matesis
dedas

Cenap Şahabettin kimdir? Cenap Şahabettin kitapları ve sözleri

Servet-i Fünun Dönemi Şairi ve Yazarı Cenap Şahabettin hayatı araştırılıyor. Peki Cenap Şahabettin kimdir? Cenap Şahabettin aslen nerelidir? Cenap Şahabettin ne zaman, nerede doğdu? Cenap Şahabettin hayatta mı? İşte Cenap Şahabettin hayatı... Cenap Şahabettin yaşıyor mu? Cenap Şahabettin ne zaman, nerede öldü?
  • 20.04.2022 04:00
Cenap Şahabettin kimdir? Cenap Şahabettin kitapları ve sözleri
Servet-i Fünun Dönemi Şairi ve Yazarı Cenap Şahabettin edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Cenap Şahabettin hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Cenap Şahabettin hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Cenap Şahabettin hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Cenab Şahabeddin

Doğum Tarihi: 21 Mart 1870

Doğum Yeri: Manastır, Makedonya, Makedonya Cumhuriyeti

Ölüm Tarihi: 13 Şubat 1934

Ölüm Yeri: İstanbul

Cenap Şahabettin kimdir?

Cenap Şahabettin, 1870 - 1934 yılları arasında yaşamış Servet-i Fünun dönemi şairi ve yazarıdır.

Yaşamı

1870'te Manastır’da doğdu. Babasının Plevne'de şehit düşmesinden sonra ailesiyle İstanbul'a geldi. İlköğrenimini Tophane'deki Fevziye Mektebinde yaptı. Gülhane Askeri Rüşdiyesini bitirdi. Tıbbiye İdadisinden sonra Askeri Tıbbiyeden mezun oldu. Hekim yüzbaşı oldu.

Paris’te 4 yıl cilt hastalıkları ihtisası yaptı. Yurda döndükten sonra Mersin, Rodos, Cidde’de karantina hekimliği, sıhhiye müfettişliği yaptı. 1914’te emekliye ayrıldı.

Darülfünûn’da Türk Edebiyatı Tarihi dersleri okuttu. İlk şiiri 1885’te daha öğrenciyken Saadet gazetesinde yayınlandı. Önceleri Muallim Naci’nin etkisiyle divan edebiyatı tarzı şiirle uğraştı. Daha sonra Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan’dan etkilenerek Batı tarzı şiire yöneldi.Servet-i Fünun dergisinde şiirleri yayımlandı. Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil’le birlikte Servet-i Fünun edebiyatının üç önemli isminden biri oldu. Gelenekçi şairlerin en çok saldırdığı yenilikçi şairdi. Diğer Servet-i Fünuncuların tersine bireysel şiiri tercih etti. Edebiyat-ı Cedide’nin en aşırı örneklerini verdi. Şiire "nesir-musikisi" dedi. Şiirlerinde kullandığı "Sâât-i semenfâm", "çeng-i müzehhep", "nay-i zümürrüt" gibi deyimler, imgeler döneminin sanat dünyasında önemli tartışmalar yarattı. Heceleri müzik düzeyinde uyumlu kullanmayı savundu. Bu tarzda yazdığı en iyi iki örnek: "Yakazat-ı Leyliye" ve "Elhan-ı Şita" şiirleridir.

12 Şubat 1934’te beyin kanaması nedeniyle İstanbul’da yaşamını yitirmiştir. Kabri Bakırköy'dedir.

Edebi kişiliği

Türk şairlerine sembolizmi ve parnasizmi öğreten Şahabettin "sanat sanat içindir" anlayışını benimsemiştir. Aruz ölçüsüyle yazdığı eserlerinde ahenge ve müzikaliteye önem vermiştir.

Cenap Şahabettin Kitapları - Eserleri

  • Tiryaki Sözleri
  • Hac Yolunda
  • Cenap Şahabeddin'in Bütün Şiirleri
  • Avrupa Mektupları
  • Beyrut Filistin ve Nablus İzlenimleri 1918
  • İstanbul'da Bir Ramazan
  • Suriye Mektupları
  • Vecizeler
  • Evrak-ı Eyyam
  • Nesr-i Harp Nesr-i Sulh ve Tiryaki Sözleri
  • Afak - ı Irak
  • Evrak-ı Leyal
  • Vilyem Şekspiyer
  • Beyrut Filistin ve Nablus İzlenimleri 1918

