Derviş Zaim kimdir? Derviş Zaim kitapları ve sözleri
Yazar, Sinema Yönetmeni Derviş Zaim hayatı araştırılıyor. Peki Derviş Zaim kimdir? Derviş Zaim aslen nerelidir? Derviş Zaim ne zaman, nerede doğdu? Derviş Zaim hayatta mı? İşte Derviş Zaim hayatı...

Doğum Tarihi: 1 Ocak 1964
Doğum Yeri: Gazimağusa, KKTC
Derviş Zaim kimdir?
Derviş Zaim Boğaziçi ve Warwick Üniversitelerinde; sırasıyla İşletme ve Kültürel Çalışmalar (MA) eğitimi gördü. Yunus Nadi Roman ödülünü kazanan Ares Harikalar Diyarında (1994) adlı kitabından sonra ilk filmi Tabutta Rövaşata’yı (1997) çekti. Yurtiçi ve yurtdışında birçok ödül kazanan bu filmi, yine benzer biçimde, prestijli birçok ulusal ve uluslararası festivallerden başarıyla dönen Filler ve Çimen (2000), Çamur (2003), Cenneti Beklerken (2006), Nokta (2008), Gölgeler ve Suretler (2011) ve Devir (2012) adlı uzun metrajlı kurmaca filmleri ile Paralel Yolculuklar (2003-Ortak yönetmen: Panicos Chrysanthou) adlı belgeseli izledi. Derviş Zaim, halen, çeşitli üniversitelerde sinema konusunda ders vermektedir.
Derviş Zaim Kitapları - Eserleri
- Rüyet
- Ares Harikalar Diyarında
Derviş Zaim Alıntıları - Sözleri
- "bütün tutku ve eylemlerin amacı yaşamı daha büyük bir sevinçle sürdürmeye yönelik olmalıdır" (Rüyet)
- Uydurmak bir haktır. Uydurmaktan utanmayın. Çünkü herhangi bir yüzeyselliğin ya da iktidarın el koyamadığı bir kaleyi gerektiğinde korumanın ilk yolu özgürce uydurmaktır. (Ares Harikalar Diyarında)
- Peki onun istediği şey ile Allah'ın istedikleri farklı ise sonuç nereye uzanabilirdi? (Rüyet)
- Artık karşı çıkma gücüyle dolu kahramanlar yok. Bir zamanlar vardı belki. Ama artık yok. (Ares Harikalar Diyarında)
- Her insanın onu bekleyen bir imtihanı olduğuna inanırım. O imtihanı bulmak gerekir, şahsi imtihanını seçmek insanın asli görevidir. Geçer ya da geçmez, o ayrı konu. (Rüyet)
- Bedel ödeniyordu. Bedel ruhsal boşluk olarak ödeniyordu: Dolu bir mideye karşılık ruhsal boşluk! İnsanların spor arabaları, ipek kravatları, lazer ayakkabıları, yazlık evleri, dondurulmuş yemekleri ve seans başına bilmem ne kadar para alan psikologları vardı. Vardı ama insanlar yine de ne istediklerini bilemiyorlardı. Ne istediklerini bilememek bir yana, çoğu durumda ne hissettikleri üzerinde de net bir fikre sahip değillerdi. Karar verme yetersizlikleri ve acı verici güçsüzlük duyguları içinde bir o yana bir bu yana salınıp duruyorlar, kimlik bunalımıyla derinlikten yoksun biçimsel değerlere bağnazca sarılıp uyumlarını sürdürüyorlardı. Oysa derinlikten yoksun değerlerin bir işe yaramadığı, insan ruhundaki boşluğa çare olamayacağı, onu dolduramayacağı açık bir gerçek! (Ares Harikalar Diyarında)
- "Anma ve anımsama tuzaklarıyla dolu bir yapı yükseltmeyi başardık sonunda. Bir binayı hafıza ekseninde kurmak kadar tehlikeli şey var mı günümüzde?" (Rüyet)
- Bir ruh ne kadar gerçeğe dayanabilir ve ne kadar gerçeğe cesaret edebilir? Sağlığın ölçüsü insanın ne kadar enerji toplayıp boşalttığıdır (Ares Harikalar Diyarında)
- "Belki de eksik sayfaların varlığı serüvendeki boşlukları hayal edebilmesi için bir şanstı. Her okumanın aslında bir yazma girişimi olduğunu biliyordu" (Rüyet)
- "Hayat ile mimari yapı arasında bir karşılıklılığın peşindeyim ben." (Rüyet)
- Her iktidar gerçeği işine geldiği gibi oluşturmaya çalışır. (Ares Harikalar Diyarında)
- Artık karşı çıkma gücüyle dolu kahramanlar yok. Bir zamanlar vardı belki. Ama artık yok. (Ares Harikalar Diyarında)
- Geri dönüşü olmayan noktayı aştıktan sonra aşk veya nefret harlanıyor, krizler doğuyor, krizler yükselerek daha üstte bulunan gerilim ve tutku anlarına doğru kesintisizce tırmanıyordu. (Rüyet)
- "İnsanın varoluşu" dedi ekrandaki gözlüklü yaşlı adam. "İnsanın varoluşu ona yalnızca verilmemiştir. Ondan istenir de. İnsan varoluşundan sorumludur ve kendisine ne yapmış olduğu sorulduğunda cevap vermekle yükümlüdür. Bu soruyu ona yönelten kendi yargıcıdır, yani kendisi. Böyle bir durumda anksiyete yaşanır. Göreli bir deyimle suçluluk anksiyetesi: Daha kesin bir deyimle, kendini aşağılama ve lanetleme anksiyetesi." (Ares Harikalar Diyarında)
- "Kimi zaman susmak, konuşmaktan daha soylu ve yüce bir şeydi." (Rüyet)
- İnsanın hayatı nasıl yaşadığına dair anlamlı bir hikâyesi varsa, yürüdüğü yolun yaşanmaya değer addedilebileceğini düşündü. (Rüyet)
- Hayal alemin, akıl ile aynı düzlemde bulunmayan duyusal ve tinsel alanları birbirine bağlıyordu. Orası o an var olmayan ama mevcudiyetini devam ettiren, üstelik bir madde şekline bürünmeyen şeylerin, hayali ya da sana görünümlerin devşirileceği alandı. (Rüyet)