diorex
sampiyon

100 Yüz - Ara Güler Kitap özeti, konusu ve incelemesi

100 Yüz kimin eseri? 100 Yüz kitabının yazarı kimdir? 100 Yüz konusu ve anafikri nedir? 100 Yüz kitabı ne anlatıyor? 100 Yüz kitabının yazarı Ara Güler kimdir? İşte 100 Yüz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 08.03.2022 00:00
100 Yüz - Ara Güler Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ara Güler

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750815162

Sayfa Sayısı: 216

100 Yüz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Eğer ben bu insanların fotoğrafını çekmese idim, Türk Edebiyatı yüzsüz (100'süz) kalacaktı.

-Ara Güler, 15.11.2002-

100 Yüz Alıntıları - Sözleri

  • Bir şeyler yazmalıyım bir şeyler yazmalıyım yüzde yüz yalansız bir şeyler yazmalıyım hiçbir şeyi önceden düşünmeden cıgaramın dumanı yoktur yârin imanı bir şeyler yazmalıyım masamın üstünde gördüklerimi değil parmaklarımı değil bir şeyler yazmalıyım içimde bir şeyleri yakalayarak kova salıp içimdeki kuyuya su çekmeliyim
  • Rastgele çekilen fotoğraflar daha güzel çıkar. Tesadüfen tanışılan insanlarla daha mutlu oluruz. Plansız yapılan aktiviteler daha eğlencelidir. Kısacası her şeyin kendiliğinden olanı güzel…
  • Rastgele çekilen fotoğraflar daha güzel çıkar,tesadüfen tanışılan insanlarla daha mutlu oluruz, kıyıda köşede uyumak uykunun en keyiflisidir, plansız hadi denilerek yapılan aktiviteler daha eğlencelidir, her şeyin kendiliğinden olanı güzel.
  • Hiç kimse bilmeyecek ki ben nerelere gidiyorum. Çünkü çamurlu bir yolda gidiyorum.
  • Sevginin bir hali var ki sevileni sarar ve o sevilenin, onu saran kolları ve sevgisinin dışına çıkmasını istemez... ne var ki istemez amma kollarının ve sevgisinin bir hapishane olmasını da istemez, tuhaf ve tatlı şeydir bu sevgi. " Halikarnas Balıkçısı "
  • Gerçek olduğunuza inanmak ne güç Her yeriniz öyle güzel,öyle yalan Şimdi buradasınız ya da yoksunuz Yine de sizden bir şey bizimle kalan "Ümit Yaşar Oğuzcan"
  • Sevginin bir hali vardır ki sevileni sarar ve o sevilenin, onu saran kolları ve sevgisinin dışına çıkmasını istemez... ne var ki istemez amma kollarının ve sevgisinin bir hapishane olmasını da istemez, tuhaf ve tatlı bir şeydir bu sevgi.
  • “Rastgele çekilen fotoğraflar daha güzel çıkar, tesadüfen tanışılan insanlarla daha mutlu oluruz, kıyıda köşede uyuyakalmak uykunun en keyiflisidir, plansız hadi denilerek yapılan aktiviteler daha eğlencelidir. Her şeyin "kendiliğinden" olanı güzel.” | Ara Güler
  • “Rastgele çekilen fotoğraflar daha güzel çıkar, tesadüfen tanışılan insanlarla daha mutlu oluruz, kıyıda köşede uyuyakalmak uykunun en keyiflisidir, plansız hadi denilerek yapılan aktiviteler daha eğlencelidir. Her şeyin "kendiliğinden" olanı güzel.”
  • Hiç kimse bilmeyecek ki ben nerelere gidiyorum. Çünkü çamurlu bir yolda gidiyorum. ARA GÜLER.
  • “Rastgele çekilen fotoğraflar daha güzel çıkar, tesadüfen tanışılan insanlarla daha mutlu oluruz, kıyıda köşede uyuyakalmak uykunun en keyiflisidir, plansız hadi denilerek yapılan aktiviteler daha eğlencelidir. Her şeyin "kendiliğinden" olanı güzel.” | Ara Güler
  • Hırçınlıkları, hırsları, nadanlıkları, kıskançlıkları, kendini beğenmişlikleri, kaçışları, sevgiyi bilmez görünüşleri, kötülükler üretişleri, hep bu karmakarışık, bilinmezliklerle dolu çılgın dünyada ayakta durabilmenin zorluğundandır.
  • Resmini çektiği insanın, ne olduğu bilinemeyen ruhunu görmek!
  • "Eğer ben bu insanların fotoğrafını çekmese idim, Türk Edebiyatı yüzsüz (100süz) kalacaktı. Ara Güler

