Hasan Akçay kimdir? Hasan Akçay kitapları ve sözleri
Türk Şair Hasan Akçay hayatı araştırılıyor. Peki Hasan Akçay kimdir? Hasan Akçay aslen nerelidir? Hasan Akçay ne zaman, nerede doğdu? Hasan Akçay hayatta mı? İşte Hasan Akçay hayatı...

Doğum Tarihi: 1963
Doğum Yeri: Trabzon
Hasan Akçay kimdir?
1963 yılında Trabzon ili, Arsin ilçesi, Çubuklu Köyü’nde doğdu. İlköğrenimini köyünde, Ortaöğrenimini Arsin’de tamamladı. Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nden 1991 yılında mezun oldu. 1991-1996 yılları arasında Millî Eğitim bünyesinde öğretmen olarak çalıştı. 1996 yılından itibaren Harran Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde Öğretim Görevlisi olarak görevini sürdüren Akçay, Yüksek Lisansını aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda tamamladı. Akademik çalışmaları yanında özel çalışmalarını da sürdüren Hasan Akçay’ın şiir, öykü, deneme türü eserleri Akademik Bakış, Bizim Külliye, Dolunay, Erguvan, Gülpınar, Güneysu, İlkyaz, Karçiçeği, Kardelen, Köprü, Kültür Dünyası, Türk Edebiyatı, Mâî, Mina, Semerkand, Tutku, Uzunsokak, Yunus gibi dergilerde ve çeşitli şiir antolojilerinde yayımlandı. Yurt genelinde düzenlenen çeşitli yarışmalarda birçok ödül aldı. Ülke genelinde tertip edilen şiir şölenlerine katıldı. 2005 yılında “Türkçe’nin VI. Uluslar arası Şiir Şöleni”nde Türkiye’yi temsilen Kırım’a gitti. Çocuklar için yazdığı çeşitli öykü ve şiirler çocuk dergilerinde yer aldı. “Çocuklar Ağlamasın” isimli şiiri 1988’de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan İlköğretim Türkçe ders kitabına alındı. 1997 yılında akademisyen arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Akademik Bakış isimli eğitim, kültür, sanat dergisinin yazı işleri sorumluluğunu yürüttü.
Hasan Akçay Kitapları - Eserleri
- Bir Göz Açıp Yummuş Gibi
- Vefa Sözleri
- Kuş Düğünü
- Şiir Biraz Çok Hüzün
- Eylül Yorgunu
- Gül Şafaklı Bir Özlem
- Dolunay Gülüşleri
Hasan Akçay Alıntıları - Sözleri
- En çok çocukların acısı kanatır yüreğimizi. (Vefa Sözleri)
- "Orada geçerli olan tek şey kalbine nakşedip, taşıdığın güzellikler olacak." (Kuş Düğünü)
- Kıvrım kıvrım uzanan yolda otobüs süzülüp gidiyordu. Bir an önca hasret çekenleri ve hasreti çekilenleri kavuşturmak için acele ediyordu. (Kuş Düğünü)
- Ömür bu kadar kısayken seveni bekletmek niye (Şiir Biraz Çok Hüzün)
- Sıcak hüznüm! Bir varım, bir yoğum... Sen de olmasan Yaşamazdım bu kentte. (Eylül Yorgunu)
- Aşk yakar... Aşk pişirir... Aşk oldurur. Aşk insanı insan eder. (Vefa Sözleri)
- Anne, bu zindanın adı ne? Boğuluyorum! (Eylül Yorgunu)
- Gün geçtikçe kaybettiğimiz masumiyetimiz, duruluğumuzdu aslında. (Kuş Düğünü)
- Nerede anne? Nerede çocukluğum? Yayla dumanında kaybolan türkülerim nerede? Renkli düşlerimin çobanı hani? (Eylül Yorgunu)
- "Sevinç bir içimde, hüzün on başlı." (Eylül Yorgunu)
- ne bir dert ne bir tasa gönüller uzak yasa mutluluğun pınarı çocuklar ağlamasa.. ... (Dolunay Gülüşleri)
