tatlidede

Yarım Kalan Bir Hayat: Zeynep Osman / KAMIŞLO -7

Yarım Kalan Bir Hayat: Zeynep Osman / KAMIŞLO -7

Zeynep Osman hikayesinin yazı serisinin yedinci bölümü...

Fark edilmiştik!

Yakalandık!

Tuhaf bir korku içindeydik. Karakola götürüldük. Tüm gücünü yitirmiş olan hasta annemin dudakları kurumuş, gözleri ıslanmıştı. Ağlıyordu ve araçtan inebilecek takati bile kalmamıştı. Ne annemin gözyaşlarına aldıran ve ne de araçtan inebilmesi için bir yardım eli uzatan yoktu. İçim burulmuştu.

Bu burukluğun verdiği öfkeyle askerlerden birine bağırmaya başladım. İşte bu feryadımın ardından yanımıza gelen askerin yardımıyla annemi araçtan indirdik. Karakolun bahçesinde bir gurup daha vardı ve anlaşılan o ki bizden önce yakayı ele vermişlerdi. Bahçedeki bekleyişimiz, yine güneşin altında başladı. Ömrümüz boyunca böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya kalmamıştık.

Ben ve abim, işkence gibi geçen bu saatlere direnebilirdik ama hasta annemizin böyle bir direnci yoktu. Durmadan ağlayan annemin bu zayıflığı bizleri de ağlatmıştı. Karakol görevlileri, isimlerimizi kaydetmekten öte bizimle hiç ilgilenmemişlerdi. Aç ve susuzduk. Dil bilmiyorduk ve sıkıntılarımızı ifade edemiyorduk.

Bu vaziyet, akşamın dokuzuna kadar devam etti. Akşamın dokuzunda bir araca bindirildik. Nereye götürüleceğimizi bilmeden çıkarıldığımız bu yolculukta içimiz içimizi kemirmeye başlamıştı. Ne olacağımızın, nelerle karşı karşıya kalacağımızın verdiği korkularla ağlamak istiyorduk ama açlık, susuzluk ve yorgunluğumuz, ağlayabilecek takati bile almıştı bizlerden. Kısa süren bir yolculuğun ardından Carablus Sınır Kapısı görünmüştü. İşte o an geri gönderileceğimizi anlamıştık. Yapacak bir şey yoktu.

Sınır kapısında aracımızdan indirildik. Karakolda kaydedilen isimlerimiz tek tek okundu. Her ismi okunanı Suriye tarafına geçirip “git” diyorlardı.

Zeynep Osman hikayesinin yazı serisinin devamı gelecek...

Editör: Aydın

Yorum Yaz