100 Yüz İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ara Güler ismi biz genç nesillerin hafızasına çok da iyi kazınmadı sanki. 2018 yılında 90 yaşında bir çınar iken kaybettik onu. • Özellikle İstanbul temalı o kadar çok fotoğrafın altında imzası var ki.. • Burada da onun edebiyat ve sanat çevresiyle ilişkili olan 100 güzel insanı fotoğrafladığı anlara tanık olacaksınız. • Nazım’dan Orhan Veli’ye, Sait Faik’ten Asaf’a o bilindik fotoğraflarını gördüğünüzde bunu da mı Ara Güler çekmiş diyeceğinizden eminim. • Yapı Kredi’nin ‘ciltsiz’ özel baskı serilerinden. Kuşe kağıda siyah beyaz yaptığı yerleştirmeler fazlasıyla etkileyici. (Adem Kara)

100 Yüz PDF indirme linki var mı?

Ara Güler - 100 Yüz kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de 100 Yüz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ara Güler Kimdir?

1928'de Beyoğlu, İstanbul'da doğdu. Çocukken sinemadan çok etkilendi. 1951 yılında Getronagan Ermeni Lisesi'nden mezun oldu. Lisedeyken film stüdyolarında sinemacılığın her dalında çalıştı. Muhsin Ertuğrul'un yanında tiyatro ve oyunculuk eğitimi almaya başladı. Amacı rejisör veya oyun yazarı olmaktı. 1950'de Yeni İstanbul gazetesinde gazeteciliğe başladı. Bu yıllarda Ermenice gazete ve edebiyat dergilerinde öyküleri yayınlandı. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne devam ediyordu. Ancak fotoğrafçı ve gazeteci olmaya karar verdi.

1961 yılına kadar Hayat dergisinde fotoğraf bölümü şefi olarak çalıştı. 1961'de İngiltere'de yayınlanan Photography Annual, onu dünyanın en iyi yedi fotoğrafçısından biri olarak tanımladı. Aynı yıl Amerikan Dergi Fotoğrafçıları Derneği'ne kabul edildi ve bu kuruluşun Türkiye'den tek üyesi oldu. Fotoğraf dünyasının çok önemli yayınlarında fotoğrafları kullanıldı, kendisinden bahsedildi. ABD'de, Almanya'da, Paris'te çeşitli sergiler açtı. Bu arada, Bertrand Russell, Winston Churchill, Arnold Toynbee, Picasso, Salvador Dali gibi birçok ünlünün fotoğrafını çekti, röportajlar yaptı.

1979'da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin foto muhabirliği dalındaki birincilik ödülünü aldı. 1980'de fotoğraflarının bir kısmı Karacan Yayıncılık tarafından kitap haline getirildi. 1986'da Hürriyet Vakfı'nca basılan, Prof. Abdullah Kuran'ın yazdığı Mimar Sinan kitabını fotoğrafladı. Bu kitap 1987de Institute of Turkish Studies tarafından İngilizce olarak yayınlandı.

1989'da Hil Yayınları Ara Güler'in Sinemacıları kitabını yayınladı. Yıllarca üstünde çalıştığı Mimar Sinan yapıtlarının fotoğrafları, 1992'de Fransa'da Edition Arthaud, ABD ve İngiltere'de Thomas and Hudson, Singapur'da Archipelago Press tarafından Turkish Style başlığıyla, Fransa'da ise Albin Michel yayınevi tarafından Demeures Ottomanes de Turquie adıyla yayınlandı. Dünya Şirketler Grubu 1994'te Eski İstanbul Anıları, 1995'te Yitirilmiş Renkler kitabını yayınladı. Ana Yayıncılık ise 1994'te Bir Devir Böyle Geçti, Kalanlara Selam Olsun ve 1995'te Yüzlerinde Yeryüzü adlı kitapları yayınladı.

