matesis
dedas

Furkan Suresi Okunuşu , Furkan Suresi Meali, Furkan Suresi Türkçe Anlamı, Arapça Yazılışı, Furkan Suresi Tefsiri Ve Fazileti

Furkan Suresi adını ilk ayette geçen 'el Furkân' kelimesinden almıştır. Peygamber Efendimiz'in tüm insanlığa gönderildiği ve onun tebliğ sırasında karşılaştığı zorlukları konu edinen Furkan Suresi meali ve fazileti sıkça araştırılıyor. 74 ayet faziletinin hikmeti nedir ?
  • 06.09.2023 17:08
Furkan Suresi Okunuşu , Furkan Suresi Meali, Furkan Suresi Türkçe Anlamı, Arapça Yazılışı, Furkan Suresi Tefsiri Ve Fazileti

Furkan Suresi okunuşu pek çok bilgiyi beraberinde getirecektir. Bu sure, 77 ayettir ve Mekke döneminde inmiştir. Surede Hz. Muhammed'in hak peygamber olduğu hususundaki kuşkuları reddeden ve ortaya konan delillere rağmen bu gerçekleri inkâr edenlerin ahirette uğrayacakları akıbet hakkında bilgi verilmektedir.

Furkan Suresi Faziletleri

Hz. Peygamber'den rivayet edildiği bildirilen ve bazı tefsirlerde yer alan (meselâ bk. Zemahşerî, III, 234; Beyzâvî, II, 172), "Furkān sûresini okuyan kimse kıyamet gününde Allah'ın huzuruna o günün geleceğine şüphesiz inanmış olarak çıkar ve kolayca cennete girer" meâlindeki hadisin mevzû olduğu kabul edilmiştir (İbnü'l-Cevzî, I, 239-241; Zerkeşî, I, 432).

Tüm "Sureler" için tıklayınızhttps://www.mardinlife.com/kuran-i-kerim-kac-sure--surelrin-adi-nedir--ayet-sirasina-inilis-tarihi.html

 

Furkan Suresi Türkçe Anlamı

1 - "Tebareke" ne yüce feyyazdır o ki, dünyaları uyarmak üzere kulu Muhammed'e, hakkı batıldan ayırdeden Kur'ân'ı indirdi.

2 - O öyle bir ilâhtır ki, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinindir. O hiç çocuk edinmedi, hükümranlıkta ortağı yoktur. O, her şeyi yaratıp bir ölçüye göre düzenleyerek takdir etmiştir.

3 - Kâfirler, O'nu bırakıp bir şey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine ne zarar ve ne de fayda verebilen; öldürmeye, diriltmeye ve ölümden sonra tekrar canlandırmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler.

4 - İnkâr edenler: "Bu Kur'ân Muhammed'in uydurmasıdır, ona başka bir topluluk yardım etmiştir" diyerek haksız ve asılsız bir söz uydurdular.

5 - "Kur'ân öncekilerin masallarıdır; başkalarına yazdırmış da sabah akşam kendisine okunmaktadır" dediler.

6 - Ey Muhammed! De ki: "Onu, göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, merhamet edendir."

7 - Şöyle dediler: "Bu ne biçim peygamber ki, yemek yer, sokaklarda gezer? Ona, beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya!"

8 - "Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya besleneceği bir bahçe olsaydı ya!" Bu zalimler, inananlara "Siz sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.

9 - Ey Muhammed! sana nasıl misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmışlardır, yol bulamazlar.

10 - Öyle yücedir O ki, dilerse sana ondan daha iyisini, altından ırmaklar akan cennetler verir, sana köşkler de yapar.

11 - Fakat onlar o saati (kıyameti) de yalanladılar. Biz ise o saati yalanlayanlara çılgın alevli bir ateş hazırladık.

12 - Ki, cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerine görününce, onun bir hışımlanmasını (kaynamasını) ve uğultusunu işitirler.

