diorex
Dedas

Stanford J. Shaw kimdir? Stanford J. Shaw kitapları ve sözleri

ABD'li Tarihçi Stanford J. Shaw hayatı araştırılıyor. Peki Stanford J. Shaw kimdir? Stanford J. Shaw aslen nerelidir? Stanford J. Shaw ne zaman, nerede doğdu? Stanford J. Shaw hayatta mı? İşte Stanford J. Shaw hayatı... Stanford J. Shaw yaşıyor mu? Stanford J. Shaw ne zaman, nerede öldü?

  • 16.12.2022 04:00
Stanford J. Shaw kimdir? Stanford J. Shaw kitapları ve sözleri
ABD'li Tarihçi Stanford J. Shaw edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Stanford J. Shaw hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Stanford J. Shaw hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Stanford J. Shaw hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 5 Mayıs 1930

Doğum Yeri: Minnesota

Ölüm Tarihi: 16 Aralık 2006

Ölüm Yeri: Ankara

Stanford J. Shaw kimdir?

Osmanlı tarihi ve Ermeni Kırımıiddiaları alanında yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır.

1977 yılında "Ermeni soykırımı yoktur" dediği için Ermeniler tarafından tehdit edilerek, evi bombalanmıştır.[1] Emekliliğinin ardından (1999'dan ölümüne kadar) Türkiye'de yaşamıştır. Son olarak Bilkent Üniversitesi'nde Osmanlı Tarihi dersleri veriyordu. Ayrıca Türkiye Bilimler Akademisinden yapılan açıklamada, 16 Aralık 2006'da Akademinin Şeref Üyeliğine seçildi ve 2006 yılı Eylül ayında Prof. Dr. Halil İnalcık ile birlikte Türk ve Türkiye tarihine katkılarından dolayı Türk Tarih Kurumutarafından Hizmet Madalyası ve Beratı ile onurlandırıldı. Hacettepe Üniversitesi beyin cerrahi yoğun bakım ünitesinde 16 Aralık 2006'da vefat etti. Ortaköy'deki Etzahayim Sinagogu'nda cenaze töreni düzenlendi ve bu cenaze törenine Türkiye'nin önde gelen yöneticileri ve ünlü tarihçiler katıldı.

Stanford J. Shaw Kitapları - Eserleri

  • Türklerin İstiklal Harbi
  • Yahudi Soykırımı ve Türkiye
  • Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 1
  • Sultan III. Selim Yönetiminde Osmanlı İmparatorluğu
  • Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 2
  • Osmanlı İmparatorluğu'nda ve Türkiye Cumhuriyeti'nde Yahudiler
  • Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu - Ermeniler
  • Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu
  • From Empire to Republic