Ara Güler'in fotoğraflarının büyük bir bölümü Fransa, ABD ve Almanya'da çeşitli müzelerde sergilenmekledir. Fotoğraflarında Leica makinasını kullanmıştır. Fotoğrafın sanat dalı olmadığını düşünmektedir.

18 Ağustos 2018 günü 90.doğum gününde İstanbul'da Ara Güler Müzesi açılmıştır.

Ara Güler 17 ekim 2018 günü saat 23.30'da yoğun bakımda bulunduğu Florance Nightingale hastanesinde vefat etmiştir.

Ara Güler Kitapları - Eserleri

  • Babil'den Sonra Yaşayacağız
  • Kumkapı Ermeni Balıkçıları - 1952
  • All The World in Their Faces
  • Bir Devir Böyle Geçti Kalanlara Selam Olsun
  • Aphrodisias Çığlığı
  • Al İşte İstanbul
  • Ara Güler Ressam Portreleri
  • Beyaz Güvercinli Adam
  • İstanbul'da Alınteri
  • I`m Listening to Istanbul 1950 - 2010
  • Bir Göz Bir Makina ve Gerçek
  • Sevgili Dostum Ara'ya
  • 100 Yüz
  • Fotocep 1 - Ara Güler
  • Yeryüzünde Yedi İz
  • İnsansız Anı Olmaz
  • İstanbul'u Dinliyorum
  • Ara'dan Yetmiş Yedi Yıl Geçti
  • Aynı Rüyanın İçinde
  • Sebastiao Salgado
  • İz Dergisi Sayı: 6
  • We Will Live After Babylon

Ara Güler Alıntıları - Sözleri

  • Fakat yapmasını çok iyi bilen ve seven şark muhafaza etmesini bilmez. | Beş Şehir, 157 | (Aynı Rüyanın İçinde)
  • Yaşam size verilmiş boş bir filmdir. Her karesini mükemmel bir şekilde doldurmaya çalışın. (Al İşte İstanbul)
  • “Rastgele çekilen fotoğraflar daha güzel çıkar, tesadüfen tanışılan insanlarla daha mutlu oluruz, kıyıda köşede uyuyakalmak uykunun en keyiflisidir, plansız hadi denilerek yapılan aktiviteler daha eğlencelidir. Her şeyin "kendiliğinden" olanı güzel.” | Ara Güler (100 Yüz)
  • Başkent Ankara'da, Başbakanlık binasının birinci katında, her iki taraftan girişi olan beyaz mermer taşlı uzun bir koridor vardır. Yerler bir uçtan bir uca uzayıp giden kırmızı halıyla döşelidir. Bu koridora açılan küçük bir kapıdan girilince uzun ve dar bir odaya varılır. Burası Bakanlar Kurulu odasıdır. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından bugüne kadar Türk milletine ait kararlar bu odadaki bu uzun masada alınmıştır. Her dönemde bu masanın çevresinde başbakanlar, bakanlar oturmuşlardır. Vatandaşların büyük çoğunluğu bu odayı hiç görmemiştir. Ama herkes bilir ki, bu uzun odayı hiç görmemiştir. Ama herkes bilir ki, bu uzun oda ve masa hiç kimsenin değil, Türk milletinindir. (Beyaz Güvercinli Adam)
  • Binlerce, milyonlarca insan binlerce, milyonlarca yoldan dünyanın dört yanına gider. Birbirine kavuşanlar, birbirinden ayrılanlar olur. Binlerce otobüs, milyonlarca yol yalnızca bu işe hizmet eder. Binlerce, milyonlarca insan aynı şeyi duyumsar, aynı şeyi ister. Birbirlerinin yanından geçer, konuşur, ayrılırlar... Her insanın pusulası, sanırsın onları birbirinden uzaklaştırmak için yaratılmıştır. Her an yanından geçen binlerce, milyonlarca mutluluktan habersizdir insan. Köpük içinde hapsolmuş sinekler gibi... (Babil'den Sonra Yaşayacağız)
  • ‘‘Memleket ne doğduğun, ne doyduğun yerdir, memleket; çocukluğunun geçtiği yerdir.’’ (Ara Güler Ressam Portreleri)