13 - Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman da, oracıkta yok olmayı isterler.

14 - (Onlara şöyle denilir) Bu gün bir yok olmayı değil, nice yok olmaları isteyin!

15 - De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takva sahiplerine vaad olunan ebedilik cenneti mi? Çünkü orası, onlar için bir mükafattır ve bir varış yeridir.

16 - Onlar için orada ne isterlerse var, hem orada ebedî kalacaklar. Çünkü bu Rabbinden yerine getirilmesi istenen bir vaaddir.

17 - Hele o gün Rabbin onları Allah'tan başka taptıkları şeylerle toplar da, der ki: "Siz mi saptırdınız şu kullarımı, yoksa kendileri mi yolu kaybettiler?"

18 - Onlar: "Sübhansın seni tenzih ederiz. Seni bırakıp da senden başka dostlar edinmek bize yaraşmaz; fakat sen onlara ve atalarına o kadar nimet verdin ki, sonunda seni anmayı unuttular ve helaki hak eden bir kavim oldular." derler.

19 - (Bunun üzerine ötekilere hitaben şöyle denilir.) İşte (taptıklarınız) sizi söylediklerinizde yalancı çıkardılar. Artık ne (azabınızı) geri çevirebilir, ne de bir yardıma çare bulabilirsiniz ve içinizden kim zulmederse, ona büyük bir azab tattıracağız.

20 - (Resulüm!) Biz senden evvel de peygamberleri başka türlü göndermedik. Şüphesiz onlar hem yemek yiyorlar, hem çarşılarda geziyorlardı (sokaklarda yürüyorlardı). Sizin bir kısmınızı bir diğerine fitne (imtihan sebebi) kılmışızdır ki, bakalım sabredecek misiniz? Zira Rabbin her şeyi hakkıyla görmektedir.

21 - Bununla beraber, bize kavuşmayı ummayanlar "Bize ya melekler indirilmeliydi, ya da Rabbimizi görmeliydik" dediler. Andolsun ki, doğrusu nefislerinde kendilerini büyük gördüler ve büyük azgınlık ettiler.

22 - Melekleri görecekleri gün, işte o gün, günahkarlara hiçbir sevinç haberi yoktur. Ve yasak yasak, diyeceklerdir.

23 - Onların yaptıkları her bir iyi işi dikkate alırız, fakat onu saçılmış zerreler haline getiririz.

24 - O gün cennetliklerin kalacakları yer çok iyi, dinlenecekleri yer pek güzeldir.

25 - O gün gökyüzü beyaz bulutlar halinde yarılacak ve melekler bölük bölük indirileceklerdir.

26 - İşte o gün gerçek hükümranlık, çok merhametli olan Allah'ındır. Kâfirler için ise o, pek çetin bir gündür.

27 - O gün zalim kimse ellerini ısıracak: "Eyvah!" diyecek, "keşke Peygamberin yanında bir yol tutsaydım!"

28 - "Eyvah!" diyecek, "keşke falancayı dost edinmeseydim.

29 - Çünkü zikir (Kur'ân) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yapayalnız ve yardımcısız bırakmaktadır.

30 - Peygamber dedi ki: "Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'ân'ı terkedilmiş (bir şey yerinde) tuttular."

31 - (Resulüm!) Ve işte biz böyle her peygamber için günahkarlardan bir düşman yapmışızdır. Bununla beraber hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.

32 - Yine o inkâr edenler dediler ki: "O Kur'ân ona, hepsi birden indirilseydi ya"! Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.

33 - Hem onlar sana karşı herhangi bir mesel ile gelmezler ki, biz sana (onun karşılığında) doğrusunu ve tefsirin daha güzelini getirmiş olmayalım.

34 - O yüzleri üstü cehenneme toplanacaklar var ya! işte onlar, yerleri en kötü, yolları en sapık olanlardır.

35 - Andolsun ki Musa'ya kitap verdik, kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık.