Stanford J. Shaw Alıntıları - Sözleri

  • Düzyazı edebiyat dalında 17.yy Osmanlı İmparatorluğu'nda iki büyük kişi yetişmiştir. Katip Çelebi ve Evliya Çelebi. Osmanlı laik yazarları içinde, duyduğu ilgi çeşitliliği ve bilgisinin derinliği açısından en büyükleri Katip Çelebi ya da Hacı Halife adlarıyla tanınan Mustafa İbni Abdullah'tır(1609-1657)... IV. Murat'ın hizmetinde önceleri katip, sonraları kalfa(halife) olarak görev aldığı için Katip Çelebi ve Hacı Halife adlarıyla da bilinmektedir. Yolculuklarında bulabildiği bütün kitapları okumuş, öğrenilebilecek her şeyi öğrenmiş bir insan olarak zamanın en bilgili insanı olmuştur. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 1)
  • II. Osman... imparatorluğu çöküşe götüren ademi merkeziyet, akraba kayırma ve rüşvet gibi olayları etkileyen gücün devşirmeler olduğunu düşünüyordu. Bu durumu düzeltmenin tek çaresinin hem sarayı hem de yeniçeri ocaklarını"Türkleştirmek" olduğuna inanmaktaydı. Hotin'den dönüşünden sonra yeniçeri ocaklarını ve sipahi birliklerini Anadolu ve Suriye'nin Müslüman köylülerinden oluşan bir tür ulusal milis gücüyle değiştirme planı geliştirdi. Aynı zamanda Osmanlı hükümetini İstanbul'un devşirme merkezinden, Türk gelenek ve değerlerinin üstün olduğu Bursa ya da Ankara gibi Anadolu'da bir yere taşımayı da düşünmüştü. Böylece Mustafa Kemal Atatürk'ün reformlarını daha üç yüz yıl öncesinden başlatmak niyetindeydi. II. Osman'ın şeyhülislamın gücünü azaltması da genel olarak ulema sınıfının etkinliğini ve gücünü azaltmak ve böylece padişahın zamana göre gerekli yasaları koyabilme gücünü arttırma amacına yönelikti. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 1)
  • Akıncı beyleri ve akıncılar genellikle vergi bağışıklığına sahiptirler; tımarları babadan oğula kalır, eylemlerini topladıkları vergilerle sürdürürlerdi. Akıncılar Eflak'ta 1595'te büyük bir bozguna uğrayıp Sadrazam Koca Sinan Paşa tarafından dağıtılana kadar hizmete devam etmişlerdir... Bundan sonra düşman topraklarına akınlar yörükler ve özellikle bu amaç için gönderilen Kırım Tatarları tarafından yapılmıştır. Bunlardan başka saldırıların şiddetinden dolayı 'deli' adı verilen bir grup daha vardır. Onbeşinci yüzyıl sonlarına doğru örgütlenen deliler genellikle Müslüman olmuş Hırvatlar, Sırplar ve Bosnalılardan oluşmaktaysa da, aralarında Türklerin bulunduğu anlaşılmaktadır. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 1)
  • 1873'de... İstanbul'da Aksaray'da Mısır hidivinin de yardımıyla Müslüman yetimlerine lise öğrenimi sağlamak üzere Dar-üş Şafaka açılmıştır. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 2)
  • Alemdar Mustafa, Yeniçeri birliklerinde reforma kalkıştı. Memuriyet satışını yasakladı, kıdeme göre terfi düzenini yeniden canlandırdı, tüm Yeniçerilerin disiplin ve eğitim görmeleri zorunluluğunu getirdi. "ESAME" adı verilen Yeniçeri ulufe cüzdanlarının gelir getiren bir şey olmaktan çıkıp bir hizmet karşılığı olması için kaldırılmasına çalıştı.*( Ölen Yeniçerilerin cüzdanları iade edilmediği için bunların binlercesi başkalarının elindeydi ve bu kişiler cüzdan sahibi yaşıyormuş gibi aylık almaktaydılar.) Ancak politikacı olan II. Mahmut binlerce kişinin gelirini birdenbire kesmenin bir başkaldırıya neden olacağından korkuyordu. Bu yüzden bu cüzdanların değerlerinin yarısına satın alınarak ortadan kaldırılmasını emretti. Cüzdanlarını kendi istekleriyle vermeyenlere herhanbgi bir tazminat ödenmeyecekti. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 2)
