Yaşar Çoruhlu kimdir? Yaşar Çoruhlu kitapları ve sözleri
Akademisyen, Yazar Yaşar Çoruhlu hayatı araştırılıyor. Peki Yaşar Çoruhlu kimdir? Yaşar Çoruhlu aslen nerelidir? Yaşar Çoruhlu ne zaman, nerede doğdu? Yaşar Çoruhlu hayatta mı? İşte Yaşar Çoruhlu hayatı...

Tam / Gerçek Adı: Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu
Doğum Tarihi: 1 Ocak 1964
Doğum Yeri: Trabzon, Türkiye
Yaşar Çoruhlu kimdir?
Yaşar Çoruhlu; 01.01.1964 tarihinde Trabzon’da doğdu. İstanbul Davudpaşa Lisesi’ni bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne girdi. Türk ve İslâm Sanatı kürsüsünde öğrenime başladı. YÖK kurulduktan sonra Arkeoloji ve Sanat Tarihi olarak birleştirilen bölümde, Sanat Tarihi Anabilim Dalı’na devam ederek 1985 yılında yüksek öğrenimini tamamladı. 16 Nisan 1986’da Mimar Sinan Üniversitesi (şimdiki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü’nde asistan olarak göreve başladı. 1985-1986 döneminde yüksek lisansını Anadolu Selçuklularının Taş Tezyinatında Orta Asya ile Bağlantılar konulu teziyle tamamladı. 1988-1989 döneminde başladığı doktora çalışmalarını ise 1992’de tamamladı ve Türk Resim Sanatında Hayvan Sembolizmi başlıklı teziyle Doktor ünvanını aldı. 1993 yılında Yrd. Doç. Dr. olarak öğretim üyeliğine yükselen Çoruhlu, 2002 yılında aynı üniversite ve bölümde Doçentlik kadrosuna atandı ve 2006’da aynı bölümde profesör oldu. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen–Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nde görevine devam etmekte olan araştırmacı, çalışmalarını Orta ve İç Asya Türk Sanatı ve Arkeolojisi, Türk Mitolojisi, Türk Sanatı’nda İkonografi ve Semboller, Asya ve Anadolu Türk Sanatı İlişkileri konularında yoğunlaştırmıştır. Çok sayıda uluslararası ve milli kongre, sempozyum ve seminerlere katılmış, kitapları ve birçok makalesi yayınlanmıştır. Adı geçen üniversitede ve bölümde halen, doktora düzeyinde, Türk Sanatı’nda İkonografi Araştırmaları, Orta Asya Türk Kaya Resimleri, Orta Asya Türk Resim Sanatı; yüksek lisans seviyesinde, Asya Türk Arkeolojisi ve Türk Sanatında Semboller; lisansta ise Türk Mitolojisi, İslamiyetten Önce Türk Sanatı, İslamiyetten Sonra Asya Türk Sanatı, Çin Sanatı, Hint Sanatı derslerini vermekte ve ayrıca çalışma konularında tezler yaptırmaktadır. Yaşar Çoruhlu, Türkiye’de Orta ve İç Asya Türk Sanatı, Türk Mitolojisi ve Türk Sanatı’nda İkonografi ve Sembolizm konularında 30 yılı kapsayan çalışmalarını halen sürdürmekte olup Türkiye’de daha önce bu alanlarda faaliyet gösteren, vaktiyle asistanı olduğu hocası Prof. Nejat Diyarbekirli, Prof. Dr. Emel Esin’den ve Türk Mitolojisi alanında Prof. Dr. Bahaeddin Ögel’i takiben, en yetkin ve verimli bir şekilde bilimsel üretim yapan ve bugün itibariyle alanında tek ve zirvede olan bir bilim insanımızdır. Çalışmaları ile Türkiye’deki Orta ve İç Asya Türk Sanatı araştırmalarının bilhassa da erken devir Türk sanatı çalışmalarının akademik çevrelerde tutunmasını, benimsenmesini, gelişmesini ve yayılmasını sağlamıştır. Çoruhlu çalışma süreci içerisinde Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan, İran, Ukrayna ve Kırım, Romanya, Moldova ve Macaristan gibi ülkelerde çalışma ve incelemeler yapmış, kendi alanında lisans, yüksek lisans ve doktora tezleri çalıştırmış, kitaplar ve pek çok makale yayınlamış, çeşitli uluslararası ve ulusal sempozyum ve kongrelere katılmıştır. Türkiye’de ilk defa olmak üzere “Uluslararası Avrasya Türk Sanatları Kongresi” başlığı altında kongreler düzenlemiş, Kars/Ani ka- zılarının dört yıl başkanlığını sürdürmüş ve ayrıca altı yıl boyunca İstanbul Anıtlar bölge kurulunda üye ve başkan yardımcılığı görevini yapmıştır. Yaşar Çoruhlu Orta ve İç Asya Türk Sanatları ve Türk Mitolojisi konularında çeşitli kurum ve üniversitelerde birçok konferans vermesinin yanısıra sözü edilen bu konularda çok sayıda televizyon programına katılmış, dergi ve televizyon belgesellerinde kendisiyle röpörtajlar gerçekleştirilmiştir. Yaşar Çoruhlu, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü’nde öğretim üyesi ve aynı üniversitenin “Türk Sanatı Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi” müdürü olarak bilimsel faaliyetlerini sürdürmüş ve 2020 yılı itibariyle buradaki görevini sonlandırmıştır.
