diorex
life

İhsan Atasoy kimdir? İhsan Atasoy kitapları ve sözleri

Yazar İhsan Atasoy hayatı araştırılıyor. Peki İhsan Atasoy kimdir? İhsan Atasoy aslen nerelidir? İhsan Atasoy ne zaman, nerede doğdu? İhsan Atasoy hayatta mı? İşte İhsan Atasoy hayatı...

  • 27.11.2022 00:00
İhsan Atasoy kimdir? İhsan Atasoy kitapları ve sözleri
Yazar İhsan Atasoy edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında İhsan Atasoy hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. İhsan Atasoy hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte İhsan Atasoy hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1949

Doğum Yeri: Tranzon

İhsan Atasoy kimdir?

1949'da Trabzon Of'ta doğdu. 1969-1970 döneminde İstanbul İmam Hatip Lisesi'nden, 1973-74 döneminde İstanbul Yüksek İslâm Entitüsü'nden mezun oldu. 1978 yılından itibaren Yeni Asya gazetesinde Çalışmaya başladı. Uzun süre köşe yazarlığı yaptı. Yeni Nesil gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğü'nden emekli oldu. Yazar Gülay Atasoy'la evli ve üç çocuk babasıdır.

İhsan Atasoy Kitapları - Eserleri

  • Bekir Berk
  • Sofia ve Nikolay'ın Dönüşü - Kızıl Meydan'dan Kıble'ye
  • Zübeyir Gündüzalp
  • Peygamberler Tarihi
  • Allah Resulü İle Yirmidört Saat
  • Tahiri Mutlu
  • Ceylan Çalışkan Ve Çalışkanlar Hanedanı
  • Mustafa Sungur
  • Hulusi Yahyagil
  • Resulullah'ın Aile Hayatı
  • Hüsrev Altınbaşak
  • Ali İhsan Tola
  • İhlas Ve Sadakat Abidesi Bayram Yüksel Ve Ali Uçar
  • Siyer-i Nebi Peygamber Efendimizin (a.s.m.) Hayatı
  • Mehmed Feyzi Efendi
  • Açıklamalı Cevşenü' l - Kebir ve Türkçe Okunuşu
  • Ben Susuyorum Tarih Konuşsun
  • Gençler İçin Peygamberler Tarihi
  • Mehmed Kayalar
  • Gençlik Ve Arkadaşlık
  • Ahmed Feyzi Kul
  • Molla Hamid Ekinci
  • Doğru İslamiyet
  • İslama Bir Adım Daha
  • Peygamber Yıldızları
  • Kur'an'dan Esintiler

