diorex
life

Richard Sennett kimdir? Richard Sennett kitapları ve sözleri

Amerikalı Sosyoloji Profesörü, Yazar Richard Sennett hayatı araştırılıyor. Peki Richard Sennett kimdir? Richard Sennett aslen nerelidir? Richard Sennett ne zaman, nerede doğdu? Richard Sennett hayatta mı? İşte Richard Sennett hayatı...

  • 18.05.2022 07:00
Richard Sennett kimdir? Richard Sennett kitapları ve sözleri
Amerikalı Sosyoloji Profesörü, Yazar Richard Sennett edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Richard Sennett hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Richard Sennett hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Richard Sennett hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1 Ocak 1943

Doğum Yeri: Chicago, Amerika Birleşik Devletleri

Richard Sennett kimdir?

Richard Sennett (d. 1 Ocak 1943, Chicago), Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ve Londra Ekonomi Okulu'de sosyoloji profesörü, New York Üniversitesi'nde sosyal bilimler profesörüdür. New York Institute for the Humanities'in (New York Beşeri Bilimler Enstitüsü) kurucu direktörüdür.

Sennett'in sosyal bilimlere en önemli katkılarından biri, kentlerin modern dünya gerçekliği içerisinde bireysel yaşamları şekillendirişi ile ilgilidir. 2006 yılında Hegel ödülünü kazanmış , 2008 yılında ise 100,000 Euro değerindeki Düseldorf Gerda Henkel Vakfı tarafından verilen Gerda Henkel ödülüne layık görülmüştür.

Sennett, 1987'den beri sosyolog Saskia Sassen ile evlidir.

Richard Sennett Kitapları - Eserleri

  • Karakter Aşınması
  • Otorite
  • Ten ve Taş
  • Yeni Kapitalizmin Kültürü
  • Kamusal İnsanın Çöküşü
  • Yabancı
  • Saygı
  • Zanaatkar
  • Gözün Vicdanı Kentin Tasarımı ve Toplumsal Yaşam
  • Sınıfın Gizli Yaraları
  • Beraber
  • The Conscience Of the Eye: The Design and Social Life of Cities

