Ağlama Kızım - İsmail Fatih Ceylan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ağlama Kızım kimin eseri? Ağlama Kızım kitabının yazarı kimdir? Ağlama Kızım konusu ve anafikri nedir? Ağlama Kızım kitabı ne anlatıyor? Ağlama Kızım PDF indirme linki var mı? Ağlama Kızım kitabının yazarı İsmail Fatih Ceylan kimdir? İşte Ağlama Kızım kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: İsmail Fatih Ceylan
Yayın Evi: Akış Yayınları
İSBN: 9789944302425
Sayfa Sayısı: 240
Ağlama Kızım Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Neslihan Hanım, iman hizmetinde yer alan. Nur sohbetleri ve hanım faaliyetlerinde bulunan gayretli bir kadındır. Kızı Beyzayı da öyle yetiştirmiştir. Kocası Sırn Bey, farklı yapıda olmasına rağmen tercihlerine saygı duyar. •Beyza, arkadaşlarıyla Yavuz Sultan Selim Camiinin bahçesinde sohbet ederken acı haberi alır: Annesi, bir ders sonrası Avcılardan dönerken kaza yapmıştır. Neslihan Hanımın ölümü Beyzayı ve babasını üzüntüye boğar.Beyza arkadaştan sayesinde kendini toparlamaya çalışırken, Sırn Bey büyük bir bunalımın içine sürüklenir. Şen şakrak, neşeli ve esprili biriyken, "insanlar niçin ölüyor, ölecekse niçin yaratılıyor, milyarlarca insan nasıl dirilecek?" sorularıyla bunalan biri olmuştur.Sırrı Beyî çok seven büyük bir camia, ona yardımcı olmak için uğraşır. Evini, işini ihmal eden Sırn Beyin yeniden toparlanması için çaba gösterir. Bir kaç ay sonra, onun yeniden evlenmesi gerektiğim söylerler. Neslihan Hanımı çok seven Sırn Bey, buna sert tepki gösterir ama yakın arkadaştan da o görüşte olunca kabullenir.Beyza bu gelişmelerden habersizdir. Sırn Bey evleneceği kadım "Songül Hanım, yeni annen olacak" diye tanıtınca şok olur, büyük bir tepki gösterir. Neslihan Hanım gibi dindar bir anneden sonra, Songül Hanım gibi açık bir kadına anne demesi mümkün değildir. Sırrı Bey, Beyzadan bu konuyu arkadaşlarıyla istişare etmesini, ablalarıyta konuşmasını, daha sonra kararını vermesini ister. Şayet Beyza razı olmazsa, evlenmeyecektir.Beyza için bundan sonra yeni bir dönem başlar. Songül Hanım kimdir, dindar bir çevre neden bu açık kadını babasına tavsiye etmiştir?Ağlama Kızım, bir solukta okuyacağınız, ibret ve ders dolu yönüyle herkese tavsiye edeceğiniz unutulmaz bir eser.
Ağlama Kızım Alıntıları - Sözleri
- Ateistlik gerçekten de bir hastalıktır. O dönemlerde tıpla, bilimle ilgilenen insanlarda böyle bir hastalık maalesef oluyordu. Oysa bizim eğitimini gördüğümüz konular, aslında Allah'ın varlığını gösteriyordu da haberimiz yoktu.
- Ancak kadınlar fıtrat olarak daha çok gayretlidirler.
- Kitaplardan, şiirlerden okuduğum İstanbul’u hayalliyordum yolculuk boyunca. İstanbul’a girdiğimizde küçük dilimi yutayazdım. Koca koca binalar, bir sürü araba, hele Boğaz Köprüsü, kocaman deniz, aklımı başımdan almıştı.
- Hz. Musa ümmetine, 'Benimle birlikte Allah için savaşır mısınız?..' dediğinde; 'Hayır ya Musa, ' demişlerdi. 'Sen git Rabbinle birlikte savaş, galip gelirseniz yanınıza geliriz.' Oysa peygamberimizin (s.a.v) ümmeti böyle dememişti. 'Biz Hz. Musa' nın ümmetinin dediklerini demeyeceğiz, ya Allah'ın Resûlü, ' demişlerdi. 'Biz seninle birlikte malımızı ve canımızı vermek için savaşacağız.'
- "Genç kızlar evleneceğizaman ilk başta zenginliğe, güzelliğe bakıyorlar. Aslında huyuna, karakterine de iyi bakmak gerekiyormuş." ismailfatihceylan venedikyayinevi
- "Sen ne zaman nefsini yeneceksin"
- "Ah annem," dedi. "Canım annem. Dünyadan habersiz, bütün dümayayı köyden ibaret sanan, öyle saf, öyle garip birisiydi annem."..
- Çok güzel bir genç kızla, erkek güzeli bir erkek evlenmişti.
