tatlidede

Kâğıt Ev - Carlos Maria Dominguez Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kâğıt Ev kimin eseri? Kâğıt Ev kitabının yazarı kimdir? Kâğıt Ev konusu ve anafikri nedir? Kâğıt Ev kitabı ne anlatıyor? Kâğıt Ev PDF indirme linki var mı? Kâğıt Ev kitabının yazarı Carlos Maria Dominguez kimdir? İşte Kâğıt Ev kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 06.10.2022 07:00
Kâğıt Ev - Carlos Maria Dominguez Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Carlos María Domínguez

Çevirmen: Seda Ersavcı

Orijinal Adı: La Casa de Papel

Yayın Evi: Jaguar Kitap

İSBN: 9786056501944

Sayfa Sayısı: 90

Kâğıt Ev Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bazı insanlar kitap okumaz, bazıları okur ve kimileriyse okumakla kalmayıp onlarla birlikte yaşar. Kâğıt Ev, işte bu kitap tutkunlarından Carlos Brauer'in ve onun -bir edebiyat profesörü olan- Bruma Lennon'la olan gizemli ilişkisinin, bu ilişkinin gün yüzüne çıkmasına neden olan bir Joseph Conrad cildinin, kitap ve okuma aşkıyla dolu yaşamların hikâyesi...

Arjantinli yazar Carlos Maria Dominguez'in, yayımlandığı her ülkede büyük ilgi uyandıran novellasını Seda Ersavcı İspanyolca aslından çevirdi. Peter Sis'in çizimleri ve Cem Ersavcı'nın kapak fotoğrafıyla, kalın ciltlerin arasında saklanacak bir mücevher...

(Tanıtım Bülteninden)

Kâğıt Ev Alıntıları - Sözleri

  • “İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.”
  • "Hala benim arkadaşım onlar. Kışın üzerimi örtüyor, yazın gölge yaratıyorlar. Beni rüzgarlardan koruyorlar. Kitaplar benim evim."
  • Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir.
  • "Kitaplar benim evim."
  • Inşa edilmiş kűtűphane yaratılan bir hayat demekdir.Yığılmış kitaplar toplumu değildir asla.
  • Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir. Kimileri Malezya Kaplanı’nı okuyup uzak diyarlardaki üniversitelerde edebiyat profesörü oldu. Siddhartha binlerce gencin Hinduizm’e merak salmasını sağladı, Hemingway onları sporcu yaptı, Dumas binlerce kadının hayatını alt üst ettiyse de, yemek kitapları sayesinde intihardan kurtulanların sayısı hiç de az değildi.
  • Bir gün, beklenmedik bir şekilde, anılarınızın düzenini yitiriyorsunuz. Hâlâ oradalar evet ama bulunamaz bir hal aldılar.
  • Çoğunlukla bir kitaptan kurtulmak ona sahip olmaktan daha zordur. Kitaplar, sanki asla geri dönemeyeceğimiz bir anın tanıkları gibi, bir ihtiyaç ve unutkanlık anlaşmasıyla tutunurlar insana.
  • Kitap, tıpkı bir limana sessizce yanaşan bir gemi gibi,[...]

