Vandana Shiva kimdir? Vandana Shiva kitapları ve sözleri
Hintli çevreci ve küreselleşme karşıtı yazar Vandana Shiva hayatı araştırılıyor. Peki Vandana Shiva kimdir? Vandana Shiva aslen nerelidir? Vandana Shiva ne zaman, nerede doğdu? Vandana Shiva hayatta mı? İşte Vandana Shiva hayatı...

Doğum Tarihi: 5 Kasım 1952
Doğum Yeri:
Vandana Shiva kimdir?
Vandana Shiva dünyaca ünlü çevre ve ekoloji düşünürü, araştırmacı ve aktivisttir. Biyoçeşitlilik ve gen kaynaklarının korunması, gıda güvenliği, büyük şirketlerin egemenliğindeki küreselleşmeye karşı kırsal yoksulların savunulması ve kadının güçlendirilmesi başlıca faaliyet alanları arasındadır.
Dr. Shiva'ya göre bugün dünya bir biyoçeşitlilik krizinin eşiğinde bulunuyor. Gezegenimizdeki biyoçeşitlilik stoğunun sürekli azalmakta oluşu muazzam bir çevresel tehdit içeriyor ve pez az insan bunun tam anlamıyla bilincinde. Vandana Shiva bu alanda bilinç uyandırmak ve Hindistan’ın canlı kaynaklarının ve özellikle yerli tohumların çeşitliliğini ve bütünlüğünü korumak üzere 1991 senesinde kırsal topluluklarla birlikte Navdanya Ulusal Harekete'ni başlatmıştır. Bu hareket, Hindistan’ın altı eyaletinde kurulan, kırsal topluluklara ait tohum bankaları aracılığıyla gen kaynaklarını korumakta, geliştirmekte ve paylaşmaktadır.
Vandana Shiva Uluslararası Küreselleşme Forumu’nun önderlerindendir ve 1993’te alternatif Nobel Ödülü’ne (Right Livelihood Award) layık görülmüştür. Shiva’nın çok sayıdaki kitapları içinde Türkçeye çevrilmiş olan Çalınmış Hasat ve Su Savaşları bulunmaktadır.
Vandana Shiva Kitapları - Eserleri
- Tohumun Hikayesi
- İnadına Canlı
- Tohum ve Gıdanın Geleceği Üzerine Manifestolar
- Petrol Değil Toprak
- Çalınmış Hasat
- İyilerin Yanında
- Yeryüzü Demokrasisi
- Su Savaşları
- %1’e Karşı Birlik
Vandana Shiva Alıntıları - Sözleri
- Yaratılışla uyumlu bir ilişki içinde yaşamıyoruz; çok fazla üretiyor ve sonra da ürettiklerimizi israf ediyoruz!! (Tohum ve Gıdanın Geleceği Üzerine Manifestolar)
- Unutmayın ki nem, tohumu mahveder. (Tohumun Hikayesi)
- Çokuluslu sirketler için tohum özgürlüğü bir sorundur. Çözüm ise: Onu köleleştirmek, bir çeşit diktatörlüğe bağımlı hale getirmektir. Tohum diktatörlüğü, tohumları fikir hakkı haline getiren patentler sayesinde kurulur. Bu da ciftçilerin onları serbestçe kullanmalarını yasaklar. (Tohumun Hikayesi)
- "Hindistan'da inek Lakshmi, yani zenginlik tanrıçasıdır. İnek dışkısına da Kalshmi gibi tapınılır; çünkü organik gübre olarak dünya veriminin yenilenmesinin kaynağıdır. İnek kutsaldır, çünkü tarımsal bir medeniyetin sürdürülebilirliğin tam kalbinde yer alır. Bir tanrıça ve kainat olarak inek ilgi, şefkat, sürdürülebilirlik ve adaleti sembolize eder." (Çalınmış Hasat)
- "Ekolojik dünya görüşüne göre ihtiyacımız olandan fazlasını tükettiğimiz veya doğayı açgözlü bir şekilde sömürdüğümüz zaman hırsızlık yapmış oluruz. Büyük tarım şirketlerinin yaşam karşıtı görüşlerine göreyse doğayı yenilemek ve korumak hırsızlıktır. Bu dünya görüşünde bolluğun yerine kıtlık, doğurganlığın yerine kısırlık hakimdir. Doğanın soyulmasını bir pazar mecburiyeti addeder ve bu soygunu verimlilik ve üretkenlik hesaplarının arkasına saklar." (Çalınmış Hasat)
- "Üçüncü Dünya çiftçileri tohum ektiklerinde 'Bu tohum daim olsun' diye dua ederler. Monsanto ve USDA ise sanki bunun aksine 'tohum sonlansın ki bizim karlarımız ve tekelimiz daim olsun' demektedir." (Çalınmış Hasat)
- Himalayalar'ın dağlık bölgelerinde yaşayan ve ormanlarını ticari sömürüden canları pahasına korumaya kararlı kadınların 1730 yılında Amrita Devi adlı bir kadının önderliğinde 363 kişi kutsal kabul ettikleri ağaçlara sarılarak Chipko Hareketini başlatmışlardır ve ağaçları kesmek isteyenler tarafından katledilmişlerdir. (İnadına Canlı)
- Birçok mal ve hizmet seçeneğini bir arada sunan, uygun fiyatlara, kolay ve rahat alışveriş imkanıyla istediğiniz şeye istediğiniz anda sahip olabilmek, "market" kelimesinin önüne "süper" kelimesini ilave eden şeyin ta kendisidir. (Tohum ve Gıdanın Geleceği Üzerine Manifestolar)