Richard Sennett Alıntıları - Sözleri

  • Sınıf otoritesi ve yargı sistemi, insanları birbirine düşman yaparken kendisini gizler; sistemin gücünün esrarı ile büyülenmiş insanlar saygı için birbirleri ile savaşırken, sistemin kendisine meydan okunmaz. (Sınıfın Gizli Yaraları)
  • Günümüzde orta sınıf standardında bir yaşam sürmek için bir ailede iki yetişkinin çalışması şarttır. Ancak kadınlar daha esnek çalışma saatlerine ihtiyaç duyuyordu; hangi sınıftan olursa olsun, kadınların pek çoğu yarı zamanlı çalışan, tam zamanlı annedir. (Karakter Aşınması)
  • Şehir farklı cinslerde insanlar­dan oluşturulur, birbirine benzeyen insanlar bir şehri var edemez. (Beraber)
  • Çoğu açlıklar gibi saygı kıtlığı da insan yapımıdır.Yiyeceğin aksine saygının hiçbir maliyeti de yoktur. O zaman saygı niçin bu kadar kıt olsun ki? (Saygı)
  • Bizim kim olduğumuzun cevabı, doğrudan şekilde bedenlerimizin ne yapabildiğinde yatıyor. Insan elinin işleyişinde olduğu gibi, sosyal sonuçlar da insan bedeninin yapısında ve işlevinde saklıdır. Maddi şeyleri şekillendirme durumunda olan bedensel kapasitelerimiz, sosyal ilişkilerde kullandıklarımızla benzerlik taşır. (Zanaatkar)
  • Bir kişi ne kadar çok emre maruz kalıyorsa diyor bu işçi, öz saygısını devam ettirebilmek için gerçekten de işyerinde değil de başka bir yerde olduğunu daha çok düşünür. Ancak işyerinde "başarılı olmanız" beklendiğine göre ve gerçekten de aslında orada değilseniz, nasıl başarılı olabilirsiniz ki? (Sınıfın Gizli Yaraları)
  • İnsan sürekli baştan başlamak, her gün kendini tekrar kanıtlamak zorunda kalır. Bu şekilde sürekli riske maruz kalmak, karakter duygumuzu iyice aşındırır. İnsan her defasında “baştan başlar.” (Karakter Aşınması)
  • Kitap okuyan ya da sessizce pencereden dışarı bakan sıkış tıkış bedenlerle dolu tren vagonu, on dokuzuncu yüzyılda ortaya çıkmış büyük bir toplumsal değişikliğe işaret ediyordu: Sessizlik bireysel mahremiyeti korumak amacıyla kullanılıyordu. (Ten ve Taş)
  • milliyetçilik ülkelerini terk edenleri adeta ameliyatla bir uzuvları kesilmiş hastalar gibi göstermiştir. Yunanlardan beri bir millete ait olmanın tam bir insan olmak için gerekli olduğunun düşünüldüğü doğrudur şüphesiz (Yabancı)
  • En iyi şarkı söyleyen ya da dans eden, en yakışıklı, en güçlü ve en zeki olan ya da en güzel konuşan kişi en fazla sayılan kişi olur; ve bu, eşitsizliğe aynı zamanda da kötü huya doğru atılan ilk adımdır. (Saygı)
  • "Bu insanlar özgür: Ama, yaşadıkları ahlakdışı bir özgürlüktür." (Karakter Aşınması)
  • Bu sosyoloji zanaatı, günümüzde yeniliğin ne anlama geldiğini ortaya çıkarmaya hem fazlasıyla uygundur hem de değildir. Uygundur, çünkü toplumun akıcılık ve akış üzerindeki vurgusu, kişinin zihninden geçen bir yorumun çözümlenmesi süreciyle kesişir. Uygun değildir, çünkü çoğu insanın bu geniş kapsamlı görüşmelere katılmaktaki amacı, sonuçlar çıkarmak, dünyada nasıl konumlandırıldıklarının bir açıklamasını bulmaktır. Ak (Yeni Kapitalizmin Kültürü)
  • Bizler tecrit etmeyi bir iktidarın dayatılması olarak görme eğilimindeyizdir ki bu da tecrit edilen halkı pasif kurbanlar haline getirir. Ama Rönesans Venediki'nde Yahudi gettosunun oluşumu daha karmaşık bir hikaye anlatır bize. Gerçekten de istekleri hilafına tecrit edilmiş olan, ama daha sonra bu şekilde ayrı tutulmalarından yeni topluluk biçimleri yaratan ve toplumsal aktörler sıfatıyla tecrit edilmiş olmaktan bir menfaat elde eden sürgünlerin hikayesidir bu. (Yabancı)
  • Yine de, gördük ki sadece fedakarlığın bir kişiyi sevdiği insanlar için "değerli" yaptığı var sayılmaktadır. (Sınıfın Gizli Yaraları)
  • Risk alma isteği, sadece girişimci kapitalistlere ya da olağanüstü maceracı bireylere özgü bir özellik olarak görülmüyor. Risk kitleler tarafından her gün omuzlanması gereken bir zorunluluk (Karakter Aşınması)
  • Her şeyi bilemezsiniz ama bildiğiniz bir şey bile sizi okkalı bir zengin yapabilir (Beraber)
  • Yani en çok, kendinin en az farkında olduğun zaman kendinsindir. (Yabancı)
  • Almanca Bildung sözcüğü, bir genci ömür boyu süren bir yaşam biçimine hazırlayan kişisel oluşum sürecine verilen isimdir. (Yeni Kapitalizmin Kültürü)
  • Refah sistemi içinde olan kişilerin aklına katı eşitlik fıkri, problemlerinin ya da muhtaç olma durumlannın temelinde kendi haklarında kararlan başkalarının vermesinin olduğunu hissettikleri zaman gelir. Saygı kazanmak için bu insanlar zayıf ve muhtaç olmamak zorundadırlar. (Saygı)
  • Eğer bir insa­na kendimizin bir yansımasıymış gibi davranırsak, onun kendi va­roluşunun gerçekliğini inkar etmiş oluruz; kişi karşısındakinin baş­ka biri olduğuna dair temel gerçeğe saygı duymalıdır. Buradan çı­kacak ders şudur: Karşımızdakilere saygı duyuyorsak kendimizin onlarda projeksiyonunu yapmayalım. (Saygı)

Yorum Yaz