Cenap Şahabettin Alıntıları - Sözleri

  • Suistimal kapısını aralık etmeye gelmez: Derhal ardına kadar açılır. (Nesr-i Harp Nesr-i Sulh ve Tiryaki Sözleri)
  • Herşeye gülmek delilik; hiçbirşeye gülmemek de akılsızlıktır. (Tiryaki Sözleri)
  • Tarihi beldeler için inkılâp bir inhizamdır(bozulmadır). (Beyrut Filistin ve Nablus İzlenimleri 1918)
  • “Kadın olsun, kitap olsun cildine aldanmayıp içindekilere bakılmalıdır.” (Cenap Şahabeddin'in Bütün Şiirleri)
  • Körler ülkesinde görmek hastalık sayılır... (Afak - ı Irak)
  • Eski Ramazanlarda şehir nâ-kabil-i tasvîr bir hüzn-i lezîz ile dolardı ve mü'minler câmilerden taşardı. Enfüs ü âfâkta bir mestî-i savm hissederdiniz: Her şey ve herkes sizin âsâb-I sâimenize biraz daha incelmiş, hafiflemiş, gizli bir neşve-i uhreviyye ile dilşâd gelirdi.. (İstanbul'da Bir Ramazan)
  • Ve bu bayram rengi ve güzel koku içinde insanlar yalnız şarkı söylemeliydi, kuşlar gibi... (Beyrut Filistin ve Nablus İzlenimleri 1918)
  • İçine gömüldüğümüz bir sessizlik ile yine kıyıların seyrine daldık. (Hac Yolunda)
  • “Ah,o susuzluk devrinde Hazret-i Mûsâyı ne kadar aramış,Mûsâ’nın asası sayesinde suya kanmış olan İsrail kavmini ne kadar kıskanmıştık...” (Hac Yolunda)
  • Ufk-ı garbiyesinde mavi deniz dalgalanır, ufk-ı şarkiyesinde müzehhep ve münevver tepeler, mor ve lacivert sırtlarına dayanmış beyaz, temiz, taş binalar: İşte Beyrut... (Beyrut Filistin ve Nablus İzlenimleri 1918)
  • “İnsan ne buraya büsbütün yabancıdır ne de kendini evindeymiş gibi hissedebilir. Burada askerlerimiz vardır fakat öğretmenlerimiz yoktur, kendi dilimizi işitmek de mümkün değildir.” (Suriye Mektupları)
  • Kalp bir aşktan ötekine göç ederken az-çok zedelenir: Tam aşk, ilk aşktır." (Cenap Şahabeddin'in Bütün Şiirleri)
  • "Sen göğsün aşk-ı milletle memlû gidersin; ya çocuklar? Seni günde yüz kere unutup iki yüz kere hatırlayan, oynarken etraflarındaki yanaklardan yaşlar yuvarlandığını görerek kahkahalarını susturan ve şetâretlerini yutan sonra gördüğünü unutarak yine koşup oynayan...çocuklar..." (Avrupa Mektupları)
  • ...ormanlar uygarlığın ölçütlerinden biridir. (Avrupa Mektupları)
  • Bütün yaralarına ve bütün ağrılarına rağmen bu toprak bizim için yine rahîm ve âlicenap bir validedir. Bizi tâib ve faal görünce yine vaz’-ı afv ile bize zengin ve cömert kollarını açar. Onun müşfik sünbüle -i vaadi işte ileride sizi bekliyor. “Yarın’ı öyle hazırlamalısınız ki ağyâr onu görünce: ‘Meşe yıkıldı , fakat kökleri yaşıyormuş!" demeğe mecbur olsun. Omuzlarınızdaki kâbus-ı fütûru silkiniz. Biz size küçülmüş ve harap bir cennet bırakıyoruz, eyvah, harap ve küçülmüş, fakat yine cennet.. (İstanbul'da Bir Ramazan)
  • Süste abartı, paranın çokluğundan fazla, zevkin azlığını gösterir; sanata tutumluluk yaraşır, israf değil. (Avrupa Mektupları)
  • “Gariptir,tren ne kadar hızla hareket ederse vagonlar içindeki hayat gürültüsü o kadar alçak ve hafif oluyor;yolcular hızın şiddetinden şaşırmış gibi kalıyorlar...” (Hac Yolunda)
  • "Kadınla erkek birbirini tamamlar "diyorlar ;oysa genellikle biri diğerini eksiltir. (Tiryaki Sözleri)
  • Ezhâr-ı bahârın yerine berf-i sefîdi; (Bahar çiçekleri yerine beyaz kar) Elhân-ı tuyûrun yerine samt-ı ümîdi!... (Kuşların nağmeleri yerine ümidin suskunluğu!...) (Cenap Şahabeddin'in Bütün Şiirleri)
  • Sevdâya mukabil duyulur ruhta her gâh Bir def-i peyâpey ile bir cezb-i peyâpey; Bir istiyor insan onu, bir istemiyor... Âh Sevmek bile doğmak gibi, ölmek gibi bir şey! (Cenap Şahabeddin'in Bütün Şiirleri)

Yorum Yaz