- Antibiyotiklerin süper-enfeksiyona yol açtığı, sel denetimine yönelik önlemlerin selleri artırdığı ve gübrelerin toprağın verimini düşürdüğü böyle bir bağlamda sorun, teknolojinin kullanımı ile kötüye kullanımı arasındaki fark değildir sadece. Sorun tam da modern bilimdeki bilgi üretim sürecinden kaynaklanmaktadır ve giderek, doğanın kendisinin arz ettiği sorunlardan çok, bilimsel inançlar yoluyla müdahalenin yarattığı somut sorunlarla cebelleşmeye başlanan bir süreçtir bu da. (İnadına Canlı)
- "Bir kilogram kümes hayvanı eti üretmek için iki kilogram, bir kilogram domuz eti üretmek için dört kilogram, bir kilogram dana eti üretmek için sekiz kilogram tane tahıl gereklidir." (Çalınmış Hasat)
- Daha önceleri büyük çaplı savaşlar, sömürgeci genişleme ve kölelik sonucu insanın kendi kendini perişan edip yıktığına şahit olduk. Fakat insanlığın bir kesiminin hareketlerinin bütün insan türünün varlığına tehdit ettiğini bugüne kadar hiç görmemiştik. (Petrol Değil Toprak)
- "Tohum saklama ve biyoçeşitlilik hakkımızı yeniden kazanmalıyız. Beslenme ve gıda güvenliği hakkımızı yeniden kazanmalıyız. Büyük şirketlerin doğaya ve yoksul insanlara karşı yürüttüğü bu soygunu durdurmalıyız. Gıda demokrasisis, demokrasi ve insan haklarının yeni gündemidir. Ekolojik sürdürülebilirlik ve toplumsal adaletin yeni gündemi gıda demokrasisidir." (Çalınmış Hasat)
- ''En iyi insanlarını yaratan şeyi şimdi anlıyorum.Bu, açık havada yürümek,toprakla iç içe yemek yemek ve uyumaktır.'' (İyilerin Yanında)
- 1991de Lawrence Summers, Dunya bankasi ust duzey yoneticisine yazdigi bir notta soyle diyordu: “Aramizda kalsin ama Dunya Bankasinin kirli endustrilerin az gelismis ulkelere tasinmasini tesvik etmesi gerekmez mi?” Summers kirliligi ucuncu dunya ulkelerinde artirmayi 3 sebeple acikliyordu. Birincisi Guney’de ucretler dusuk olduguna gore, kirliligin artan hastalik ve olumler sonucu yarattigi ekonomik maliyet de yoksul ulkelerde en dusuk seviyededir. Ikinci olarak, Guneyin buyuk bolumunde kirlilik hala dusuk seviyede oldugundan kirlilik yaratacak endustrileri bu bolgelere sokmak ekonomik acidan mantiklidir. Son olarak yoksullarin yoksulluklarindan oturu cevresel sorunlara kafa yoramayacagini iddia ediyor. (Petrol Değil Toprak)
- "Yaşayan toprağın can verdiği yaşayan bir tarım için atılan her adım,iklim değişikliğini hafifletmek ve ona uyum sağlayabilmek için atılmış bir adımdır." (Petrol Değil Toprak)
- Çağımızda “sahip olmak veya olmamak” ikilemi, “ yaşamak veya yaşamamak” ikilemine dönüşmüştür. (Yeryüzü Demokrasisi)
- "1992' de Cargill'in Hindistan'a girişi sırasında yaşanan tartışmalarda bu şirketin bir yöneticisi 'Hindistan çiftçilerine arıların poleni gasp etmesini önleyen akıllı teknolojiler getiriyoruz demişti. Birleşmiş Milletler Biyogüvenlik müzakereleri sırasında Monsanto, 'zararlı bitkilerin güneş ışığını çaldığını' iddia eden bir literatürü dolaşıma sokmuştu. Polenlemeyi 'arıların hırsızlığı' olarak gören, çeşitli bitkilerin güneş ışığını 'çaldığını' iddia eden bir dünya görüşü doğanın hasadını çalmayı amaçlar." (Çalınmış Hasat)
- İnsanı hayvandan üstün kılan, hayat verme değil, hayatı riske atma kapasitesidir. İnsanların dünyasında üstünlüğün hayat veren cinsiyete değil, öldüren cinse verilmesi bu yüzdendir. (İnadına Canlı)
- Hindistan ve üçüncü dünya'nın diğer bölgelerinde kağıt endüstrisi için okaliptüs monokültürünün yaygınlaşması su sorunlarının önemli bir kaynağı haline geldi. Avusturya'da, anayurduna ekolojik olarak uyum gösteren okaliptüs, su açığı olan bölgeler için sakıncalıdır. Anayurdu dışında hiçbir bölgede kendi kendine yeterli bir bitki örtüsü değildir. (Su Savaşları)
- İklim değişikliğini yaratanlar, sürdürülebilirliği sağlamak yerine ne yazık ki, var olan durumu, yoksulları son lokmasından ve kalan bir avuç toprağından etmek için kullanıyor ve eşitsizliği daha da artırıyorlar. (Petrol Değil Toprak)