  • (Fetihten sonra ) Kentin onarımı başladığında nüfusu ancak 10 bin kadardı. Sultan Mehmetin ilk işi nüfusu arttırmak oldu.Dinleri ne olursa olsun sultanı tanıdıkları ve vergi verdikleri sürece kent halkının mal ve canlarının korunacağını belirten bildiriler yayınlandı...Anadolu ve Balkanlardan getirilen göçmenlerle zorunlu yerleşim politikasına girişildi (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 1)
  • 1854 ile 1876 arası yalnız Kırım'dan 1.4 milyon Tatar Osmanlı İmparatorluğu'na girmiştir... II. Abdülhamit'in hükümdarlığının ilk yıllarında da, 1877-78(93 Harbi) Rus-Türk savaşı sonunda Bulgaristan ve Romanya'ya özerklik tanındığı, Bosna ve Hersek Avusturya denetimine, kuzey Dobruca Romanya'ya ve Kuzey Makedonya Sırbistan'a verildiği için Müslüman göçü, daha azalan bir hızda da olsa sürmekteydi. Mülteci Komisyonunca saptanan resmi istatistiklere göre 1876- 1895 döneminde imparatorluğa 1 milyondan fazla insan sığınmıştır. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 2)
  • On dokuzuncu yüzyılın son yıllarında imparatorluğu sarsan isyanların çoğu, uzun süredir beslenen milliyetçilik heveslerinin sonucuydu. Ancak Avrupa'nın büyük güçleri işe karışmasalardı, bunlar imparatorluk içinde çözümlenebilirdi. Avrupa devletleri kendi etkinliklerini yaygınlaştırmak için milliyetçilik hareketlerini kışkırtmış ve kullanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun daha uzun süre dayanamayacağını hesaplayan dost ve düşman milletler zamanı gelince ganimatin nasıl paylaşılacağı hesaplarına başlamılardı. DOĞU SORUNU denilen şey aslında diğer ülkelerin Osmanlı İmparatorluğu'nun karşı karşıya bulunduğu sıkıntıları değerlendirmeleri ve bunun sonuçlarından kendilerinin nasıl yararlanacakları HESABINA GİRMELERİDİR. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 2)
  • Geceleri sırtlarına mumlar yerleştirilmiş kaplumbağalar lale bahçeleri içinde dolaşıyorlardı. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 1)
  • Damat İbrahim Paşa, Avrupa'yı tanımanın Osmanlı dış politikası için önemli olduğuna inanan ilk Osmanlı sadrazamıydı. Bu inançla İstanbul'daki Avrupa elçileriyle düzenli bir ilişki kurdu, ilk kez dışarı Osmanlı elçileri göndermeye başladı. Paris ve Viyana'ya giden bu elçiler yalnızca diplomatik ve ticari antlaşmalar imzalamaya değil Avrupa diplomasisi ve askeri gücü hakkında bilgi edinmeye de gitmişlerdi. Yirmisekiz Çelebizade Mehmet Efendi Paris'e(1720-1721), Maliye Müsteşarı İbrahim Paşa Viyana'ya(1719), Nişli Mehmet Ağa Moskova'ya(1722-1723), Mustafa Efendi Viyana'ya(1730) ve Mehmet Efendi Lehistan'a(1730) giderek sadrazama buralardan raporlar gönderdiler... Osmanlıların artık Avrupa'daki iç gelişmelerden habersiz yaşayamayacakları gerçeğini kabuldü. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 1)
  • Lale Devri, padişah ve parası olan herkeste aşırı bir savurganlık döneminin başlamasının nedeni olmuştu. Osmanlıların daha önce Avrupa görenek ve davranışlarıyla etkilenmek istememelerine karşın şimdi zenginlerin Batı yaşamının temsilcileri olduğu kabul edilen eşyayı ithal etmeleri moda olmuştu. Geleneksel alçak divanların yerini koltuk ve iskemleler almıştı. Pantolon ve giysi de moda oldu. Yalnız yeni yapılan sarayların duvarlarına değil, yüzyıllardır Topkapı Sarayı'nı süsleyen mozaikleri de örtmek için Avrupa'dan duvar resim ustaları getirtildi. Selçuklular döneminden bu yana ilk kez insan biçimini yasaklayan gelenek çiğnendi, Batılı ressamlar, ücretlerini ödeyecek kadar zengin Osmanlıların portrelerini yaptılar. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 1)