Kâğıt Ev İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitaplar insanın kaderini değiştirir mi? Peki ya insanlar kitapların?: Ah doyumsuz okurluğum... Kitabın konusunu araştırmadan alıntılarına olan hayranlığımdan merak edip aldım. Ama hayır bir açlığı doyurmak için, sayfaları içercesine bir açgözlülükle okumadım. Önce aldım elime onu günlerce aradım çünkü sahafları dâhi dolaştım, bulmak için. Sevdim sayfalarını ürkek bir kuşu okşarcasına. Sonra o yeni kitap kokusunu içime çektim. Bunu yapmayan okur var mıdır? Diye düşündüm. Evet evet! Yine bir kitaba sahip olma hazzımı dorukta hissetmek için kaçıncı basım olduğunu, çevirmenini arka kapağını özenle inceledim. Sonra kendimi kitabın sayfalarında kaybetmek için başladım okumaya. Ama o da ne! Kitabımızın ana karakteri hikayesi anlatılan Brauer'den kalır yanım yokmuş meğer. Kitabı okurken kendinize soracağınız en önemli soru: okumayı mı, yoksa kitaplarımı daha çok seviyorum? Son sayfayı okuyup kapağı kapattığınızda yanıtı bulacağınızı umuyorum. Stefan Zweig'ın Sahaf Mendel'inin ardından böyle bir eser okumak benim için müthiş bir deneyim oldu. Kitap biriktirmek, okuduğunu rafa kaldırmadan onun bütün detaylarını ezberlemek ya da sadece sayfalarda kendini bulmak... Her okurun kendine has bir özelliği vardır; kimisi beğendiği cümleleri özenle isaretler, kimi kıyamaz küçücük bir nokta kondurmaya. Kimi okuyup hemen hazmetmek ister kimi ise günlerce üzerine düşünmek hatta benzer kaynaklar bulup tartışmak. Ben ise okuduğum kitaplari (özellıkle beni etkileyen ve çok sevdiklerimi) herkese anlatmak, hatta okumaları için uğraşırım. Hatta okuyup benim kadar etkilenmemelerine içten içe kızdığım da olur. Okuyamadığım günler, sevgilisine ihanet eden aşığın pişmanlığını yaşar bir an önce yeniden kavuşmak için can atarım. Veee kitapları karalayan, sayfalarını katlayan arkadaşlarım da benden küçük bir pay alır. :) Peki bu kitabı neden okumalısınız? Biz okurlar, en çok yakınımızda bizim gibi birkaç sayfaya sığdırılan koca hayatları merak etmeyen, okumayı değersizleştiren insanlardan huzursuz oluruz. Öyleyse kitap aşığı bu okurun hevesle biriktirdiği devasa kütüphaneye ne yaptığını öğrenmek için bu kitabı okumalısınız. Meraktan çıldırıp hemen edinin diye de birkaç alıntı bırakıyorum buraya. Okur kalın... gonderi/140329728 gonderi/140415298 gonderi/140415315 gonderi/140320187 (Kitap notlarım)