KİTAPLAR
- Türk sanatının ABC’si, Simavi Yayınları. İstanbul 1993. - Türk Sanatı’ nda Hayvan Sembolizmi, Seyran Yayınları, İstanbul 1995.
-Türk Sanatı’nda Hayvan Sembolizmi, Kömen Yayınları, Konya 2014 (Geliştirilmiş 2. Baskı).
- Erken Devir Türk Sanatının ABC’si, Kabalcı Kitabevi, İstanbul 1997.
- Türk Mitolojisinin ABC’si, Kabalcı Kitabeyi, İstanbul 1999.
- Türk İslam Sanatı’nın ABC’si, Kabalcı Kitabevi, İstanbul 2000.
- Türk Mitolojisinin Anahatları, Kabalcı Kitabevi, İstanbul 2002 (6. baskı 2013).
- (A. Acar – Ü. A. Yılmaz – B. Ceren ile birlikte ), Sultan Sancar Türbesi
– Soltan Sanjar Kümmedi, TİKA Yayınları, Ankara 2004.
- Erken Devir Türk Sanatı, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2007 (2. Baskı 2013).
- Eski Türklerin Kutsal Mezarları Kurganlar, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2016.
Yaşar Çoruhlu Kitapları - Eserleri
- Türk Mitolojisinin Ana Hatları
- Türk Mitolojisinin Kısa Tarihi
- Erken Devir Türk Sanatı
- Türk İslam Sanatının ABC’si
- Türk Sanatında Hayvan Sembolizmi
- Erken Devir Türk Sanatının ABC’si
- Türk Mimarisinin Kısa Tarihi
- Kurganlar: Eski Türklerin Kutsal Mezarları
- Türk Mitolojisinin ABC'si
- Kurganlar: Eski Türklerin Kutsal Mezarları
Yaşar Çoruhlu Alıntıları - Sözleri
- Batı mitleri daha çok kötülüğün egemen hale gelerek varlığı yok etmeye çalıştığını ifade eder, oysa Doğu anlayışlarında bu düşünceden daha çok varlığın iki tarafının birbiri ile mücadele etmek suretiyle yaşam enerjisini, yani varlığı sürdürdüğü anlayışı vardır. (Türk Mitolojisinin Ana Hatları)
- Eski Türkler bazı güçlerin varlığını kabul ederken doğayı, dünyayı ve evreni esas almışlardı. Tasarladıkları kozmik düzen ve şemaya göre tanrı veya tanrılardan söz etmişlerdi. Gök, yer ve yeraltı üç esas bölgeyi yani birbirine bağlı üç dünyayı ifade ediyordu. Tanrı ve ruhlar da bu düzene uygun olarak karşımıza çıkmaktaydı. (Türk Mitolojisinin Kısa Tarihi)
- Gerek at gerekse geyik(özellikle beyaz at ve geyik) kurt, Türk mitolojisi ve sanatında yer alan önemli sembollerdir. Çin kaynakları ve diğer kaynaklarda o uzun ömürlülüğün, mutluluk, başarı, refah, doğruluk, şöhret, iyilik ve neslin devamlılığının sembolüdür. Aynı zamanda koşa sürede meydana gelebilecek olan bir olayın habercisi olup Erdem sahibi bir hükümdarın başında bulunduğu iyi yönetimin geleceğinin işaretidir. (Türk Sanatında Hayvan Sembolizmi)
- Robert J. Braidwood, Tarih Öncesi İnsan adlı güzel kitabının özet bölümünde şu muhteşem tespiti sunar: "Buraya kadar okudu- ğunuz sayfalarda, insanoğlunun bu gezegendeki yaşamının %99'unun öyküsünü dinlediniz. Tarihçilere anlatması için yalnızca %1'ini braktım." Yaklaşık üç milyon yıldır dünyada olduğumuz hesaplandığına göre, gerisini siz düşünün." (Türk Mitolojisinin Kısa Tarihi)
- Altay dağlarının sırtından Parlak güneşim doğup geldi. Ak yolumu aydınlat güneşim. Sevinç ve mutluluğumsun ne de olsa. Arpa, buğday bereketli olsun güneşim. Ak yemeğim bol olsun güneşim. Altın güneşli kainatım yokluk, kıtlık görmesin. (Türk Mitolojisinin Kısa Tarihi)
- Türklere ait birçok efsane, masal ve hikâyede ay "erkek" , güneş "dişi" olarak algılanır. (Türk Mitolojisinin Ana Hatları)
- Türk-İslam (Orta Çağ) dönemlerinde Karahanlı ve Selçuklu hükümdarlarının da soylarını Alp Er Tunga ya dayandırdıklarını biliyoruz. (Türk Mitolojisinin Ana Hatları)