  • “II. Dünya Savaşı sırasında, Avrupa’nın en önemli tarafsız ülkelerinin başında yer alan ve dolayısıyla ana kurtarma merkezi hâline dönüşen iki kent, İstanbul ve Cenevre idi.” (Yahudi Soykırımı ve Türkiye)
  • ...iki ünlü Galatalı banker, Leon ve Baltazzi, hükümete borç para vermek için İstanbul Bankası'nı kurdular. 1856'da sermayesinin büyük bir bölümü İngiliz olan Osmanlı Bankası da aynı amaçla, hükümetin bütçe açığını dış kredilerle kapatmak için kuruldu. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 2)
  • İstanbul'da 1796, İzmir'de de 1824'ten beri Fransızca gazeteler yayınlanıyordu(...) Mehmet Ali Paşa'nın Vekayi-i Mısriyye gazetesi 1829'da yayınlanmaya başlamıştı. İki yıl sonra 25 Temmuz 1831'de ilk Osmanlıca gazete olan Takvim-i Vekayi yayınlandı. Hükümet tarafından haftalık olarak yayımlanan gazetede çıkarılan yasalar ve fermanların yanı sıra imparatorluğun içinde ve dışındaki olaylar da konu ediliyordu. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 2)
  • 1513'te Piri Reis (öl. 1553), bilinen dünyayı gösteren iki bölümlü bir harita çizmiş, bunun ancak batı bölümü parçası günümüze kalabilmiştir. Piri Reis bu haritayı 1517'de Kahire'nin fethinden sonra Yavuz Sultan Selim'e sunmuştur, Piri Reis , zamanın Portekiz keşiflerini gösteren bir dizi Avrupa haritasından ve amcası Kemal Reis'in Valencia'ya yaptığı bir baskın sırasında bir İspanyol denizcisinden aldığı anlaşılan Kristof Kolomb'un Yeni Dünya'ya yaptığı üçüncü seferin haritasından yararlanmıştır. Piri Reis'in en önemli eseri olan Kitab-ı Bahriye'de (1521) , geçmiş sekiz yüzyıl içinde İslam denizcileri ve yazarları tarafından toplanan bütün deniz ve denizcilik bilgileriyle, Piri Reis'in kendi deneyleri ve duyup bildiği Batılı denizcilerin deneyleri hep bir arada toplanmıştır. Kitap her biri haritalı olan 129 bölüme ayrılmıştır. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 1)
  • Tarih aynı zamanda Osmanlı tebası olan belli başlı din grupların, Müslümanların , Yahudilerin ve Hiristiyanlarinda tarihidir (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 1)
  • 1837'de Samuel F. B Morse tarafından icat edilen telgraf imparatorluğa Kırım Savaşı sırasında (1854) İngiliz ve Fransızlar tarafından getirilmiştir. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 2)
  • Mustafa Kemal sol eğilimli ne kadar üye varsa hepsini Meclis'e kanalize ederek kendi kontrolünde bir komünist parti kurmaya çalıştı ve bu parti Türkiye Komünist Fırkası adı altında kuruldu. (Türklerin İstiklal Harbi)
  • Kürekli gemiler genel olarak ÇEKTİRİ adıyla anılırlar ve kürekçilerin oturdukları sıra sayısına göre sınıflandırılırlardı. KIRLANGIÇ gemilerinde her küreğe 2 ila 3 kişi olmak üzere 10 ila 17 sıra vardı, ayrıca 70 ila 80 Levent ve subay bulunurdu. Daha büyükçe olan PERKENDE'lerde 18, KALYOTA'larda 19 ila 24 sıra ve 25 kişiye kadar kürekçi bulunabilirdi. 25 sıralık kürekli gemilere KADIRGA adı verilmekteydi, içlerinde toplam 350 kişi bulunurdu. BAŞTARDA denilen büyük kadırgalarda her biri 42 ila 45 metrelik 26 ila 36 sıra, 500 kürekçi ve 300 topçu ve denizci bulunmaktaydı. Bunların dışında yelkenli gemilerin şu tipleri vardı: 40 toplu iki direkli AĞRİPAR, iki ila 3 direkli ve 65 ila 70 toplu BARÇA, 20 metre uzunluğunda ŞALOPE, 25 ila 35 metre uzunluğunda ve 175-200 kişilik KORVET, 33-50 metre uzunluğunda 1500-2000 tonluk KALYON, 30-40 metre uzunluğunda ve 30-70 topu olan FİRKATEYN ve iki ambarlı 60-80 toplu ve 1000 kişi taşıyan KAPAK. (Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye 1)

Yorum Yaz