matesis
dedas

Agora’da Bir Delikanlı - Babacan Pesenkurdu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Agora’da Bir Delikanlı kimin eseri? Agora’da Bir Delikanlı kitabının yazarı kimdir? Agora’da Bir Delikanlı konusu ve anafikri nedir? Agora’da Bir Delikanlı kitabı ne anlatıyor? Agora’da Bir Delikanlı PDF indirme linki var mı? Agora’da Bir Delikanlı kitabının yazarı Babacan Pesenkurdu kimdir? İşte Agora’da Bir Delikanlı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 12.05.2022 04:00
Agora’da Bir Delikanlı - Babacan Pesenkurdu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Babacan Pesenkurdu

Yayın Evi: Destek Yayınları

İSBN: 9786053110675

Sayfa Sayısı: 368

Agora’da Bir Delikanlı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Saçlarımı koklarken ne mırıldanıyorsun öyle?” dedi kadın.

“Eskiler gülü koklarken, kelimeyi şahadet getirirlermiş” dedi adam.

Başrollerde...

Bir kadın, iki erkek...

Ve aşk.

Siz kaderinizi yaşadığınızı zannederken, hayatınızın yarısının birinin kontrolü altında olduğunu düşünün.

İpler başkasının elinde...

Ve kukla da, sizsiniz!

Ekmek aldığınız bakkalın, aslında bakkal olmadığını...

Hamile eşinizi teslim ettiğiniz doktorun, sandığınız doktor olmadığını...

Çocuğunuzun öğretmeninin, gerçekte o olmadığını...

Ve belki de en önemlisi, “kardeşim” dediğiniz dostunuzun, aslında kim olduğunu hiç bilmediğinizi düşünün...

Ürktünüz mü?

Ensenizde bilinmeyen soğuk bir nefes mi hissettiniz?

Peki, size bir soru:

“Aşk sizce her şeyin üstesinden gelir mi?”

Cevabı verirken, lütfen bu sözümü unutmayın:

“İnsanın canını en çok ‘canım’ dedikleri yakar.”

Agora’da Bir Delikanlı Alıntıları - Sözleri

  • Bırak istediği kadar çıkmaz olsun sokaklar Duvardan atlamayı da bilir çıkmak isteyen İnsanlar.
  • Bırak istedigi kadar çıkmaz olsun sokaklar... Duvardan atlamayı da bilir çıkmak isteyen insanlar
  • Ne yaşarsanız yaşayın, birine en son davranışınız, onda bıraktığınız tek fotoğraftır..
  • "Acısı büyük olanın, gülüşü de güzel olurmuş."
  • İyi ki üzmüş iyi ki yaralamış dediklerim var. Şimdi daha çok biliyorum beni sevenlerin kıymetini.
  • "Saçlarımı koklarken ne mırıldanıyorsun öyle" dedi kadın. "Eskiler gülü koklarken, kelimeyi şahadet getirirlermiş" dedi adam.
  • Ne yaşarsanız yaşayın, birine en son davranışınız, onda bıraktığınız tek fotoğraftır.
  • Affettim mi onu? Affettim elbet. Ama hakkımı helal eder miyim ? İşte onu bilmiyorum. Canımı çok acıttı. Üstelik acıyor hala!
  • "Bırak istediği kadar çıkmaz olsun sokaklar... Duvardan atlamayı da bilir çıkmak isteyen insanlar!"
  • Ne yaşarsanız yaşayın, birine en son bakışınız, onda bıraktığınız tek fotoğraftır.
  • "İmtihan, sadece ilim ile cehalet arasında değildir. İmtihan, bazen de, can ile canan arasındadır. Sınanırsın, haberin olmaz."
  • Ne Der Bir Şehit? Sen bilir misin beni? Nasıl can verdiğimi? Bir daha şehit olmak için, nasıl dirildiğimi? Sen bilir misin beni? Ardımda bıraktığım kadınımı, çocuğumu... Ciğeri dağlanmış annemin feryadını duyar mısınız? Kendi göğüsünü yumruklamasını hissedebilir misiniz? Ya karımın, kadınımın... Bazen özene bezene ördüğüm saçlarını nasıl böyle çaresizlikle yolduğunu anlayabilir misiniz? Kadınımın, kalbinin acısını tarif edebilir misiniz? Peki yavrumun... Canımdan can verdiğim kokusuna doyamadığım kuzumu nasıl da bırakıp gittiğimi bilir misiniz? Sen bilir misin beni? Sevdiklerinin bir gün, bunları yaşayabileceğini bile bile, gülümsemek yine de ne kadar büyük küfürdür kalleşe, bilir misin? Bilir misin canım kardeşim bir daha gelsem dünyaya, bu vatan için daha kaç kez şahadet getiririm bilir misin? Unutma canım kardeşim... Tek bir cümle duyarsın bizin gibi adamların: "Vatan sağ olsun."
  • Bir insanın hayatındaki her şeyi kaybetmesi için ne olabilirdi?
  • "Zaman dediğimiz mevzu belki de bu dünyanın en büyük sırrıdır."
  • Ölüyorum anne... Bir daha doğurma beni.

