diorex
life

Miroğlu, ‘toplumda nifak tohumları eken devlet memurları’nı yazdı

AK Parti Mardin eski Milletvekili Orhan Miroğlu, geçmişte kadastro ve nüfus memurlarının keyfi uygulamalarıyla topluma "nifak" tohumları ektiğini yazdı. Miroğlu, hem isim değişiklikleri hem de arazi kayıtları üzerinden yaşanan adaletsizlikleri örneklerle anlattı ve Besê Hozat’ın annesi Geyik Oran örneğini verdi.

  • 16.07.2025 13:47
Miroğlu, ‘toplumda nifak tohumları eken devlet memurları’nı yazdı

25. ve 26. Dönem AK Parti Mardin Milletvekili eski MKYK Üyesi Gazteci - Yazar Orhan Miroğlu, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda, geçmişte devlet kurumlarında görev yapan bazı memurların neden olduğu toplumsal ayrışmaları gündeme taşıdı.

Miroğlu, kadastro ve nüfus memurlarının kasıtlı uygulamalarıyla "nifak" ektiklerini belirtti.

Miroğlu, paylaşımında 1970’li yıllarda Mardin’in Midyat ilçesine gelen bir kadastro memurunun, yerel halkın yüzyıllardır kullandığı arazileri keyfi biçimde başkalarına ve hatta devlete yazdığını aktararak şunları kaydetti:

“Araziyi öyle bir düzenledim ve buraya öyle bir nifak soktum ki, aradan yüzyıl geçse kimse bu nifakın içinden çıkamaz!”

Bu sözlerin memura ait olduğunu belirten Miroğlu, memurun hiçbir kişisel çıkarı olmamasına rağmen "nifak sokmayı seven bir zihniyetten" geldiğini söyledi.

Miroğlu, kendi babasının da aynı süreçte birkaç dönümlük bağını yalnızca oğlunun avukat olması ve devletle muhatap olabilme kapasitesi sayesinde kurtarabildiğini ifade etti.

“Xezal nasıl Geyik oldu?”

Miroğlu paylaşımının devamında, etnik kimliklere yönelik müdahaleleri de ele aldı.

PKK’nin üst düzey yöneticilerinden Besê Hozat’ın annesi Xezal’ın isminin 1933 yılında nüfusa Türkçe bir alternatif olan “Ceylan” yerine, “Geyik” olarak kaydedilmesini “etnik hınç”la açıklayan Miroğlu, bu uygulamanın da kadastro memurlarının tavrından farksız olduğunu dile getirdi.

Miroğlu, “Korkunç bir etnik hınç ve öfkeyle, ta 1933'te Xezal ismini Geyik olarak yazan memurun, nifak sokmak için yaşayan kadastro memurundan farkı yok aslında” ifadelerini kullandı.

Dersim’den Dağa ve Siyasete Uzanan Bir Hafıza

Miroğlu, paylaşımında Dersim’de yaşanmış bir hikâyeye de yer verdi.

Buna göre, ismi resmi kayıtlarda “Geyik Oran” olan bir kadının kızlarından biri yıllar sonra dağa çıktı.

Ardından kardeşi Hülya Oran (Besê Hozat) da onu geri getirmek üzere peşinden gitti. Ancak dağa çıkan kız kardeşin öldürülmesi üzerine Hülya, Dersim İsyanı'nın lideri Seyit Rıza’nın eşi Besê’nin adını alarak dağda kaldı.

Otuz yıl sonra ise “Casene” mağarasının önünde silahını bırakıp siyaset yapma kararı aldı.

Miroğlu, “Besê Hozat, silah bırakan arkadaşlarıyla sivil hayata geçip ‘düz ovada’ siyaset yapabilecek mi, hep beraber göreceğiz” diye yazdı.

“Mülkiyet sorunu hâlâ çözüm bekliyor”

Miroğlu, Midyat ve bölge genelinde mülkiyet sorunlarının köklü bir çözüm beklediğini belirtti. Mülkiyet ve vatandaşlık hukuku çerçevesinde kapsamlı bir reforma ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

“Bir hafızayı görünür kılmak cesaret ister”

Miroğlu, paylaşımını şu sözlerle noktaladı:

“Bu türden uzun paylaşımlar beğeni alsın diye yapılmıyor. Bir hafızayı görünür hale getirmenin, tarih üzerine düşünmenin bir bedeli var. Bu paylaşımlar, bir çeşit hafızaya davet olarak görülmeli. Belki TBMM’de kurulmakta olan komisyonlar bu hafızaları dikkate alır ve çözüm süreci kolaylaşır.”

Editör: Aslan Alpergin

Yorum Yaz