36 - "Haydi âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin" dedik. Sonunda (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ettik.

37 - Nuh kavmine gelince, Peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde, onları suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık. Biz zalimler için acıklı bir azab hazırlamışızdır.

38 - Ad'ı, Semud'u, Ress halkını ve bunlar arasında daha bir çok nesilleri de (inkârcılıkları yüzünden helak ettik)

39 - Onların herbirine misaller getirdik; (ama ögüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik.

40 - (Resulüm!) Andolsun ki, (bu Mekke'li putperestler), bela ve fenalık yağmuruna tutulmuş olan beldeye uğramışlardır. Peki onu da görmüyorlar mıydı? Hayır! Onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.

41 - Seni gördükleri zaman "Bu mu Allah'ın Peygamber olarak gönderdiği?" diye hep seni alaya alıyorlar.

42 - "Şayet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten de bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı" diyorlar. Azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!

43 - Kötü duygularını kendisine tanrı edinen kimseyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın?

44 - Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini yahut akıllanacağını mı sanıyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar gibidir, hatta gidişçe daha sapıktırlar.

45 - Rabbinin gölgeyi nasıl uzatmakta olduğunu görmedin mi? Dileseydi onu elbet hareketsiz de kılardı. Sonra biz güneşi, ona (gölgeye) delil kılmışızdır.

46 - Sonra da onu yavaş yavaş kendimize (başka yöne) çekmekteyiz.

47 - Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan, gündüzü yayılıp çalışma (zamanı) yapan O'dur.

48 - Rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen ve gökten tertemiz bir su indiren O'dur.

49 - Ki biz (o suyla) ölü toprağa can verelim, yarattığımız nice hayvanlara ve insanlara su sağlayalım, diye.

50 - Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.

51 - (Habibim!) Şayet dileseydik elbette her köye bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik.

52 - (Madem ki yalnız seni gönderdik) Öyleyse kâfirlere boyun eğme ve bununla (Kur'ân ile) onlara karşı olanca gücünle büyük bir savaş ver!

53 - Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir engel, aşılmaz bir serhat koyan O'dur.

54 - O (hakir) sudan, bir insan yaratıp ona bir neseb bahşeden ve sıhriyet bağı ile akraba yapan O'dur. Rabbinin her şeye gücü yeter.

55 - (Böyle iken inkârcılar) Allah'ı bırakıp kendilerine ne fayda, ne zarar veremeyen şeylere kulluk ediyorlar. İnkârcı olan kimse Rabbine karşı uğraşıp durmaktadır.

56 - (Halbuki) biz seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

57 - De ki: "Ben, buna karşı sizden bir ücret değil, ancak Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler (olmanızı) istiyorum."

58 - Sen, ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından haberdar olarak O yeter.

59 - Gökleri yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş'a hükmeden Rahmân'dır. Haydi ne dileyeceksen o her şeyden haberdar olan (Rahmân)dan dile.

60 - Onlara "Rahmân'a secde edin" dendiği zaman, "Rahmân da neymiş? Senin bize emrettiğine secde eder miyiz hiç?" derler ve bu emir onların nefretini artırır.

61 - Gökte burçları var eden, onların içinde bir kandil (güneş) ve nurlu bir ay barındıran Allah, yüceler yücesidir.

62 - İbret almak veya şükretmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren O'dur.

63 - O çok merhametli Allah'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahil kimseler kendilerine laf attığı zaman (incitmeksizin) "selam" derler (geçerler).

64 - Ve onlar ki, Rablerine secdeler ve kıyamlar ederek yatarlar.

65 - Onlar ki, şöyle derler: Cehennem azabını üzerimizden sav! Doğrusu onun azabı geçici bir şey değildir.

66 - Orası cidden ne kötü bir uğrak, ne kötü bir konaktır.

67 - Ve onlar ki, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.

68 - Yine onlar ki, Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan günahı(nın cezasını) bulur.

