matesis
dedas

Mardin'de uyuşturucu ile mücadelede basının rolü tartışıldı

Mardin'de Anadolu Yayıncılar Derneğince İçişleri Bakanlığı, Mardin Valiliği, Mardin Artuklu Üniversitesi ve Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti’nin desteğiyle “Uyuşturucu ile Mücadelede Basının Rolü” sempozyumu düzenlendi.
  • 18.07.2020 21:03
Mardin'de uyuşturucu ile mücadelede basının rolü tartışıldı

Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörlüğü binasında bulunan Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyuma Mardin Vali Vekili Bahattin Çelik,  Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, AK Parti İl Başkan vekili ve Teşkilat Başkanı Önder Duyan, İlke Haber Ajansı Genel Müdürü Mahmut İrtem, Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Abdülkadir Üründü, Memur Sen ve Eğitim Bir-Sen İl Temsilcisi Eyyüp Değer, kamu kurum ve kuruluşların temsilcileri ve davetliler katıldı.

Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörlüğü Vali Kılıçlar Salonu'nda uydu üzerinden 12 televizyon kanalı tarafından canlı olarak yayımlanan panelin açılış konuşmalarını sırasıyla; Mardin Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Kadir üründü, Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar' yaptı. Panelde Kanal D - CNN Türk Ankara Temsilcisi Ercan Gürses, Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı, Yeni Akit Ankara Temsilcisi Hacı Yakışıklı, İMEF Başkanı Süleyman Basa panelist olarak konuştular.

“Bölgede uyuşturucu kullanımı artmış”

Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Abdülkadir Üründü de uyuşturucu kullanımının arttığına dikkat çekti.

Üründü, “6 yıl önce erkeklerde uyuşturucu kullanımı vardı, artık maalesef bayanlarımızda da uyuşturucu kullanımının olduğunu ve bunun da ciddi rakamlara ulaştığını hem gözlemliyoruz, hem gelen şikayetler , ulaşan fotoğraflar durumun ne derece vakim olduğunu gözler önüne seriyor. Uyuşturucu kullanan genç kız ve genç erkeklerimizde oranın arttığını görüyor olmak şahsen beni gelecek adına oldukça ürkütüyor. Uyuşturucu kullanan bireyin bir şekilde iradesini ve beynini kiraya vermiş ya da satmış bir bireyden çok fazla bir farkı yok. Terör örgütleri ağına düşürmek istedikleri gençlerin beynini propagandalarıyla yıkar, uyuşturucu odakları da kendi emelleri için kullanacakları, ağlarına düşürmek istedikleri gençleri yok pahasına verdikleri uyuşturucuyla alıştırır sonra da adeta bir robot haline getirerek, her türlü kötü emellerine adeta esir düşürürler. Bölgemizde daha önce aşiret sistemi vardı, aşiretler vardı, Aşiret yapısının kendine münhasır bir hiyerarşisi, bir kültür düzeni, bir etikler silsilesi vardı. Söz konusu bu etikler silsilesi aynı zamanda toplumun örfi kültürüne hoş gelen ya da gelmeyen davranışlar olarak ayrılırdı. Bu örfi etikler silsilesi içinde uyuşturucu yoktu. Aşiretler seversiniz - sevmezsiniz, eleştirirsiniz belki ama kendi içinde iyi işleyen  bir hiyerarşisi vardı. Toplumun örfüne , kültürüne uymayan ayıplı yönleriyle konuşulan bir birey olduğunda O birey aşiret hiyerarşisindeki ileri gelenler tarafından uyarılır ve olması gereken noktaya çekilirdi. Zira toplumun ayıpladığı davranışın içerisinde olan o birey bütün bir aşireti gölgelerdi ve bu aşiretin ileri gelenleri tarafından hoş karşılanmaz kötü bir örnek olmaktan çıkartılırdı.   Aşiretleri tu-kaka ettik, el birliği ile aşiret sistemini dağıttık ancak  o aşiretlerin yerini dolduracak yeni bir sistem oluşturamadık.Mardin'de ciddi oranda bir genç nüfus potansiyeli var. üzülerek ifade etmeliyim ki gençlerimizin önemli bir oranı modernitenin özentisi içerisinde, içi boşaltılmış her türlü kötü emellerde kullanılmaya müsait, içi boşaltılmış ciddi bir genç nüfusla karşı karşıyayız. Gençlerini yatırım yapmayan bir toplumun gelecekten beklentisi olamaz. İçi boşaltılmış, dejenere olmuş, çeşitli bağımlılıkların esiri olmuş gençler, yarınlarımız için hepimiz için çok ciddi bir kayıp olacaktır.  Dolayısıyla daha fazla geç kalmadan uyuşturucunun anlık mutluluğunun geleceği karartacak yıkımın acının ve ıstırabın adeta yumağı olduğunu çocuklarımıza gençlerimize anlatmalıyız. Gençlerimizin topluma yararlı birer bireyler olarak yetişmesi için hepimize görevler düşüyor. Bu görevlerin farkında olmalıyız, yarınlar için daha fazla geç kalmamak için İlköğretimden başlayarak lise ve üniversitelerimizde gençlerimize uyuşturucunun bir zehir olduğunu mutlaka anlatmamız gerekiyor, bunu hep birlikte yapmalıyız  Çünkü gerçekten tehlike büyük.”  diye konuştu.