kitapları mı(?) okumayı mı(?) seviyoruz!...: ¶¶Herkes istediği temsili seçme hakkına sahiptir. Ve de kötü edebiyat yapma hakkına...¶¶ ¶¶Çoğunlukla bir kitaptan kurtulmak ona sahip olmaktan daha zordur.¶¶ ¶¶Kendimi bildim bileli birbiri ardına kitap satın alıp duruyorum. İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.¶¶ Okumadan evvel ki beklentimi tam olarak karşılayamasa da yine de herkesin okuyarak birçok açıdan kitaplarla olan ilişkisini gözden geçirmesi için ideal bir kitap diye düşünüyorum. Kitabın içeriğinde tam olarak ne anlatılıyor yani klişe olarak spoiler vermeyi tercih etmiyorum ki zira kısa, konuya odaklandığında birkaç saat içerisinde bitecebilecek bir kitap, benim birkaç gün de okuduğumu göz ardı edin... ;)) Bence anımsattığım anda herkesin aklına gelecektir; bizim filozof Atakan :))... Ne çok kitap okuduğu iddia edilmişti değil mi?! Felsefe'den, Bilim'den, Sanat'tan vs. birçok daldan kitaplar okumuş kendini halen okumamış farzedip; buna devam edecek olması aşırı derecede bir bibliyomani seviyesi değil midir?! Gerçi her şey de olduğu gibi Atakan'ın da bir kurgu ve oyunun bir parçası olarak gündeme geldiği de iddia edilenler arasında yer almıştı. https://youtu.be/oMX0NFjrEsQ Her ne ise canım zaten konumuz Atakan olmaktan daha doğrusu onun - bunlar hep Amerika' nın oyunları - klişesinden çok daha başka, bizlerin okumayı ne kadar sevdiğimizle alakalı.. Özellikle bu "1k" uygulaması bana ve eminim ki kaliteli okurlara (kendimi de kaliteli kıldım bak şimdi iyi mi?! :)) okuma sevgisini iki kat aşılamıştır. Uygulamaya başlamadan önce toplamda 20 30 kitap okumuşumdur. Kitaplığımda hepi topu 10 kitap vardı. Ama şimdi tam da bu kitap uygulamasıyla, bu kitaptaki kadar ütopik bir kütüphanem olmasa ve olmayacaksa da, okumanın, kitaplığımın şekillenmesinin çok faydasını görüyorum. Kitap Ev 'de bir kısım çok hoşuma gitti : "bir sayfayı anlamak için birkaç kitap okursunuz." Felsefeye merak saldığımda konuya hakim olmak adına kitap/kitap--34813 okumaya başladığımda Antik Yunanın siyasi anlayışına da hakim olmak için kitap/kitap--1955 ve kitap/kitap--325 kitabını da okumam gerektiğini anladım ve okudum. Bu çok başka bir haz... Bir kitabı bitirip bir başkasına başlama isteği, okurken ilgini çeken başka bir kitabı çapraz okuma ile okumalarında yer vermek vs. vs. Kitabın başında ki "kitaplar insanın kaderini değiştirir" cümlesi, yine kitabın sonunu da şekillendirmiştir. Kitap sevgisi, bir adamın her şeyi geride bırakıp kağıt bir evde ama gerçek bir tabir ile tuğlalarını o devasa kütüphanesindeki kitaplardan oluşturmasına neden oluyor. Düşünün ki banyosunda, mutfağında, evin koridorlarında itinayla muhafaza edilen kitaplar dolu... Banyodaki kitapların buhardan zarar görmemesi için yaz kış soğuk suyla duş alınıyor... Bu sevgi kendimizin de sevgisini sorgulatmaya sebep oluyor. Lakin sadece bir kitap için o evin duvarlarına balyozla vurup aramak, bu işte aklın yitirilmesinin en üzücü kısmı olsa gerek... gonderi/140348713 Okur kalın... (Ayfer)

Kâğıt Ev PDF indirme linki var mı?

Carlos Maria Dominguez - Kâğıt Ev kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kâğıt Ev PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Carlos Maria Dominguez Kimdir?

Carlos Maria Dominguez (d. 23 Nisan 1955'de Buenos Aires'te doğdu.) 1989'dan beri Montevideo'da yaşayan Arjantinli yazar ve gazeteci.

Kariyeri Arjantin'in Kriz Dergisinde başladı. Daha sonra Uruguaylı haftalık Brecha, Búsqueda'ya ve EL PAIS'in kültürel desteğine katılarak edebi eleştiri üzerine uzmanlaştı.

Dominguez romanlar, kısa öyküler, seyahat kronikleri, biyografiler ve oyunlar olmak üzere yaklaşık 20 kitap yazdı. Türkçe yayımlanan tek kitabı Jaguar Kitap'tan çıkan Kağıt Ev adlı kitaptır. Kağıt Ev adlı kitap Türkiye'de büyük ilgi gördü.