69 - Kıyamet günü azabı kat kat olur ve orada alçaltılmış olarak temelli kalır.

70 - Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başka; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.

71 - Ve her kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner.

72 - Ve onlar ki, yalan şahitlik etmezler, boş bir şeye rastladıkları zaman vakar ile (oradan) geçip giderler.

73 - Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar.

74 - Ve onlar ki: "Ey Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl" derler.

75 - İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamları ile mükafatlandırılacaklar, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır.

76 - Orada ebedî kalacaklar, orası ne güzel bir konak ve ne güzel bir makamdır.

77 - (Resulüm!) De ki: "Rabbim size ne kıymet verir duanız olmasa? (Ey inkârcılar! Size bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; o halde azab yakanızı bırakmayacaktır!

 

Furkan Suresi Arapça Okunuşu

Bismillahirrahmanirrahim

1. Tebarakellezı nezzelel fürkane ala abdihı li yekune lil alemıne nezıra

2. Ellezı lehu mülküs semavati vel erdı ve lem yettehız veledev ve lem yekül lehu şerıkün fil mülki ve haleka külle şey'in fe kadderahu takdira

3. Vettehazu min dunihı alihetel la yahlükune şey'ev ve hüm yuhlekune ve la yemlikune li enfüsihim darrav ve la nef'av ve la yemlikune mevtev ve la hayatev ve la nüşura

4. Ve kalellezıne kefer in haza ila ifkünifterahü ve eanehu aleyhi kavmün aharune fe kad cau zulmev vezura

5. Ve kalu esatıyrul evvelinektetebeha fe hiye tümla aleyhi bükratev ve esıyla

6. Kul enzelehüllezı ya'lemüs sirra fis semavati vel ard innehu kane ğafurar rahıyma

7. Ve kalu mali hazer rasuli ye'külüt taame ve yemşi fil esvak lev la ünzile ileyhi melekün fe yekune meahu nezıra

8. Ev yülka ileyhi kenzün ev tekunü lehu cennetüy ye'külü minha ve kalez zalimune in tettebiune illa racülem meshura

9. Ünzur keyfe darabu lekel emsale fe dallu fe la yestetıy'une sebıla

10. Tebarakellezı in şae ceale leke hayram min zalike cennatin tecrı min tahtihel enharu ve yec'al leke kusura

11. Bel kezzebu bis saati ve a'tedna li men kezzebe bis saati seıyra

12. İza raethüm mim mekanim beıydin semiu leha teğayyuzav ve zefıra

13. Ve iza ülku minha mekanen dayyikam mükarranıne deav hünalike sübura

14. La ted'ul yevme süburav vahıdev ved'u süburan kesıra

15. Kul e zalike hayrun em cennetül huldilletı vüıdel müttekun kanet lehüm cezaev ve mesıyra

16. Lehüm fıha ma yeşaune halidın kane ala rabbike va'dem mes'ula

17. Ve yemve yahşüruhüm ve ma ya'büdune min dunillahi fe yekulü e entüm adleltüm ıbadı haülai em hüm dallüs sebıl

18. Kalu sübhaneke ma kane yembeğıy lena en nettehıze min dunike min evliyae ve lakim metta'tehüm ve abaehüm hatta nesüz zikr ve kanu kavmen bura

19. Fe kad kezzebuküm bima tekulune fe ma testetıy'une sarfev ve la nasra ve mey yazlim minküm nüzıkhü azaben kebıra

20. Ve ma erselna kableke minel murselıne illa innehüm le ye'külunet taame ve yemşune fil esvak ve cealna ba'daküm li ba'dın fitneh e tasbirun ve kane rabbüke besıyra

21. Ve kalellezıne la yercune likaena lev la ünzile aleynel melaiketü ev nera rabbena le kadistekberu fı enfüsihim ve atev utüvven kebıra