“Dünyanın en fazla sorun etmesi gereken konulardan biri uyuşturucudur”

Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, programın açılışında yaptığı konuşmasında, toplumun bilgilendirme ve bilinçlendirme noktasında medyanın rolünün çok önemli olduğunu söyledi.

Burhan, “Medyanın bu konularda bilgi düzeyini artıran yayınlar yapması gerekir. Bizler Anadolu Yayıncılar Derneği olarak, bu konularda duyarlıyız. İççileri Bakanlığımızın desteğiyle bu tür projeler yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Anadolu medyası bu milletin özüdür, özetidir. Yerlidir, millidir bu topraklara bağlıdır. O yüzden bu topraklar hizmet etmek bizim temel görevimiz. Uyuşturucu, bütün dünyanın en fazla sorun etmesi gereken konulardan biridir. Bugün ilkokula kadar indiğinden bahsediliyor.” diye konuştu. 

Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, bağımlılıklara karşı tam bağımsız insan profiline dikkat çekerek şöyle dedi:

“Uyuşturucu bağımlılığı, zevk almak için başlayıp kölelikle sonuçlanan bir serüvendir. Bildiğiniz üzere, modern düşüncenin insanı kutsamasının en belirgin sebebi akıldır. Ama modern zevk anlayışı, akılla başlayan ama aklın devre dışı bırakıldığı bir hikaye serüveni dönüşüyor. Bağımlılık ve bağımlı olduğu şeyden uzaklaşınca içine düşülen yolsuzluk, insanlara açıklanamayacak şeyler yaptırıyor. Sadece uyuşturucu bağımlılığı değil teknoloji gibi bağımlılıklar da bir trajediye dönüşüyor.” dedi.

Sempozyumda konuşan Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı, basının uyuşturucu pazarında etkin rolü olan terör örgütü PKK'ya karşı çocukları zehirlediklerini eleştiremediğini söyledi. Pazarcı, ”Doğu Anadolu'da uyuşturucu ticareti nasıl sağlanıyor diye sorguladığımızda önümüze terör örgütü PKK çıkıyor. Bir yandan gençlerimiz öldürülüyor diğer yandan gençlerimizi kaçırılıyor. Basın olarak diyemiyoruz siz insanlık suçu işliyorsunuz. Siz sadece çocuklarımızı kaçırmıyorsunuz siz çocuklarımızı da zehirliyorsunuz diyemiyoruz.Eğer biz uyuşturucu ile mücadele edeceksek PKK denilen terör örgütü ve bunların siyasi uzantılarını ayıplarını yüzlerine vurmamız lazım. Suçlarını yüzlerine vururken gerçek suçluların üzerine kararlılıkla yürürken biz medya olarak görevimizi yapamıyoruz. Çünkü bir insanlık suçu var, insanlık suçunu seyrediyoruz. Eğer Diyarbakır anneleri bir farkındalık oluşturmasalardı biz belki o konuda da pasif kalacaktık. Burada kendimizi de eleştirmemiz gerekir diye düşünüyorum” dedi.

“Uyuşturucu satıcıları gazete veya televizyonda reklam vermez”

İnternet Medya ve Bilişim Federasyonu Başkanı Süleyman Basa ise uyuşturucu satıcılarının internet veya televizyonda reklam vermediğini kaydetti. Basa, ”Hiçbir uyuşturucu satıcısı ne bir gazeteye ne de bir televizyona reklam verebilir, verirse de yayınlanmaz. Ama maalesef sosyal medyada bunun hem reklamını yapabiliyorlar hem tanıtımını yapabiliyorlar hem de kendi müşterilerini ağa düşürebiliyorlar. Son günlerde Sosyal Medya Kanunu dediğimiz zaman bu konuda ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyoruz. İnternet, yazı ve matbaadan sonra dünyanın en önemli buluşudur. Her buluş, bize hizmet ettiği kadar önemli ve değerlidir.Örnek vermiş olursak Aynştayn atomu bulduktan sonra Hiroşima'ya atılacağını düşünseydi atomu bulmazdı herhalde.İnternet de böyle bir şey, yarar getirecek şeyler için kullanılırsa iyi sonuç verir,kötü bir şekilde kullanılırsa kötü sonuçlar verir. İnternetin iyi bir şekilde kullanımından örnek vermiş olursak, pandemi sürecinde evlerimizde internet sayesinde toplantılarımızı da eğitimlerimizi de yaptık” diye konuştu.

