Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Tekdemir: Mülakat, kişileri ayırmak ya da kayırmak için kurgulanan bir sistem
Yapılacak öğretmen atamaları, mülakat uygulaması ve ücretli öğretmenlerin durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir, Millî Eğitim Bakanlığı'nın mülakattan liyakat uygulamasına geçmesi yönünde çağrıda bulundu.

Millî Eğitim Bakanlığı Akademi Giriş Sınavıyla atanacaklarla beraber toplamda 25 bin öğretmen atamasının mevcuttaki açıklar karşısında yetersiz olduğunu değerlendiren Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, öğretmen istihdam biçimlerinde kadrolu, sözleşmeli ve ücretli ayrımının eğitimde adaletsizlik oluşturduğunu, söz konusu ayırımın hem öğretmen hem de öğrencileri mağdur ettiğini belirtti.
Mülakat uygulamasına da dikkat çeken Tekdemir, söz konusu sistemin insanların objektif bir değerlendirmeye konu edinmeden seçildiği şüpheleri açık hale getirdiğini söyledi.
"25 bin öğretmen ataması yeterli değil, ek atamayla açık tutulan kontenjan doldurulmalı"
Şu an için reel durumda 130 binden fazla öğretmen açığının olduğunu dile getiren Tekdemir, "Bu kadar öğretmen açığının olduğu bir zeminde 25 bin öğretmen atamasının yeterli olmadığını düşünüyoruz. Onun için öğretmen atamalarında sayı arttırmak gerekiyor. Ek bir atamayla açık tutulan kontenjanı doldurmak gerekiyor. Çünkü hem öğretmen atama sayısı açısından hem de kontenjan dağılımı açısından bir problem var. Yani ikinci bir mağduriyet söz konusu. Bu nedenle ivedili bir şekilde ek atamaya ihtiyaç, sahada öğretmen bekleyen öğrenci ve sınıf, ataması yapılmayan öğretmenler var. Dolayısıyla hem gençlerimizin istihdamına olanak sağlamak, bugüne kadar sarf ettiği emeği değerli kılmak adına onları istihdam koşullarıyla buluşturmak, atama imkânı açmak ve öğretmen açığını minimize etmek adına yeni bir ek atamaya ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz." dedi.
Eğitim camiasında uzun süredir tartışma konusu olan öğretmen istihdam biçimlerine de değinen Tekdemir, öğretmenler arasındaki hiyerarşik yapının kaldırılması gerektiğini belirtti.
"Kadrolu, sözleşmeli ve ücretli ayrımı, eğitimde adaletsizlik oluşturuyor"
Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik uygulamalarının son bulması gerektiğini belirten Tekdemir, "Yönetmeliğimizde üç tip öğretmen tanımı var; Aday öğretmen, öğretmen ve sözleşmeli öğretmen. Bunun dışında bir öğretmen tanımımız yok. Mevzuatta tanımı bile olmayan öğretmenlik türünün pratikte uygulanmasına izin vermek, o öğretmenin emeğini ucuz iş gücü şeklinde değerlendirmek, bir devletin itibarına ve büyüklüğüne yakışmaz. Biz, öğretmenler arasında hiyerarşik bir yapı üreten kadrolu, sözleşmeli ve ücretli ayrımının ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Tek bir istihdam türünün geçerli olmasını önceliyoruz, bunun da adı kadrolu öğretmendir." ifadelerini kullandı.
Tekdemir, "Sözleşmeli veya ücretli öğretmenlik şeklindeki değerlendirmeler, kendi içinde hem öğretmenin istihdamına yönelik çok olumsuz koşullara neden olmakta hem de onların sosyal ve ekonomik haklarını belli kısıtlamalarla engelleyen uygulamalara sahne olmaktadır. Bu nedenle, kadrolu öğretmen istihdamı tipinde tüm öğretmen atamalarının sabitlenmesi lazımdır. Bu da kadrolu öğretmen atamasıdır. Bunun dışında, sözleşmeli ve ücretli öğretmen uygulamalarına son verilmesi gerekir." şeklinde konuştu.