Carlos Maria Dominguez Kitapları - Eserleri

  • Kâğıt Ev
  • Waldemar Hansen’in Ani Ölümü

Carlos Maria Dominguez Alıntıları - Sözleri

  • Bir şeyde bir mutluluk buldular mı geri kalandan rahatsızlık duyarlar, onlara küçük, aptalca gelir. Ama hayat aptalcadır zaten, gürültüyle ve öyle tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Geçmişte olan hala var olmaya devam ediyor. Yaşam, anılardan ibarettir. Var olmayan, sadece vuku bulmamış olandır. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Çoğunlukla bir kitaptan kurtulmak ona sahip olmaktan daha zordur. Kitaplar, sanki asla geri dönemeyeceğimiz bir anın tanıkları gibi, bir ihtiyaç ve unutkanlık anlaşmasıyla tutunurlar insana. (Kâğıt Ev)
  • “İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.” (Kâğıt Ev)
  • Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir. Kimileri Malezya Kaplanı’nı okuyup uzak diyarlardaki üniversitelerde edebiyat profesörü oldu. Siddhartha binlerce gencin Hinduizm’e merak salmasını sağladı, Hemingway onları sporcu yaptı, Dumas binlerce kadının hayatını alt üst ettiyse de, yemek kitapları sayesinde intihardan kurtulanların sayısı hiç de az değildi. (Kâğıt Ev)
  • Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir. (Kâğıt Ev)
  • "Herkesin ailevi bir cehennemi var, ben de bir istisna sayılmam." (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • "Dünya bir deliler dağı. Neden zirvesine çıkmak istiyorsun ki?" (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Bir dostu, basit jestlerin karmaşıklığında tanırız. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Bir dostu, basit jestlerin karmaşıklığında tanırız. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • İçerideki ışık biraz azdı, bir lamba yakmasını söyleyecektim ki, onun o frenleyici bir tampon görevi gören ses tonu ve bej ceketiyle baş başa kalmayı tercih ettim. "Bilmiyorum bu konuda konuşmak ister misin ama... diye başladım, "sen” diye hitap etme kararı almıştım, "Waldemar'ı kafamın içinden bir türlü çıkarıp atamıyorum. Mesleki belgesinin elinden alınmış olması, balkondan atlamaya götürmüş olabilir mi onu acaba diye merak ediyorum.” "Ne belgesinden haberim var ne de iptalinden,” diye karşılık verdi aceleyle. "Yazık, çünkü tam da bunun için gelmiştim." "Wanda ya da Eva biliyordur belki. Bir daha çalışamayacaktı mı diyorsunuz yani?” "Noterlik belgesini almışlar elinden. Bunun onun için ne kadar önemli olduğunu bilmiyorum tabii. Nina dirseklerini masaya dayayıp parmaklarını kavuşturdu onları gözlerinin önünde öylece tuttuktan sonra ağır ağır indirdi. "Walli işi için saatlerce zaman ayırırdı; gün boyu, bazen geceleri ve pazarları da. Çok yalnızdı; çalışmak yalnız insanları meşgul eder. Sanırım Eva'dan sonra onu mutlu eden tek şeydi.” "Ama seninleydi...” "Bunun önemi yok, çünkü ben hem vardım hem yoktum,” dedi ve ellerini ayırdı. "Bir sene kadar birlikte yaşadık, ayrıldık, sonra barıştık. Ayrıldık. Tekrar barıştık. Onunla yaşamak kolay degil. "İnanması zor. " "Çok zor değil doğrusunu söylemek gerekirse. Walli kötü yanlarını değişik biçimlerde kamufle etmesini bilirdi. Elinde kitabıyla, plaklarını dinleyerek, bilgisayarının başında saatler geçirir, sonra da neden bana söylemeden gittin diye kınardı beni. En aptalca şeylerden rahatsız olur, ama bunları nadiren ifade ederdi. Gazete dağıtıcısı çocuğa cana yakın davrandığım için iki ay sonra azarlayabiliyordu beni mesela.” "Kıskançtı.” "Güvensizdi. Sanırım niye onunla olduğumu hiçbir zaman bilemedi ve düşündüğümde, sanırım ben de bilmiyorum. Onu sevmediğim için değil. Bana karşı oldukça cömertti. Ancak risk almaya cüret edebilecek biri değildi. Risklerden hiç hoşlanmazdı, dolayısıyla zevkleri