22. Yevme yeravnel melaikete la büşra yevmeizil lil mücrimıne ve yekulune hıcram mahcura

23. Ve kadimna ila ma amilu min amelin fe cealnahü hebaem mensura

24. Ashabül cenneti yemeizin hayrum müstekarrav ve ahsenü mekıyla

25. Ve yevme teşekkakus semaü bil ğamami ve nüzzilel melaiketü tenzıla

26. Elmülkü yevmeizinil hakku lir rahman ve kane yevmen alel kafirıne asıra

27. Ve yevme yeadduz zalimü ala yedeyhi yekulü ya leytenit tehaztü mear rasuli sebıla

28. Ya veyleta leytenı lem ettehız fülanen halıla

29. Le kad edallenı aniz zikri ba'de iz caenı ve kaneş şeytanü lil insani hazula

30. Ve kaler rasulü ya rabbi inne kavmit tehazu hazel kur'ane mehcura

31. Ve kezalike cealna li külli nebiyyin adüvvem minel mücrimın ve kefa bi rabbike hadiyev ve nesıyra

32. Ve kalellezıne keferu lev la nüzzile aleyhil kur'anü cümletev vahıdeh kezalike li nüsebbite bihı füadeke ve rattelnahü tertıla

33. Ve la ye'tuneke bi meselin illa ci'nake bil hakkı ve ahsene tefsıra

34. Ellezıne yuhşerune ala vücuhihim ila cehenneme ülaike şerrum mekanev ve edallü sebıla

35. Ve le kad ateyna musel kitabe ve cealna meahu ehahü harune vezıra

36. Fe kulnezheba ilel kavmillezıne kezzebu bi ayatina fe demmernahüm tedmıra

37. Ve kavme nuhıl lemma kezzebür rusüle ağraknahüm ve cealnahüm lin nasi ayeh ve a'tedna liz zalimıne azaben elıma

38. Ve adev ve semude ve ashaber rassi ve kurunem beyne zalike kesıra

39. Ve küllen darabna lehül emsale ve küllen tebberna tetbıra

40. Ve le kad etev alel karyetilletı ümtırat metaras se' e fe lem yekunu yeravneha bel kanu la yercune nüşura

41. Ve iza raevke iy yettehızuneke illa hüzüva e hazellezı beasellahü rasula

42. İn kade le yüdıllüna an alihetina lev la en saberna aleyha ve sevfe ya'lemune hıyne yeravnel azabe men edallü sebıla

43. E raeyte menit tehaze ilahehu hevah e fe ente tekunü aleyhi vekıla

44. Em tahsebü enne ekserahüm yesmeune ev ya'kılun in hüm illa kel en'ami bel hüm edallü sebıla

45. E lem tera ila rabbike keyfe meddez zıll ve lev şae le cealehu sakina sümme cealneş şemse aleyhi delıla

46. Sümme kabadnahü ileyna kabday yesıra

47. Ve hüvellezı ceale lekümül leyle libasev ven nevme sübatev ve cealen nehar nüşura

48. Ve hüvellezı erseler riyaha büşram beyne yedey rahmetih ve enzelna menis semai maen tahura

49. Li nuhyiye bihı beldetem meytev ve nüskıyehu mimma halakna en'amev ve enasiyye kesıra

50. Ve le kad sarrafnahü beynehüm li yezzekkeru fe eba ekserun nasi illa küfura

51. Ve lev şi'na le beasna fı külli karyetin nezıra

52. Fe la tütııl kafirıne ve cahıdhüm bihı cihaden kebıra

53. Ve hüvellezı meracel bahreyni haza azbün füratüv ve haza milhun ücac ve ceale beynehüma berzehav ve hıcram mahcura

54. Ve hüvellezı haleka minel mai beşeran fe cealehu nesebev ve sıhra ve kane rabbüke kadıra

55. Ve ya'büdune min dunillahi ma la yenfeuhüm ve la yedurruhüm ve kanel kafiru ala rabbihi zahıra

56. Ve ma erselnake illa mübeşşirav ve nezıra

57. Kul ma es'elüküm aleyhi min ecrin illa men şae ey yettehıze ila rabbihı sebıla

58. Ve tevekkel alel hayyillezı la yemutü ve sebbıh bi hamdih ve kefa bihı bi zünubi ıbadihı habıra

59. Ellezı halekas semavati vel erda ve ma beynehüma fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arşir rahmanü fes'el bihı habıra