  • Rastgele çekildiğimiz fotoğraflar daha güzel çıkıyor, tıpkı tesadüfen tanıştığımız insanlar gibi... (Kumkapı Ermeni Balıkçıları - 1952)
  • İnsan beyni zaten durmuş durumda. İnsanlarda zevk diye bir şey yok, kültür yok. Dünyanın en aşa­ğılık insanları, en değerli yaratıklar gibi sunuluyor. İnsan sevgisi kaybedilmişse hiçbir şeyin önemi yoktur aslında. En mühim şey insan sevgisidir. Her­ şey buna bağlıdır. İnsan sevgisi oldukça fotoğraf da gelişecektir. Çünkü her şey, fotoğraf da, insan içindir. Sevgisiz insan, insansız da fotoğraf olmaz. (İnsansız Anı Olmaz)
  • İnsanlar gittikçe cahilleştiği için röportaja gerek kalmıyor. Çünkü insan merak etmiyor. Merak duygusu gittikçe köreliyor, cahilleşiyor insanlar. (İnsansız Anı Olmaz)
  • Denizcilerin memleketi, vatanları yoktur. Anamız, babamız, yatağımız, ne bileyim her şeyimiz denizdir. Onun beşiğinde açtık gözümüzü. Sefamız da cefamız da denizdendir. (Babil'den Sonra Yaşayacağız)
  • İnsanları birbirine kavuşturan, birbirinden ayıran otobüslerle tramvaylar kentin puslu karanlığında oradan oraya koşuşturuyordu. (Babil'den Sonra Yaşayacağız)
  • İyi fotoğrafçı dikiş makinesiyle de resim çeker. İyi bir makineyle iyi fotoğrafçı olunmuyor. Yani en iyi daktiloyu aldın diye büyük yazar olamazsın. (Fotocep 1 - Ara Güler)
  • Her gece Hamlet ölüyor dinine yandığımın kaç tane hamlet vardır ya! Sanat hakikaten yalandan doğar. (Fotocep 1 - Ara Güler)

  • (Eugène Atget) Paris'e bakıyor adam. Başka da bir şey bulamazsın. Bir de ağaçları var. Onları Museum of Modern Art'da sergide gördüm. İki bin tane ağaç görmek istiyorsan git o sergiye. Aynı ağaç; yandan, önden, sağdan, soldan... Oduncu olabilirsin kısa zamanda. (Sevgili Dostum Ara'ya)
  • Dünyamızı boyayan sihir tabiatın, kozmosun kendisidir, oraya ışığı serper güzel olur, o ışığı toplar götürür, karanlık yapar başka şey olur. Yani sihirli boya her zaman var olacaktır. (Fotocep 1 - Ara Güler)
  • Gerek fotoğraf makineleri, gerek edebiyat, gerek resim bütün dünyadaki sanatların esas vazifesi yaşadığı devri ressamlar resimle, fotoğrafçılar fotoğrafla, müzisyenler o zaman şarkılarıyla geçerler. Bir ileriki nesile sanatla geçiliyor. (Fotocep 1 - Ara Güler)
  • "... Anlamaz ki annem sosyete hanımı, ne iş yapıyor oğlan serseri midir diye. Adam olacağına serseri oldu anama soracak olursan." (I`m Listening to Istanbul 1950 - 2010)
  • ...başka mevsimlerde belki biz şair oluruz fakat sonbahar, kendisi şairdir. Hep Aynı Boşluk, 273 (Aynı Rüyanın İçinde)
  • Bugünün mahallesi artık eskiden olduğu gibi her uzvu birbirine bağlı yaşayan topluluk değildir; sadece belediye teşkilatının bir cüzü olarak mevcuttur. Zaten mahallenin yerini yavaş yavaş alt kattaki üsttekinden habersiz, ölümüne, dirimine kayıtsız, küçük bir Babil gibi, her penceresinden ayrı bir radyo merkezinin nağmesi taşan apartman aldı. (Aynı Rüyanın İçinde)
  • Üstüne eğildikleri Kur’an sayfalarının aydınlığını benimseyen ve ferdî çizgilerini böylece onda erittikleri yüzleri, bize artık bir insan yerine iyi tezhip edilmiş bir Fatiha gibi ilhamlı ve rahmanî görünen bu insanlar, eski medeniyetimizin belki en güzel ve en iyi taraflarıydı. (Aynı Rüyanın İçinde)

Yorum Yaz