- Tut ki Konuşamazsam Bu yanlızlık Beni boğar. (Şiir Biraz Çok Hüzün)
- Sevmek sana benzer Sevmekle başladı her şey Sevmekle kalem etmeye başladı lal olan diller Sevmekle hissetmeye başladı karanlık gönüller Kuruyan ağaçlar sevmekle yemyeşil bir hale büründü Uzaktaki yollara sevgiyle bakınca ardından ziya göründü Sevmekle mahzun gül birdenbire tomurcuğa durdu Mecnun leylasını sevdiği için çöller mecnunun yurduydu En acımasız en bencil insanlar sevmekle merhametı hatırladı Sonra yağmur dünyamıza sevgiyle damla damla yağdı Toprak kendi lisanında sevdiği için yağmura bağlandı Sevmekle en aşılmaz engeller nasıl da bir bir aşıldı En imkansız sevdalar onu sevmekle bir başka mana kazandı Sevmekle karabulutlar dağıldı ardından bir güneş ufuktan doğdu Ve nihayet ben gerçek bir insan olduğumu onü sevmekle hatırladım Sen sevdiğin kadar insanmışsın bunu da seni sevdikçe anladım (Şiir Biraz Çok Hüzün)
- Ne zaman gökyüzünden sürü halinde geçen kuşları görse, nereye gittiklerini annesine sorar hep aynı cevabı alırdı Nurgül; "kuşların düğünü var." Bir arada bir yöne doğru uçan kuşların düğünü olduğuna inanmıştı. Şimdi de öyle olmalıydı. Başka türlü ne olabilirdi ki? (Kuş Düğünü)
- Sevdin mi???? Sevdi mi güzel sevmeli, derin sevmeli, yürekten sevmeli insan. Sevdi mi, acele etmeden, usul,usul ağır, ağır hissede hissede sevmeli bazen bir çocuğun başını okşar gibi bazen bir menekşeyi dalında koklar gibi. Sevdi mi büyük sevmeli; sınırsız sevmeli,uçsuz bucaksız sevmeli. Sevdi mi adam gibi sevmeli; öyle içten, öyle kusursuz, öyle katıksız, öyle temiz. Sevdi mi herkes gibi değil de kendi gibi sevmeli başkasına gerek duymadan kendi başına sevmeli kımseye özenmeden benzemeye çalışmadan kimseyi kıskandırmadan içinden nasıl gidiyorsa o şekilde sevmeli. Sevdi mi ümitsizce sevmeli kimi zaman bir yağmur yağarken kimi zaman bir akşam güneşi batarken sevmeli yağmurun yağışındaki güneşin batışındaki o muhteşemliği yaşarcasına sevmeli. Sevdi mi ulü orta değil gizli sevmeli sevgisini içinde saklayarak yüreğinde yaşayarak sevdiğinden başkasyıla o mukaddes sevgiyi paylaşmayarak sevmeli. Sevdi mi öyle sevmeli insan herkes ölüm derken herkes ölmeyi göze alırken o vakit insan sevdiği için yaşamayı seçmeli (Şiir Biraz Çok Hüzün)
- Şimdi hangi akşamlarda saklı gözlerin Ellerini hangi sular öpüyor? (Eylül Yorgunu)
- Geceler kadar gündüzlere yazılmamıştır şiirler. (Vefa Sözleri)
- Ayrı yerlerde olsak da birbirimizi unutmayacaktık. Bunun için söz vermiştik ya... Ne demişti büyükler; "Gönüller bir olunca, mesafeler anlamını yitirir." (Kuş Düğünü)
- senin unuttuğun yerlerden geldim bir avuç deniz getirdim sana gözlerimde dalgaların tuzlu suları saçlarımda martıların hasret şarkıları beni unuttuğun yerlerden geldim kapını kapatma bana... ..... beni anlasana...! (Gül Şafaklı Bir Özlem)
- Gelmeyeceğini bile bile beklemektir "Sevmek " (Şiir Biraz Çok Hüzün)