İhsan Atasoy Alıntıları - Sözleri

  • "Dua kulluğun özüdür ve halis bir imanın neticesidir." Kulun Allah katında önemi duasıyla belli olur. Çünkü Rabbimiz "Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var" buyuruyor. Duanın insan üzerinde maddî ve manevî tesirleri pek büyüktür. Dualar belâları geri çevirir, iç huzuru verir. Kimsesizlik vahşetini ortadan kaldırır, ünsiyet lezzetini kazandırır. Her duaya cevap verildiği halde her duanın kabul edilmemesi Rabbimizin hikmetine bağlıdır. Çünkü cevap vermek başkadır, kabul etmek başkadır. Hasta, doktora "Bana şu ilacı ver" dediğinde, doktor, o ilacı verip vermeyeceğine kendi ilmiyle karar verir. İstenilen ilaç faydalı değilse vermez. Bu takdirde "Doktor beni dinlemedi" denilmez. Bunun gibi, Allah da yapılan bütün duaları dinler, işitir ve huzuruyla kuluna cevap verir. Fakat kabul edip istenilen şeyin aynını vermesi, hikmetine tabidir. O kul hakkında neyin hayırlı olacağını bildiği için ona göre muamele eder. Dünyada kabul edilmeyen duaların karşılığını ahirette verir. (Allah Resulü İle Yirmidört Saat)
  • “25 yaşına kadar, gençliğinin en heyecanlı çağında, kavmi içinde bekar yaşamış ve hiçbir kadınla ilişkiye girmemiştir. İffet sahibi olduğu, dost ve düşmanın ittifakıyla sabit olmuştur. Hatta kavmi ona, (her yönüyle güvenilen biri anlamında) “Muhammedü’l-Emin” unvanını vermişlerdir.” (Resulullah'ın Aile Hayatı)
  • Dışarı çıkarken paltosunu tutmak istedim. Kendimiz yapabileceğimiz işlerde birbirimize yardım etmeyelim. Dedi (Bekir Berk)
  • Ölüme kesin olarak inanan kimsenin, nasıl olup da sevinebildiğine şaşılır. Cehennem kesin olarak inanmış kimsenin, nasıl olup da gülebildiğine şaşılır. Dünyayı ve üzerindeki her şeyin değişikliğe uğradığını gören kimsenin, nasıl olup da onun üzerinde sükunet ve rahatlık bulabildiğine şaşılır. Yarın hesaba kesin olarak çekileceğine inanan kimsenin nasıl olup da amel etmediğine şaşılır. (Peygamberler Tarihi)
  • Hapiste Hüzün Hapishanede iken Erol Kuralkan’ın ağabeyi Hamit Kuralkan’ın vefat haberini aldık. Kardeşi Erol, koğuşta üzüntüden yere yığıldı. Bizlerin de ona sarılıp ağlaşmamız çok hüzünlü olmuştu. Van ileri gelenleri, o gün ağır ceza reisine rica ettiler. Erol Bey tahliye edildi. Ondan 13 gün sonra da biz tahliye olduk. 1972 Muhtırasından sonra seri tutuklamalar başladı. Bu arada ben, 11 arkadaşla tutuklandım. Bekir Ağabey ikinci günü geldi. Hapishanenin görüşme yerine bizi çağırdılar. Ona vekâlet verecektik. Dar bir koridordan geçip demir parmaklıkların önüne gidiyorduk. O sırada iri yarı bir mahkûm, “Ne oluyor burada?” diye bağırdı. Biz de: “Avukatımıza vekâlet vereceğiz.” dedik. Adam açtı ağzını yumdu gözünü: “Bütün avukatların da sizin de...” “Hop, yavaş ol! Bu avukat, para pul için gelen bir avukat değil; sırf Allah rızası için geliyor. Öyle konuşamazsın!” Adam daha da küstahlaştı. “Avukatın iyisi olmaz!” diye tekrar sövmeye başladı. Ben Allah ne verdiyse adama giriştim! Ortalık karıştı. Diğer mahkûmlar korkudan küçük dillerini yuttular. Meğer adam, İstanbul kabadayılarından “Pazarlı Nizam”mış! Ben de “Av. Bekir Berk’e lâf söyletmem! O İstanbul kabadayısı ise biz de İslâm fedaisiyiz! Allah’tan başka kimseden korkmayız!” dedim. Bekir Ağabey, kahramanlıktan hoşlanırdı. Yanına vardığımda “Aslanım benim, ellerin dert görmesin!” diye iltifatta bulundu. (Bekir Berk)
  • Siyaset, hakikatin rengini değiştirir. Değişmeyecek bir nüveye ihtiyaç vardır.Bu da imana hizmet ve insana iyilik yapmaktır (Zübeyir Gündüzalp)