Agora’da Bir Delikanlı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Başrollerde... Bir kadın, iki erkek... Ve aşk. Bir erkek aşk için ne mi yapabilir? Cennetten kovulur mesela! Kitabın ilk sayfasında yer alan yukarıdaki cümleler merakımı uyandırmayı başardı. Hele olay örgüsünün İzmir'in eski semtlerinden Agora'da geçmesi bildiğimiz, tanıdığımız eski bir dostta rastlamak gibi; bir kahve, bir çay eşliğinde, muhabbet ediyorcasına beni içine çekti... Eser ne kadar polisiye olarak görülse de ana teması aşk ve dostluk üzerine... Şiirlerle süslü, derin tasavvufi sözlerle düşündürücü, Agora'nın güzel insanlarının duyguları ve birbirlerini kabul edişleri ile ilgili unuttuğumuz bir çok değeri tekrar hatırlamama sebep oldu... Günümüz insanın özellikle büyük şehirler de hayat telaşına yenik düşmüş durumda. Agora'da ise bir avuç mahalle sakinin birbirine olan bağlılıklarını okurken, Komiser Kemal ve beraber büyüdüğü, kardeşim dediği Hasan'ın hayatlarının farklı yönlere doğru ilerleyişi ile beraber aralarına giren ayrılık, Komiser Kemal'i derinden etkilese de mesleğinde ilerlemeye; soruşturmalarına devam ederken "Kral" adlı dosyanın önüne gelişi ile hayatının farklı bir eksene doğru ilerleyeceğini acaba hesaba katmış mıydı? Komiser Kemal, yıllar önce birlikte görev yaptığı can dostu Hacı ise zor durumdadır. Terörün yoğun olduğu bölgede tam bir çöküş yaşarken, Komiser Kemal onun tekrar hayata tutunması için elini uzatır ve manevi birliklerin yer aldığı Adıyaman'da kalmasına sebep olur... Hacı, İzmir'e geldiğinde içine düştüğü durumu anlamaya çalışarak, araştırmaya başlayınca şüphelerinin içini bir kurt gibi kemirmesine engel olamayıp, can dostu için neler yapabileceğinin hesabını yapmaya başlar. Yapılan bir operasyon ve kayıplar onun merakını iyice kamçılarken, tutarsızlıklar ise "Kral Operasyonun'da" yaşananları tekrar tekrar gözden geçirmesine ve hiç tanımadığı fakat güveneceği insanların etrafında olması, onun araştırmalarına ışık tutabilecek mi diye merak edip dikkatle ilerlemeye çalışmasına sebep oluyor... Yazarın dili sade ve akıcı. Karakterler yerine güzel oturmuş hiç yadırgamadım. Özellikle şiirlerin ve içsel sorgulamaların yer aldığı sayfalar esere farklı bir gizem katmış. Manevi bilgileri ile girdiği her ortamda dikkat çeken Hacı kitapta en çok beğendiğim karakter oldu... Yazarın polisiye bir eseri şiirlerle süslemesi bana hem değişik, hem de ilginç geldi. Tarz olarak farklı ve güzel olmuş... Şiir ve polisiye seven okurlara tavsiye ederim... Keyifli okumalar... (Nurhan Işkın)

