elinizde bulunuyordu. Ama sanki Ülkü Ocaklarının hareketlerinden MHP'nin bir alâkası yokmuş, onların harekete bir etkisi yokmuş da, siz orada kendiniz kendi arkadaşlarınızla işi götürüyormuşsunuz gibi bir sonuç çıkıyor. Bu böyle mi? Biz Türkeş'in çok büyük etkisi olduğunu biliyoruz. Ülkücü gençler, Devrimci gençlerle silahlı mücadeleye girmişti o günlerde. Ve bütün bunlarda, Sayın Türkeş'in sözlerinde, bir takim emirler vererek dahi yürüttüğünü biliyoruz. Neydi Türkeş'in etkisi ve ne boyuttaydı? M. Yazıcıoğlu - Şimdi elbette MHP'nin bir gençlik yapılanması var. Dolayısıyla bu gençlik yapılanmasının oluşumunda Türkeş'in doğrudan tesirini kabul etmek lazım. Bunun dışında bir şey söylememiz mümkün değil. Ancak elbette bu kadar yaygınlaşmış bir hareketin başında bulunan yani, Ülkü Ocakları'nın başında bulunan gençler oturuyorlar, tartışıyorlar, değerlendirme yapıyorlar. Birtakım söylenen şeyleri kendi süzgeçlerinden geçirebiliyorlar. Sayın Alparslan Türkeş'i, tabii ki 1940'lı, 1950'li yıllardan bu yana vermiş olduğu mücadele hayatı içerisinde başlı başına değerlendirebiliriz, değerlendirmemiz de lazım. 1940'lı yıllarda söylediklerini, 60'lı yıllarda söylediklerini, 70'li yıllarda söylediklerini, 80’in başında ihtilal öncesinde ve sonra da 90'li yıllarda söylediklerini yanyana koyarsanız, altalta dizerseniz her dönemde farklı bir Türkeş görürsünüz. Şimdi bunun kabahati bizde değil. Yani bugünkü söylediklerine baktığımız zaman diyoruz ki, Allah Allah, biz bu düşünceyle nasıl beraber olmuşuz, evet şimdi burada. Ama geriye dönüp baktığımız zaman 40'ların başında aynı şeyleri söylemiş. Sonra 60'lı yıllarda İngiltere'ye yazmış olduğu mektupta da sosyalizm istemiş. Ondan sonra 70'lerde biraz daha farklı şeyler... Ama 80'lerin başında bizim özlemlerimize isteklerimize uygun söylemleri var. Bunları da görmemek mümkün değil. Yani açın bakın. “Ben sizi sokaklarda ispanak fiyatına satılan demokrasiye değil, hak yoluna hakikat yoluna kısaca Allah yoluna davet ediyorum” diyor. Ben öyle bir Türkeş'le beraber olurum. Ama işte arka planında efendim, hangi ihaleyi hangi dönemde hangi maksatla aldı. Şimdi bunları sağlıklı bir şekilde bugün değerlendiriyorum. O zaman sürekli değişim içerisinde ama dönemin şartlarına göre bir Sayın Türkeş çıkıyor. İşte bu değişim içerisinde geriye nüp baktığımızda şimdi bizim dünya ahiret bütünlüğü içerisinde bakmak ve görmek kastettiğimiz fikir zeminimizde beraber olamıyoruz, olamadığımız bir Türkeş çıkıyor. Sonra elbette İsrail, Amerika konsorsiyumunun oluşturduğu dış politika eksenine Türkiye’yi oturtmak isteyen unsurların arasında görüyoruz. Orada biz farklı bir mecraya dönüyoruz. Orada biz tam bağımsız bir Türkiye'den, millî endişeleri olan ve yerli düşüncenin tamamen yaratılış gayesine dönük kaygılar taşıyan bir fikrî zemin üzerinde yürümek istiyoruz. O zaman yükselen İslâmî değerlerimizin dalgakıranı olmak isteyen hareketlere karşı da elbette farklılığımızı hayat içerisinde, zaman içerisinde göstereceğiz. (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • "Muhsin Yazıcıoğlu deyince dava adamlığı, davaya adanmışlık, fazilet fedakarlık, vefa, kadirşinaslık, hasbilik, beklentisizlik akla gelir." (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • "Bunu bütün dünya böyle bilmelidir ve kesinlikle Kerkük Türk'tür, Türk kalacaktır, Türkmen kimliği asla bozulmayacaktır." (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • "Kimseye diyet ödemedik! Biz milletle varız, milletimizle var olmaya devam edeceğiz." (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • "Ben bu ülkenin bir şehidini unutmadım,bir de şehit düşüren kahpelerini !" Şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • Hava cok soguk üşuyorum ANNE (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • "Başarı, hareketsizlikte ve kolaycılıkta değil; Hakk'a dayalı kuvvette, hedefleri belli ve sürekli çalışmada, kendini inançları içinde eritecek yüksek bir mücadele azminde saklıdır." (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • ÜŞÜYORUM Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır Uzak, çok uzak yerleri özlüyorum Gözlerim parke parke taş duvarlarda Açılıyor hayal pencerelerim Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum. Kekik kokulu koyaklardan aşarak Güvercinler ülkesinde dolaşıyor Bir çeşme başı arıyorum Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp Mis gibi nane kokularında Ruhumu dinlemek istiyorum Zikre dalmış her şey Güne gülümserken papatyalar Dualar gibi yükselir ümitlerim Güneşle kol kola kırlarda koşarak Siz Peygamber çiçekleri toplarken Ben çeşme başında uzanmak istiyorum Huzur dolu içimde Ben sonsuzluğu düşünüyorum Ey Sonsuzluğun Sahibi! Sana ulaşmak istiyorum Durun, kapanmayın pencerelerim Güneşimi kapatmayın Beton çok soğuk Üşüyorum Şubat 1984-Mamak Askeri Cezaevi, A Blok (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • "Bizim için devlet-i ebed müddettir. Milletin ortak şuurudur ve millet için vardır. Bireyin şerefi devletin de şerefidir." (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • Zulüm Azrail olsa da hep Hakk’ı tutacağım. Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir. (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • 12 Eylül 1980 sonrası açılan MHP ve Ülkücü kuruluşlar davası başta olmak üzere bir çok sol örgütle ilgili davalarda dönemin savcıları ve 12 Eylül darbecilerinin yayınladığı "anarşi raporlarında" kaynak olarak Aydınlık gazetesi gösterilmiştir. 12 Eylül mahkemelerinde yargılanan TİKP'liler yaptıkları savunmada 12 Eylül darbesini destekleyerek kendilerinin devlete yardımcı olduklarını bu yüzden serbest bırakılmalarını istemişlerdir. (Derin Sol)
  • "Bundan tam 63 yıl önce Türk Milliyetçiliği fikriyâtını yok etmek amacıyla zamanın iktidârınca bir kısım düşünce adamı, yazar ve her kesimden Türk aydınına yapılan işkence ve tahakkum neticesinde vukû bulan olayların yıl dönümü... Türk Milliyetçiliği tarihinde apayrı yeri olan müstesnâ bir gündür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran irâdenin düşünce mimarlarının o günlerde gördüğü baskı ve zulüm belleklere silinmemek üzere kazınmıştır! Zindan ve tabutluklarda yok edilmek istenen ruh; bütün olumsuzluklara rağmen bugün de millet ve devletimizin teminâtıdır. Tabutluklara atılan, işkence gören, Türk'lüğün değerlerine direnen; 3 Mayıs ideâlistlerine buradan râhmet diliyorum. Mücadelemiz sürecek! Etrafımızdaki kuşatmayı yarmak için 1944'te tabutluklardan fışkıran ruhla donatılmış gerçek dâva adamlarına, gerçek milliyetçilere ve bunların birlikte hareket etmelerine ihtiyaç vardır. Türk Milleti'nin töre, gelenek ve değerlerinin korunması, bu değerleri yaşatarak milli devletin tam bağımsızlığına kavuşmasının sağlanması ancak ideâlist kadrolarla gerçekleşecektir. İslâm'la mecz olmuş Türk Milliyetçiliği; milli merkez inşâsında tek fikir kaynağı olmalıdır. Türk'ün bütün değerlerini korumak için, yüceltmek için kendisini görevli kabul eden bütün Türk Milliyetçileri; gün birlikte karar kılıp topyekün mücâdele günüdür. Türlük Günü'müz kutlu olsun." 3 Mayıs 2007 (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)
  • Dön de bir bak maziye, ne kaldı giden mevsimden? Acılar toplamışız kır çiçekleri gibi hüzün ve keder bahçelerinden. (Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı 1-2-3)

Yorum Yaz