60. Ve iza kıyle lehümüscüdu lir rahmani kalu ve mer rahmanü e nescüdü li ma te'müruna ve zadehüm nüfura

61. Tebarakellezı ceale fis semai bürucev ve ceale fıha siracev ve kameram münıra

62. Ve hüvellezı cealel leyle ven nehara hılfetel li men erade ey yezzekkera ev erade şükura

63. Ve ıbadür rahmanillezıne yemşune alel erdı hevnev ve iza hatabehümül cahilune kalu selama

64. Vellezıne yebıtune li rabbihim süccedev ve kıyama

65. Vellezıne yekulune rabbenasrif anna azabe cehenneme inne azabeha kane ğaram

66. İnneha saet müstekarrav ve mükama

67. Vellezıne iza enfeku lem yüsrifu ve lem yaktüru ve kane beyne zalike kavama (60. Ayet secde ayetidir.)

68. Vellezıne la yed'une meallahi ilahen ahara ve la yaktülunen nefselletı harramellahü illa bil hakkı ve la yeznun ve mey yef'al zalike yelka esama

69. Yüdaaf lehül azabü yevmel kıyameti ve yahlüd fıhı mühana

70. İlla men tabe ve amene ve amile amelen salihan fe ülaike yübeddilüllahü seyyiatihim hasenat ve kanellahü ğafurar rahıyma

71. Ve men tabe ve amile salihan fe innehu yetubü ilellahi metaba

72. Vellezıne la yeşhedunez zura ve iza merru bil lağvi merru kiram

73. Vellezine iza zükkiru bi ayati rabbihim lem yehırru aleyha summev ve umyana

74. Vellezıne yekulune rabbena heb lena min ezvacina va zürriyyatina kurrate a'yüniv vec'alna lil müttekıyne imama

75. Ülaike yüczevnel ğurfete bi ma saberu ve yülekkavne fıha tehıyyetev ve selam

76. Halidıne fıha hasünet müstekarrav ve mükama

77. Kul ma ya'beü bi küm rabbı lev la düaüküm fe kad kezzebtüm fe sevfe yekunü lizama

 

Furkan suresi ne için okunur?

İşlediği günahlardan pişman olup tövbe edenlerin tövbelerinin Allah katında kabul edildiği rivayet edilir. Sürekli yapılan yanlış bir davranıştan kurtulmak istenildiği halde kurtulunamıyorsa Furkan Suresinin düzenli olarak okunması tavsiye edilir.
Furkan Suresi 74 ayet nasıl okunmalı?
 

Furkan Suresi 74 ayet nasıl okunmalı?

Hayırlı bir kısmet ve eş için bu surenin 74. ayetini her namazdan sonra 3 defa okumak gerekir. Ayrıca her gün 21 ya da 41 defa da okunabilir. Hayırlı bir evlat sahibi olmak için ise önce 2 rekat namaz kılmak, namaz bitince 7 ya da 100 defa salavat getirmek ve hayırlı bir evlat sahibi olmak için niyet etmek gerekir.
 
 

Furkan sûresinin özellikleri nelerdir?

Sure 77 ayetten oluşur. Sure ismini, ilk ayette geçen, “hak ile batılı birbirinden ayıran” anlamına gelen ve Kur'an'ın isimlerinden biri olan “el-Furkan” kelimesinden almaktadır. Furkan, “hak ile batılı birbirinden ayıran” demek olup Kur'an'ın isimlerinden biridir. Sure Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır.
 
 
 

Editör: Gülten Akgül

Yorum Yaz