Uzun zamandır hem kurgusunu beğendiğim hem de kendime yakın hissettiğim bir kitap.. Yaşadığımız cağın usandığımız halleri mevcut çoğu sayfada, hırs, hilekârlık ve kibir.. Ve yaşadığımız cağda nadir bulunan güzellikler de mevcut, kardeşlik, dostluk, fedakarlık, sevgi , muhabbet.. Kemal baş komiser işinde başarılı hedefine odaklanan dostluğu ve kardeşliği sadece aynı karından doğmuş insanlar ile kısıtlamayan biri.. ( Gerçi bu zaman da bırakın dostu insan kendi kardeşine bile neler yapıyor.. Düşman gibi kusurunu arıyor, yayıncı gibi insanlara ifşa etmeye çalışıyor. Yazık.. Böyle insanların bir yere toplanıp gerçek kardeşliği öğrenmeleri gerek, kalleşliği kişiliklerinden def etmek için.) Baş komiser Kemal'a gizli bir görev veriliyor. Oluşturduğu ekip ile uyuşturucu baronu "Kral" denen herifi yakalamak. Tabi iş basit görünse de, işin içine geçmiş, aşk adı verilmiş ama hırs zehirlenmesi yaşayan duygular, ihanetler, güvensizlikler de girince ortalık karışıyor. Tanıdığınız insanlar yabancı haline geliyor. Güvendiğiniz insanlara kuşku ile bakıyorsunuz.. Değişen ne ? Değişen birşey yok aslında, tek sorun geçmişi kendine kukla ederek başkalarını suçlamak. Vicdanının üzerindeki ağırlıktan kurtulmak. En yakınım dediğini yaralamak, sonra da ona canım dediğini emanet etmek.. Ne kadar karışık değil mi ? Siz intikam almak için hırsınız ile yoğurduğunuz duyguların sonucunda canım dediklerinizi suçlu gördüğünüz kişiye emanet eder misiniz? Nefsini susturan, vicdanını dinleyen, hırsına değilde hatalarına kulak veren eder.. Sanırım bu kitapta en çok hoşuma giden cümle şu : "Gerçek dört dostun olmalı, tabutunu omzunda taşıyacak." Dünyadan giderken bile diğer insanlara yük olmak istemiyor insan. Dostluk sıfatına yakışacak insanlar çok özeller, kitap o kadar güzel anlatmış ki, sıcak bir muhabbet içindeymişsiniz gibi başladı ve bitti. Ne aksiyon eksik oldu, ne entrika, ne sevinç, ne hüzün , ne sıcak simit kokusu , ne buharı tüten çay.. (Dem)

Kitabı gerçekten çok beğendim. Hissettiklerimi kelimelerle ifade edemiyorum. Bu kitabı okurken bazı yerlerde öyle çok ağlayasım geldi ki sanki bir film izliyormuşcasına. Belki daha fazla... (Nursude kutsal)

Agora’da Bir Delikanlı PDF indirme linki var mı?

Babacan Pesenkurdu - Agora’da Bir Delikanlı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Agora’da Bir Delikanlı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Babacan Pesenkurdu Kimdir?

Babacan Pesenkurdu Kitapları - Eserleri

  • Ayık Ol Sebastian
  • Agora’da Bir Delikanlı
  • Nokta
  • Aşeka
  • Aşk Fasikülü