  • "Gerçek arkadaş sana hatalarını bildirendir. Gerçek dost da seni günahlardan sakındırandır" (Yahya b.Muaz) (Gençlik Ve Arkadaşlık)
  • Seyda bizde Allah'tan korkuyoruz ama senin ödün patlıyor.Molla Resul kısa bir ömürde ebedi hayatı kazanmaya gelmişiz. Hem burada rahat oturayım, hem cennet dava edeyim,olmaz böyle şey. Onun için rahat oturamıyorum (Molla Hamid Ekinci)
  • Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: Resulullah (a.s.m.) buyurdu ki: Allah kıyamet günü insanoğluna şöyle seslenecek: "Ey Ademoğlu! Hasta oldum da Beni ziyaret etmedin?" Ademoğlu: "Ya Rabbi! Sen Âlemlerin Rabbi olduğun halde ben Seni nasıl ziyaret edebilirdim?" diyecek. Allah Teala: "Falan kulum hastalanmıştı, onu ziyaret etmediğini bilmiyor musun? Eğer onu ziyaret etseydin, Beni yanında bulacaktın." "Ey Ademoğlu! Senden yiyecek istedim, vermedin?" Ademoğlu: "Ya Rab! Sen Âlemlerin Rabbi iken ben Sana nasıl yiyecek verebilirdim?" "Falan kulum senden yiyecek istedi de sen ona vermedin. Ona yiyecek verseydin, Beni yanında bulacağını bilmez miydin?" "Ey Ademoğlu, Ben senden su istedim vermedin?" "Ya Rabbi! Sen Âlemlerin Rabbi olduğun halde ben Sana nasıl su verebilirdim?" "Falan kulum senden su istedi, ona su vermedin. Ona su verseydin, Beni onun yanında bulacağını bilmiyor muydun?" (Müslim, Birr, 43) (Allah Resulü İle Yirmidört Saat)
  • "Ey oğlum, miskinlikle birlikte günah işlemek ne kötüdür. Doğru yolu bulduktan sonra sapıtmak ne kötüdür. Kişinin Rabbine ibadet ederken, bunu terk etmesi bunlardan daha da kötüdür." (Hz. Süleyman Aleyhisselam) (Peygamberler Tarihi)
  • Hakiki olarak Allah'tan korkan kimseden, insanlar da korkar.Hatta ondan hayvanlar ve vahşiler de korkarlar ve hürmet ederler.Bazı evliya zatlara, ormandaki arslan ve kaplan gibi yırtıcı mahlukatın musahhar olmalarına dair kıssalar bunu teyid eder (Mehmed Feyzi Efendi)
  • Kardeşim, boş oturmaya gayretim müsaade etmiyor dedi ve Eğer bilsen gayret ne kadar hayırlıdır, ömrünü bir dakika boş geçirmezdin dedi (Molla Hamid Ekinci)
  • Sen sevdiğin kimseyi hidayete erdiremezsin.Ancak Allah dilediğine hidayet verir.Doğru yolda olanları en iyi bilen de O’dur. (Sofia ve Nikolay'ın Dönüşü - Kızıl Meydan'dan Kıble'ye)
  • Ya Rabbi, bana ihsan edeçeğin her hayra muhtacım. (Kasas Suresi, 24) (Peygamberler Tarihi)
  • Dünya fanidir. Fakat iyi bilin ki sonsuz bir hayat vardır. (Sofia ve Nikolay'ın Dönüşü - Kızıl Meydan'dan Kıble'ye)
  • İnsan sadece dünya lezzetlerini tatmak için yaratılmamıştır. Kendisinden daha başka ve büyük vazifeler beklenmektedir. (Peygamberler Tarihi)
  • Meşrep(davranış biçimi) ayrılıkları hakikatin genişliğindendir ;adeta bir sofrada bulunan çeşitli meyvelerden herkesin hoşlandığı meyveyi yemesi gibi.. (Mehmed Kayalar)
  • Kardeşim, bu dünyanın cefası da fani, sefası da fani (Zübeyir Gündüzalp)
  • Bu dünya yurdu imtihan meydanıdır ve hizmet yeridir. Lezet, üçret ve mükafat yeri değildir. (Peygamberler Tarihi)
  • Resulullah’ın (a.s.m.) evliliklerinde bu gayeyi aramak tarihî ve tabiî bakımdan neredeyse imkânsızdır. Çünkü nefsanî arzuların taşkın dönemi 15-45 yaş dönemidir. Kendisi 25’indeyken, 40 yaşında ve dul bir hanım olan Hz. Hatice ile evlenmesi ve elli yaşına kadar onunla yetinmesi ispat eder ki, evliliğinde nefsaniyet aramak, insan tabiatını inkâr etmeye kalkışmaktır. (Resulullah'ın Aile Hayatı)

Yorum Yaz