- "Hasbelkader"
Ağlama Kızım İncelemesi - Şahsi Yorumlar
AĞLAMA KIZIM “Evrende ne varsa, insanda küçük bir numune vardır.” “Genç kızlar evleneceği zaman ilk başta zenginliğe, güzelliğe bakıyorlar. Aslında huyuna karakterine de iyi bakmak gerekiyormuş.” ✏ Beyza, Neslihan hanım ve Sırrı bey ile başlayan hikaye İlker bey, Sema hanım, İshak, İbrahim bey, Suna hanım, Songül, Sevda, Hasan, Nezahat, Albay Zeki bey, Ayten hanım, Sedat ve diğer karakterler ile farklı hayatların içerisinde beraber yol aldık. Acısıyla, tatlısıyla, hüznüyle, sevinciyle bütün duyguları beraber ben de onlarla yaşadım. Yazarımız öyle akıcı yazmış ki eserin nasıl bittiğini anlamıyorsunuz. Anlaşılır dilde ve içerisinde çok güzel mesajlar içeren, her okurun kendisine büyük dersler çıkarabilecek satırların içerisinde kayboluyorsunuz. Ayrıca yazarın okurları ile ilgisi de mükemmel derecede. Sanki yıllardır tanıştığınız bir dost sıcaklığında, emeğe değer veren güzel bir yürek. Okuyucu yorumlarını okuyup çok etkilendiğim için almıştım eserlerini. Hemen hemen hepsini edindim ve en yakın sürede onları da okuyacağım. Eserin sonunda da okuyucu yorumlarına yer vermesi ne güzel bir düşünceydi öyle. ✏ Eserde baş karakterler; Beyza, Neslihan hanım ve Sırrı bey ile başlayan hikâye, onların mutluluğu, huzuru mükemmeldi. Annesi Neslihan hanımın yaptığı aktiviteler, sohbet toplantıları da çok güzeldi. Konuşmalarda verilen dini bilgiler de insanın yüreğine su serper gibiydi. Bu toplantılar ile oluşan güzel dostlukları, yapılan iyilikleri takdir ettim doğrusu. Böyle yüreği güzel insanların çoğunlukta olmasını diliyorum. En azından yanlış yola sapmış olanları da iyi edip doğru yola çevirmeleri onlar için mücadele etmeleri beni mutlu etti. Aralarından olmayanlara bile iyilikleri dokunması ne güzeldi. ✏ Neslihan hanım, Sırrı bey ve İlker beyin 70’li yıllarda gençliğin nasıl olduğunu anlattıklarında, kısmen 12 Eylül ihtilalinden de bahsedilmiş. O dönemde öğrenci olmanın zorlukları, o günkü neslin neler düşündüğü anlatılmış. O dönemde bir arkadaşlarının inanışlarına kızarken yıllar sonra o kişinin tamamen değiştiğini görünce şaşırmamak elde değildi. Yıllar önceki düşüncelerimiz, yıllar sonra farklı boyutta olabiliyor sonuçta, insanı yaşadıkları ve çevresi değişmesine etken olabiliyor. Arkadaş çevresi çok önemli bu konuda, iyi arkadaşların varsa iyi, kötü bir arkadaş çevren varsa kötü olarak devam ediyorsun. Kitabın arka kapak yazısında okumama rağmen, Neslihan hanımın başına geleni öğrendiğimde yaaa deyiverdim. Anlayın işte esere ne kadar kaptırmışım kendimi. ✏ Sevda’ya da ayrı üzüldüm. Genç kızlarımız genellikle eş seçiminde karakterinden, kişiliğinden çok görünümüne ve maddi olanaklarına bakıyor. Onlar iyi olsun diye düşünüyor ama dış görünüşte, maddiyatta gelip geçici… kalıcı olan kişilikler… UNUTULMAMALI… Her şey ilk başta güzel iken sonradan yaşadıkları kötü olaylara üzüldüm. Ya arkasında destek olacak kimsesi olmasaydı, ölene kadar devam mı edecekti o yaşadığı acıları çekmeye… ✏ Gelelim Songül hanıma; onun yaşadıklarını okurken epeyce daldım romanın içerisine, gözümde canlandırdım her bir kareyi… Annesinin cahilliği, babasının yaptıkları, İstanbul’a ne umutlarla gelip de umduğunu bulamaması ve yaşadığı kötü anlar çok üzücüydü. İstanbul’da birde üvey anne Nezahat ile karşılaşması, onun tam bir üvey anne gibi davranıp kül kedisi muamelesi yapması da ayrı bir üzüntü oldu benim için. Albay Zeki bey ve eşinin Songül’e sahip çıkması beni duygulandırdı. Annesini görmek için köye gitmek istemesi ile annesinin son anlarında yaşadıklarını öğrendiğinde benim bile yüreğim burkuldu. Gözlerim doldu o sahneleri düşününce. Zeki beyin iyiliklerinin sonrasındaki mutluluğun da uzun sürmemesi ve çektiği