Araştırmacı-Yazar Göktaş: Bir ucundan eşkıya giriyor; öbür ucundan evliya çıkıyor
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından düzenlenen "Sahabe Ayı" etkinliği programında konuşan Araştırmacı-Yazar Mehmet Göktaş, Mus'ab bin Umeyr ve Nesibe Hatun'un hayatlarından örnekler vererek sahabenin kıyamete kadar yaşayacak birer model olduğunu vurguladı.
Adıyaman Kahta Kültür Merkezi'nde Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından düzenlenen "Sahabe Ayı" etkinliği, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Peygamber Sevdalıları Kahta Temsilciliği adına konuşan Ayhan Aktan, Kasım ayının vakıf tarafından "Sahabe Ayı" olarak ilan edildiğini hatırlatarak, Türkiye genelindeki bütün şube ve salonlarda sahabe hayatlarının detaylı şekilde işlendiğini belirtti.
Aktan konuşmasında, "'Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar' başlığı altında düzenlenen bu program, içinde bulunduğumuz manevi buhranlara karşı bizlere adeta bir antivirüs olacak. Gayretsizliğin ve manevi hastalıkların arttığı bu dönemde sahabe örnekliği hepimize derman olacaktır." dedi.
"Kur'an'ın yetiştirdiği sahabe modeli bugün de mümkündür"
Araştırmacı-Yazar Mehmet Göktaş, Mus'ab bin Umeyr ve Nesibe Hatun'un hayatlarından örnekler vererek sahabenin kıyamete kadar yaşayacak örnek olduğunu vurguladı.
Sahabe ayı etkinlikleri kapsamında düzenlenen programda konuşan araştırmacı yazar Mehmet Göktaş, Mus‘ab bin Umeyr ve Nesîbe Hatun gibi sahabilerin hayatlarının kıyamete kadar örnek olmaya devam edeceğini belirterek, Kur’an’ın bugün de insanı dönüştüren bir tezgâh olduğunu ifade etti.
Mus‘ab bin Umeyr ve Nesîbe Hatun’un hayatlarının asla kaybolmayacağını dile getiren Göktaş, "İstediğiniz kadar zaman geçsin, Allah bunun garantisini vermiştir. Hicret edenler ve onlara kucak açan Ensar hakkında Kur’an’da açıkça ‘Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuştur.’ buyuruluyor." dedi.
Müslümanların sahabe örnekliğini sadece geçmişte yaşanmış bir olay gibi görmemesi gerektiğini vurgulayan Göktaş, şu ifadeleri kullandı:
"Bitti mi? Bu kadar mı? Bu Kur’an’ın, bu Peygamberin hüneri sadece bir nesille sınırlı olabilir mi? Elbette hayır. Kur’an’ın ortaya koyduğu model kıyamete kadar geçerlidir. Acizliğimizden ve anlatamadığımızdan dolayı Kur’an-ı Kerim’i bir torna tezgahına benzetiyorum. Öyle bir tezgah ki; odunu veriyorsun adam gibi adam çıkıyor. Bir ucundan eşkıya giriyor; öbür ucundan evliya çıkıyor. Bağrımıza bastığımız Ömer’imiz vardı ya… Eşkıyaydı. Öylesine zulmedermiş ki zavallı Müslümanlar tir tir titrermiş. Rasulullahı öldürmeye gidecek kadar gözü dönmüş bir adamdı."
Ümmü Leyla’nın hicret hatırası
Göktaş, Hazreti Ömer’in dönüşümünü anlatırken, Ümmü Leyla’nın Habeşistan’a hicret hazırlığı sırasında yaşadığı bir olayı da şöyle aktardı:
“Ümmü Leyla diyor ki: ‘Dayanamadık işkenceye ve zulme. Rasulullah’tan izin aldık, hicret edeceğiz. Deveye yükleri vurmuştuk ki Ömer geldi. 'Hayırdır, bu bir göç mü?' dedi. Ben de 'Evet, göçtür. Rabbimiz yeryüzünün geniş olduğunu söylüyor, biz de gidiyoruz. Sizden çok çektik.' dedim. O da 'Allah yardımcınız olsun.' dedi ve gitti.' Kadının bu olayı kocasına anlatması üzerine kocasının, 'Ömer Müslüman mı olacak sana göre?' sorusuna karşılık Ümmü Leyla'nın, 'Gördüğüm Ömer o Ömer ise, Müslüman olacak.'"
Göktaş, toplumda Hazreti Ömer’in zalimliği ile ilgili yaygın kanaati şu sözlerle ifade etti:
"Adam diyor ki: ‘Hattab’ın eşeğinin Müslüman olduğunu görürüm de oğlu Ömer’i görmem.’ Öylesine zâlimmiş.”
Göktaş, buna rağmen Hazreti Ömer’in İslam ile tanıştıktan sonra adaletin zirvesine çıktığını söyleyerek, eşkıya girdi, evliyanın evliyası çıktı.' ifadelerini kullandı.
"Aynı Kur’an bugün de elimizdedir"
Konuşmanın devamında Ebu Huzeyfe’nin de Müslüman olmadan önce yol kesen biri olduğunu, Kur’an’ın terbiyesinden geçtikten sonra ise ümmetin örnek şahsiyetlerinden biri haline geldiğini dile getiren Göktaş, Mus‘ab bin Umeyr’in de aynı dönüşümden geçtiğini ifade etti.
Göktaş sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu torna tezgâhı durmuyor. Bugün hala duruyor. Mekke’deki o Kur’an ne idiyse, Kâhta'daki Kur’an da odur. Eğer biz o Kur’an’a sarılırsak, o Peygamber’e sarılırsak; O’nun sünneti, O’nun hayatı bize yeter."
İLKHA