etrafında inşa ettiği bu dünyada kendini korumaya çalışıyordu. Onu oradan çıkaracak kimsesi yoktu. Sanırım, basitçe ifade etmek gerekirse, yaşlıydı ve sadece kendisi için önem taşıyan şeylerle baş başa kalmak istiyordu. Ben onun kendi kendisine verdiği bir çeşit hediyeydim; hâlâ bir kadını eğlendirebildiğine bir kanıt belki de, tabii istediğinde ve bana katlanabildiğinde, elbiselerimi oraya buraya atmama, bulaşıkları kirli bırakmama ve karşısına geçip gülmeme. Onun ikramiyesi gibi bir şeydim ben, ama bazen beni kovduğu da olurdu.” Nina gözlerini indirdi ve yeniden koltuğuna yaslandı. Saçı daha da elektriklenmişti sanki ve kendini denetim altında tutacak güç onu terk ediyor gibiydi. "Mutlu zamanlarımız vardı, başka türlü olan zamanlarımız vardı,” diye ekledi. "Ama zannetmiyorum ki bunun için geldiniz buraya.” "Şu iptal olayını bildiğini düşünmüştüm.” "Bakın, her tarafa sıçrayan bir intihar bu. Sizin üzerinize ne geldi bilmem ama ben hâlâ temizlenmeye devam ediyorum. " Şimdi siz başka bir hikâyeyle geliyorsunuz, yarın bir bakarsınız ki bir sahtekârlığa bulaşmış meğerse. Walli içine kapanık biriydi ve sevimli görünmek için yeterli zekâya sahipti. Ancak sevimli insanların gizlediği o denli çok şey vardır ki hayretler içinde kalırsınız." "Mesela ben?" "Hayır, siz değil," diye gülümseyerek karşılık verdi. "Telefonda son olarak bir haçı konuşmuştuk. " "Rivera'dan getirmişti. Nereden bulup çıkardı onu bilmiyorum ama beni hasta etti. Ölümüm duvara asılı şekilde olacak diye övünüp dururdu. Bahsetmiş miydi size bundan? Sanırım artık gitme isteği vardı içinde ama bana söyleyecek kadar havaya girememişti bir türlü. Ben kalması için bir neden miydim? Olmadığım anlaşılıyor zaten. Onun için hiçbir zaman yeterince iyi olmadım. Yeterince aydın, yeterince sabırlı, katlanmasını bilen biri değildim, müziğin kökenleri ya da Avusturyalıların çürümüş kafası üzerine saatlerce spekülasyonlar yapabilecek yeteneğim yoktu benim. Ama biliyor musunuz, sanata bayılıyordu ve onun etrafında dönen yoğun mu yoğun bir dünyada yaşıyordu. Sonra da aynı yoğunluğu sanatın dışındaki saatlerden de talep ediyordu ve tabii doğal olarak bulamayınca da içinde hakir görme duyguları biriktirmekten başka bir şey gelmiyordu elinden. Reklamları, siyasetçileri, televizyonu, süpermarket kasiyerlerini, patronlarını, kendi ev sahiplerini. Onun gibi olan başka tipler de gördüm ben: Bir şeyde bir mutluluk buldular mı geri kalandan rahatsızlık duyarlar, onlara küçük, aptalca gelir. Ama hayat aptalcadır zaten, gürültüyle ve öyle tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur." (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Sadece solucanlar parçalara bölünebilir ve o şekilde yaşamaya devam edebilir;ancak insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür,geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • "Hala benim arkadaşım onlar. Kışın üzerimi örtüyor, yazın gölge yaratıyorlar. Beni rüzgarlardan koruyorlar. Kitaplar benim evim." (Kâğıt Ev)
  • Bir gün, beklenmedik bir şekilde, anılarınızın düzenini yitiriyorsunuz. Hâlâ oradalar evet ama bulunamaz bir hal aldılar. (Kâğıt Ev)
  • Inşa edilmiş kűtűphane yaratılan bir hayat demekdir.Yığılmış kitaplar toplumu değildir asla. (Kâğıt Ev)
  • Kitap, tıpkı bir limana sessizce yanaşan bir gemi gibi,[...] (Kâğıt Ev)
  • "Kitaplar benim evim." (Kâğıt Ev)
  • ... ancak insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür, geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Yaşamıyla ilgili çok az konuşan biriydi, beni de zaten iyi bir sohbet ilgilendiriyordu çünkü bunu yapabilecek birini bulmak hiç de kolay değildi. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)

Yorum Yaz