“Biz interneti dünyadan çok sevdik”

Basa, günde 7 bin tane sahte sosyal medya hesabı açıldığını belirterek, "Niye, işte insanlara sosyal medya medya üzerinden insanlara pandemi sürecinin son durumu nedir şeklinde yalan yanlış haberlerle sizleri bir siteye yönlendiriyor. Siz de oraya bütün bilgilerinizi oraya giriyorsunuz. Çünkü en hassas olduğumuz konulardan bir tanesi de bu. Korona virüs ile ilgili bütün bilgilere aç olduğumuz için maalesef art niyetli kişiler bu yönde bizleri kullanabiliyorlar. Sosyal medya çok hızlı evrilebilen bir mecra, dünyada son 10 yılda internet kullanımı yüzde 30'lardan yüzde 80'lere geldi. Türkiye'de bu oran yüzde 85'lere geldi. Son 10 yılda internet yayıldı tüm dünyada" diye konuştu.

Dünyada internet kullanıcıların sadece yüzde 50'sinin sosyal medyayı kullandığına dikkat çeken Basa, "Türkiye'de sosyal medyayı kullananların miktarı yüzde 87'lerde. Biz sosyal medyayı dünyadan çok daha sevdik. Bir istatistik daha vermiş olursak, raporlara göre dünya günde vaktinin yarım saatini internette geçiriyorsa biz dört buçuk saat geçiriyoruz. İnterneti ve teknolojiyi de bulan bunlar ama bizler ünlü oluruz veya egomuzu tatmin etmek amacıyla sosyal medyayı bu denli sık kullanıyoruz” şeklinde konuştu.

“İnternet global bir olay, suçlar Türkiye'deki bir kanunla engellenemez”

İnternetin tüm dünyayı ilgilendiren bir husus olduğunu dile getiren İMEF Başkanı Süleyman Basa, şöyle devam etti:

"Çocukların yüzde 25'i internete bağımlı olarak kullanıyor.Bunların yüzde yüzü siber zorbalığa maruz kalıyor ve yüzde on sekizi internette yabancı kişiler ile vakit geçiriyıor ve yüzde on beşi ise bahsetmiş olduğumuz uyuşturucu gibi zararlı içeriklere maruz kalıyor.Türkiye çocuk istismarında 65 ülke arasında 7'nci sırada.Bütün bu rakamlara bakıldığı zaman sosyal medyanın kötü bir hale geldiğini görebiliyoruz.Kişilik hakları,bir başkasının hakkına değdiği zaman bitiyor.Eğer ki birisi benim hakkımı sosyal medya üzerinden gasp ediyorsa mutlaka bunun kanunlarla engellenmesi lazım.Bakın,6551 sayılı internet üzerinde yapılan suçlarla mücadele kanun var, burada gerçekten de ağır cezalar var. Ancak internet global bir olay ,sadece Türkiye'deki bir kanunla engellenemez.Çünkü adalar üzerinden Türkiye'ye yapılan bir yayın Türkiye'ye gider, Mardin'e gelir veson olarak çocuğunuzun önüne gelir.Çocuklarımızı mümkün olduğunca kontrol etmeliyiz. Bir öğretmen arkadaşıma bunları anlattım .Öğretmen arkadaşımız da dedi ki,hocam o zaman çocuğum evde daha güvensiz.Çünkü çocuğumun sokakta kiminle alakadar olduğunu biliyorum ama internette kimlerle alakadar olduğunu bilmiyoruz.”

“Dizilerin suç işleyişinde etkisi büyük”

Dizilerin insan üzerinde etkisi olduğu gibi suç işleyişinde de etkisi olduğunun altını çizen Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, ”Adalet Bakanlığı yapmış bir isimden duymuştum, uyuşturucuyla ilgili medyanın rolüne baktığımızda o dönemde Adalet Bakanı'nın anlattığı şuydu,yargıtayda iki ayrı daireden iki ayrı dosya geliyor ama dosyanın içeriği birebir aynı. Birbirinden habersiz iki ayrı şehirde iki tane genç kız çocuğu mahkemede kendi babalarını şikayette bulunuyor. Birinci derecede mahkemede sonra en son yargıtaya kadar geliyor.Yargıtayın iki ayrı dairesi aynı içerikli dosyaya bakıldığında sonuçta şu fark ediliyor.O kız çocuklarının televizyondan izlediği dizide kullanılan replikten hareketle o repliği doğrudan kendi babalarına suçlayıcı bir malzeme olarak kullanıyorlar ve babalarına bir problem yaşatmışlar. Dizi repliğinden etkilenerek aynı replik aynı konuşma daha sonra çocuklara sorulduğunda çocukların itiraf etmesiyle iki ayrı dosyanın nasıl gelişip fark edilerek davanın bozulmasıyla ilgili karar çıkıyor. Televizyon gazeteciliğinde belli bir duyarlılığın yayıldığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Mardin’de “Uyuşturucu ile Mücadelede Basının Rolü” sempozyumu düzenlendi

Mardin'de 'uyuşturucu ile mücadelede basının rolü' konulu sempozyum

Yorum Yaz