eziyetlerin artması ile yaptığı evlilik ile huzuru ve mutluluğu yakaladım derken ardı sıra gelen olumsuzluklar benim yüreğimi parçaladı. Hele ki eşinin ona sunduğu teklifi hiçbir kadın yaşamak istemez… Bu yaşadıklarının ödülünü ileride alacağını bilemezdi tabi ki. İyi ki o evin kapısında bayılmış ve Allah onu iyi insanlar ile karşılaştırmış. Umarım öyle zor durumda olan kadınlarımızın karşısına da yüreği güzel insanlar çıkar. O güzel insanların da ona destek olarak iyi yerlere gelmesini sağlamış olması ve onun hayırlı bir insan ile yuva kurmasına vesile olmaları da muhteşemdi. Songül’ün, kötü bir üvey anne ile yaşadıkları tecrübe ile evlendiği kişinin kızının da öyle düşüneceğini sanarak onla konuşmak istemesi ve kendini net biçimde anlatması ile sonlarının iyi olması, birbirlerine kaynaşması ve hayatlarının sevgiyle devam etmesi çok güzel bir mutluluk oldu benim için de. Her üvey anne kötü olacak diye bir kural yok. ✏ Güzel ve sosyal mesajlar içeren bir eser okudum. Sizlere de tavsiyemdir. Yazarımızın bol okuyucuları olmasını diliyorum. #ismailfatihceylan #ağlamakızım #okudumbitti #yorum (Nursemin Doğan)
Eşe dosta tavsiye ederim :): Kitabın adı Ağlama Kızım ama insan ağlamamak için kendini zor tutuyor. Beyza, kitabın kahramanı ama onun annesinin ölümü çok üzücüydü. Ama sadece bu değil bir de Beyzanın üvey annesinin Songül Hanımın hikayesi var ki, yaşadıklarına rağmen nasıl bu kadar güçlü ve güzel kalabilmiş.., Songül Hanımın annesinin ölüm şekli en çok o bana dokundu açıkçası.. 'Allah'ım Ağlamayı Öğret' diye bir yazısı var oda gerçekten etkileyici ve güzel. Çok akıcı bir anlatımı var neredeyse bir solukta okunacak bir kitap. Herkese tavsiye ederim :) (Yakup§)
Ağlama Kızım PDF indirme linki var mı?
İsmail Fatih Ceylan - Ağlama Kızım kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ağlama Kızım PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı İsmail Fatih Ceylan Kimdir?
İsmail Fatih Ceylan 1962 yılında Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Üç Eylül İlkokulu, Tavşanlı Atatürk Lisesi Ortaokul kısmını ve Tavşanlı Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümünü okudu. Orta okul ve Lise yıllarında şiir, hikâye ve roman çalışmaları yapıyordu. ilk yazısı Yeni Asya Gazetesinde yayınlandı (1977). Tercüman, Yeni Devir gibi gazetelerde ilk çalışmaları neşredildi. 1992’den itibaren Görünüm başlığını taşıyan köşesiyle Milli Gazete’de köşe yazarlığı yaptı. Değişik gazete ve dergilerde yazıları yayınlanan yazar, kendi adından başka pek çok müstear ismiyle, Yeni Şafak, Cumhuriyet, Radikal, Sabah, Yeni Binyıl, Türkiye gazeteleriyle, Yörünge, Aktüel, Tempo, NTVMag, Nokta, Babıali Kültür, Moral Dünyası, Demokratik Rota gibi dergilerde yazılar yazdı; roman tefrika etti, dizi yazılar hazırladı.Röportajdan denemeye, hikâyeden romana, film senaryosundan belgesel danışmanlığına, araştırma incelemeden günlük köşe yazısına, yayınevi editörlüğünden dergi genel yayın koordinatörlüğüne kadar her alanda faaliyet gösteren yazar, halen Nesil Yayınları editörlüğünü sürdürmektedir.
İsmail Fatih Ceylan Kitapları - Eserleri
- Sabahsız Geceler
- Kapanmayan Yara
- Beyaz Zambak
- Zamansız Rüzgar
- Bir Buket Gül
- Ağlama Kızım
- Unutulmuş Günler
- Sevgili Çok Eş Yok
- Son Sabah
- Yapma Çiçekler
- Sımsıcak Sev Üşütme
- Evlenemeyen Kızlar Evlenmeyen Erkekler
- Bu Kafayla Düzelemeyiz
- Yalnızlık Veda Edememektir
- Bir Kızın Varsa
- Sevip Sevilmeyenler Kahvesi
- Elveda Mutluluklar
- Evlenmeden Boşananlar Evlenip de Boşanamayanlar
- Mevlana'dan Peygamber Öyküleri
- Kızlar Neden Evlenmek İster
- Suskunlar
- Tapınak Şövalyeleri
- Muhteşem Sarayın Ustası
- Romancının Romanı; Yavuz Bahadıroğlu Hayatı ve Eserleri
- Erkekler Evlenmeye Nasıl İkna Edilir?