"Ücretli öğretmen uygulaması hem öğretmeni hem öğrenciyi mağdur ediyor"
Ücretli öğretmenlik yapan ile belli kıdeme ve süreye sahip öğretmenlerin kadroya geçişini mümkün kılacak düzenlemelerin yapılması gerektiğini dile getiren Tekdemir, "Ücretli öğretmen konusu, içimizi yaralayan ve yıllardır öğretmenlerin emeği üzerinden onları mağdur eden bir uygulamadır. Aynı sınıfta, aynı işi yapan iki öğretmenin çok farklı ekonomik ve sosyal değerlendirmelere maruz kaldığı bir sıkıntı var. Bakanlığımızın ve devletimizin, artık ücretli öğretmen hususunda önemli bir adım atması gerekiyor. Bu adım da ücretli öğretmenliğin durumunu iyileştirmek değil, ücretli öğretmenlik sistemini ortadan kaldırmak olmalıdır." diye belirtti.
"Ücretli öğretmenlik yapanların kadroya geçirilmesiyle ilgili koşulların yeniden bir araya getirilmesi lazım" diyerek konuşmasını sürdüren Tekdemir, şu ifadelere yer verdi:
"Onlar içerisinde belli kıdem ve sürede çalışanlarla ilgili devletin artık onların emeğini değerlendirmek üzere yeni bir pozisyon alması gerekiyor. Hem öğretmene yazık hem de sık sık öğretmen değiştiren öğrenciye yazık. Ücretli öğretmen uygulaması yerine tek bir istihdam tipine geçilmesi gerektiğini söylüyoruz. Ücretli öğretmenlerimizin yaşadığı mağduriyetin de artık son bulmasını istiyoruz." şeklinde konuştu.
"Millî Eğitim Bakanlığı mülakat uygulamasından liyakat uygulamasına geçsin"
Mülakatın adil bir uygulama olmadığını, istihdamlarda genel kriterin KPSS ve akademi hizmet içi programları olması gerektiğinin altını çizen Tekdemir, "Mülakat ya kişileri ayırmak ya da kayırmak için kurgulanan bir sistem. Dolayısıyla mülakatın olduğu yerde şaibe, torpil ve tavassut olduğu, insanların objektif bir değerlendirmeye konu edinmeden seçildiği şüpheleri açık hale gelir. Haliyle mülakatın olduğu yerde liyakatten söz etmek çok mümkün görünmüyor. Özellikle hafızalarımızı yokladığımızda Türkiye şartlarında mülakatın torpille eşitlendiği, torpille ilgili çağrışım yaptığı bir zeminde mülakatın olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Salt KPSS ataması ile yeni dönemde akademi hizmet içi programları vesilesiyle puanlama elde eden öğretmenlerin başka bir sisteme ihtiyaç kalmadan atamalarının yapılması gerekir." ifadelerine yer verdi.
Tekdemir, "Biz mülakata karşıyız. Mülakatın doğasında maalesef torpille eşitlenen bir çağrışım var. Toplumun mülakat algısı iyi ve inandırıcı, nesnel koşulları karşılayan seviyede değilse mülakatta ısrar etmenin bir anlamı yok. Çocuklarımız üniversiteyi kazandıktan ve KPSS engelini aştıktan sonra mülakatla önü kesilecekse bu sistem ve kurguyu sağlıklı görmek mümkün değil. Millî Eğitim Bakanlığına çağrımız kesinlikle mülakattan vazgeçmeleri yönündedir. Yani mülakatın gençlerimizde iyi bir algısı, olumlu değerlendirmesi yok. Objektif kriterlerle sağlanan bir yöntem değil. Çünkü mülakatla kontenjan içerisinde yer alan öğretmenlerin kontenjan dışına itilmesi gibi haksız değerlendirme ve sonuçlar da var. Bundan dolayı Millî Eğitim Bakanlığı mülakat uygulamasından liyakat uygulamasına geçsin. Liyakat uygulaması da öğretmen adayının KPSS'de aldığı puan ne ise akademideki belli puanlamadan sonra ataması yapılsın." dedi.
İLKHA