Babacan Pesenkurdu Alıntıları - Sözleri

  • Bir insanın hayatındaki her şeyi kaybetmesi için ne olabilirdi? (Agora’da Bir Delikanlı)
  • "Kendinden geçip, yare varmaktır aşk…" (Aşeka)
  • Liseli âşıklar gibiydik... Saçma sapan şeyler yapıyorduk. Gerçi suçu liselilere atmamak gerekir. Aşk böyle. (Nokta)
  • "Aşk, insanlar karşısında masumdu, en azından -di'li geçmiş zamanlarda." (Aşeka)
  • Ne Der Bir Şehit? Sen bilir misin beni? Nasıl can verdiğimi? Bir daha şehit olmak için, nasıl dirildiğimi? Sen bilir misin beni? Ardımda bıraktığım kadınımı, çocuğumu... Ciğeri dağlanmış annemin feryadını duyar mısınız? Kendi göğüsünü yumruklamasını hissedebilir misiniz? Ya karımın, kadınımın... Bazen özene bezene ördüğüm saçlarını nasıl böyle çaresizlikle yolduğunu anlayabilir misiniz? Kadınımın, kalbinin acısını tarif edebilir misiniz? Peki yavrumun... Canımdan can verdiğim kokusuna doyamadığım kuzumu nasıl da bırakıp gittiğimi bilir misiniz? Sen bilir misin beni? Sevdiklerinin bir gün, bunları yaşayabileceğini bile bile, gülümsemek yine de ne kadar büyük küfürdür kalleşe, bilir misin? Bilir misin canım kardeşim bir daha gelsem dünyaya, bu vatan için daha kaç kez şahadet getiririm bilir misin? Unutma canım kardeşim... Tek bir cümle duyarsın bizin gibi adamların: "Vatan sağ olsun." (Agora’da Bir Delikanlı)
  • "Acılarımızı kabullenmeli, değistirebildiğimiz her şeyi değiştirmeliyiz.Ve elimizde kalan her şeye, gülümseyebilmeliyiz. Çünkü değişim,seninle başlar." (Nokta)
  • "Acısı büyük olanın, gülüşü de güzel olurmuş." (Agora’da Bir Delikanlı)
  • Öyle incedir ki aşk.... Mahşer yeri de odur, cennet bahçesi de.... (Aşeka)
  • "Biz bir yere girerken, ilkönce, oradan nasıl çıkacağımızı planlarız. Çakal sürüsü, kurdu tuzağa düşürdüğünde, kurt neyi düşünürmüş biliyor musun?" "Neyi düşünürmüş Conta?" "Tuzaktan nasıl kurtulacağını değil, intikamını nasıl alacağını düşünürmüş..." (Nokta)
  • Bir erkek aşık olunca ne mi yapabilir? Cennetten vazgeçebilir mesela.. (Ayık Ol Sebastian)
  • "Gece kadar beyazdır aslında sessizlik... Gece kadar hain... Gece kadar kalleş... Yaşasan olmaz, ölsen olmaz..." (Aşeka)
  • "Artık üşümüyor, acıkmıyor ve acıtılmıyoruz." Evet , şimdi yokuz. Ama bu dünyada, bizde vardık! (Nokta)
  • "Saçlarımı koklarken ne mırıldanıyorsun öyle" dedi kadın. "Eskiler gülü koklarken, kelimeyi şahadet getirirlermiş" dedi adam. (Agora’da Bir Delikanlı)
  • '' Düşündüm de anne, beni en güzel sen sevdin.'' (Ayık Ol Sebastian)
  • "vade dostlar, vade dolduğu vakit bir fanide, hiçbir çare etmez bir faide." (Aşeka)
  • Unutmamız gereken şey belki de, sadece şudur : Kimi dişliler daha güçsüzdür ve onları daha erken kırarlar... Hepsi bu. (Nokta)
  • Bırak istediği kadar çıkmaz olsun sokaklar Duvardan atlamayı da bilir çıkmak isteyen İnsanlar. (Agora’da Bir Delikanlı)
  • "Acılarımızı kabullenmeli değiştirebildiğimiz her şeyi değiştirmeliyiz. Ve elimizde kalan her şeye, gülümseyebilmeliyiz. Çünkü değişim, seninle başlar." (Nokta)
  • "…Ahmet Altan bir yazısında, 'Yar' diyordu, 'uçurum demek Türkçede. Sevdiğini uçurum olarak görebilmek ve ne olacağını bile bile ona düşmek, belki de yok olacağını bile bile ona düşmek..." (Aşeka)
  • "İmtihan, sadece ilim ile cehalet arasında değildir. İmtihan, bazen de, can ile canan arasındadır. Sınanırsın, haberin olmaz." (Agora’da Bir Delikanlı)

Yorum Yaz