- “Kuş kanatın er atın” cümlesiyle beraber “ kuş kanadıyla er atıyla demektir ”. (Türk Sanatında Hayvan Sembolizmi)
- Değişik dinlere giren Türk topluluklarında görüldüğüne kısmen benzer şekilde İslamiyeti kabul ederek Müslüman olan Türk toplulukları da daha eski mit ve inanışlarını İslami kavramlarla uyuşturmaya çalışarak sürdürdüler. Özelikle Tarikatlar dünyasında İslâm dışı mit ve simgeler büyük rol oynadı. (Türk Mitolojisinin Ana Hatları)
- Toprağına ihanet eden vatanına ihanet etmiş olur. (Türk Mitolojisinin Kısa Tarihi)
- Çok uzun hayat devrelerine sahiptir.Bu hayat devrelerinin sonunda kendisini yakar ve daha sonra kendi küllerinden daha genç olarak yeniden dünyaya gelir.Bu nedenle yeniden doğuşu,ebedî hayatı,ölümsüzlüğü,güneşin doğuşunu simgeler. (Türk Sanatında Hayvan Sembolizmi)
- Kayra Kan kızgınlıkla kişiye Erlik adını taktı ve onu ışık diyarından kovdu; bunun üzerine arz üzerinde yerleşsinler diye başka kişiler yarattı. Yerden dokuz dallı bir ağaç büyüterek, her dalın altında bir kişi yarattı. Bu dokuz kişi, bugüne kadar yeryüzünde yaşayan dokuz boyun cedlerin olmuşlardır. (Türk Mitolojisinin Ana Hatları)
- Yagış: İslamdan evvel Türklerin adak için, yahut tanrılara yakınlık elde etmek için putlara kestikleri kurban. (Türk Mitolojisinin Kısa Tarihi)
- "ahmağın dostluğu düşmanlıktan beterdir..." (Türk Sanatında Hayvan Sembolizmi)
- Şaman elbisesindeki ziller tören sırasında şıngırdar ve böylece etekleri zil çalmak deyimi ortaya çıkar. Ağaç, dünyanın ekseni olarak kabul edilen hayat ağacına işaret eder; dağların Tanrı'nın mekanı olduğu düşünülür. (Türk Mitolojisinin Kısa Tarihi)
- Dünya ağacı, dünyanın eksenini teşkil ederek dünyanın düzeninin devamına ve yaşamın sürmesine katkı sağlar. Ayrıca ağaç, yaşamın türediği bir ögedir ve o yüzden aktarılan bazı mitlerde ağacın bir ruhu olduğu veya bir ruhun meskeni olduğu hatta yaratıcı tanrı gibi algılandığı görülmüştür. Ağaç ruhu, genelde yaşlı bir kadın olarak ifade edilmiştir. (Türk Mitolojisinin Kısa Tarihi)
- Çin kaynaklarında Göktürklerin atalarına yedinci ayın yedinci gününde kurban sundukları açıklanmaktadır. Bu kurban, bir erkek ve bir dişi kurttan oluşan bir ataya tapma şeklindeydi ve atalar mağarası denilen bir mağarada gerçekleşiyordu. (Türk Mitolojisinin Ana Hatları)
- Gök ve yer (su-atalar) formülü evrenselci bir karaktere sahip, eski Türk dinine bağlı dikotomik bir anlayışa işaret etmektedir. Orhun yazıtlarında da bu anlayışı gösteren çeşitli ifadeler vardır. Bu husus Çin kültüründeki ying ve yang (yer ve gök) ilkesinin Türk kültürüne özgü bir ifadesidir ve Türk sanatında bunun en güzel yorumunu hayvan mücadele sahnelerinde buluyoruz. (Türk Mitolojisinin Ana Hatları)
- Türklerin tarih boyunca erkek ve kadın kahramanlarının birbirine bir üstünlüğü yoktur. (Türk Mitolojisinin Kısa Tarihi)
- Tanrıları veya ruhları ifade eden hayvan veya insan biçimleri daha çok kukla veya model ya da bebek biçiminde yapılmıştır. Bunlar tös (töz) olarak ifade edilir. Bazen bezden bazen metalden veya ağaçtan yapılırlar. Eskiden çocukların oynadıkları bez bebeklerin de bunlardan geliştiğini düşünmek mümkündür. Kaşgarlı Mahmud bu bebeklere kudhurçuk diyordu. "Kudhurçuk: Kız çocuklarının insan suretinde yaparak oynadıkları bebek, kukla." (Türk Mitolojisinin Kısa Tarihi)