- Bir Garip Adam
İsmail Fatih Ceylan Alıntıları - Sözleri
- Bu doyumsuzların oluşturduğu hayat, kurdukları yuva ve onlardan üreyen nesiller de doyumsuz oluyordu... (Yalnızlık Veda Edememektir)
- Hepsi de birbirinden beterdi insanların.. (Bir Buket Gül)
- Burçin dudaklarını utançla ısırarak, yaşlı gözleriyle sitem eder gibi baktı. "Söz veriyorum!.." "Kesinlikle reddetmek yok ama..." "Tamam!.." "Benimle... Benimle...Evlenir misin Burçin?.." Bunu söylerken elleriyle gözlerini kapatmıştı. "Evet!.." diye haykırdı Burçin. " Evet!.. Evet!.." (Beyaz Zambak)
- “ Çoşkuyu, sevgiyi ve insanlara olan güveni yitirmiş biriyim ben.” (Unutulmuş Günler)
- “... insanlık olarak hepimizin bir yanılgısı var, hissettiğimiz halde bu yanılgılardan vazgeçemiyoruz, sıyrılmak istemiyoruz daha doğrusu...” (Yalnızlık Veda Edememektir)
- Ben bütün insanlığı değerlendiririm, benim için önemli olan insanlardır, şu sınıf bu sınıf değil. (Sabahsız Geceler)
- "Sana bir şey diyeyim mi, içindeki sevgiyi ısıt!... Sımsıcak sev, kendini de beni de üşütme..." (Unutulmuş Günler)
- “Beni öyle güzel unuttun ki hatırlatmaya kıyamadım...” (Yalnızlık Veda Edememektir)
- Kimseye güvenememek ama başkasına ihtiyaç duymak ne kadar kötü!.. (Sabahsız Geceler)
- Her insan deli olmaya adaydır.. (Sımsıcak Sev Üşütme)
- Kimsenin yarası başkasında kanamaz. (Kapanmayan Yara)
- Sevgimiz özlemle yaşayacak bundan böyle. Özlem, içimizin kan ağlamasına, yüreğimizin yanmasına teselli olacak. Özlem, kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası. O, nefes alışı sevgimizin.O, tek güzel yönü bekleyişin izin. İnsanlık özlemle alımlı, yaşantımız özlemle güzel olacak. Özlem'in buruk bir tadı var, hele seni özlemenin. Bir kokusu var sana olan özlemim de ki bunu bütün çiçeklere değişmem. Bir ışığı, bir rengi var özlemenin, anlatılmaz. (Yapma Çiçekler)
- Mutluluğu uzaktan Seyir mi edeceğim Belki de gül yüzünü Görmeden öleceğim... ~~~~~~~~~~~~~~~ Bu benim kaderimmiş Gönlüm oldu sırdaşım Aradım bulamadım Ben hayat arkadaşı... ~~~~~~~~~~~~~~~ Çok sevdim suç sayıldı Hiç sevmedim kabahat Bir his diyor ki bana Çek git kendini arat Öl de kendini arat... *** (Beyaz Zambak)
- Hayat sürprizlere gebeydi. (Beyaz Zambak)
- Gamze ile Fikret son defa el sallayarak veda ettiler. Sonra sık selvi ağaçların arasından sızan güneş ışıkları altında yanyana yürüdüler. Onlar için başlayan yeni bir hayata doğru. (Bir Buket Gül)
- "Çöken karanlığı bahtına, sönen ufukları da hayatına benzetti. Hayatı karanlıklarla birlikte sönüyordu. Gözlerini kapadı. Ellerini mavi etekliğin ceplerine soktu. Ölümü cesaretle bekliyordu.." (Son Sabah)
- Ufkun hiçbir zaman renginde durmadığını, adı "zaman" olan selin önünde sürüklenirken anladım. (Yapma Çiçekler)
- Bir gül düşünüyorsan yaprakların üzerindeki su zerreciklerini de düşün. Neden ıslak de... yağmur mu yağmış... gül mü ağlamış diye sor... (Zamansız Rüzgar)
- - Hayat ne sence?... arzularınca, dilediğince yaşamak mı?... ne olduğunu bilmeden, sorumluluğumuzu bilmeden, ot gibi yaşayıp, ot gibi ölmek mi?... (Yalnızlık Veda Edememektir)
- "Ah annem," dedi. "Canım annem. Dünyadan habersiz, bütün dümayayı köyden ibaret sanan, öyle saf, öyle garip birisiydi annem.".. (Ağlama Kızım)